Restorasyon Forum

Türkiye Ve Dünya’dan Doğal, Kültürel Miras Alanları => Türkiye'den örnekler => Konya => Konuyu başlatan: iBRaHiM - 09 Nisan 2009, 15:51:59

Başlık: Konya Külliyeleri
Gönderen: iBRaHiM - 09 Nisan 2009, 15:51:59
Sahip Ata Külliyesi (Meram)

(http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/02/02/00113568.jpg)Konya Meram ilçesinde, Larende Caddesi’nde bulunan Sahip Ata Külliyesi’ni, kitabesinden öğrenildiğine göre Anadolu Selçuklularının Veziri Sahip Ata Fahreddin Ali yaptırmıştır. Cami, türbe, hankâh ve hamamdan meydana gelen külliyenin yapımına 1259 yılında başlanmış, 1279–1280 yıllarında tamamlanmıştır. Yapı topluluğunun cami, türbe ve hankâhının mimarı Abdullah bin Kölük’tür.

Cami:
Sahip Ata Külliyesi ile ilgili araştırmasında Haluk Karamağaralı, caminin ilk yapımında, bugünkü çift minareli ön yüze kadar uzandığını ve caminin ağaç direkli ahşap bir yapı olduğunu belirtmiştir. Caminin ilk yapımından yalnızca çini mozaiklerle bezeli mihrabı günümüze gelebilmiştir. Bu cami, Anadolu Selçuklularının günümüze gelebilen en eski ağaç direkli camilerinden birisidir. Bu yapının taç kapısı Selçuklu ağaç işçiliğinin en görkemli örneklerinden birisidir. Taç kapının yanlarındaki derin niş halindeki sebilleri de bu konudaki en eski örneklerdendir. Buradaki sebilin köşe dolgularının birisi içerisinde yapının mimarı Kölük bin Abdullah’ın ismi yazılıdır. Taç kapının ortadaki giriş bölümü bir yazı frizi ve geçmeli mermer mozaiklerle çevrili bir bordürle kuşatılmıştır. Bu bordürün içerisinde yine silmelerin oluşturduğu bir sivri kemer bulunmaktadır. Bu kemer zengin görünümlü 14 mukarnas dizisi ile doldurulmuştur. Bunun altında da caminin sivri kemerli giriş kapısı yer almaktadır. Buradaki bordürler birbirlerine simetriktir. Birbirlerinin içerisinden geçen kalın halat motifleri, köşeli girift bezemeler kapının yanındaki sivri kemerli pencereyi de çevrelemektedir. Bu pencerelerin üzerindeki, yüzeyler renkli sırlı tuğlalardan oluşturulmuş baklava desenli bezeme ile kaplıdır.

Girişin sağında şerefeden sonrası yıkılmış olan minare bulunmaktadır. Minarenin dilimli gövdesi lacivert ve turkuvaz renkte sırlı tuğlalarla kaplanmıştır. Giriş kapısının solundaki ikinci minare ise günümüze gelememiştir. Bu yapı çifte minareli taç kapı örneklerinin Anadolu’daki en eski yapısıdır.

Giriş kapısının arkasında bir avlu içerisinde camiye yer verilmiştir. Bugünkü cami sonradan yapılmış olup, kare planlı 12 ahşap direkle taşınan bir mekân olup, üzeri çatı ile örtülüdür. İbadet mekânı mihrap duvarına dik beş sahından meydana gelmiştir. Girişin sağ ve solunda döşemeden biraz daha yüksek iki maksure bulunmaktadır. İbadet mekânının da taç kapıya doğru uzandığı sanılmaktadır. İlk yapıdan yalnızca lacivert, mor ve turkuvaz renkli mozaik kakma tekniğinde yapılmış, girişin eksenindeki çinili mihrap kalmıştır. Bu mihraptaki bezemeler, yıldızlar, geçmeler, rumiler ve kıvrık dallardan oluşmuştur. Caminin giriş kapısı eski külliyeden alınmış kündekâri tekniğindeki kaplılardır.

Türbe:
Caminin mihrap duvarının sol köşesindeki bir kapıdan içerisine girilen koridorun sağında türbe yer almaktadır. Türbe aynı zamanda caminin mihrap duvarına da bitişik olup, büyük bir kemerle bu koridora açılmaktadır. Türbenin üzeri Türk üçgenleri ile desteklenmiş bir kubbe ile örtülüdür. Türbenin kubbesi bitkisel ve geometrik mozaik çinilerle zengin bir görünümdedir. Türbenin altında mumyalık kısmı bulunmaktadır. Kesme taştan yapılmıştır.

Hankâh:
Selçuklu Beylikler döneminde gezginlerin ve yoksul dervişlerin misafir edildikleri yer olan hankâha Sahip Ata Külliyesi’nde de yer verilmiştir. Hankâhın girişi normal ölçülerde bir kapıdır. Arkasında koridor şeklinde bir geçit ve kapalı avlu durumunda divanhaneye geçilir. Bu bölüm külliyenin en yüksek ve en kütlevi yapısıdır. Orta mekânı örten aydınlık fenerli bu kubbe pandantifli olup, Selçuklu eserleri arasında az görülen bir yüksekliğe sahiptir. İçerisinde bir de mihrabın olduğu güney sofasının iki yanında da birer derviş hücresine yer verilmiştir.

Hamam:
Külliyenin dikdörtgen planlı hamamı çifte hamam plan şeklindedir. Kadınlar ve erkekler bölümü olmak üzere, birbirine simetrik iki bölümden meydana gelmiştir. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık kısımlarından oluşmaktadır.


Karabaş Veli Külliyesi (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesinde, güneydeki bir tepe üzerinde bulunan Karabaş Veli Külliyesi, cami, tekke, imaret ve türbeden meydana gelmiştir. Külliyenin yapımı ile ilgili bilgiler yeterli değildir. Kitabesi günümüze gelememiştir. Bazı kaynaklarda XV.yüzyılın ortalarında Pir Ahmet Bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır.

Külliye moloz taş duvarlı olup, bir avlu içerisindedir. Bu avlunun güneyinde cami, kuzeyinde imaret bulunmaktadır. Cami dikdörtgen planlı olup, moloz taştan yapılmış, içerisi iki sıra halinde üçer yığma sütunun taşıdığı toprak bir damla örtülmüştür. Yanında kesme taştan, şerefe altı mukarnaslı minaresi bulunmaktadır.

İmareti moloz taştan yapılmış olup, eyvan ve hücrelerinin üzerini örten kubbe tonozludur. Merkezi kubbesinin altında 12 köşeli şadırvanı bulunmaktadır. İmaret ile cami arasında üç küçük kubbeli bir revak vardır ve bu revak cami ile imareti birbirine bağlamaktadır.

Avlunun bir köşesinde Şeyh Alâeddin Esveddin’in kesme taştan yapılmış sekiz köşe planlı ve sivri kemerlerin taşıdığı kubbeli türbesi bulunmaktadır.
 
Lala Mustafa Paşa Külliyesi (Ilgın)

(http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/02/02/00113737.jpg)Konya Ilgın ilçesi, çarşı içerisinde bulunan Lala Mustafa Paşa Külliyesi, cami, sıbyan mektebi, imaret, tabhane, han, arasta, fırın ve sebilden meydana gelmiştir. Caminin kitabesinden 1576 yılında yapıldığı öğrenilmektedir. Ayrıca külliye ile ilgili bir de vakfiye düzenlenmiştir.

Cami:
Külliyenin ana noktasını oluşturan cami kesme taştan yapılmış, 16.00x17.30 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri pandantifli kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Bu kubbe ayrıca ikişer tane payanda kemeri ile de desteklenmiştir. Caminin ana duvarları iki sıra pencereler üzerindeki yatay silmelerle ikiye bölünmüştür. İç mekân mihrap yönü dışında üç yöne doğru sivri kemerlerle genişletilmiştir. Caminin içerisinde 1.35 m. derinliğinde kemerlerin üzerine mahfiller yerleştirilmiştir. Bunlardan kuzeydeki mahfil taş konsolların yardımıyla öne doğru çıkarılmıştır. İbadet mekânı kuzey ve diğer iki yönde dört sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Güney ve kuzey yönlerinde ise dikdörtgen pencereler bulunmaktadır.

Caminin önündeki son cemaat yeri ikisi baklavalı, ikisi mukarnaslı dört sütunun taşıdığı beş bölüme ayrılmıştır. Bunların üzeri kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yerinden iki renkli taşla örülmüş yuvarlak kemerli bir kapıdan ibadet mekânına geçilmektedir. Bu kapı üzerinde iki satırlık yapım kitabesi bulunmaktadır. Kitabe siyah zemin üzerine rumi ve bitkisel bezeli kompozisyonlar içerisindedir. Giriş kapısının iki yanına birer niş yerleştirilmiştir. Bunların yanında sivri kemerli dikdörtgen ve alınlıkları olan birer pencere ile birer kapı yerleştirilmiştir. Bu kapıların birinden sağdaki minareye, diğerinden de üst kattaki mahfile çıkılmaktadır. Köşede yer alan minare beden duvarlarının üzerine oturtulmuştur. Pabuç kısmı üzerinde on altıgen gövdeli minarenin ortasında bir de bezemeli kuşak bulunmaktadır. Tek şerefenin altı mukarnaslıdır.

Caminin mihrabı iki yanında yivli sütunçelerle sınırlandırılmıştır. Mihrap, mukarnaslı olup, beş kenarlı bir niş halindedir. Bu nişin köşeleri zikzaklarla hareketlendirilmiştir. Mihrap yüzeylerinin her birine birer rozet işlenmiştir. Bunların altında da bitkisel süsleme nişine yer verilmiştir. Ahşap minber korkulukları, ajurlu geometrik kompozisyonları ile dikkati çekmektedir. Minberin kuzeybatı köşesine de ahşap bir müezzin mahfili yerleştirilmiştir.

Şadırvan:
Caminin avlusunda yakın tarihlerde yenilenmiş şadırvan bulunmaktadır. Orijinal şadırvanın sekizgen planlı olduğu ve üzerinin kurşun külahla kaplı olduğu bilinmektedir. Bu şadırvanın on ikigen su haznesi harap olmuştur. Haznenin bir yüzünde de ortadaki bir daldan çıkan çiçek motifi, rozetler görülmektedir.

Sıbyan Mektebi:
Lala Mustafa Paşa vakfiyesinde sıbyan mektebi ile kütüphaneden söz edilmektedir. Caminin batısında, köşede 7.00x13.00 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı sıbyan mektebinin avluya açılan bir kapısı ile bir penceresi vardır. Sıbyan mektebinin güneyinde bir tepe penceresi bulunmaktadır. Üzeri aynalı tonozla örtülüdür.

İmaret:
Külliyenin avlusunun batısında, kuzey-güney doğrultusunda imaret bulunmaktadır. İmaret yan yana üç kubbeli bir birimden meydana gelmiştir. Bunlardan kuzeyde yer alan 8.00x8.00 m. ölçüsündeki kare planlı, tek kubbeli bölümün mutfak olduğu sanılmaktadır. Güneydeki diğer mekân ise 8.00x17.00 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, üzeri iki kubbe ile örtülmüştür. Bu kubbelerde birer aydınlık feneri bulunmaktadır. Buradaki iki bölüm birer kapı ve pencere ile avluya açılmaktadır. İmaretin kuzeydoğu köşesinde arasta ile hana bitişik 5.00x15.00 m. ölçüsünde dikdörtgen bir yapı bulunmaktadır. Üzeri aynalı tonozla örtülü olan ve avluya bir pencere ve bir kapı ile açılan bu mekânın vakfiyede ismi geçen fırın olduğu sanılmaktadır.

Tabhane:
Avlunun batısında ve hana bitişik olarak yapılmış, kare planlı, kubbeli odaların vakfiyede ismi geçen tabhane odaları olduğu sanılmaktadır. Bunlardan kuzeydeki iki oda arasında üzeri ayna tonozla örtülmüş bir bölüm bulunmaktadır. Tabhane odaları bu mekâna, pencereleri de avluya açılmaktadır. Güneydeki üç odanın kapıları ile pencereleri batı yönüne bakmaktadır. Ayrıca avlunun doğusunda, han kapısının yanlarında biri aynalı, diğeri kubbeli iki mekân daha vardır. Bunların samanlık ve depo olduğu sanılmaktadır.

Han:
Külliyenin avlusunun doğusunda bulunan han, yapı topluluğunun en büyük yapısıdır. Ortalama 36.00x50.00 m. ölçüsünde olan hanın yapım kitabesi bulunmadığından, yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yalnızca odalardan biri içerisindeki ocağın taş konsolunda 1584 tarihi yazılıdır. Büyük olasılıkla hanın yapımına külliye ile birlikte başlanmış, 1584’te de tamamlanmıştır.

Kuzeyden arasta ile birleşen hanın üzeri beş adet beşik tonozla örtülmüştür. Hanın ortasında bir koridor, iç mekânı üçe bölmüştür. Batıda cami avlusuna, doğuda da dışarıya açılan iki kapısı vardır. Ayrıca avlu yönündeki kapının önüne de çapraz tonozlu bir sahanlık yerleştirilmiştir. Hanın kuzeydeki bölümü oldukça büyük olup, dört ayakla iki nefe ayrılmıştır. Güneydeki bölüm ise üçayakla iki nefe ayrılmıştır. Bu mekânların her biri içerisinde birer ocak nişi bulunmaktadır. Hanın ortasındaki koridordan bir merdivenle üst kata çıkılır. Üst katta tonozlu ve ocaklı üç oda daha bulunmaktadır.

Arasta:
Yapı topluluğunun kuzeyinde, 11.00x87.00 m. ölçüsünde, boydan boya uzanan arastaya yer verilmiştir. Arasta karşılıklı sıralanmış dükkân dizilerinden meydana gelmiştir. Arastanın 70 m.lik bölümünün üzeri kapalı, diğer bölümü de açıktır. Kapalı bölümün iki ucunda ve iki yanında birer kapı bulunmaktadır. Burada üzeri tonoz örtülü ocaklı 25 dükkân bulunmaktadır. Güney yönündeki dükkân diğerlerinden daha kalın duvarlıdır. Burada vakfiyede belirtilen sebilin olduğu ihtimal dâhilindedir.


Sultan II.Selim Külliyesi (Karapınar)

(http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/02/02/00113570.jpg)Konya Karapınar ilçe merkezinde bulunan Sultan II.Selim Külliyesi, Yavuz Sultan Selim tarafından cami, imaret, medrese, tabhane, kervansaray, türbe, hamamdan oluşan bir yapı topluluğu olarak yaptırılmıştır. Yavuz Sultan Selim bu külliyeyi şehzadeliği döneminde, cami üzerindeki kitabesinden, Ebced hesabına göre 1563 yılında yaptırmıştır. Tuhfet’ül Mimarin ve Tezkiret’ül Ebniye ile Adsız Risale’den öğrenildiğine göre Mimar Sinan’ın eseridir. Yapı topluluğu ile ilgili vakfiyesinden öğrenildiğine göre de külliyenin çevresinde şadırvan, çeşme, 39 dükkânlı bir arasta ve iki değirmenle birlikte sıbyan mektebi de bulunuyordu. Yapı topluluğu 1847 yılında onarılmıştır.

Cami:
Cami Karapınar bölgesine özgü göktaş denilen koyu gri, düzgün kesme taştan yapılmıştır. Külliyenin en önemli bölümünü oluşturan cami önünde U şeklinde sıralanmış imaret odalarının bulunduğu avlunun güneyinde yer almaktadır. Caminin önünde sekiz sütunun taşıdığı bir şadırvan bulunmaktadır.

Cami kare planlı olup, cephesi ve beden duvarları oldukça sadedir. Yalnızca doğu batı ve güney cephelerinin ortalarına ve köşelerine duvar payeleri yerleştirilmiştir. Böylece XVI.yüzyıl camilerinin güzel bir örneği olarak ortaya çıkmıştır. Kuzey cephesindeki son cemaat yerinin iki yanında dışa taşkın minare kaideleri ve birer şerefeli on altıgen gövdeli altı mukarnaslı şerefeleri ile iki minare cepheye hareket kazandırmıştır.

Caminin ana duvarlarının alt hizasında iki sıra halinde kesme bazalt taşı kullanılmış, bunun üzerine de sarıya yakın düzgün kesme taşlardan altta daha geniş, üstte bir saçakla kesilmiş üç kademe halinde beden duvarları yapılmıştır. Caminin kuzey cephesi dışında ikişer tane altlı ve üstlü pencereler bulunmaktadır. Güney, doğu ve batı cephelerinde kubbeyi taşıyan kasnağın altındaki kademede de küçük ve yuvarlak birer pencereye yer verilmiştir. Kuzey cephede ise, son cemaat yerine açılan iki altlık ve bir de üst pencere bulunmaktadır. Kuzey cephesindeki son cemaat yeri altı beyaz mermer sütunun taşıdığı beş kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yerinin ortasında bulunan camiye giriş kapısı Gödene taşı ile sarı renkteki taşların alternatif olarak sıralanmasından meydana gelmiş basık kemerlidir. Kapının üzerine istiridye biçiminde bir alınlık ve yapım kitabesi yerleştirilmiştir. Hatifi isimli bir şairin yazdığı altı satırlık bu kitabede Yavuz Sultan Selim tarafından 1564 yılında yapıldığı yazılıdır. Bu kitabenin iki yanındaki boşluğa da Sultan Abdülmecid tarafından 1847’de yapılan onarımı belirten bir kitabe yerleştirilmiştir. Buradaki ahşap kapı kanatları kündekâri tekniğinde olup, 1941 yılına kadar yerinde olduğu tespit edilen bronz ejder başı şeklindeki halkaları kayıptır.

İbadet mekânını örten 14.80 m. çapındaki kubbe pandantifler üzerine oturtulmuştur. Kubbenin ortasına Fatır suresi yazılmış, içerisi kıvrık dal, rumi ve palmetlerden oluşan kalem işleri ile bezenmiştir. Mihrap ve minber beyaz mermerden olup, klasik üslupta yapılmıştır. Minberin üzerinde eklektik üslupta ahşap bir fener asılıdır. Bu fener caminin 1847 yılındaki onarımı sırasında buraya konulmuştur. Mihrabın iki yanında bulunan şamdanların, üzerindeki yazıdan Evliya Çelebi’nin ölümünden kısa bir süre önce kendisi veya yakınları tarafından buraya hediye edildiği anlaşılmaktadır.

İmaret:
Caminin mihrabı ile giriş kapısından kuzeye doğru uzanan doğrultunun iki yanında U şeklinde imaret odaları sıralanmıştır. Bu imaretin 14 odalı olarak yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, güney kolları orijinalliğini yitirmiştir. İmaret içerisindeki odalarda ocaklar, ocakları dışarıya yansıtan bacaları, camiden farklı olarak daha düşük kalitede moloz taşlardan yapılmıştır.

Han (Kervansaray):
İmaret ile çeşme arasındaki boşlukta kervansaray (han) bulunmaktadır. Bu bölüm külliyenin en önemli kısımlarından birisini oluşturmaktadır. İki bölüm halindeki kervansarayın bölümleri arasındaki iki kapı ile bunları birleştiren sokağa açılmaktadır. Bu kapıların dışarıya bakan kemerleri basık ve alçak olup, iki renkli taşın alternatif yerleştirilmesi ile meydana gelmiştir.

Kervansaray kare planlı olup, her bir bölümün içerisinde dörder paye ile dokuzar bölüme ayrılmıştır. Üzeri beşik tonozla örtülmüştür.

Çeşme:
Külliyenin kuzeyinde kesme taştan, dikdörtgen prizma şeklinde çeşmesi bulunmaktadır. Siyah beyaz taşlardan örülü çeşmenin sivri kemeri üzerinde sekiz satırlık kitabesinden 1569 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Bu çeşme kitabesini Konyalı Meşami yazmıştır.

Hamam:
Külliyenin doğusunda, Valide Sultan Hamamı bulunmaktadır. İmaret ile kervansarayın doğusunda, külliyeye dik durumda yapılan bu hamamın girişi külliyeye bakan batı yüzündedir.

Kare planlı olan hamamın üzeri tuğladan merkezi tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbenin altında mermerden fıskiyeli bir havuz, kubbe üzerinde de on iki köşeli bir aydınlık feneri bulunmaktadır. Hamam soğukluk, ılıklık ve sıcaklıktan meydana gelmiştir. Kare planlı sıcaklığın doğusunda iki yıkanma hücresi, arkasında da külhanı bulunmaktadır. Tamamen moloz ve kesme taştan yapılmıştır. Hamamın batı cephesi ise kesme taştan yapılmıştır.

Kaynak : kenthaber.com
SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal