Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı


Yanıt gönder

Uyarı: Siz iletinizi okurken 2 yeni ileti daha gönderildi. Gönderilen iletiyi incelemeniz önerilir.
Kullanıcı Adı:
E-Posta:
Konu:
İleti Simgesi:

Doğrulama:
Resimde gördüğünüz harfleri giriniz
Harfleri dinle / Farklı bir resim göster

Resimde gördüğünüz harfleri giriniz:
Restorasyon kac harflidir ( Rakam yaziniz ):

kısayollar: göndermek için alt+s veya önizleme yapmak için alt+p\'ye basın


Konu Özeti

Gönderen: zayiflamahaplari
« : 29 Ocak 2024, 10:50:26 »

Gönderen: melissayse92
« : 01 Ağustos 2018, 16:37:31 »

Merhaba,ben Duygu.
Burayı okuyarak bir nebze olsun bilgi edinmek isteyen her arkadaşımıza uzun ama güzel şeyler anlatırsam belki onları motive etmiş olurum diye düşündüm.Biraz fazla uzun olabilir,sıkılan güruha şimdiden uyarımı yapayım.  :D
Ben bir Anadolu Meslek Lisesi mezunuyken hatta henüz liseye devam ederken içimdeki dağa,taşa(ehe,bu işin esprisi tabii :D) duyduğum aşkı farkettim.Babam da bunun en büyük şahidi ve destekçisidir,Allah razı olsun...
Küçük bir çocukken bile kırılan mezar taşlarına bakar üzülürdüm.Baba ne yazıyor derdim,niye kırıyorlar derdim...Sorularım kesilmezdi.
ve lise sonda yol ayrımına gelindiğinde 19 kişilik sınıftan 16'sı inşaat teknolojisi bölümüne geçiş yaparken biz 3 arkadaş restorasyonu tercih ettik ve Yıldız Teknik - Milli Saraylar ve Tarihi Yapılar MYO Mimari Restorasyon bölümüne başladık 2009'da.
Sınıfımdaki birçoğu hatta neredeyse hepsi bu bölümü 'mimarlığa geçiş için bir basamak' olarak görüyorken ben bu mesleği severek yapacağımdan emindim.
Ödevlerimi severek yapar,projelerimi seve seve çizerdim.2011'de hiçbir ders bırakmaksızın mezun oldum,çok iyi olmasa da iyi bir ortalamayla.
Ama sanmayın ki okul okuyunca 'oldum ben ya' diyebileceğinizi.Nitekim direkt olarak bir işe başlarsanız bunu bariz görüyorsunuz.Piyasa okuldan çok farklı ve bildiğiniz herşeyi unutturuyorlar.Ne öğrenirseniz işte öğreneceksiniz zaten.
Ben de mezuniyetimden 4 gün sonra stajıma başladım; Süleymaniye Camii'nde.Ama staj ki ne staj.Yazının bu bölümüne bunalmadan gelebilen arkadaşlar için söyleyeyim;hayatımda o keyfi bir daha yaşamadım.Stajın amacını ve o olguyu kavrayabildiğiniz an sizin için işler mükemmel hâle dönüşecek,lütfen buna inanın.
Ben 25 günlük stajımı cumartesileri de çalışarak 1 aydan kısa bir sürede tamamladım ve tamamladığım gün ben gönüllü çalışmaya devam etmek istiyorum dedim.Neden arkadaşlar?Çünkü sizler,bizler,ben...O ayrıcalığa erişebilen nadide insanlarız.Ben hergün Hürrem Sultan Türbesi'nde çinileri tıklattım boş mu dolu mu diye ilk günler :) Evet...Küçümsememek şart!En küçük işi bile sevdiğiniz zaman inanılmaz keyif alıyorsunuz.
Sonra iskeleler,diğer türbeler,çiniler derken...Koskoca projelerle uğraşırken buldum kendimi.Yazın korkunç bir sıcak,ramazan ve klimalar çalışmıyordu. :)
Sanıyorum 20 defa ölçü almaya çıkıyordum ama sıkıldığımı hatırlamam.Etrafımda da şansıma çok güzel birkaç insan vardı,Allah razı olsun.AutoCad'i uçuruyordum bir ara. :D Herşey öyle güzeldi ki,para almadığımı duyan herkes 'sen aptal mısın,o pis işe katlanıp niye üç beş kuruş da olsa istemiyorsun' derlerdi.Ama hiç zoruma gitmedi çünkü ordan başarılı bir insan çıkacaktı o gönüllü çalışma bittiğinde,emindim.
Ve hiçbir sabah 'lanet olsun gene mi iş?!' diye uyanmadım aksine epey neşeliydim.
Sonra daha önceden başvuduğum KOREFD başladı ve ben 3 aylık çalışmama son verip,oraya başladım.Çevremde birbirinden güzel ve daha da önemlisi bu işe gönül vermiş 40 insan tanıdım.
İstediğim gibi her düşüncemi payalaşabildiğim ve ben gibi bu işi seven insanlar...Mükemmel hocalar...Cevat Erder'ler,Nevzat İlhan'lar,Ahmet Güleç'ler,Zeynep Ahunbay'lar,Nurdan Kuban'lar...Daha anımsayamadığım bir sürü kaliteli,mükemmel hocalar.
Fakat ben o güzel insanları 'gelen cazip bir iş teklifine' değiştirdim.(Şu an kendimi kötü dizi karakterlerinden biri gibi hissettim ve evet gene o ihanet etmişim hissini yaşadım.  :ğ: )
Evet,orda bana bayılan ve benim sevdiğim sıcacık insanlardan çok zor(gerçekten çok ağlamıştım) ayrıldım ve Ankara Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne gittim.
Milli Saraylar'a bağlı olan okulumuzdan seçilerek 7 arkadaş oraya gönderildik.Bütün bunlardan banane diyerek sıkılıp bırakmamış arkadaşlarım,kardeşlerim için anlatayım;asıl olay sonra başladı.
Tahmin etmediğim kadar kötü zamanlar geçirmeye başladım,başladık.Anlatmakla sayfaları bitiremeyeceğim kadar zorlu ve kötü...
Bu arada çizim yapmayı unuttum diyebilirim.Evet...Yaptığım obje restorasyonu idi fakat maalesef orada insanların iki dudağı arasından çıkan isteklere göre yapılan işlerdi yaptıklarımız,anlamışsınızdır.ve ben restorasyon ilkelerine ihanet ettim.Restorasyonun R'sinden bîhaber tümüyle yenilemeye(hatta istekler doğrultusunda keyfi yenilemelere) yönelik çalışmalar...
Çok üzüldüm,bu mesleğe âşık,evet meslek âşkı dedikleri tabiri bizzat yaşayan biri olarak ben bu durumda kırılan gururumla devam edebildiğim yere kadar ettim ve 1 yılın sonunda tekrar başladığım yere hem de sıfırlanmış olarak geri döndüm.
Kazancım mı?İnsanların aşağılık olma sınırlarını gördüm.Bir insan ne kadar adileşebilir ki? sorusunun cevabını aldım. ve kazanmayı bırak,sağlığımdan,psikolojimden eksilerek geri döndüm.
2 ay boyunca psikolojisi bozuk biri olarak evde oturdum ve paramparça olan özgüvenimi toparlamaya çalıştım.Çünkü 'bir daha başarabilecek miyim?','herşeyi unuttum','hiçbirşey yapamazsam ve beni rezil ederlerse','insanlar bana salak derlerse'...vs soruları var ya...Allah kimseye vermesin ama inanın insanı çok kötü yaralıyor.Ve gururunda kapanması güç bir delik açıyor.Gittiğiniz her başvuru 'tamam,biz arayacağız'la sonuçlandığında bir daha bu mesleği yapmayacağınıza dair yeminler ediyorsunuz.En azından ben öyle yaptım.
Deli diyeceksiniz ama çıkıp eski projesini çizdiğim yapılara gidip bakıp ağladım bir iki defa.Evet...Özgüvenim sıfır bile değil eksilerdeydi ve artık hiç umut kalmadı dedim.Bu iş bitti,bambaşka bir bölüm okuyacağım dedim.Bu meslekle âlâkalı hiçbir insanla muhatap bile olmak istemiyorum artık dedim.Vazgeçtim...
O mesleğe âşık,tarihine âşık,kültürüne âşık insan...VAZGEÇTİ.Düşünebiliyor musunuz?Bunu yalnız gerçekten seven biri anlar sanıyorum.Gerçek sevgi...Sevgili gibi işte...Yürümediğini anlayınca mecburen kalbinizden koparamayıp bir yere gömüp,itip unutmaya çalışırsınız ya...Restorasyon mesleği,kültürünü çocuklarına sağlam bir şekilde emanet etme isteği,en büyük hayâllerim benim canımdan bir parçaydı,gerçek aşktı ve götürebildiğim yere kadar götürecekken ben yıldım...
İnsanlar kulvar dışına ittikçe ittiler.Gittiğim her görüşme 'sen iki yıllık mezun musun,hıı' cevabı ve itici göz süzüşler,aşağılar bakışlarla sonuçlandı.VAZGEÇTİM.
Bitirdim ve dediğim gibi gidip 'ben bu şahane kültürü evlâdıma miras bırakıcam,bu benim boynumun borcu' dediğim her tarihi esere bakıp bakıp ağladım.
evet,çoğunuza göre salağım belki.Ama gururu kırık bir insan herşeyi yapabilir,Rabb'im kimseye yaşatmasın.Çok zorlandım,atlatamadım ve bu pazartesi bir işe başlıyorum nasipse.
Kapı,kapıyı açar dedim ve ufak bir yerden,sıfırdan başladım.Bir şantiyede asgarî ücretli bir tekniker oldum.Yol parası bile verilmeyen bir tekniker...Sıfırım anlayacağınız.Ama o kırık özgüven bana hatıra kaldı ve üstümden atamamaktan korkuyorum.
Benim hikâyem böyle...Diyeceğim şu ki;
insanların üstünüze basmasına izin vermeyin ve hiçbir zaman sevdiğiniz bir yeri sırf daha iyi diye bir başka yere tercih etmeyin.Her zaman olumlu sonuç vermiyor...Dimyat'a pirince giderken,evdeki bulgurdan olan bir arkadaşınız bunları yazdı. :) Ne olur bana kızmayın uzattım diye,yardım etmek istedim. Bu mesleği sevin istedim, çok üzüyor ama asla kendini unutturmayan bir sevgili bu iş :)
Ve o aşktan vazgeçilmiyor ne yaparsanız yapın. :)
Dediğim gibi,yalnızca ve yalnızca sevginizi verin.Ama sevginin olduğu yerden uzaklaşmayın.Ben KOREFD'den ayrılmasaydım,o insanlarla daha cüzî miktar bir ücretle ancak hiç bıkmayacağım bir ortamda bulunacak ve çok daha fazla şey kazanmış olacaktım.
Ama ben...Neyse,Rabb'im böylesini hayırlı kılmış hakkımda besbelli.Hamdolsun...Ama yol ayrımları önemli arkadaşlar.
Ne olur böyle yol ayrımlarına geldiğinizde sağlam düşünün.Her hayırda bir şer var elbet,her şerde de bir hayır.Ancak seviyorsanız bırakmayın.Sevmezseniz bu meslek de sizi sevmez.Ama severseniz sizi mutlu etmeyi iyi biliyor. :)
Restorasyon diğer mesleklerden başka,kim ne derse desin.Aşk...Restorasyona âşık değilseniz bırakın,ardınıza bakmayın.
Ama o sevgi içinizde barındıysa zerre kadar da olsa lütfen bırakmayın peşini.Siz pes ederseniz kârlı çıkmazsınız çünkü...Ama siz asla pes etmeyin.Birşeylere kanaat edin ama pes etmeyin.Tarihi eserlerimiz bizim mirasımız.Onlardan başka birşey bırakamayız belki ama onları bırakırsak bir kültürü yaşatırız.Bu topraklar çok kıymetli,ve her evlâdın onları görmesi,yaşaması gerektiğine inanıyorum.
Tekrar tekrar özürlerimi sunarak bitiriyorum.Sağlıcakla kalın...
Herkesin gönlünce olsun herşey inşallah...
Biri yardım isterse canıma minnet,burdayım seve seve yardım ederim. :)
Saygılarımla...


TÜM YAZIYI OKUYUP KENDİMİ MOTİVE ETMEK :)))
Gönderen: Serhat Şahin
« : 22 Aralık 2014, 14:55:25 »

[color=rgba(0, 0, 0, 0.701961)]
Değerli Restorasyon Forum üyeleri ve çok değerli meslektaş arkadaşlarım,Öncelikle tüm öğrenci ve mezun arkadaşlara selam.
Ben restoratör mimarım. İstanbul Aydın Ünv. 2 yıllık mimari restorasyon eğitimim sonrası İKÜ Mimarlık fakültesinden mezun oldum. Bunun yanında İÜ İşletme fakültesi İşletme bölümü mezunuyum. Şu anda İKÜ Fen Bilimleri Enst.'de Mimarlık/Restorasyon yüksek lisansıma devam ediyorum. İstanbul Aydın Ünv. Mimari Restorasyon bölümünde okurken (sizinle aynı hassasiyet içinde ne yapılmalı düşüncesiyle); düşünmenin kolay, yapmak ve uygulamanın ise zor olduğunu bilerek, bir STK oluşumunu nasıl kurabiliriz düşüncesiyle, değerli hocalarımızın da katkılarıyla Mimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği'ni 2009 yılının sonunda kurduk. 2010 mezuniyet yılımıza kadar üniversitemiz içinde 2 konferans yaptık. Doğan Kuban, Afife Batur ve rahmetli Oktay Ekinci hocalarımızla... 2010 yılından sonra hem benim gibi Mimarlık eğitimine devam eden hem de mezun arkadaşlarımızın iş yoğunlukları nedeniyle yönetimi derneğimize yeterince katkı sağlayamadığımız için devrettik. Mimarlık eğitimimiz sonrası derneğimizi 2014 Haziran ayı itibariyle tekrar devr aldık. Şu anda benim başkanlığımda ağırlığı mimar ve restoratör, iç mimar, turizm vb. çeşitli meslek disiplinlerinden bir yönetim kurulu ile derneğimizi yönetmeye ve tanıtmaya çalışıyoruz. Derneğimizin web sitesi www.mimarirestorasyon.org tüm öğrenci ve mezun mimar ve restoratör, iç mimar, bu konuya ilgisi ve hassasiyeti olan diğer meslek grubundaki arkadaşlarımızı ve öğrenci kardeşlerimizi de derneğimize üye olmaya davet ediyorum. Eğer mesleğimiz ve kültür varlıklarımız üzerindeki sorunlardan bahsetmek, bunları yetkililere duyurmak istiyorsak, bir STK çatısı altında bunu yapmak zorundayız. Bireysel mücadele verdiğinizde başarılı ve etkin olma şansınız yok denecek kadar az. Ancak etkin bir STK olduğunuzda yetkililer, yerel yönetimler, bürokratlar, akademisyenler, özel kurumlar size ilgi gösteriyorlar. Şunu da belirtmek isterim ki; inanın bir derneği oluşturmak ve yönetmek kolay değil. Sadece mesleki sorunlar ve çözümleri ile ilgilenmiyorsunuz, bunun yanında maddi giderler, vergiler, yönetmeliker, derneğin faaliyet organizasyonu, hocalara ve üniversitelere dernek tanıtımı için ziyaretler gibi daha birçok meseleleri de çözmeye çalışıyorsusunuz. Tüm bunları şikayet etmek için değil derneğimizin şu andaki özverili yönetimin nasıl bir uyum içinde çalıştığından bahsetmek için söylüyorum. Bu arada yönetimdeki ve denetimdeki tüm asil ve yedek üyelerimiz profesyonel iş yaşantılarına da devam ediyorlar. Hem özel hayatlarından hem iş hayatlarından zaman ayırarak bu oluşum içersindeler. Biraz uzun oldu, kusura bakmayın. Umarım bu söylediklerim ve açıklamalarım biraz da olsa etkin olmuştur. Ben yakın bir zamanda Restorasyon Forum yöneticileriyle de biraraya gelmeyi düşünüyorum. Umarım bu konuda hassasiyeti olan herkesi bir araya getirip daha etkin bir STK olmayı başarırız. Yapmayı düşündüğümüz ve planladığımız projeleri de, siz ve sizin gibi bu konuda hassasiyeti olan diğer mesklektaşlarımızla bir araya geldiğimizde konuşuruz. Siz ve sizin gibi hassas, duyarlı arkadaşlarımızın bu oluşuma olumlu yaklaşacağını düşünerek, saygılarımı sunuyorum.Saygılarımla,Serhat ŞahinMimar-RestoratörMimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanıwww.mimarirestorasyon.orge-posta: serhats1971@gmail.com
[/color]
Gönderen: MertYazıcıoğlu41
« : 15 Nisan 2014, 21:19:09 »

Ben şuanda kocaelinde lise son okumaktayım.İnşaat Teknolojileri Alanı-Mimari Yapı Ressamlığı dalı okuyorum.Orta derecede Autocad biliyorum.Yapı denetim firması,belediye(imar birimi) ve mimarlık ofisinde staj yaptım.Sizce restorasyon okumam mı daha iyi olur yoksa teknikerlikmi? Eğer restorasyonsa bunu en iyi hangi şehirde okurum? Ona göre yatay geçiş yapıcam lütfen yardım edermisiniz?
Gönderen: SudeAytug
« : 29 Ocak 2014, 10:25:40 »

Merhabalar; Bende Ytü de mimari restorasyon okudum 2011 de mezun oldum yaklaşık 2 yıldır çalışıyorum restorasyon Aşk gibi vazgeçilmez bir şey  :)
Gönderen: hades86
« : 25 Ocak 2014, 09:41:15 »

Selam Ibrahim Yilmaz ben 2006 mezunuyum nakkash la beraber ayni girisliyiz. Bende mezun olduktan sonra hic restorasyon isi yapamadim dersem sanirim meslege haksizlik yapmis olurum yapmadim. Tamamiyla secim bu egerki bu isi gonulden seviyorsunuz sonuna kadar gidin derim cok genis bir sektor oldugu icin cesitli dallarda calisma imkaniniz var ustelik.
Gönderen: lili
« : 15 Kasım 2013, 06:04:00 »

merabalar ben bu yıl ygs sınavına hazırlanıyorum fakat düz lise mezunuyum yıldız teknik üniversitesinde mimari restorasyon bölümüne girmek istiyorum..Düz lise mezunu olmam bu durumu ne derece kötü etkiler ya da etkiler mi? Mesela okulun kapanıs puanı 300 bu puandan daha yuksek alsam girme sansım daha mı yuksek olur benı bılgılendırırsenız cok mutlu olurum
Gönderen: Melis Kaya
« : 12 Temmuz 2013, 19:07:14 »

 ??? merha ben restorasyon 2.sınıf ogrencısıyım dgs mımarlıga geçmem için dgs sınavın kaç net ve hangılerınden yapmam gerekıyor bılgınız var mı?
Gönderen: mimaremir
« : 12 Temmuz 2013, 11:49:00 »

Merhabalar, aklıma takılan bir, iki sorum olacak lütfen yardım ediniz. Benim eski yapılar çok hoşuma gidiyor. Çok istekliyim onlarla aynı yerde olmaktan, fakat ben mimari restorasyon bölümünü okuduktan sonra DGS sınavına gireceğim ve mimarlığa geçmek istiyorum sizden ricam DGS ile vakıf üniversitelerin de kaçar net yapmam gereklidir? kaç puan ile girebilirim. malum vakıf üniversitelerinin puanları daha düşüktür.
Gönderen: Jiyanek
« : 09 Nisan 2013, 18:11:15 »

Restorasyon sınavsız olamıyor bildiğim kadarıyla YGS 5 sınav puanına göre alıyor bilginiz olsun
Gönderen: Ayşen (ziyaretçi)
« : 09 Nisan 2013, 10:48:35 »

lisede son sınıfta okuyorum bu sene mezun olucam.
tercihimde sınavsız geçiş hakkımla restorasyon bölümünü yazıcam.
bu yüzden buradakilerden restorasyon hakkında bilgi edinmek istedim.
Gönderen: Roxelanne
« : 08 Nisan 2013, 19:44:28 »

'otoket' ve biraz restorasyon bilgisi,öyle mi!? şaka gibi...
restorasyon işi için 'biraz' bilgi yetiyor yani.ne hoş...
neyse.
Gönderen: murat aslantas
« : 08 Nisan 2013, 18:14:45 »

konyadaki restorasyon şirketimize otoket ve birazda restorasyon bilgisi olan tekniker veya mimar aramaktayız.. mostarmimarlik@gmail.com
Gönderen: aysen(ziyaretçi)
« : 08 Nisan 2013, 13:49:42 »

Merhaba bu siteyi tesadüf eseri buldum.İstanbul'da yaşıyorum sanat ve tasarım-iç mekan dekorasyon bölümü okuyorum mimari restorasyon bölümüne girmek istiyorum(Sınavsız geçiş hakkımı kullanarak). AutoCAD biliyorum şu an bir mimarlık ofisinde stajyerim. Yıldız Teknik Üniversitesini yazıcam tercihte umarım çıkar.Diğer okullar ile ilgili bilginiz varsa yardımcı olursanız sevinirim.
Gönderen: Roxelanne
« : 23 Şubat 2013, 14:27:07 »

Merhaba,ben Duygu.
Burayı okuyarak bir nebze olsun bilgi edinmek isteyen her arkadaşımıza uzun ama güzel şeyler anlatırsam belki onları motive etmiş olurum diye düşündüm.Biraz fazla uzun olabilir,sıkılan güruha şimdiden uyarımı yapayım.  :D
Ben bir Anadolu Meslek Lisesi mezunuyken hatta henüz liseye devam ederken içimdeki dağa,taşa(ehe,bu işin esprisi tabii :D) duyduğum aşkı farkettim.Babam da bunun en büyük şahidi ve destekçisidir,Allah razı olsun...
Küçük bir çocukken bile kırılan mezar taşlarına bakar üzülürdüm.Baba ne yazıyor derdim,niye kırıyorlar derdim...Sorularım kesilmezdi.
ve lise sonda yol ayrımına gelindiğinde 19 kişilik sınıftan 16'sı inşaat teknolojisi bölümüne geçiş yaparken biz 3 arkadaş restorasyonu tercih ettik ve Yıldız Teknik - Milli Saraylar ve Tarihi Yapılar MYO Mimari Restorasyon bölümüne başladık 2009'da.
Sınıfımdaki birçoğu hatta neredeyse hepsi bu bölümü 'mimarlığa geçiş için bir basamak' olarak görüyorken ben bu mesleği severek yapacağımdan emindim.
Ödevlerimi severek yapar,projelerimi seve seve çizerdim.2011'de hiçbir ders bırakmaksızın mezun oldum,çok iyi olmasa da iyi bir ortalamayla.
Ama sanmayın ki okul okuyunca 'oldum ben ya' diyebileceğinizi.Nitekim direkt olarak bir işe başlarsanız bunu bariz görüyorsunuz.Piyasa okuldan çok farklı ve bildiğiniz herşeyi unutturuyorlar.Ne öğrenirseniz işte öğreneceksiniz zaten.
Ben de mezuniyetimden 4 gün sonra stajıma başladım; Süleymaniye Camii'nde.Ama staj ki ne staj.Yazının bu bölümüne bunalmadan gelebilen arkadaşlar için söyleyeyim;hayatımda o keyfi bir daha yaşamadım.Stajın amacını ve o olguyu kavrayabildiğiniz an sizin için işler mükemmel hâle dönüşecek,lütfen buna inanın.
Ben 25 günlük stajımı cumartesileri de çalışarak 1 aydan kısa bir sürede tamamladım ve tamamladığım gün ben gönüllü çalışmaya devam etmek istiyorum dedim.Neden arkadaşlar?Çünkü sizler,bizler,ben...O ayrıcalığa erişebilen nadide insanlarız.Ben hergün Hürrem Sultan Türbesi'nde çinileri tıklattım boş mu dolu mu diye ilk günler :) Evet...Küçümsememek şart!En küçük işi bile sevdiğiniz zaman inanılmaz keyif alıyorsunuz.
Sonra iskeleler,diğer türbeler,çiniler derken...Koskoca projelerle uğraşırken buldum kendimi.Yazın korkunç bir sıcak,ramazan ve klimalar çalışmıyordu. :)
Sanıyorum 20 defa ölçü almaya çıkıyordum ama sıkıldığımı hatırlamam.Etrafımda da şansıma çok güzel birkaç insan vardı,Allah razı olsun.AutoCad'i uçuruyordum bir ara. :D Herşey öyle güzeldi ki,para almadığımı duyan herkes 'sen aptal mısın,o pis işe katlanıp niye üç beş kuruş da olsa istemiyorsun' derlerdi.Ama hiç zoruma gitmedi çünkü ordan başarılı bir insan çıkacaktı o gönüllü çalışma bittiğinde,emindim.
Ve hiçbir sabah 'lanet olsun gene mi iş?!' diye uyanmadım aksine epey neşeliydim.
Sonra daha önceden başvuduğum KOREFD başladı ve ben 3 aylık çalışmama son verip,oraya başladım.Çevremde birbirinden güzel ve daha da önemlisi bu işe gönül vermiş 40 insan tanıdım.
İstediğim gibi her düşüncemi payalaşabildiğim ve ben gibi bu işi seven insanlar...Mükemmel hocalar...Cevat Erder'ler,Nevzat İlhan'lar,Ahmet Güleç'ler,Zeynep Ahunbay'lar,Nurdan Kuban'lar...Daha anımsayamadığım bir sürü kaliteli,mükemmel hocalar.
Fakat ben o güzel insanları 'gelen cazip bir iş teklifine' değiştirdim.(Şu an kendimi kötü dizi karakterlerinden biri gibi hissettim ve evet gene o ihanet etmişim hissini yaşadım.  :ğ: )
Evet,orda bana bayılan ve benim sevdiğim sıcacık insanlardan çok zor(gerçekten çok ağlamıştım) ayrıldım ve Ankara Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne gittim.
Milli Saraylar'a bağlı olan okulumuzdan seçilerek 7 arkadaş oraya gönderildik.Bütün bunlardan banane diyerek sıkılıp bırakmamış arkadaşlarım,kardeşlerim için anlatayım;asıl olay sonra başladı.
Tahmin etmediğim kadar kötü zamanlar geçirmeye başladım,başladık.Anlatmakla sayfaları bitiremeyeceğim kadar zorlu ve kötü...
Bu arada çizim yapmayı unuttum diyebilirim.Evet...Yaptığım obje restorasyonu idi fakat maalesef orada insanların iki dudağı arasından çıkan isteklere göre yapılan işlerdi yaptıklarımız,anlamışsınızdır.ve ben restorasyon ilkelerine ihanet ettim.Restorasyonun R'sinden bîhaber tümüyle yenilemeye(hatta istekler doğrultusunda keyfi yenilemelere) yönelik çalışmalar...
Çok üzüldüm,bu mesleğe âşık,evet meslek âşkı dedikleri tabiri bizzat yaşayan biri olarak ben bu durumda kırılan gururumla devam edebildiğim yere kadar ettim ve 1 yılın sonunda tekrar başladığım yere hem de sıfırlanmış olarak geri döndüm.
Kazancım mı?İnsanların aşağılık olma sınırlarını gördüm.Bir insan ne kadar adileşebilir ki? sorusunun cevabını aldım. ve kazanmayı bırak,sağlığımdan,psikolojimden eksilerek geri döndüm.
2 ay boyunca psikolojisi bozuk biri olarak evde oturdum ve paramparça olan özgüvenimi toparlamaya çalıştım.Çünkü 'bir daha başarabilecek miyim?','herşeyi unuttum','hiçbirşey yapamazsam ve beni rezil ederlerse','insanlar bana salak derlerse'...vs soruları var ya...Allah kimseye vermesin ama inanın insanı çok kötü yaralıyor.Ve gururunda kapanması güç bir delik açıyor.Gittiğiniz her başvuru 'tamam,biz arayacağız'la sonuçlandığında bir daha bu mesleği yapmayacağınıza dair yeminler ediyorsunuz.En azından ben öyle yaptım.
Deli diyeceksiniz ama çıkıp eski projesini çizdiğim yapılara gidip bakıp ağladım bir iki defa.Evet...Özgüvenim sıfır bile değil eksilerdeydi ve artık hiç umut kalmadı dedim.Bu iş bitti,bambaşka bir bölüm okuyacağım dedim.Bu meslekle âlâkalı hiçbir insanla muhatap bile olmak istemiyorum artık dedim.Vazgeçtim...
O mesleğe âşık,tarihine âşık,kültürüne âşık insan...VAZGEÇTİ.Düşünebiliyor musunuz?Bunu yalnız gerçekten seven biri anlar sanıyorum.Gerçek sevgi...Sevgili gibi işte...Yürümediğini anlayınca mecburen kalbinizden koparamayıp bir yere gömüp,itip unutmaya çalışırsınız ya...Restorasyon mesleği,kültürünü çocuklarına sağlam bir şekilde emanet etme isteği,en büyük hayâllerim benim canımdan bir parçaydı,gerçek aşktı ve götürebildiğim yere kadar götürecekken ben yıldım...
İnsanlar kulvar dışına ittikçe ittiler.Gittiğim her görüşme 'sen iki yıllık mezun musun,hıı' cevabı ve itici göz süzüşler,aşağılar bakışlarla sonuçlandı.VAZGEÇTİM.
Bitirdim ve dediğim gibi gidip 'ben bu şahane kültürü evlâdıma miras bırakıcam,bu benim boynumun borcu' dediğim her tarihi esere bakıp bakıp ağladım.
evet,çoğunuza göre salağım belki.Ama gururu kırık bir insan herşeyi yapabilir,Rabb'im kimseye yaşatmasın.Çok zorlandım,atlatamadım ve bu pazartesi bir işe başlıyorum nasipse.
Kapı,kapıyı açar dedim ve ufak bir yerden,sıfırdan başladım.Bir şantiyede asgarî ücretli bir tekniker oldum.Yol parası bile verilmeyen bir tekniker...Sıfırım anlayacağınız.Ama o kırık özgüven bana hatıra kaldı ve üstümden atamamaktan korkuyorum.
Benim hikâyem böyle...Diyeceğim şu ki;
insanların üstünüze basmasına izin vermeyin ve hiçbir zaman sevdiğiniz bir yeri sırf daha iyi diye bir başka yere tercih etmeyin.Her zaman olumlu sonuç vermiyor...Dimyat'a pirince giderken,evdeki bulgurdan olan bir arkadaşınız bunları yazdı. :) Ne olur bana kızmayın uzattım diye,yardım etmek istedim. Bu mesleği sevin istedim, çok üzüyor ama asla kendini unutturmayan bir sevgili bu iş :)
Ve o aşktan vazgeçilmiyor ne yaparsanız yapın. :)
Dediğim gibi,yalnızca ve yalnızca sevginizi verin.Ama sevginin olduğu yerden uzaklaşmayın.Ben KOREFD'den ayrılmasaydım,o insanlarla daha cüzî miktar bir ücretle ancak hiç bıkmayacağım bir ortamda bulunacak ve çok daha fazla şey kazanmış olacaktım.
Ama ben...Neyse,Rabb'im böylesini hayırlı kılmış hakkımda besbelli.Hamdolsun...Ama yol ayrımları önemli arkadaşlar.
Ne olur böyle yol ayrımlarına geldiğinizde sağlam düşünün.Her hayırda bir şer var elbet,her şerde de bir hayır.Ancak seviyorsanız bırakmayın.Sevmezseniz bu meslek de sizi sevmez.Ama severseniz sizi mutlu etmeyi iyi biliyor. :)
Restorasyon diğer mesleklerden başka,kim ne derse desin.Aşk...Restorasyona âşık değilseniz bırakın,ardınıza bakmayın.
Ama o sevgi içinizde barındıysa zerre kadar da olsa lütfen bırakmayın peşini.Siz pes ederseniz kârlı çıkmazsınız çünkü...Ama siz asla pes etmeyin.Birşeylere kanaat edin ama pes etmeyin.Tarihi eserlerimiz bizim mirasımız.Onlardan başka birşey bırakamayız belki ama onları bırakırsak bir kültürü yaşatırız.Bu topraklar çok kıymetli,ve her evlâdın onları görmesi,yaşaması gerektiğine inanıyorum.
Tekrar tekrar özürlerimi sunarak bitiriyorum.Sağlıcakla kalın...
Herkesin gönlünce olsun herşey inşallah...
Biri yardım isterse canıma minnet,burdayım seve seve yardım ederim. :)
Saygılarımla...
Gönderen: q0x
« : 13 Şubat 2013, 02:42:59 »

ben dpu mimari restorasyon 2011-2012 kayıtlıyım ama bazı nedenlerden dolayı bir türlü başlayamadım ve 2 sene dondurdum. şimdi yıldz teknik mimari rest düşünüyorum. tekrar snav girmem gerekiyor mu ? yoksa yatay geçiş sınavı mı yapmam lazım

bir de yıldız teknik istanbul dısı öğrenci almıyormus

yetenek sınavı varmış gibi şeyler duydum bunlar doğru mu ?
Gönderen: Jiyanek
« : 05 Aralık 2012, 10:31:52 »

tşkr ederim
Gönderen: kamilgedik
« : 24 Kasım 2012, 22:25:20 »

Üniversite ve ortamı çok güzeldir. Hocalar ve eğitim açısından sölenicek bişey yok. Ben 2009 girişliyim ve 2012 mezunuyum ama gelmeni tavsiye etmem okulun istesende istemesende ders çakışmasından ötürü uzuyacaktır.
Gönderen: Jiyanek
« : 24 Kasım 2012, 17:27:45 »

Kemaliye M.Y.O Mimari Restorasyon 1. sınıf öğrencisiyim. Yıldız Teknik Üniversitesine yatay geçiş düşünüyorum yatay geçiş ve üniversite hakkında bilgilendirirseniz sevinirim...
Gönderen: birdofhope
« : 30 Ağustos 2012, 19:45:58 »

Merhaba arkadaşlar bende bu sene yeni mezun oldum Yıldız msty myo'dan, iş olanağı ve üniversitenin adından dolayı iş bulma imkanınız oldumu ?

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

Ynt: KKTC Lefkoşa Selimiye Camii (Aya Sofya Katedrali) Gönderen: karacanenes
[25 Mart 2024, 12:09:22]


Teknik Personel Gönderen: TAŞYAPI
[24 Mart 2024, 16:13:27]


ÖN MUHASABE VE MİMAR PERSONEL ALIMI Gönderen: osman.blnk
[24 Mart 2024, 10:19:47]


Restorasyon alanında iş arıyorum Gönderen: Sudenur uysal
[22 Mart 2024, 19:19:58]


RESTORASYON ALANINDA DENEYİMLİ İNŞAAT TEKNİKERİ Gönderen: cabiyotlu
[22 Mart 2024, 11:02:48]


Ynt: NAKKAŞ/KALEMİŞİ/RESTARASYON EKİBİ Gönderen: nAKkaŞBey38
[22 Mart 2024, 01:59:53]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal