Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı


Yanıt gönder

Kullanıcı Adı:
E-Posta:
Konu:
İleti Simgesi:

Doğrulama:
Resimde gördüğünüz harfleri giriniz
Harfleri dinle / Farklı bir resim göster

Resimde gördüğünüz harfleri giriniz:
Restorasyon kac harflidir ( Rakam yaziniz ):

kısayollar: göndermek için alt+s veya önizleme yapmak için alt+p\'ye basın


Konu Özeti

Gönderen: rosemoon
« : 26 Haziran 2009, 00:31:50 »

SÜSLEME SANATI:
Ilhanli, Timurlu, Memluk ve Selçuklu dönemlerinde süslemelerde benzerlikler görülür. Ancak, malzemenin kullanilmasi yörelere göre degisiklik gösterir.

2.1.SÜSLEME SANATINDA KULLANILAN TERIMLER:
Desen: Yalniz çizgilerle boyasiz olarak yapilan resim.
Motif: Süslemelerde tekrarlanan biçim-öge.
Figür: Resim ve heykelde insan ve hayvan görüntüsü.
Kompozisyon: Bir sanat eserinde kurallara dayali ve estetik anlamli düzen kurma.
Üslûp: Bir devrin ya da bir sanatçinin kisiligi, bir eserin teknik, renk, kompozisyon biçim ve anlatim bakimindan özellikleri.
Üslûplastirma: Gerçek sekil ve motiflerin karakterini kaybettirmeden basitlestirerek, süslemeyi sematik hale sokmak
Üslûp türleri: Selçuk, Bursa, Edirne, klasik, barok, rokoko, yeni klasik, uyanis gibi bölüm ve karisimlar gösterir. Her uygarligin kendi adini tasiyan özel ya da karisik üsluplari vardir.

2.2.SÜSLEME SANATINDA KULLANILAN MOTIFLER:
Islam süsleme sanatlarinda figür ve tasvirlere pek yer verilmediginden, motifler geometrik düzenlemelerle beraber büyük önem kazanmistir. Yüzyillar içinde geliserek çesitlilik kazanan süsleme elemani motifleri belli gruplar içinde toplayarak siniflandirmak, bunlari tanimaya kolaylik saglayacaktir. Bu motifleri üç grupta inceleyebiliriz:
" Bitkisel motifler (naturalist motifler);
" Palmet-lotus
" Çiçekler , yapraklar, agaçlar
" Soyut Motifler
" Rumi
" Münhanî
" Sembolik motifler
" Bulutlar
" Çintamâni ve üç benek

A.Bitkisel Motifler (natüralist motifler);:
Kendi içinde iki gruba ayrlir:
PALMET-LOTUS a.Palmetus-Lotüs: Çogunlukla beraber kullanilan bu iki motiften, Lotus, nilüfer çiçeginin sadelestirilmis seklidir. Palmet ise, kaynagi Asurlular olarak bilinen bir motiftir. Çok zengin çesitleri olan bu motifler Islam eserlerinde sade ve zarif görünümleriyle çizilmislerdir.

b.Çiçekler (Hatai);: Gül, gül goncasi ve benzer çiceklerin boyuna kesitinin anatomik hatlarin üslûplastirilmis görünümleriyle çizilmis sekline denir. Bazi kitaplarda bu motifin Timur Devleti zamaninda Çin Türkistan'indan getirtilerek kullanilmaya baslandigi anlatilirsa da bu dogru degildir. 11. yüzyil baslarinda Karahanlilar Devleti zamaninda Çin Türkistanina -"Hatay-Hitay-Huten" diye adlandirilan ülke- bir sanatçi gönderilip orada "hitay sanatini" ögrenen sanatçi ülkesinde döndügünde Islam süsleme sanatlarinda hatai motifi ile hatai üslubunun temelini atmis olur.
HATAî (HATAYI);


PENÇ c.Penç: Gül, gül goncasi, papatya ve benzer çiçeklerin kus bakisi görünüsünün stilize edilerek çizilmis sekilleridir. Çiçekler yapraklarina göre biçimlendirilirler. Pençberk: 5'lik yaprak demektir. 13. ve 14. yüzyillarda sevilerek kullanilan hatai motifi ile 15. yüzyilda yavas yavas diger narçiçegi, nergis, sümbül gibi çiçeklerin de katilimiyla süsleme sanatinda rumilerin ve geometrik düzenlemelerin yerini natüralist düzenlemeler almaya baslar. Özellikle 16. yüzyilda lale çiceginin tezyini sanatlarda kullanilmaya baslamasiyla yepyeni bir dönemi baslatir.

d.Yapraklar: Süsleme sanatlarinda diger bir özellikte her çiçegin kendi yapragiyla kullanilmis olmasidir. Hiçbir zaman bir gül bir karanfil yapragiyla birlikte çizilmemistir. Bu özellikten baska hançer yapragi adi verilen kavisli iri ve büyük yapraklar kullanilmis ve sadece bu yapraklarla yapilan kompozisyonlar olmustur. Bu kompozisyonlarda Hayvan figürleri de görülür. 16. yüzyilin bu süsleme tarzi "saz üslubu" diye adlandirilir.
e.Agaçlar: Süsleme sanatinda daha çok ölümü ve cenneti sembolize eden agaçlar kullanilmistir. Selvi (Servi); ölümü ve ayni zamanda halk arasinda ince ve uzun boylu sevgiliyi de sembolize eder. Nar agaci ise cenneti temsil ettigi için severek kullanilmistir.
B.Soyut Motifler:
B.a.Rumî: Sözlük anlami Anadolu'ya ait demektir. Orta Asya kökenli olan motifin ilk yaygin kullanimi Selçuklu Devleti zamaninda oldugu için "Selçukî" adini verenler de vardir. 16. yüzyilda çok çesitli yorumlari çizilmis olan bu motif, sekline ve kompozisyonlarda kullanilis biçimine göre iki türlüdür.

1. Çizilisine göre:
a); Sade Rumî: Buna dini Rumî de denir. En basit sekliyle çizilmis Rumî örnegidir.
b);Dendanli Rumî: Sade Rumî sinir çizgisinin iç kisminda münhani örneklerle süslenmis Rumi örnegidir.
c);Kanatli Rumî: Rumî motifinin iki kola ayrilarak çizilmis seklidir.
d);Sarilma Rumî: Buna ***ide Rumî de denir. Kendi içinde sarilma ve bükülme anlaminda Farsça bir terimdir. Rumî motifinin üzerine çikma yaparak sarilmis rumi örnegidir.
e);Sencide Rumî: Ölçülü iki tarafli çizilen Rumî çesidi anlaminda Farsça bir terimdir. Sanki iki Rumî sirt kisminda birlestirilmis gibidir.
f);Islemeli Rumî: Büyük bir Rumî motifinin iç kisminda hatai grubu motifler yer alir.

RUMI MOTIFIN ÇESITLERI
2. Kompozisyondaki kullanimina göre:

a);Ayrilma Rumî: Bir kompozisyonda deseni paftalara ayirarak, kompozisyonda daha uygun bir görünüm saglamaya ayrilma rumi denir. Bu bölümde zemin, uygun sekilde farkli renkte boyanir. Bu görevi hemen her çesit rumi motifi yapar.
b);Tepelik Rumî: Kompozisyonlarda sonlandirici veya sinirlayici görev yaparlar. Bazen tig seklinde de kullanilirlar. Simetrik düzenleme uygulanir.
c);Ortabag Rumî: Rumî kompozisyonunun çiziminde rumilerin saplarinin bir noktada birlesip tekrar o noktadan ikiye ayrilmalarinda, birlesme noktasina konan rumili düzenlemeye ortabag rumi denir.
d); Salyangoz: Salyangoz diye adlandirilan küçük rumi tarzindaki kivrimlar simetrik dörtlü hattin çakisma noktasinda kullanilir. Baglayici bir özellik tasir.
e);Üç-iplik Rumî: Birbiri içinden geçen üç hat üzerinde rumilerin ayni yönde dizilerek meydana getirdigi zarif bir rumi örgüsüdür. Bordürlerde kompozisyonlari sinirlayici olarak kullanilir.


RUMI MOTIFIN KOMPOZISYONDAKI KULLANIMLARA GÖRE ÇESITLERI

MÜNHANî

B.b.Münhani : Egri, çizilmis anlamindadir. 11. ve 15. yüzyil'larda yazma eserlerin hemen her bölümünde kullanilmistir. Bazen bordür seklinde ya da müstakil olarak çizilmistir. Rumîlerden farkli bir çizim özelligine sahiptirler. Kompozisyonlarin hazirlanisinda bir hat üzerinde degil, birbirine bitisik olarak çizilir ve açiktan koyuya dogru kademeli bir sekilde boyanir.


C.Sembolik Motifler:
Bunlar da iki gruptur:
C.a.Bulutlar: Süsleme sanatlarinda kullanilan bulutlar, doganin bir elemani olma fikriyle degerlendirilip kullanilmislardir. Bulutlar kendi hatlarini devam ederek çizilirler ve baska motiflerle karismazlar. Çizim sekillerine ve kullanim özelliklerine göre rumiler gibi isim alirlar
1. Çizimdeki özelliklerine göre:

BULUT
a);Serbest bulut: Kompozisyonlara serbest sekilde çizilerek yerlestirilirler.
b);Yagma bulut: Bulut sekillerinin daha kesif olarak bir arada çizilmeleridir. Serbet olarakta yerlestirilirler.
2. Kompozisyondaki durumuna göre:
a);Nokta bulut: Yagma seklinde çizilirler. Nokta bulut denmesinin nedeni, desende motiflerin yer alacagi dallarin çikis noktasini teskil ederler.
b);Ayirma bulut: Ayirma rumilerin kullanilmadigi yerde ayni görevi yapacak sekilde kullanilirlar. Renk ayirimina yardimci olmalari nedeniyle deseni monotonluktan kurtarip, daha ahenkli görünmesini saglarlar.
c);Ortabag bulut: Çardakli ve çember diye de isimlendirilen bulut motifi. Çiçeklerin saplarini baglamada, bazen de iki bulut arasinda baglantiyi saglamada kullanilirlar.



ÇINTAMANî ÜÇBENEK
d);Tepelik bulut: Kompozisyonlarin sinirlandirilmasinda kullanilirlar. Desenlerin bitisini belirlir.
e);Hurde bulut: Bu düzenlemede rumilerden farkli olarak kendi bünyelerinde degil, yaprak veya hatai çiçegiyle beraber kullanilarak degerlendirilirler.
C.b.Çintamâni : Genellikle üç benekle birlikte kullanilan çintamâni, bulut ve hatai motifleri gibi Orta Asya kaynaklidir. Yanyana uzanan iki dalgali sekil kaplan ve pars postunu hatirlatir. Biri üstte ikisi altta üç benekten olusan düzenleme dekoratif anlamda süsleyici olarak kullanilmistir. Bazen beneklerin içine tek tarafa daha yakin çizilen daireler onlarin hilal seklini almalarini saglar. Timur devleti dönemine ait sikkelerde görülen bu üç benege "Timucin" adi verilir. Türk bezeme sanatinda ise gücün ve saltanatin sembolü olarak kullanilmistir. Bazen üç benegin bir arada kullanildigi örnekler oldugu gibi bazen de her iki motif ayri ayri kullanilmistir.

2.3.YAZMALARIN SÜSLENMESINDE KULLANILAN TIGLAR :
Tezhip'te Tig'in Yeri ve Önemi:



Tig, tezhip sanatinda eseri tamamlayan yardimci eleman olarak kullanilir. Tiglarin görevi eserdeki kompozisyon yogunlugundan zemin boslugu arasinda denge unsuru olmasidir. Eserin cetvel veya dendan bitiminden sonra motifler, büyükten küçüge dogru incelerek son bulur. Ana tiglarda çok çesitli motifler kullanilmakla birlikte, ara tiglar genelde daha sade olmaktadir. Kompozisyon zenginligi, eserlerin mükemmelligi ve inceligi tiglarda da çok çesitliligin dogmasina neden olmustur.
Yüzyillara Göre Tiglar:

12. ve 13 . yüzyillarda kalin çizgi ve nokta ile tezhipleri süsleyen tiglarda renkler genellikle lacivert ve tonlaridir.
14. yüzyilda geometrik sekiller, noktalardan meydana getirilen sade çicekler ve yalin rumîler tiglari olustururken, renkte lacivert ile sulu altinin kullanildigi görülür.


17. YÜZYIL TIG ÖRNEGI
Bu gelismeler 15. ve 16. yüzyillarda artarak devam etmistir. Selçuklu sanatinda kullanilan münhani motifi 15. yüzyilda kitap sanatinda daha çok bordür seklinde olup, bu eserlerde çogu zaman münhani bordür üzerine kuzu çizgisi birakilmadan mavi rengin tonlariyla geometrik tiglar çalisilmistir. Bu dönemin bir özelligi de düz cetvel üzerinde çizilmis tiglardir. Osmanli süsleme sanati her alanda oldugu gibi en parlak dönemini 16. yüzyilda yasamistir. Bu dönemde kullanilan tiglar :
" Zencerekli tiglar,
" Semse seklinde rumîli tiglar,
" Selvi seklinde tiglar,
" Hatayi ve penç motifli tiglar,
" Bulut motifli tiglar,
" Profilden stilize karanfil ve lale motifli olanlar,
" Tiglardan kalan zemin bosluguna çimen seklinde altin serpmeler
17. yüzyilin ilk yarisinda bir önceki yüzyilin zengin ve zarif çalismalari sürmüstür. Bu yüzyilin ikinci yarisinda sekillerle birlikte renklerde de degisimler olmus, laciverdin yaninda kirmizi da sikça kullanilmistir.


18. YÜZYIL TIG ÖRNEGI
18. yüzyilda ana tiglarla birlikte, ayni boyda ve zenginlikte ara tiglar da kullanilmistir. Diger yüzyillardan farkli olarak, tiglarin cetvelleri siyahla çekilmis, ana tiglarda lacivert, ara tiglarda kirmizi ve zaman zaman altin kullanilmistir. Eserdeki tezhipli kisimda yogun bir sekilde bütün kagit zeminini kapatacak kadar teferruatli tiglar kullanilmistir.

19. yüzyilda tiglardaki motifler Bati etkisinde kalarak, tig cetvellerinin zaman zaman kalktigi, klasik renk olan lacivertin bazi örneklerde hiç kullanilmadigi, altin, yesil ve kirmizi renklerin daha çok kullanildigi görülür.
19. yüzyilin sonu 20. yüzyilin basi Rokoko tarzi çalismalar tiglarda klasik tarzda, klasik ve Rokoko tarzi birlestirilerek hem eserde hem de tiglarda çalisilmistir. Çesitli yüzyillarda görülen bariz özellikler bir önceki yüzyildan etkilenip bir sonraki yüzyili de etkilemistir.

Güllerde Tig:
Elyazmasi Kuranikerimlerde sayfalarin ön kenar bosluklari üzerinde yer alan, oval veya daire seklinde yapilan süsleme motiflerine gül ve gülçe denir. Gülçeler de tigin kullanim devirlerine uygun degisimler göstermistir.
Gülçeler bir sayfada bir kaç tane yanyana geldiklerinde aralarinda hiç kesinti yapilmadan tiglarla birlestirilmistir.
Tuglarda Tig:
Kelime olarak Oguzca
dan gelen ve Hakanin Buyrultusu, Mührü manasini tasiyan tugra isaret olarak bilindigi gibi Osmanli padisahlarinin nisan ve alameti bir çesit imzasidir. Bu padisah imzasi olan tugralarda tezhip sanatinin degisimi yüyillara göre aynen yansimis, buna paralel olarak tugralardaki tiglarda kompozisyonlarla bütünlük saglamistir.
Ciltlerde Tig:
Ciltte tiglar bütün dönemlerde sade cizgi ve noktalardan olusmus, renk olarak genelde altin kullanilmistir.
Gönderen: RestorasyonForum
« : 21 Haziran 2009, 14:19:56 »

Tezhibin ana teması desendir. Deseni de oluşturan motiflerdir. Motiflerin zenginliği ve çeşitliliği dekoratif sanatlarımızın yüzyıllar boyunca ileri bir düzeye ulasmasını sağlamısıır. Türk süslemesinde gördüğümüz bu motif çeşitliliğinin en önemli sebeplerinden birisi İslâm dininin resim ve heykel sanatlarına koyduğu yasaklardir. Türk sanaıçılar bütün yaratıcı güçlerini süsleme alanında yoğunlaştırarak aşırı derecede doğadan soyutlamaya ve stilizasyona yönelmislerdir. Doğayı hic değiştirmeden taklit etmek yerine, onu üslûplaştırmayı uygun görmüşlerdir. Tezhipte en çok kullanılan motifler şunlardır.

RUMİ; Sözlük anlamı Anadolulu demektir. Eski devirlerde Iran yaylalarına kadar uzanan bütün Anadolu topraklarına Diyar-ı Rum denirdi. XI yüzyılda Selcuklu Türkleri tarafından kullanılarak süsleme sanatma sokulan ruminin tavşan, balık, kurt, kuş glbi hayvanlı motiflerinden stilize edilerek yaratılmiş olduğu görülür. ilk ömeklerde stilize edilen hayvanların kimliklerini Tanımak mümkün iken, zamanla kuşların kafaları. tavşanlann ayakları gibi bazı ayrıntıların atılimasıyla rumiler klasik şekillerini bulmuş ve kökenlerini belli etmeyecek şekillere dönüsmüştür.
Ruminin bir moiifya da bîr üslûp oldugu konusunda tartışmalar vardın Bu tartışmaların sebebi rumi çizimlerinin katkısız olarak tek başına bir cok Türk sanatında kullanılmış olmasıdır. Taş oymacılığında veya tahta oymacılığında kullanıldıgı gibi, Rumiler'in sade, çift, üc kanat, rumi içinde rumi, sülüs kıvrımlı gibi ceşitleri olduğu gibi kullanıldıkları yerlerin özelliklerine göre de isimlendirilmiş oldugu görülür. Sarılma rumi, sencide rumi, hurda rumi, ortabağ rumi, üç ipiik rumi, ayırma rumi gibi.
Sarılma rumi: Picîde rumi de denir. Sözcük Farsca olup kendi icine sanrılma, bükülme anlamındadır.
Sencide rumi: Yerine yakıştırılarak veya düşünülerek çizilmiş anlamına gelir.
Hurda rumi: Büyük olarak çizilmiş olan rumilerin İç tarafi daha kücük rumilerle bezenmiş olursa buna hurda rumi denir.
Ortabağ rumi: Rumi çizımleri sırasında bir noktada toplanıp, o noktadan tekrar ikiye ayrılarak bölünen noktalara konan rumiye denir ki. bu rumi bağlantı görevi yaptığı için ortabağ ismi verilmıstir.
Üç iplik rumi: Üç ruminin birbiri içinden geçerek zarif bir dolaşım görüntüsü veren çeşididir.
Ayırma rumi: Bu en çok kullanılan bir rumi çeşidi olup bölümleri ve paftaları birbirinden ayırmak icin kullanılır.
Rumi motifi rezyini bir eleman olarak kullanılırsa, ya da süslemeler yalnız rumi ile yapılırsa buna ayrıca bir isim vermek gerekmiş ve rurni üslûp olarak benimsenmiştir.
HATAİ (Hatayi): Kaynağı belli olmayacak kadar stilize edilmiş çiçek ve yapraklardan oluşan desene denir. Doğada var olan stilize edilmiş çiçeklerin büyük, küçük, alltan üstten, yandan çeşitli kesitleridir. Ancak çiçeklerin türlerini kesin olarak tespit etmek çok güçtür, Süslerne sanatımızda kullanılan başlıca desen türlerinden birisi olup cok çeşitleri vardır ve çok sık kullanılmıştır.
BERK (Yaprak): Daha az stilize edilmiş olup yaprak sayısına göre değişik isimler almaktadır. Üç yaprak olana "Seberk"bes yapraklı olana "Pençberk" denir. Dört yapraklı olan salibe benzediği için pek kullanılmamış olmakla beraber. Ona Asya'da Şamanizm devrinde bu motife rasttanır. Yer gök, ateş ve su tanrılarını sembolik olarak ifade eder. Çok dilimli olarak birbirine sarılmış olanlarına "Sadberk" denir. Yerleştirildikleri yerlerin şekline uyabilmek için şekil alarak hançer veya geometrik yapraklara dönüşenleri de vardır. Yapraklar çiçekler kadar ayrıcalık göstermez.
BORDÜRLER VE GEÇMELER: Zincirleme halkaların birbiri içinden geçerek devamı ile oluşan bir süsleme çeşididir. Eski adı zencerek olarak bilinen bu desenin çok değisik çeşitleri olduğu gibi geniş bir uygulama alanı da vardır. Bordür, kenarsuyu, pervaz ve ulama gibi değişik isimlerle de tanımlanır. Yapılan süslemelerde bordürler süsleme amacı icin kullanıldığı gibi, bezenmiş bölümleri birbirinden ayırmak için de kullanılır. Çizim ve yapılışları kolay olmasına rağmen dikkat ve özen ister Eski çağlardan beri bir çok toplum tarafından benimsenmiş ve kullanılmış olan hemen her devirde görülebilir. İnce, kalın, ara kenar gibi bir çok bordürün yanyana gelmesiyle oluşan dekorlar ve panolar da yapılmıştır.
MÜNHAHİ: El yazması kitap süslemesinde XI. yüzyıl ile XV. yüzyıl arasında çok sık kullanılan bir desen çesididir. Selçuklu devrinde çok kullanılmış olmsından ve eğri yuvarlak yumuşak hatlardan meydana gelmesinden dolayı Ord. Prof. Dr. A.Süheyl Ünver tarafından "Selçuklu Münhanileri" olarak adlandırılmıştır, Münhaniler birbirine yapışık kümeler halinde olup kendine özgü bir renklendirme özelliğine sahiptir. Rumi ve kuş gagalarının iç bünyelerinde kullanılan ayrıntılardan oluşup gittikçe incelerek belli bir yöne doğru daralıp deseni meydana getirirler. Münhaniler hakkında şimdiye kadar bir yayın yapılmamış oimakla birlikte Uygurların Bezeklik fresklerinde bir canavar resminde benzer bir örneği görülmektedir, Selçuklu münhanileri teknik kolaylığı ayrıntı zenginliği ile yeni buluş ve yaratmalara çok uygun olduğundan günümüzün süsleme sanatları ile uğraşanları tarafından çok sevilimiş ve uygulanmıştır,
BULUTLAR: Gökyüzündeki su buharı birikintilerinin çeşilli şekillerdeki görüntülerinden esinlenerek ve bu görüntüler stilize edilerek çizilmiş şekillerdir, Bulutların sürekli hareket halinde oluşları çeşitli şekillere girmeleri sanatçılara ilham kaynağı olmuş, zaman içinde bu hareketli kümeler çeşitli şekillerde üslüplaştırılmıştır. Bulut motifi yığıntı halinde olduğu gibi tek olarak büyük veya küçük görüntüler şeklinde de çizilmiştir. Bunların ince, uzun ve kavisli olarak çizilenlerine stilize edilmiş ejderha motifi de denmektedir, Hint ve Çin minyatürlerinde bir hayvanın burnundan veya ağzından çıkan bir bulut motifi, aslında hayvanın ciğerlerindeki sıcak havanın dışarı çıkışında almış olduğu şekli simgelemektedir. Bulut motifini 1-Yığma bulut, 2-Ayırma bulut, 3- Serpme bulut, 4- Nokta bulut olarak sınıflandırabiliriz.
GEOMETRİK MOTİFLER: Geometrik motifler Türk süsleme sanatında önemli bir yer tutar. Özellikle Selçuklu döneminde geometrik süsleme çok yaygındır. Kare, dikdörtgen, üçgen, daire, poligon. baklava ve yıldız gibi geometrik formların birleşmesiyle oluşan ve evrenin sonsuzluğunu simgeleyen motifler olarak kullanılmıştır. Sınırlarının baslangıç ve bitiş noktaları belli olmayıp bazan bilkisel ve rumi motifleri ile birlikte de kullanılmıştır. Bu tür süslemede yine de geometrik formlar kompozisyonun önemli elemanları olarak görülür.
NATÜRALİST BİTKİ MOTİFLERİ: XVI. yüzyılın ilk yarısından başlayarak XVII. yüzyıl sonlarına kadar çok kullanılmış olan natüralist bitki motifleri olgun bir sanat anlayışını gösterir, Klâsik Türk süslemesi olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde stilize edilmiş natüralist çiçek motifleri kullanılmıştır Lâle, gül, karanfil, sünbül, menekşe, nerkis, haseki küpesi gibi çiçekler, bahar dalları. selvi ağacı, asma yaprakları gibi bitkiler yeni bir üslûp yaratmıştır.
ŞÜKÛFE TARZI: XVIII. yüzyılda Osmanlı imparatorluğu'nun Batı'ya açılmasıyla birlikie herşeyde oldugu gibi süsleme sanatlarında da Batı'nın Barok, Rokoko-Ampirüslûpları Türksüsleme sanatını etkilemiş "Türk Rokokosu"adı verilen yeni bir üslûbun doğmasına sebep olmuştur. Bu dönemde süslemede motif olarak tamamen çiçek ve yaprak motiflerinin ağırlık kazandığı görülür. İri güller, yaban gülleri. sünbül dalları, nar çicekleri, lâleler, karanfiller. rozet çicekleri v.s. buket halinde ya da vazodan veya sepetten fışkırmış şekilde fiyonglarla bağlanarak, doğaya cok yakın bir anlayışla şekillendirilmişlerdir. Parlak renklerle ve gölgelendirmelerle adeta bir natürmort havası yaratılmıştır.
ROZETLER: Daire şeklinde olan bu motiflerin bazı sembolik anlamları da vardır. Her çeşit süslemede çok yaygın olarak kullamlan rozet motifinin zenginliği dikkati çeker. Özellikle kitap tezyinatında gülce. nokta, hizip gülü gibi isimler olarak kullamlmıştır.
ŞEMSELER: Farsca güneş kelimesinden gelen. oval formlardan oluşan bu motiflerin çok değişik çeşitleri cild kapaklarında kullanılmştır. XV. yüzyılda tezhip sanatında da en güzel örneklerine rastlanmaktadır.
KÖŞELİKLER: Sayfaların köşelerinde ya da dikdörtgen şeklinde bezenmiş yüzeylerin köşelerindeki üçgen formlara denir. İçleri bezenerek bu köşe boşluklar doldurulmuştur.
ALINLIK: Bezemenin yapıldığı sayfanın üst ve orta kısmında yer alan bölüme denir, Yapıldıktarı devirlere göre taç. tepelik gibi isimler alır.
PANOLAR: Belirli Formlar içinde bezenmiş kısımların bir bütün içinde oluşturduğu kompozisyonun parçalarına denir. Koltuk, Köşelik v.s, isimler alır.


Bursa İnebey Medresesi. Haraççıoğlu bölümü. Dikdörtgen çerçeve şeklinde tezhip.


Çok eski bir kur'an suresi olan bu kitabın zahriye kısmındaki alt ve üst
dikdörtgen yan kısımlarında lacivert üzerine altınla iri yapraklı çiçekler yapılmıştır

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

Ynt: KKTC Lefkoşa Selimiye Camii (Aya Sofya Katedrali) Gönderen: karacanenes
[25 Mart 2024, 12:09:22]


Teknik Personel Gönderen: TAŞYAPI
[24 Mart 2024, 16:13:27]


ÖN MUHASABE VE MİMAR PERSONEL ALIMI Gönderen: osman.blnk
[24 Mart 2024, 10:19:47]


Restorasyon alanında iş arıyorum Gönderen: Sudenur uysal
[22 Mart 2024, 19:19:58]


RESTORASYON ALANINDA DENEYİMLİ İNŞAAT TEKNİKERİ Gönderen: cabiyotlu
[22 Mart 2024, 11:02:48]


Ynt: NAKKAŞ/KALEMİŞİ/RESTARASYON EKİBİ Gönderen: nAKkaŞBey38
[22 Mart 2024, 01:59:53]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal