Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Kil Eserlerin Restorasyonu  (Okunma sayısı 22959 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

RestorasyonForum

  • Yönetici
  • *****
  • İleti: 739
Kil Eserlerin Restorasyonu
« : 28 Mart 2010, 20:48:08 »
Kil Eser Restorasyonu

ÖNSÖZ

Ülkemizde bulunan ve kültür mirasımızda önemli yeri olan kil eserler,Osmanlı zamanından kalma,günümüzde ise bir kısmı toprak altında bulunmaktadır.Bu eserlerin toprak altından titiz bir şekilde çıkarıldığı gibi,tam aksine insanların oluşturduğu olumsuz etkenlerde de eserlere büyük yansımalarda olmaktadır.Ancak ülkemizdeki eğitim eksikliğinden meydana gelen,eserlerin dikkatli bir şekilde koruma yöntemlerinin uygulanmadığından dolayı,uzmanların yada bilirkişilerin üzerine bu konuda büyük bir sorumluluk düştüğüne inanmaktayım.Toplumumuzun bu eserler hakkında aydınlatılmasını,gerektiği taktirde daha detaylı olarak tarihçesinin anlatılmasının kanaatindeyim.Ülkemizdeki tarihi eserler içerisinde durumu bu derecede vahim olan eserler sadece kil eserler değildir;bunların içinde tarihi yapılar,mozaikler,fırınlar,tiyatrolar v.s ülkemizdeki eserler için sanat tarihi hakkında araştırma yapacak uzmanların eksikliği,bilirkişilerin iş deneyimlerinin yetersizliğini üzülerek bildiririm.Bu durumun sonucu kaçınılmazdır,toplum olarak büyük çoğunluğumuz gereken titizlik ve önemi göstermemekteyiz ve yok etme yolunda da ilerlemekteyiz.Bu durum;ülkemizdeki laboratuar,malzeme,tarihi bilgi,coğrafi bilgi eksiksizliği nedeniyle eserlerin günden güne kaybolmasına ve koruma altındaki eserlerinde tahribatlara măruz kalmasındaki en büyük faktörlerdendir.Tahribat giderme,eserlerin günışığına çıkarılma işlemlerinin tam bir ekip çalışması içinde yürütülmesi,tek bir kişi tarafından bu ekibin yönlendirilmesi ve yönlendirmeyi yapan kişinin bilimsel restorasyon dışında arkeoloji ve sanat tarihi eğitiminden de geçmiş olması kanaatindeyim.Ancak vaziyeti göz önünde bulundurursak çok düşük oranlarda bu nitelikteki ekipler çalışma yapmaktadırlar.Globalleşen dünya ve gelişen ülkemiz içinde;tarihi eserlere verilen değerlerin ve en büyük sorunlardan biri olan eğitim sistemimizin de ileride düzeleceğinin inancındayım.



  İÇİNDEKİLER                                           III
                                     
  ÖNSÖZ ...II
  GİRİŞ ...6
   1.KİL ...6
1.1.seramik ...7
1.2.terrakota figürinleri ..........................................................................................7
1.3.kil tabletler...7
1.4.fırın.. ...7
  2.TAHRİBATLAR ................................................................................................7
2.1.yapısal özellikleri................................................................................................7
  2.2.insan olumsuzlukları........................................................................................7
2.2.1.Hatalı yapım ...8
  2.3.biolojik etkenler……........................................................................................8
2.3.1.organik ve inorganik maddeler......................................................................8
2.3.2ağaç kökleri………….......................................................................................8
2.3.3mantarlar…………….......................................................................................8
2.3.4metaloinler………….........................................................................................8
  2.4.doğa koşulları…………....................................................................................9
2.4.1.toprak altı….………….....................................................................................9
2.4.2.asidik ortamlar…………..................................................................................9
2.4.2.1.sırlı ve sırsız kil eserler..................................................................................9
2.4.3.bazik ortamlar………….................................................................................10
2.4.4.tuzlu ortamlar…………..................................................................................10
2.4.5.çözünen tuzlar…………..................................................................................10
2.4.6.çözünmeyen tuzlar…………...........................................................................10
2.4.7.doğal afetler…………......................................................................................10
  3.TEMİZLEME…………......................................................................................11
3.1.mekanik temizleme………….............................................................................11
3.1.1.kum püskürtme yöntemi………….................................................................11

3.2.fiziksel temizleme…………................................................................................11
3.3.kimyasal temizleme………….............................................................................12
3.4.çözünebilen tuzlar...............................................................................................12
3.5.çözünemeyen tuzlar………….............................................................................12
   4.KORUMA ALTINA ALMA ..............................................................................13
4.1.Özel bant ile sarma .............................................................................................13
4.2.Beyaz tutkal kağıt kullanımı .............................................................................13
4.3Sert köpük içine yerleştirme ...............................................................................13
4.4.Alçı ile kalıp alma ...............................................................................................14
   5.TASNİF ...14
  5.1.Arazi  tasnifi...14
5.1.2.Tespit ...14
5.1.3.Teşhis. ...14
  5.2.Atölye tasnifi ...15
  5.2.1.Metal çubuk yerleştirme................................................................................15
5.2.2.kırık birleşme yerlerine delik delme...............................................................15
5.2.3.küçük parçalara delik delme…………...........................................................16
5.2.4matkap kullanımı ve metal çubuk....................................................................16
   5.2.5.Sağlamlaştırma…………...............................................................................16
5.2.5.1.fırça yöntemi ile sağlamlaştırma...................................................................17
5.2.5.2.daldırma yöntemi ile sağlamlaştırma............................................................17
5.2.5.3.vakum yöntemi ile sağlamlaştırma................................................................17
  5.2.6.Yapıştırma ...18
5.2.6.1.kum havuzu ve doğrultu tayini......................................................................18
5.2.6.2.yapışkan artıkları…………............................................................................18
  5.2.7.Tümleme………………………………………………………........................19
   5.2.7.1.Kırık Kenar Uygulamaları………………………………………….…........19
   5.2.7.2.Bantlama……………………………………………………………………..19
   5.2.7.3.Nemlendirme……………………………………………………………........20
   5.2.7.4.Dolguya Dayanak Sağlayan Mal. ……………………………………..........20
   5.2.8.Yöntemler……………………………………………………...………...........21
   5.2.8.1.Akıtma (Dolguyu Yerleştirme)Yöntemi……………………………….........21
   5.2.8.2.Maskeleme Yöntemi……………………………………………………......22
   5.2.8.3.Balon Yöntemi…………………………………………………………...…22
   5.2.8.4.Kalıp Alma Yöntemi…………………………………………………..…...23
   5.2.8.4.1.Elle Kalıp Alma……………….…………………………………….…....23 5.2.8.4.2.Çarkta Kalıp Alma…………………………………………………..…...24
   5.2.8.5.İskelet Yöntemi…………………………………………………..……........25
     5.2.9.Dolgu ve Kullanımı………………………………………………………….25
   5.2.9.1.Alçı ………………………………………………………………..…,..........25
   5.2.9.2.Alçı Oluşturma………………………………………………………...……26
   5.2.9.3.Eksik Kısma Uygulama………………………………………………...…..26
   5.2.9.4.Sentetik Dolgu………………………………………………………....…....26
   5.2.9.5.Sert Dolgu………………………………………………………..……..……26
     5.2.10.Boyama………………………………………………………………..…….26
   5.2.10.1.Tümleme Sonrası Boyama ………………………………………..…..…..27
   5.2.10.2.Dolgu İçine Karıştırma…………………………………………...…….….27
   5.2.10.6.Tümlenen Kısma Sonradan Seramik Parçası Yerleştirme……………...27
   6.DÖKÜMANTASYON…………………………………………………….…......28
   6.TAŞIMA……………………………………………………………………….….28
   7.DEPO…………………………………..……………………...……………...…..28
   8.MÜZE…………………………………..……………………...……………...…..28  SONUÇ………………………………………………………………….……….…..29
   KAYNAKLAR……………………………………………………………………....30


1. GİRİŞ :
   
Kil tabiatta bol miktarda bulunan minerallerdendir. Fakat saf kil bulmak oldukça zordur. Kilin içerisinde en çok kalker, silis, mika, demir oksit bulunur. Genellikle 0,002 mm'den daha küçük taneli malzemeye kil adı verilmektedir. Kil sarımtırak, kurmızımtırak, esmer gibi renklerde bulunur. Bu özelliğini bileşiminde bulunan yanıcı maddeler verir. Kilin yapısı itibarıyla su çekme özelliği vardır. Bu nedenle kil daima nemlidir. Kili meydana getiren maddeler sulu alüminyum silikatlerdir. m Al2O3 , n SiO2 , p H2O genel kimyasal bileşim formülü ile ifade edilen kil, çok saf olduğu zaman hidrate Alümin Silikat (kaolinit) adını alır. Kaolinit'in kimyasal formülü, Al2O3 .SiO2. 2H2O dur.Kil eserler ise pişme teorilerine göre: Kil, düşük ısı derecesinde bir etüve konulursa sertleşir; önce serbest haldeki suyunu, daha sonra da emdiği suyun önemli bir kısmını kaybederek gittikçe artan bir rötre yapmaya başlar. Etüvün ısı derecesi 200ºC'yi geçmezse bu olay geriye dönüşebilir. Bu durumda kil soğuduğu zaman öğütülerek pudra haline getirilerek su ile yoğurulursa plastisite gösterebilir.

1.KİL

Çapları iki mikrondan küçük olan mikroskopik kil minerali parçacıklarına kil adı verilir.
Doğal kil içinde kimyasal bileşenleri yapıları ve onarıları farklı çeşitli katkılar bulunur fiziksel karakterleri ise içlerinde kil mineralinin blunmasıdır.
Bunlardan en önemlileri montmoriillıonıt,lilt ve kalounittir.

1.1.   Seramik :

 insanlar yiyeceklerini ve içeceklerini saklamak amacıyla seramik yapmışlardır.
Fakat asıl aletin keşfinden sonra kalıcı eserler verilebilmiştir.
Keramik kelimesi eski hint Avrupa kökenden gelmektedir doğmak anlamındadır.
Kuşkusuz insanlar ilk seramiklerini sırsız olarak yapmışlardı.
Bilinen en eski seramikler anadolu’dan gelmektedir. 

1.2. Terakota figürinleri :

 Terakota Latince bir kelime olup pişmiş toprak anlamına gelmektedir ilk önceleri neolotik dönemde çok sade olarak gördüğümüz bu heykelcikler zamanla geliştirilerek belli forma ulaşmıştır.
Heykelcikler belirli yerlerde kullanılmıştır ,tapınaklarda adak eşyası,mezarlarda mezar eşyası olarak kullanıldıkları gibi,güncel hayatta çocukların oyuncağı olarakda kullanıldıklarıda görülmektedir.

1.3.Kil tabletler :

Kağıdın olmadığı dönemlerde ilk önceleri değişik şekiller daha sonraları ise yazı yazılan kil levhalardır.

1.4.Fırın :

Pişirme amacıyla insanların bazı ihtiyaçlarını gidermek için oluşturdukları yapı türüdür.
Yapısal olarak zaman içerisinde değişime uğramamıştır.

  2.TAHRİBATLAR

2.1. Yapısal özellikleri :

Kilin içerisinde bulunan malzemelerin pişirilirken az pişmiş veya çok pişmiş olarak .
Farklılaşma görülür, buda kilin zamanla çatlamasına, dağılmasına neden olur bu nedenle
Kilin içersinde bulunan maddeler, arasında uyuşmamazlık varsa kısa sürede kil zarar görür.

2.2. İnsanların etkisi :

insanlar gerek bilerek gerekse bilmeyerek eserlere zarar vermektedirler .
Kendi düşüncelerine ters olan eserleri yok etmektedirler.
Bunlarda çözümü olmayan sonuçlar doğurabilir.

2.2.1. Hatalı yapım :

Kil aynı şekilde içinde bulunan malzmenin yanı sıra pişirme derecesi çarkta yada elde yapılırken görülmeyen hatalar vb durumlar bu esere tahrip etmenin yanında kazı yerinde
Bulunan herhangi bir kil eser formunda farklılıklar görülebilir tasnif sırasında zorluklar çıkartabilir nedeni ise hatalı işçilikten doğar.

2.3.  Biyolojik etkenler :

Toprak altında ve üstünde bulunan biyolojik canlılar kil eserlere oldukça zarar vermektedir.
Bunların içinde mikroorganizmalar,organik atıklar,mantarlar,böcek vb varlıklar  bitkiler
Bunların salgıladıkları asitler eserler oldukça zarar vermektedirler.

2.3.1. Organik ve inorganik maddeler :

Organik atıklar denilince ilk aklımıza gelenlerin  başında hayvanların atıkları bunlar eserin büyük oranda zaarar görmesine neden olur.
İnorganik maddeler ise kimyasal maddeler bunlar metalleri oluşturan kimyasallar esere
Nüfus ederek tahrip olmasına neden olur

2.3.2. Ağaç kökleri :

Ağaç kökleri toprak altında bulunan kil eserlerin yerlerinin değişmesine bütün olan killeri parçalayıp ve salgıladıkları asitlede killere çok önemli zararlar vermektedirler.

2.3.3. Mantarlar :

Mantarlar kil  eserlere salgıladıkları asitler nemi çekme özellikleri ile kilin gözeneklerinden
Girerek telafisi güç olan zararlar verirler.

2.4. Doğa koşulları :

Acil koruma önlemleri, kil eserin toprak altında bulundukları ortam ve toprak üstündeki
 İklim şartları nem ve ısı durumuna göre değişiklik gösterir.

2.4.1.Toprak altı :

Kil eserler toprağın altında bulundukları ilk andan itibaren bozulma sürecine girerler ve ortamla nisbi bir dengeyle bozulma süreci yavaşlar ancak bu süreç içerisindebazı eserler yok olma durumuna kadar gelmektedir nedeni ise toprak altında bulunan olumsuz ortamlardır.

2.4.2. Asidik ortamlar :

Çömlekeler üzerinde yapılan analizler sonucunda pişmiş toprak eserlerin tahribatına,neden olan en önemli etkenin toprak içinde oluşan çözünmüş asitler oldukları saptanmıştır.
Çanak çömleklerin gömülü bulundukları kireç taşlı  toprak.
Çevrede bulunan karbonik asit ile reaksiyona girerek su içinde çözünen kalsiyum karbonata
Dönüşür ortamda ye alan pişmiş toprak eserler üzerine çökelen kalsiyum bikarbonat
Eserler üzerinde tabaka olarak birikir.

2.4.2.1. Sırlı ve sırsız eserler :

Sırlı eselerde çömleklerin yüzeyine çeşitli maddelerden oluşturulmuş bulamaçla kaplamaya sırlamak denir.
Bu işlem yapılırken fırınlama işlemi birkaç kez devam etmektedir işlem sırasında ısı farklılıklarından ve soğutulmalarından dolayı sırlar üzerinde mikro çatlaklar oluşmaktadır ve zamanla çatlaklar genişleyerek sır tabakası yok olur.
  Sırsız eserlerde çömlek hamurundaki maddelerin birbirleriyle uyum sağlamamasından dolayı az pişmiş çok pişmiş kısımların bulunması kısa sürede tahrip olmasına neden olur.

2.4.3. Bazik ortamlar :

Pişmiş toprak eserlerin bulundukları bazik ortamlarda bulunan kalsiyum tuzları çözünemedikleri için,çömleklerin yüzeyinde birikerek kabuk biçiminde bir tabaka oluştururlar.
Eserlerin üzerlerinde biriken tuzların kalınlığı ortamda bulunan kalsiyum tuzlarının miktarına bağlıdır.
Ayrıca toprak altındaki suyun hareketlilik durumu içinde yer alan yüksek orandaki kalsiyum tuzlarının toprak ürünü eserlerin gözeneklerine girerek yerleşip katılaşmalarına ve eserler üzerinde gerilimli kalın örtülü tabakalar ile kalıcı hastalıkların meydana gelmesine neden olur.
Yüzeyin yarılması, yüzeyden parça kopmalar ve kabuk atmalar.

2.4.4. Tuzlu ortamlar :

Tuz  eser üzerinde önemli rol  oynar  tuzlar gözeneklerden girerek esere nüfuz ederler ve içerisinde kristalleşmeye başlayıp ve genleşerek çatlamasına neden olur.

2.4.5. Çözünen tuzlar :

Eserlerin tahribatına neden olan etkenlerin başında toprak içinde yer alan çözünebilen sodyum klorür ve sodyum nitrat ile sodyum karbonat tuzları gelmektedir.
Bu tuzlar yer altı suları,nem veya yağmur aracılığıyla çözünerek çömleklerin üzerinde birikmekte veya çömleğin çatlak ve kırık yerlerinden iç tabakalarına sızarak tuzlu ortamlar oluşturmaktadır.
Pişmiş toprak eserlerin bulundukları çevrede yer alan tuz miktarı, çözünürlük değerinden daha düşük oranlarda ise bu tuz ortamda  yer  alan torak eserlere fazla etki yapmamaktadırlar.
Ancak eserlerin çevresinde yer alan tuz miktarı doygunluk yani suda çözünebilecek en yüksek oranda olursa suda erimeyen ortamdaki fazla tuz eserler üzerinde birikerek kristalleşirler.

2.4.6. Çözünmeyen tuzlar :

Toprak içinde uzun süre kalmış olan çömleklerin büyük bir kısmı üzerinde ince veya kalın
Tabakalar biçiminde kalkerli kristaller yer alır.
Bu tür kristaller özellikle kalkerli topraklarda veya fazla kalker içeren yer altı sularının bulunduğu ortamlarda uzun süre kalan pişmiş toprak eserler üzerinde rastlanmaktadır.

2.4.7. Doğal afetler :

Deprem, sel, toprak kayması çığ gibi doğal afetler eserlerin parçalarının dağılmasına neden olmaktadır.

    3.TEMİZLEME

3.1. Mekanik temizleme :

Mekanik temizleme eserlerin sağlığı açısından ideal temizleme yöntemidir.
Amaç kil ile ese arsındaki ikinci bağları kopararak her iki nesneyi serbest bırakmak veya
Eserin yüzeyinde birikmiş kirleri temizlemektir.
Çanak çömlek üzerinde yer alan çamur tabakasının veya kirlerin alınması, normal koşullar içerisinde diş fırçalar, tırnak fırçalar, plastik veya ahşap kazıyıcılar ve kesici aletler dişçi aletleri pirinç uçlu aletler mekanik temizlemede kirin veya kalker tabakasına bu aletler yardımıyla uygulanır. 

3.1.1.Kum püskürtme yöntemi :

Mekanik temizleme aracı olarak ku püskürtme metodu kum püskürtme aletiyle yapılan temizleme işlemidir.
Bunun için meme delikleri  0.1 mm olan özel hazırlanmış aletler ile aynı oranda ince kum taneciklere ve hava basıncına ihtiyaç vardır bu metod genellikle üzerinde kalker tabakası sertleşmiş durumda olan eserlerin yanı sıra suya dayanıksız çömleklerin temizlenmesinde
kullanılır.

3.2. Fiziksel temizleme :

Günümüzde mali sorunlar sebebiyle pek uygulanmayan fiziksel temizlemede yardımcı eleman
Olarak  lazer kullanılır .

3.3 kimyasal temizleme :

Kimyasal maddelerle yapılan uygulamadır kir veya tabakanın şekline göre çeşitli kimyasallar ve
yardımcı elemen olarak su kullanılmaktadır.

3.4. Çözünen tuzların temizliği :

Çömleklerde bulunan çözünebilir tuzların temizliği zorunlu olduğu halde çoğu kez arkeolog ve müzeciler tarafından yapılmaktadır.
Aslında tuzların temizliği için çok basit yöntemler uygulanır.
Bilindiği gibi toprak içinde çözünen bu tuzlar nem ile birlikte çömlek tarafından emilir .
Bunların çömlekten çözünüp uzaklaştırmaları bu yöntemin tersi bir uygulamayla yapılabilir.
Bunun için eserdeki su durumu nötr duruma getirilene kadar su içinde tutulur.
Ancak bu işlemden önce eserin suya dayanıklılığı test edilmelidir.
Suya dayanıksız olan eserler suya daldırmadan fakat sürekli ıslak tutularak veya kağıt hamuruyla lokal olarak yapılır.bazen bu durum günlerce hatta haftalar sürebilir .
Suya karşı dayanıklı olan eserler ise su dolu kap veya küvetin içerisinde asılı olacak şekilde yerleştirilir.
Çünkü çözünen tuzlar genellikle kabın dibine çökelirler.
Tuzları daha kolay temizlemek için 40 c ısıtılır ve 12 saatte bir suyu değiştirilerek işlem tamamlanır.

3.5 Çözünemeyen tuzların temizliği :

Çanak çömleklerin temizliğinde asit kullanımı ne kadar tehlikeli olsa da çoğu kez konservatörlerin vazgeçemedikleri bir temizleme maddesi olarak devamlı karşımıza çıkmaktadır.
Örneğin kalsiyum karbonatla kaplı çömlek yüzeylerin temizliğinde formik asit  yada   asetik  asit etkili olmaktadır. bu işlem için emayeli, cam veya plastik bir kap içine önce su doldurulur.suyun içine çözücü olarak kullanılacak asit % 10-15 oranlarında ilave edilerek karıştırılır.
Kalsiyum tuzlarından arındırılması ön görülen eser, bu karışımın içine sokulmadan önce damıtık su içinde birkaç gün bekletilir içindeki küçük tuzların yumuşaması sağlanır.
Bu işlemden sonra hazırlanan asit, eserin küçük bir parçası üzerinde test edilir.
Eğer eser zarar görmüyorsa hazırlanan  çözeltinin içerisinde bekletilir arada çıkarılır tuz değerleri ölçülür ve fırçalanır  işlem bittikten sonra saf suyun içerisinde uzun süre bekletilerek eser tuz lar dan arındırılmış olur.

  4.KORUMA ALTINA ALMA

 4.1. Özel bant ile sarma :


Dikkat edilmesi gerekilen özellik özel bant ın  eser üzerine direkt olarak sarılmamasıdır.
Bant ve eser yüzeyi arasına izolasyonu sağlayan ara tabakası konmalıdır.
Eserin direkt teması sırasında  gözle görülmeyen motiflere zarar verebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
 
4.2. Beyaz tutkal kağıt kullanımı :

Tutkalın akışkanlık kıvamına göre yüzde 10 su ileve edilerek seyreltilir.
Uygulama sırasında tutkal suya ilave edilmelidir.çünkü karışımı zor olmaktadır.
Hazırlanmış olan emme özelliği yüksek kağıt şeritler karışım, içine daldırılarak fazla bekletilmeden çıkartılır tamamen temizliği yapılmamış buluntu  üzerine yayılır
Değişik yönlerde ve gerekli görülen kalınlığa kadar bu eserin büyüklüğüne bağlıdır
Kağıt şeritler yerleştirilerek kurumaya bırakılır  böylece eserin kaldırma anında dağılması önlenmiş olur.

4.3. Sert köpük içine yerleştirme:

 Buluntu korunmasının başka bir yöntemidir. Fakat sert köpük en iyi izolede bile ufak delikler ve çatlaklar arasından sızarak esere zarar verebilme ihtimali göz önüne alınarak         
Bu yöntem kullanılmamaktadır.
 
4.4.Alçı ile kalıp alma:

En iyi kaplama malzemesi alçıdır. Çünkü ucuz v en önemlisi ise rahat çalışılabilecek bir
Malzemedir
Paketlenecek olan esrin üzerindeki yapışmış toprağı izole etmek için etrafına kağıt  sarılır çok parçalı eserlerin üst yüzeylerine kağıt yerine alimünyumlu kağıt kullanılması gereklidir. izalasyon  tabakasının üzerine alçı yayılır.
Büyük eserlerde alçının kırılganlığını azaltmak için güçlendirici malzeme kullanılır.
Çuval ve kaput bezleri en iyi sonuç verenlerdir laboratuarda gerekli röntgen çekilir ve güçlendirici olarak metal çubuk kullanılır.

  5.TASNİF

5.1. Arazi tasnifi:

Kazı alanında çıkan eserler yerlerinde incelenerek tasnifi ve teşhisi yapılır.

5.1.2.Tespit :

Çıkan parçaların ilk aşamada eskiz çizimleri yapılır ve fotoğrafları çekilir bunun yanında ilk numaralandırma işlemi arazide  yapılır birleşebilen parçalar kendi ararlında ayrılarak atölyedeki işlemlere tabi tutulur.

  5.1.3.Teşhis :

Parçaların teşhisi yapılır  eğer toplu bir şekilde seramikler ve diğer eserler kendi aralarında ayrılır eserler ortaya çıkarılmış olur.
Seramiklerde malzemesine göre ,bezemesine göre ,formuna göre kendi aralarında ayrılarak teşhisleri  yapılır  bunu yanında eserin düşme  durumu hangi döneme ait olduğu bilgi fişine yazılır.
 
5.2.Atölye tasnifi:

Numaralandırılmış parçalar ve birleştirilecek parçalar  kendi içlerinde ayrılarak seramik in parçalarını birleştirmeye başlanılır bu işlemlerin bir çoğu atölyede uygulanmaktadır.
 

5.2.1.Metal çubuk yerleştirme :

Eskiden pithosların onarımlarında kullanılan yapışkanların yanında güçlendirici olarak metal çubuklar, dıştan keneet yerleştirme veya çembere alma şeklindetatbik edilmekteydi.
Bu tür çalışmalar estetik açıdan  ve görsel açıdan olumlu bir görünüm oluşturmamasıyla birlikte,
Eser üst yüzeyinde kenet deliklerin açılmasıyla zarar verilmekte veya kullanılan metal çubukların açıkta kalmaları ve bunun sonucu nem ve ruutubet etkisiyle paslanmalarıpas kirinin akması pithosları çirkinleştirmektedir.
Bu olumsuzluları gösteren oanrılmış küpler müzelerde kolaylıkla görülmektedir.

5.2.2. Kırık birleşme yerlerine delik delme :

Aynı merkez ve doğrultuda delik delmek için kırık birleşen parçalar birleştirilir.
Hafifçe açılır.açılacak deliğin merkezi, kırık yüzeyde belirnelir parçalar açılır. Merkezden geçecek birbirini kesen iki çizgi çizilir.
Bunların uzantıları dış yüzeye aktarılır parçalar birleştirilir.
İlk parçada bulunan ve merkezi belirleyen çizgi uzatılır ikinci parçaya aktarılı.
Matkap ın doğrultusunu tayin etmeye yarayan her iki parçaya uzanan iki tarafa doğrultu çizgileri çizilir.
Parçalar ayrılır belirlenen merkez, ilk aşamada çalışır durumdaki matkap ucunun kaymaması için hafifçe oyularak iz oluşturulur parça doğrultu çizgilerine bağlı kalarak
Bir yere sabitleştirilir.
Merkezi doğrultu çizgilerinin doğrultusunda tutularak delme gerçekleştirilir.
 
5.2.3. Küçük parçalara delik delme :

Küçük parçalarda açılacak deliğin merkez ve doğrultusunda sapma olduğu takdirde bunu düzeltmek hemen hemen imkansızdır bu nedenle hata yapılmadan, aynı merkez ve doğrultuda delikler açılmalıdır.
Hata payıını en aza indirmek için, kırık birleşen parçalardan bir tanesinin, kırık yüzeyinde açılacak olan deliğin yeri belirlenir ve o merkeze delik açılır.
Elik içine metal çubuk yerleştirilir. Açılmış olan deliğin doğrultusu, metal çubuğa bağlı kalarak dış yüzeye dış yüzeye farklı iki taraftan aktarılır.
Parçalar kırık kırığa birleştirilir.
Açılmış olan deliğin merkez ve doğrultusu ikinci parçaya aktarılır matkap ı parça üzerine bastırma yerine, matkap sabit tutulup, parça çalışır durumdaki matkap ucuna doğrultu çizgilerinin paralelinde bastırılır.


5.2.4 Matkap kullanımı ve metal çubuk :

Matkap kullanımı tecrübeli kişiler tarafında uygulanmalıdır çünkü en ufak bir kaymada eser üzerinde kayma nedeniyle çatlamalar görülebilir darbeli çalıştırılırken ise kopma gibi durumlarla karşılaşabilinir.
6mm çapında delik açılması gerektiğinde 3 mm lik matkap ucuyla delik açılmış ve daha sonra 5 ve 6 mm çapında matkap uçları kullanılarak delik genişletme işlemi yapılır.
Böylece ilk aşamada açılan deliğin doğrultu ve merkezinde sapma olduğu takdirde düzeltilebilme imkanı oluşmasıyla birlikte, edelik açma sırasında parça üzerine oluşturulacak basınç azaltılmış olur.

5.4.5.sağlamlaştırma(konsolide) :

Düşük dereceli ısılarda pişirilmiş olan sırlı yada sırsız toprak eserler,zaman içinde sık sık tekrarlanan nemlenme ve kuruma çevrimleri sonunda yumuşamakta ve ve gevşek duruma gelmektedir.
Ayrıca bu eserler üzerinde yer alan boya astar gibi ilavelerde, yumuşamadan sonra gelen kuruma aşamasında tozumaktadır.
Bu aşamaya gelen eserlerde sağlamlaştırma yapmak gerekmektedir.
Yardımcı eleman olarak polivilin asetat veya arkrilik reçineler kullanılır.

5.2.5.1.Fırça yöntemi ile sağlamlaştırma:

Fırça en basit ve en seri sağlamlaştırma yapan araçtır.ancak, fırça ile yapılan uygulamada sağlamlaştırma maddesinin çözeni kısa sürede buharlaştığı için, çözünen madde eserin yüzeyinde birikerek  tabaka oluşturur.
Sıvıyı yeterince içine çekmeyen eser, istenildiği oranda sağlamlaşmaz.
Yüzey gerilimi olan çömleklerle,tozuma başlangıcında olan eserlerin setleştirilmesi fırça ile yapılır.

 5.2.5.2.Daldırma yöntemi ile sağlamlaştırma :

Gözenekli olan eserler daldırma yöntemi ile sertleştirilir.
Bunun için gerekli olan malzemeler 100/10 yapıştırıcı ile çözücüden elde edilen eriyik dolu kabın içerisine sertleştirecek eserler yerleştirilir ve belli bir zaman beklenir sertleşen eser
kurumaya bırakılır sertleştirme işlemi tamamlanır.

5.2.5.3.Püskürtme yöntemi :

Kolay dağılabilecek olan eserlerde uygulanır.
Hazırlanan eriyik püskürtme tabancası içine konduktan sonra eser üzerine uygulanır ve işlem tamamlanır.

5.2.5.4.Vakumlama yöntemi ile sağlamlaştırma :

Bu yöntem için vakum yapan bir aygıta ihtiyaç vardır.
Burada uygulanan yöntem daldırma işleminde yapılan uygulamanın devamı şeklindedir.
İçinde eser  ve sıvı bulunan kap, vakum yapan aygıta yerleştirildikten sonra vakum pompası çalıştırılarak aygıtın havas boşaltılır.
Boşalan hava yerini sıvı maddesini taşıyan şişenin musluğu açılarak sıvının eserin üzerine damlatılması sağlanır.
Sıvı, havası boşalan eserin üzerindeki gözeneklerden içeri sızarak orada katılaşır.
Vakumdan alınan eser açık havada bir süre tutularak kuruması sağlanır.




5.6.Yapıştırma :

Birleşen parçalar kendi aralarında ayrılarak numaralandırılır ve yapıştırma işlemine
Geçilir.
 yapıştırmada kullanılacak  malzemeler  şunlardır.
Yapıştırıcılar :peligom ,araldit,akemi,B72,gibi reçineler.
Çözücüler:toluen,aseton,sentetik tiner,su.
Yapıştırma işlemine alttan yukarıya doğru başlanır kırık yüzeye peligom sürülerek biraz beklenir daha sonra ikinci tabaka sürülür ve parça yapıştırılır.
Yapışmanın sağlam olması için kum havuzu kullanılır  yapışan parçalar havuzda bekletilir ve işaret parmağıyla doğru yapışıp yapışmadığı kontrol edilir.

5.2.6.1.Kum havuzu ve doğrultu tayini:

Yapıştırılacak olan parçalara peligom sürülmesinin ardından parçalar birleştirilip 40/40 lık hazırlanan içerisinde kum dolu olan kaba birleştirilecek parçalar havuz içerisine doğrultusu tayin edilecek şekilde yerleştirilecek parçalar bekletilir elde tutulacak parçalar ister istemez sallanabileceğinden bu yöntem uygulanır.
Biraz süre bekledikten sonra parçalar sorunsuz şekilde yapıştırılmış olur.

5.2.6.2.Yapışkan artıklarının temizlenmesi :

Yapıştırılması bitirilmiş olan eser üzerinde kalan yapıştırıcı kısımların temizlenmesi çözücü maddeler yardımıyla uygulanır pamuğa damlatılan çözücü pamuk yardımıyla silinerek yapışkan artıklarının temizlenmesi sağlanır.



5.2.7.TÜMLEME:

Günışığına çıkan her eserin bütün bir parça olmadığı gibi parçaların tamamının da bir arada olmadığı kesindir.Bu sebepten dolayı çıkan eser parçalanmış ve dağınık ise eksik parçalar aranır tespitler sonucu bulunan parçalar tasnif edilir,kayıp olan parçaların eserin üzerindeki yerleri tespit edilir.Eksik olan bu kısımları,seramiğin formuna uygun olarak dolgu maddesiyle tümlemek gerekir.Bütün seramik tiplerinde tümlenecek eksik kısma bazı işlem ve önlemler alındıktan sonra,arka yüzünden maskeleyerek,dolguya dayanak sağlayan bir destek yapmak gerekir.Bu ise kabın formuna göre değişik yöntemlerle olur.Ancak bazı seramiklerde dolguya dayanak sağlayan bir destek yapmak olanaksızdır.Bütün seramik tiplerinde tümlenecek kısma bazı işlem ve önlemler alındıktan sonra,arka yüzünden maskeleyerek,dolguya dayanak sağlayan bir destek yapmak gerekir.Bu ise kabın formuna göre değişik yöntemlerle olur.Ancak bazı seramiklerde dolguya dayanak sağlayan bir destek yapmak olanaksızdır.

5.2.7.1.Kırık Kenar Uygulamaları:

Kırık parçaların üst yüzeyleri nemlendirilmeli ve bantlanmalıdır.Parçaların yapıştırma ve tümleme esnasında herhangi bir şekilde dengi kaybı sonucunda yerinden oynamasını veya düşmesini engellemek amacıyla  kullanılmaktadır.Ayrıca;Dolguya dayanak sağlayan bir destek oluşturma ve dolguyu yerleştirme tatbik edilmeden önce,eksik kısmın kenarlarının,yüzeylerinin nemlendirilmesi ve üstünün bantlanması çalışmaları tatbik edilmelidir.

5.2.7.2. Bantlama:

Yapıştırma veya tümleme yapılacak yüzeye bantlama işlemi uygulanır işlemin amacı;seramiğin seramiğin kirlenmesini önlemek,tümleme malzemesinin zarar görmesini ve fazla kullanılmasını önlemektir.Dolgu yapılacak eksik kısmın bütün kernarları plastik bant kullanarak üstten kırık yüzey bitim kenarına kadar bantlanarak çevrelenir.Böylece dolgu dökümü sırasında kenarların kirlenmesi önlenmiş olmasıyla birlikte fazlalığın alınması sırasında yontu aletlerinin zarar vermesi önlenmiş olur.Bant ın kırık yüzey kenarından taşmamasına dikkat edilmelidir.Taşan kısım dolgu içinde kalacağından,bunun sonradan çıkartılmasında sorun olabileceği gibi uygulamanın gereksiz uzamasına da neden olunur.
Seramiğin bantı kabul etmesi ve çıkarılırken zarar vermemesi önemlidir.Zarar verdiği taktirde bu uygulamadan vazgeçilir.Seramiğin tümlenecek kısmın dışında kalan kısımlar,naylon örtü ile sarılarak dolgu ve yontu sırasında kirlenmesi önlenir

5.2.7.3. Nemlendirme:

Tümlemede kullanılacak dolgu malzemesinin kıvamında işlem yapabilmesi için kırık kenar yüzeylere herhangi bir sıvı ile hafif nemlendirilerek,dolgu malzemesinin mukavemetinin artırılmasına neden olmaktadır.Daha güçlü bir tümleme işlemi olmaktadır.Seramiğin dolgu malzemesi olarak kullanılan alçının nemini emmesini önlemek için bir sıvı ile kırık kenarları,ince kıl fırça kullanılarak nemlendirilir.Böylece alçının yapışkanlığı dengede tutulmuş olur.Nemlendirici su olabilir.Fakat seramik şartlara göre değişime uğramış ise bu tür nemlendirme için su uygun değildir.Çözücüsüyle birlikte seyreltilmiş peligom veya herhangi bir yapışkan çok daha etkili olmaktadır.Bu uygulama İznik Çini Fırınları kazısın da olduğu gibi,gün ışığına çıkarılan ince grenli ve sık dokulu sırlı seramiklerin düz olan kırık yüzeylerinin nemlendirilmesinde de etkili olmaktadır.Ayrıca kenarlara zarar verilmeyecek şekilde,alçının daha güçlü birleştirme oluşturabilmesi için kırık yüzeylere çizik veya çentikler yapılabilir.Bu ise onarımcının seramik üzerinde yaptığı teşhis ve oluşturduğu onarım planına bağlıdır.

5.2.7.4. Dolguya Dayanak Sağlayan Malzeme:

Seramiğin dik bir şekilde durabilmesi yada gereken açı ve derecede durdurulup dolgunun yapılmasındaki işlemde en önemli dikkat edilecek hususlardan birisidir.Ülkemizde genellikle kazılarda,seramik tümlemesinde dolguya dayanak sağlayan malzeme olarak belirli yerlerde bulunan çarkta çıkabilecek kıvamda seramik hamuru kullanılmaktadır.Plastrin’de en çok kullanılan malzemedir.Fakat bunların bazı yörelerde temin edilmemesi veya var olmasına rağmen gerek duyulması sonucu bazı seramiklerde dolguya dayanak sağlayan malzeme olarak Van kalesi kazısın’da kübün eksik olan kısmının büyük olması nedeniyle kăsede balon ve Kelenderis kazısında lekitosun boyun ve ağzında bükülerek silindire benzer duruma getirilen kağıt kullanılmıştır.

5.2.8.Yöntemler:

Seramikler ve genel eserler için tümleme yöntemleri birbirine zincirlemedir.Çoğunda uygulanan yöntemler aynı yada benzeridir.Seramiklerin formlarına ve eksik kısmın büyük veya küçüklüğüne göre çeşitlilik gösterirler.Kazılarda genel olarak yöntem uygulamaları aşağıda sıralanmıştır.

5.2.8.1. Akıtma (Dolguyu Yerleştirme) Yöntemi:

Günışığına çıkarılan eserlerin ağızlarında veya gövdelerin dar kısımlar varsa ve buralara normal tümleme yapılamıyorsa eksik olan kısımlarının tümlenmesinde uygulanır.Bu seramiklerde dolguya dayanak sağlayan bir destek oluşturmak olanaksızdır.Eksik olan kısmın kenarları temizlenir,bantlanır ve nemlendirilir.Seramiğin eksik kısmı oturduğu yüzeye dik açı yapacak şekilde yatırılır.Böylece kırık kenarın yüzeyi,oturma yüzeyine paralel hale getirilmiş olur.Normal kıvamında biraz daha sulu hazırlanmış olan alçı.Spatula veya küçük bir kaşık ile azar azar yerleştirilir.Çok kısa bir süre sonra seramik çevrilerek aynı doğrultuda diğer kırık yüzeyede alçı yerleştirilir.Bu şekilde alçının dolma durumuna göre seramik çevrilir.Daha önce yerleştirilen alçının üzerine,tekrar alçı ilave edilir.Sürekli olarak alçı kapanıncaya kadar işleme devam edilir.Seramiğin eksik kısmı arkadan herhangi bir destek olmaksızın tümlenir.Bu arada görülmeyen iç kısımda hafif bir taşma olacaktır.Gerekli görüldüğü taktirde önemsiz olan bu taşma,uygun alçı törpüsü kullanılarak yok edilir.
Bazı seramiklerin eksik kısımları büyük olmaktadır.Knidos kazısında dar ağızlı anforada olduğu gibi böyle durumlarda alçıya dayanak sağlayan malzeme ile maskeleme yöntemi uygulanarak,eksik kısmı küçültmek gerekir.Alçı dökümü yapıldıktan sonra maskeleme de kullanılan malzeme küçük boşluktan veya ağızdan çıkarılır.Kalan eksik kısım dolguyu yerleştirme yöntemiyle tümlenir.

5.2.8.2. Maskeleme Yöntemi:

Dolgunun uygulanamayacağı yerlerde bunlar;dar ağızlı yada dolgunun sıvısının giremeyeceği yerlerde uygulanmakta ve kullanılmaktadır.Çoğunlukla geniş ağızlı seramiklere uygulanır.Dar ağızlı seramiklerde belli bir yere kadar uygulamak mümkündür.En çok kullanılan yöntemdir ve kazılarda tatbik edilmiştir.Maskeleme kil,plastrin,strofor,balon,çeşitli kağıtlar ve hatta zorunlu kalındığında el avuç içi ile de yapılabilir.
Fakat en iyi kullanım malzemesi çarkta çekilebilecek kıvrımda olan kil hamurudur.Yumuşak fakat elastiki olmayan kil hamuru, düz bir satır üzerinde avuç içi veya tahta takoz kullanılarak istenilen kalınlıkta bir tabaka haline getirilir.Spatula veya kesici alet kullanılarak kenarları düzeltilir.İhtiyaç duyulan büyüklükte bir dilim oluşturulur.Kabın içinden eksik olan kısma yerleştirilir.Arkadan kabın formuna uygun bir kavis kazandırılıncaya kadar bastırılır.Kil levhanın kaymaması için kenarları kabın iç yüzeyine bastırılarak yapışması sağlanır.Son düzeltmeler spatula ile yapıldıktan sonra dolgu maddesinin dökümü gerçekleştirilir.
Kabartma bezekli seramiklerin eksik kısımlarının maskelenmesi daha zordur.Maskelemeyi bezeklerin durumuna ve uzaklığına göre yapmak gerekir.İznik tiyatro ve Knidos kazılarında olduğu gibi kap içinden çalışma imkanı olduğunda,kil levhası ile seramiğin sağlam dış yüzeyinden bezek kısmının negatif kalıbı alınır.Eksik kısma mevcut olan bezeklerin durumuna  göre seramiğin dış yüzünden yerleştirilir.Döküm,seramiğin iç kısmından yapılır.
Kazılarda günışığına çıkarılan bazı seramiklerin tümlenecek eksik kısımları büyük olabilmektedir.Bunların maskelenmesi bir kerede yapmak çok zordur.Bu bakımdan işlemi birkaç kere tekrarlamak gerekir.Uygulamacının düşündüğü tümleme planına göre,eksik kısmın bir bölümü maskelenir.Dökümü yapılır.Dolgu maddesi kurutulduğunda kalan eksik kısmın maskelenmesi uygulanır.Seramiğin eksik kısmı kapatılıncaya kadar işleme devam edilir.

5.2.8.3. Balon Yöntemi:

Bu yöntem kazılarda günışığına çıkarılmış olan dar ağzılı yuvarlak eserlerde yapılamayan tümleme işlemlerinde uygulanır.Yapıştırılan seramik,etrafı eksik kısımdan geçmeyecek şekilde ip veya bant ile sarılır.Bu içine yerleştirilen ve hava ile genişleyen esnek malzemeden oluşturulan balonun seramiğe yapacağı basınca karşı bir önlemdir.Aksi taktirde seramik çatlayabilir veya yapıştırılan yerlerinden ayrılarak
dağılabilir.
Şişirme işlemine,balonun seramik formuna uygun bir görünüm kazandığında son verilir.Böylece eksik kısma dolguya dayanak sağlayan bir destek yapılmış olur.
Seramiğe ait olan ve çok az kısımları birleşen veya kırık kırığa birleşmeyip aynı seramiğe ait oldukları kesin olarak saptanan parçanın yerleri tahmin edilen kısımlara oturtulur.Bu parçaların belirlenen yerlere oturtulması,kalınlarına,çark izlerine ve bezemeye bağlı kalacak şekilde olmaktadır.Hazırlanan dolgu maddesi eksik kısımlara seramiğin formuna uygun olarak dökülür.
Çok eksiği olan ve hatta yapıştırılma sonucunda bile bir bütünlük teşkil etmeyen seramikler belli yerlere kadar maskeleme yöntemi ile tümlenmesi yapıldıktan sonra balon yöntemi tatbik edilir.

5.2.8.4. Kalıp Alma Yöntemi:

Uygulanacak seramiğin yüzeyi temizlenir,seramikte alınacak kalıp titizlik bir şekilde uygulanır.Bunlarda değişik malzemeler kullanılabilir.Alınan kalıp üzerinden yineleme veya esere devam etme çalışmaları uygulanır.daha çok tabaklara ve yayvan seramiklere uygulanabilmektedir.Malzeme olarak,plastrin veya kil gibi form ve şekil verilebilen maddeler kullanılabilmedir.Kalıp alma elde ve çarkta olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilir.

5.2.8.4.1. Elle Kalıp Alma:

Parçalar günışığına çıkartıldıklarında ya dağılmış olmaktadırlar yada parçaları kayıptır.Bu  sebepten dolayı parçaları bulunamayan veya dağılmış olan eserlerde tatbik edilecek bir yöntemdir.Tabak parçalarına bakılarak,tabağın çapı tespit edilir.Pergel ile çap düz bir zemin üzerine yerleştirilen kağıda aktarılır.Parçalar çap üzerine yerleştirilerek kontrolü yapılır.Kalıp alma maddesi olarak kullanılan kil,tabağın sağlam bir parçasının iç kısmına formu kazandırılıncaya kadar bastırılır.Üstü tamamen doldurulup, düzeltilir.
Kesici alet ile seramik parçası içine doldurulan kil, üçgen şeklinde kesilir.Üçgen kil parçası alınarak,daha önce tespit edilen çap üzerine ters çevrilerek yerleştirilir.Tekrar aynı uygulama ile kalıp alınır ve üçgen kil parçası diğerinin yanına oturtulur.Bu şekilde devam edilerek tabağın eksik kısmının bir bölümünün kalıbı alınmış olur.İşleme devam edilerek tabağın tüm kalıbı alınabilir.
Üçgen parçalar arasındaki birleşme yerleri,spatula ile düzeltilir.Eksik kısımlar var ise kil ilave edilerek doldurulur.Tabağa ait yapışmış veya ayır olan parçalar oluşturulan kalıp üzerine yerleri tespit edilerek yerleştirilir.Eksik kısımlar,dolgu maddesi ile dış formuna uygun şekilde doldurularak tabağın dökümünün bir kısmı tamamlanır.Dolgu kuruduğunda, kalıptan alınır.Çevrilerek kalan  eksik kısım kalıba yerleştirilir ve dökümü yapılır.
Kabın tamamının kalıbı alındığında döküm bir kere gerçekleştirilir.Bu ise kabın kalıbının yarısının alınmasına nazaran daha sağlıklı bir çalışmadır.Fakat kalıp alma malzemesinin büyük olabilen seramiğin kalıbının alınmasında yetersiz kalması parça parça dolgu dökümü yapılmasına zorunlu olarak gerektirmektedir.

5.2.8.4.2.. Çarkta Kalıp Alma:

Çap ölçümleri yapılacak olan eserlerde tabak veya küp benzeri eserlerin çark ebatları alındıktan sonra kalıp işlemine geçilir.Uygulama anında,kalıbı alınması düşünülen kaba ait parçalar ile çark üzerine oturtulmuş seramik hamuruna verilen form sürekli kontrol edilerek çalışma tamamlanır.
Belirlenen formun negatifi,alçı tornasına oturtulan alçı blok unun yontulmasıyla da gerçekleştirilebilir.Yapılan  alçı negatif kalıp üzerine seramik parçaları yerleştirilir.Tümleme yapılmadan bu şekilde teşhire konur.

Alçı negatif kalıp üzerine dolgu dökümü yapılmadan önce,sulandırılmış arap sabunu veya gomalak sürülerek izolasyon oluşturulmalıdır.Yeterli olduğu parmakla kontrol edildikten sonra tabak parçaları kalıp üzerine yerleştirilir.Eksik kısımlar dolgu maddesi ile (alçı) doldurulur.
Kalıp üzerine sürülen arap sabunu,alçının kalıba yapışmasını engeller.Her zaman uygulama her seramikte iyi sonuç vermez.Çünkü tümlenen kabı kalıp çok parçalı olsa dahi kalıptan çıkarmak her zaman kolay olmayabilir:Zorunlu olunmadığı taktirde uygulanmayıp diğer yöntem tercih edilmelidir.Ancak çok eksiği olan seramiğin tümlenmesini yapmadan alçı negatif kalıp ile teşhire koymak olumlu bir çalışmadır.

5.2.8.5. İskelet Yöntemi:

Metal çubuklar arasından bez şeritler geçirilir ve tüm eksik kısım kapatılır.Alçıya dayanak sağlayan destek oluşturmadan döküm gerçekleştirilir.Fakat imir kuşağı kazısında yapılan uygulamalarda alçının ağırlığı nedeni ile esneyen tülbent şeritlerin bazı yerlerde form bozukluğu oluşturması ve dışta kalmaları sonucunda olumsuzluklarla karşılaşılmıştır.Bu nedenle kullanılacak bezin sık dokulu olması gerekmektedir.

5.2.9. Dolgu ve Kullanımı:

Ülkemizde yapılan kazılarda gün ışığına çıkarılan seramiklerin tümlenmesinde dolgu olarak hemen hemen hepsinde doğal olarak kabul edebileceğimiz alçı kullanmaktadır.Sentetik olarak kullanılan dolgu malzemesi Avrupa ülkelerinde bulunmaktadır.

5.2.9.1. Alçı:

Kazılarda dolgu malzemesi olarak kullanılan alçının oluşturulması ve eksik kısımlarda kullanımı belli bir sisteme ve bazı özelliklere sahip olduğundan ayrı bölümler halinde anlatımı gerçekleştirilmiştir.

5.2.9.2. Alçı Oluşturma

Alçının hazırlanması için bir  tasın içine normal soğuklukta su konur.Toz alçı spatula yardımı veya el ile serpiştirilerek ilave edilir.Alçı dibe çöker tekrar alçı serpiştirilir.Bu işleme,alçı yüzeyinde tırnak kalınlığı kadar su kaldığında son verilir.Hava kabarcıkları durduktan sonra,koyu krema kıvamına gelinceye kadar tek yönde sürekli karıştırılır.
Alçının suyunun fazla olması,karıştırmanın tek yönde olmayıp farklı zıt yönlerde yapılması sonucu alçı moleküllerinin olumsuz etkileri ve alçı  oluşturma tamamlandıktan sonra ilave toz alçı konmasına rağmen bunun bileştirici olmaması alçının çürümesini ortaya çıkaran olumsuzlardır. Alçı içine ilave edilen toprak boya,farklı özelliklere sahip olduğunda alçının direncini azaltır.

5.2.9.3. Eksik Kısma Uygulama:

Spatula yardımı ile eksik kısmın kenarlarından başlayarak ince bir tabaka halinde bütün yüzeye dolgu yerleştirilir.Çok kısa bir süre sonra tekrar dolgu ilave edilerek seramik yüzeyinin bir miktar üzerine çıkılır.Alçı tam kurumadan,doldurulan kısmın gereksiz görülen fazlalıkları alınır.Alçı kuruduğunda,dayanak sağlayan destek malzemesi çıkartılır.

5.2.9.4. Sentetik Dolgu:

Tümlemede kullanılan hazır seramik hamuru,muhafaza edildiği kutudan  istenilen miktarda çıkarılarak düz bir satır üzerinde merdane ile gerekli kalınlıkta açılır.Hamurun düz satıh üzerine yapışmaması için bir takım önlemler almak gerekir.
Kesici alet ile eksik kısmın durumuna göre hamur kesilir ve kurumaya bırakılır.Kuruma süresinin uzunluğu veya kısalığı hamurun içerdiği özelliklere bağlıdır.Sert hamur plakayı onarımda kullanmak için,sıcak hava püskürterek,ısınmış levha üzerine koyarak veya yumuşatıcı ile esnek hale getirmek gerekir.Tabaka seramiğin eksik kısmının uzunluğuna ve formuna göre şekillendirerek yerleştirilir ve kırık kenarlara yapışkan ile yapıştırılır.

5.2.9.5. Sert Dolgu :

Seramiklerin tümlenmesinde bazen sert dolguya ihtiyaç duyulabilir.Özellikle sırlı seramiklerde bu gereklidir.İhtiyaç duyulan sert dolgu elde etmek için çözelti veya suyun içine sertleştirici ilave edilir.Sertleştiricinin az veya çok alması,ihtiyaç duyulan dolgunun

5.2.10. Boyama:

Çoğunlukla İznik çini fırınları kazılarında olduğu gibi Osmanlı dönemine tarihlenen sırlı seramiklerde,tümlenen kısımlara hiçbir boyama işlemi yapılmamasına rağmen,prehistorik ve klasik kazılarda günışığına çıkarılan seramiklerde ise,kabın rengine uygun çok az ton farklılığı gösterecek şekilde boyanmaktadırlar.Bu da iki şekilde gerçekleştirilebilmektedir.

5.2.10.1.Tümleme Sonrası Boyama:

Ülkemizin hemen hemen her yerinde  bulunan ve toprak boya olarak nitelendirilen,fakat aslında toprak boya olmayan toz boyaların su veya hazırlanan eriyik ile eritilmesi ile oluşturulan renkler kullanılmaktadır.
Tümlenen eksik kısımdaki alçının arap sabunu veya seyreltilmiş sentetik madde ile emme özelliği azaltılır.Kurumaya bırakılır.Su içine ilave edilen toz boya ile hazırlanan karışım,istenen renge ulaşıncaya kadar tümlenen kısma birkaç kere sürülür.Alçının emme özelliği azaltılmadığı taktirde sürülen boya,açıklık koyuluk olmak üzere dalgalı bir şekilde görülür.Bu da olumsuz bir uygulamadır.


5.2.10.2. Dolgu İçine Karıştırma:

Boyanın fırça ile sürülmesi yerine,renkli dolgu hazırlanarak tümleme yapılır.Toz alçı suyla karıştırılmadan önce kuru toz boyalar katılır.Spatula kullanılarak toz boya+toz alçı tam karışım sağlanıncaya kadar karıştırılır.Su kullanıldığında renk daha koyu görülecektir. Tümlenecek kısmın büyük olması durumunda birkaç kere dolgu yapılması gerekiyorsa alçı+toz boya karışımından ihtiyaç duyulan miktardan çok daha fazlası yapılmalıdır.Çünkü ihtiyaç duyulduğunda tekrar aynı renk tutturmak zordur.Bir kaç kere dökümlerde her zaman iyi sonuç alınmaz.

5.2.10.3. Tümlenen Kısma Sonradan Seramik Parçası Yerleştirme:

Kazı çalışması tamamlanıp parçanın çıkmayacağına ve yapılan tasnif sonucu olmadığı kesin belirlenmesine rağmen bazen yapıştırma ve tümlemesi yapılmış seramiğe ait parça bulunabilmektedir.
Seramik parçası ,bezeme ve form durumuna göre,tümlenen kısım üzerine yerleştirilir.Sağ sola yukarı aşağı kaydırılarak yeri belirlenir ve kurşun kalemle parçanın dış konturları tümlenen kısma çizilerek aktarılıp belirlenir.

  5.DÖKÜMANTASYON:

Eserin son haline kadar uygulanan bütün işlemlerin  çıkış yerinin kullanılan malzemelerin fotoğrafları içeren bilgi fişine denir.
Bilgi fişi eserin saklanacağı kutuda yer almalıdır ilerde eser üzerinde yapılacak işlemler üzerinde uygulamalara bakılarak fikir yürütmek için gereklidir.


 6.TAŞIMA:

Eserler blok olarak koruma altına alınırken kullanılan malzeme içine yerleştirilen tahta veya yapay güçlendiriciler eserin parçalanmadan taşınmasına yardımcı olurlar fakat yinede taşıma esnasında kayıp verme hesaplanmalıdır büyük buluntuların ve gerektiğinde küçük  buluntuların taşınmasında buluntu bloklarının altına bir tahta veya yapay malzemeden bir levha itilerek yerleştirilmeli ve sarsmadan kaldırarak onarım atölyesine götürülmelidir.

  7.DEPO:

Paketlenmiş eserler buluntunun o güne kadar gelmiş olan bilgi fişiyle birlikte plastik kaplar ahşap kutular içine yerleştirilir buluntular alüminyum veya normal kağıtla sarılarak depolanır.
Boyalı  eserler plastik kaplar içine yerleştirilmemeli çünkü nemli ortam olacağından boya tabakasına zarar verebilir.
 
  8.MÜZE:

Bütün işlemleri tamamlanmış olan eserlerin en son aşama olarak teşhire sunumu açık hava veya müzede gerçekleştirilmektedir.
Müzede sergilenen eserlerde nem kontrolü ısı ve ışık dengeleri camekan içine yerleştirme gibi eseri hem koruma altına alıp hem de sergilemenin gereklerindendir.
Bu işlemlerin gerçekleştirilmesinde  nemi dengeleyen aletler başta slika jel ve diğerleri ışığı engellemek için camlara zararlı ışınların girmelerini engelleyen filtreler vs önlemler alınarak eserlerin gelecek nesillere son haliyle sunulması açısından müze önemli bir yer tutmaktadır.


SONUÇ:

Ülkemizde restoratör eksikliği ve bazı alanlardaki uzman yetmezliğinden dolayı gün geçtikçe eserlerimiz kaybolmaya bir adım daha yaklaşmaktadır.Ülkemizdeki en büyük problem eğitim sistemimizdir.Ne yazık ki restoratör ve bilirkişinin olmaması – yada çok az olması nedeniyle tarihi yapılarımıza gereken korumayı ve önemi veremiyoruz.Arkeoloji bilim dalı ile Restorasyon ayrılmaz bir bütündür.Arkeologların çalışmalarda olmadığı durumlarda restoratörün devreye girmesi halinde çalışmanın sonucunda büyük hatalar meydana gelmektedir.Aynı durum restoratörün olmadığı durumlarda da geçerlidir.Ülkemiz kültür mirasından çok zengin ve tarihi değeri olan bir ülkedir.Ancak vatandaşlarımızın eserlere gereken titizliği ve özeni göstermemesi durumunda eserlerin tahribatlara uğraması ve kaybolması kaçınılmaz bir durumdur.Aynı durum müzelerimiz içinde geçerlidir.Bin bir zorluklar içerisinde günışığına çıkarılan eserler korumak için müzeye götürüldüğünde burada yeterli derecede atmosfer,ışık,mekan ayarlanamadığından dolayı,yetkililerin tecrübesizliğinden ve ziyaretçilerin dikkatsizliğinden dolayı eserlerimiz içler acısı bir durum almaktadır.Fakat benim inancım sonraki nesillerin daha kültürlü bir toplum oluşturacağına ve tarihi değerlerine daha fazla önem ve dikkat edeceklerine güvendiğimi bildiririm.Mutlaka bu olumsuzluklar göz önünden bir gün  kalkacaktır.


  KAYNAKLAR

Explorer İnternet,2006, İnternet : http://tr.wikipedia.org/wiki/Kil
ANDRE,J.M.,1976,The Restorer’s Handbook of Ceramics and Glass,New York.
AKILLI,H.,1987,’’Eski Seramik Onarımında Yeni Bir Uygulama.Kum Püskürtme Metodu’’Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi-I. İstanbul. s. 8.11
AKILLI,H.,1987,’’İmikuşağı ve Perge Seramiklerinin Onarımında Metal Çubuk ve Kum Püskürtme Metodu Kullanımı’’,Arkeometri Sonuçları Toplantısı III. Ankara, s. 163 . 176
AKILLI,H.,1989,’’Kazı Buluntusu Kil Eserlere Uygulanacak İlk Koruma Çalışmaları’’.Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi -6. İstanbul. S. 58. 66
AKILLI,H.,1990.’’Perge 1979-1987 Kazılarında Uygulanan Onarım Çalışmaları’’. Jale İnan Armağını.İstanbul. s.259-266.I.ev 109 – 112
AKILLI,H.,1990.’’Eski Eser Tahribatının Önlenmesinde Onarımcının Görevi ve Uygulayacağı Çalışmalar’’Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi I. 2. cilt.XXXIV.Ankara. s. 297-315
ALLAN.A.D.1963,’’Müzenin Rolü’’Müzenin Teşkilatlanması Pratik Öğütler .ICOM.Ankara. s.5-9
PLENDERLEITH.H.J.-VERNER,A.E.,1971.The Conservation of Antiquattes and Works of Art London.

Anlatım İçin : Yrd. Doç. Hüseyin Akıllı'ya Teşekkür Ederiz..

Yazıların İzinsiz Yayınlanması Yasaktır..
Bu Foruma yaptığınız ilk ziyaretiniz ise, Forumumuzda bilgi alışverişinde bulunabilmeniz için öncelikle Kayıt olmalısınız. Üye olmayanlar Forumumuzda. Konu açamaz, Eklenti indiremez. Forumumuzu tam anlamıyla kullanmak için Üye olabilirsiniz..

 

* Bizi Takip Edin

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal