Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Cam Eserlerin Restorasyonu  (Okunma sayısı 12565 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

MaviMoR

  • Restorasyon Forum
  • ***
  • İleti: 193
  • Cinsiyet: Bay
  • 3D Parça modellemeleriniz yapılır.
Cam Eserlerin Restorasyonu
« : 19 Haziran 2009, 02:19:19 »
Saydam, yarısaydam  yada  opak, sert  ve  inorganik  bir  malzeme  olan  camın  olusumunda  üç  grup  malzeme  yer  alır. Bunlar;asidik,bazik  oksitler  ve  renklendiricilerdir.Camın  temel hammeddesini  oluşturan  silis ( silisyumdioksit  SiO2 ) asidik  oksittir.  Geçmişte  olduğu  gibi  buğün de  kullanılan  camın  esası  olarak  kabul  edebileceğimiz  silis  organik  maddelerle  birlikte kum  yapısında  bulunur. Ancak  buğün  kum kullanımı  yanında  teknolojinin  gelişimine  bağlı  olarak  yeni malzemeler  cam  yapımında  yerini  almıştır.



Cam:  usta  ellerde  şekillenirken  silisin işlenmesindeki  zorluklar  özelliklede  şekillenmeye  başladığı  ilk  yıllarında  yeterli  ısının  elde  edilemeyişi  gibi  olumsuzluklar,  çalışmayı  kolaylaştırıcı  çözüm  arayışları sonunda,  katkı  maddeleri  olarak  isimlendirdiğimiz  bazik  oksitler  silisle  birlikte  cam  harmanında  yerini  almıştır.Bunlar  potas( potasyumkarbonat  K2CO3)  soda  (podyumkarbonat  Na2CO3) ve  kireç ( kalsiyumkarbonat  CaCO3)  gibi  erğime  noktası  düşük  bileşiklerdir.

Cam  hamurunda  yeralan  katkıların  oranları  camın  kalitesinde  oldukça  önemlidir. Günümüz  camlarında  yüksek ısının  elde  edilebilmesine  bağlı  olarak  cam   harmanında  yer  alan  katkı  maddelerinin  oranlarında  azalma,  Silis  oranında  artma  görülür. Cam  harmanında  adı  geçen  malzemeler  yanında, olabilecek, istenmeyen  renklenmeyi  önlemek  için  ağartıcı  olarak  magnezyumoksit(MnO)  veya  nikeloksit  (NiO)  eklenir. Yapısal  olumsuzlukları  gidermek  amacıyla  arsenik, antimon, sülfat, ve  nitratlardan  yararlanılır. Camın  renklendirilmesinde  metaloksitler  kullanılır.Bunlar:Bakıroksit; kobalt ve mavi , Gümüş;sarı  Altın; pembe ve kırmızı  gibi  renk  verirler.

Cam  yapımında  bilinen  en  eski  tekniklerden  biri  İç  kalıp  tekniğidir. Bu   teknikte  önce  çamur  gübre  v.b. malzemeden model yapılır. Yapılan  model  üzerine  daldırma  yöntemiyle  yada  cam  liflerin  sarılması  şeklinde uygulama  gerçekleştirilir. Mozaik  cam  tekniğinde  yine  yardımcı  kalıplar  kullanılmaktadır.iç  ve  dış  kalıptan  oluşturulan  düzenek de  iki  kalıp  arasına  konulan  cam  parçalarının  kalıpla  birlikte  fırınlanmasıyla  elde  edilmektedir. Döküm  ve  kalıplama  tekniğinde  akıcı  hale  getirilmiş  olan  cam  hamurunun  negatif  kalıplara  dökülmesiyle yapılmaktadır.

Erken  tarihli  bu  tekniklerle  üretilen  cam  eserler  önemli  gelişimini   M.Ö. I.y.y.  da  Üfleme  tekniğinin  cam  üretiminde  kullanılmasıyla   gerçekleştirmiştir. Bu  teknikle  sayıca  fazla  ürün , biçim ve  biçem  olarak yenilikler keşfedilmiştir. Üfleme  tekniği  farklı şekillerde  kullanılmıştır. Tüp,serbest,kalıba üfleme  yöntemleriyle yapılan cam  üretimi  halen  geçerliliğini sürdürmektedir.

Cam  Bozulmaları: Cam  eserin  dayanıklılığı  içinde  bulunduğu  ortama  ve  yapısında  yer alan  maddelere  bağlıdır. Cam  yapısında  yer alan  alkali,bazik oksitler  ve  renklendiricilerin  kullanım  şekli  ve orantıları, camın  sağlamlığını  ve  durağanlığını  belirler.Ortam  koşulları  hiç  kuşkusuz önemlidir. Ancak  bundan  daha  önemli  olan  camın  içeriğidir.
Cam  hamuruna  katılan  bazik  oksitler ve  renklendiricilerin kullanım  miktarı  ve  ergime  derecesi ortam  koşullarının etkinliğini  belirler. Ortam  koşulları su, alkali ve  asitlere  bağlı  oluşur.

Cam  içinde  katkı  maddelerinden  Potasyum,Sodyumun  yüksek  miktarda  kullanılması  durumunda  sudan  etkilenerek  çözülmeye  başlar. Böyle  bir  durumda  alkali  iyonları  suyla  reaksiyona  girerek  hidroksitleri ( OH ) meydana  getirirler. Bu  hidroksitler  cam  yüzeyiyle  temas  halinde  kalabildikleri  gibi  yeraltı  suları, yağan  yağmur  sularının  cama  ulaşması  ve  camın  nemlenmesinden  ötürü, camın  içinden  eriyip  yok  olabilmektedir.Alkali  iyonlarının  yerini  hidrojen  iyonlarına  bırakması  nedeniyle, hacim  bakımından  küçük  olan  hidrojen  iyonlarının  daha  fazla  hareket  etmesine  olanak  vermesi  nedeniyle  yapısal  bozulma  gerçekleşmekte  sonuç  olarak  yüzeyde  pul  pul  dökülme  başlamaktadır.
 
Alkalilerin  neden  olduğu  diğer  bir  bozulma da ;ortamda  varolan  ya da  suyun  etkisiyle  oluşan  sodyumhidroksit  veya  potasyumhidroksit’in  cam  bünyesinden  ayrılırken  silis,oksijen  bağını  etkilemesiyle   sodyum veya  potasyum  silikat  oluşurturmasıdır. Silikatlar  suda  çözüldüğü  için  yüzeye  ilerler  ve  dışarı  çıkarak  karbondioksitle  birleşir.  Bunun  sonucunda  sodyumkarbonat( Na2CO3) veya  potasyumkarbonat (K2CO3) oluşur. Ve  yüzeyde  hidroksit,silis,silikat,ve karbonat  meydana  gelir.

Cam  yüzeyinde ki bu  tür  oluşuma  soğan  kabuğu  adı  verilir. Ayrıca  alkaliler  nedeniyle  cam  eserlerde  terleme diye  isimlendireceğimiz  bir  başka  bozulma  daha  görülebilmektedir.Buda  hidroksitlerin  doğrudan  karbondioksit  ile  birleşmesi  sonucunda  karbonatlar oluşumudur. Karbonatlarda  doğal  olarak  nem  çekici  olduklarından   cam  yüzeyinde  su  damlacıkları oluşmasına  neden olur. Bu  durumda  cam  özelliğini  kaybeder, çünkü  cam  hamurunda ki  alkaliler  yok  olmuştur.

Asitlerin  Etkisi:Cam  hamurunda  dengeli   asit  kullanımı  eserin  yapısal  özelliğini  fazla  etkilemez. Ancak  eski  camlarda  doku  homejen  olmadığından  alkali  katkılar  asitten  etkilenir yüzeyde  silis  tabakası  oluşur. Bu  tabaka  soğan  kabuğu  görünümünde  değildir. Toprak  altındaki  camlar  nemli  bazik  ortamda  kaldıklarında  bozulma  yoğundur. Eğer  toprak  altında  eser  asitik  ortamda  kalmış  ise  fazla  bozulmaya  uğramaz. Kazı  sonucu  çıkartılan  eserlerin  yüzeylerinde  gerçekleşen  değişime  irizasyon  denir. Yüzeyde  gerçekleşen   renk değişimi  yani  irizasyon  tabakası  havayla  teması  sonrasında  silisin  bünyesinde  gerçekleşen  nem  kaybıyla  zaten bir bozulma şekli  olan  irizasyonun  cam  bünyesinden ayrılmasıyla  sonlanır.

Cama  konan  renklendiricilerin  neden  olduğu  bozulmalarda,madde  bozulmasına  bağlı  olarak  yüzeyde farklı  tonlar  oluşur.Eğer hamurdaki  renklendirici  oranı  yüksek  ise  renkli bir  bozulma  tabakası  olur. Cam  eserlerde  bozulmanın  en  önemli  nedeni  oluşturan  kimyasal  değişimin,hamurda  yeralan  maddelerin  oluşturdukları  kimyasal  bağ  yapısındaki  dağınıklık, bir  düzen  sağlamaması  katkı  maddelerinin fazlalığıyla  dahada  artmakta,değişimlere  hassaslığını  artırmaktadır.

Biyolojik Etkiler: Cam  eserlerde  görülen  bir  başka  bozulma  nedenidir. Ortamda yeralan  liken ,yosun,algealar  cam yüzeyiyle temas  etmesi  sonucunda  nem  oranının  değişmesine,  salgıladıkları  asitlerle kimyasal  hareketlenmeye  sebeb  olmakta  ve  eser  dokusu  zarar görmektedir.
Cam  eserlerin  yapısal  degişimi  toprak  altında  olabileceği  gibi  müzelerde,  sergileme  yada  depolama  koşullarında da  olabilmektedir.

Cam  eserlerin  restorasyonunda  mekanik  ve  kimyasal  yöntemler  kullanılmaktadır. Mekanik  uygulamalar  sonuçları  gereği  tercih  edilendir. Kimyasal  temizleme  cam  eserlerde  rahat  kullanılabilmektedir. Ancak  yinede  oldukça  titiz  davranılması  gerekir.Sağlam camlarda  % 10 hidroklorik asitin saf  su  ile  karıştırılmasıyla  elde  edilen  çözelti  kullanılarak  korozyon  temizlenebilmektedir. Ayrıca hidroklorik  asit, E.D.T.A veya  sodyum  heksometafosfat  saf  su ile karıştırılmasından  elde  edilen  çözelti  kullanılır. Yüzeyde  bulunan  toprak, kir  alkollü  pamukla alınabilir. Lekeli  yüzeylerde  hidrojen  peroksit kullanılabilir. Cam  eserlerde  neme  bağlı  oluşan  bozulmaları  önleyici  bir  çözüm  olmamasına  rağmen, % 5-10  paraloid B72  veya  %5-10  P.V.A., HXTAL  NYL-1  epoksi  reçineler  kullanılmaktadır.

Cam  eserler  kırık  veya  çok  parçalı  olduğu  durumlarda  öncelikle  parçaların  temizliği  yapılmakta  daha  sonra  parçaların  yerleri bulunmakta  ve  birleştirilmektedir. Ağız  yada  dipten  başlayan  birleştirme  de  parçaların yerleri bulunur  daha sonra  parçalar  tek  tek  yapıştırılır  yada  selobantlarla  önce  birleştirilir  daha  sonra  yapıştırma gerçekleştirilir. Yapıştırıcı  olarak  fazla  bir  seçenek  yoktur. Epoksi  reçineler  yapıştırıcı olarak  kullanılır. Bunlar: Araldit  MY  752 –HY 2296,Araldit  GY  292 –XD 537, Ablebond  342-1, Plastogen, Thermoset 600- Accelerator, Epotek 301, Teknovit  4004-8004  kullanılabilmektedir.

Eksik  bölümlerin  tümlenmesi  zorunlu  olduğu  durumlarda dişçi  mumuyla  alınan  kalıplar  kullanılır. Tümlemek  için  yine ablebond, plastogen  gibi  epoksi  reçineler  tercih  edilir.
Ey Oğul! Sabretmesini Bil, Vaktinden Önce Çiçek Açmaz...Şunuda Unutma! İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın.(Şeyh Edebali)

 

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

ÇALİŞMA ARKADAŞLARI Gönderen: zeki0669
[Dün, 19:26:12]


Top-notch Ğ¡asual Dating - Legitimate Girls Gönderen: zgtasoluk
[Dün, 06:48:19]


Premier Ğ¡asual Dating - Verified Maidens Gönderen: Dursunfurkan
[16 Nisan 2024, 19:27:44]


RESTORATÖR ANKARA (7 YIL DENEYİM) Gönderen: Mehmet Güngör
[16 Nisan 2024, 18:54:22]


rmiljyhy Gönderen: generic tadalafil 2019
[16 Nisan 2024, 17:59:05]


RÖLÖVE-RESTİTÜSYON-RESTORASYON-PROJE VE DANIŞMANLIK HİZMETİ Gönderen: gül_can
[16 Nisan 2024, 17:13:10]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal