Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Metal [Ders Notu]  (Okunma sayısı 47270 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ahmetfirat

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 17
  • Cinsiyet: Bay
Metal [Ders Notu]
« : 11 Haziran 2009, 21:38:43 »
Metal

Anadoluda metal ilk kez 10 bin yıl önce çıkarıldığı şekliyle kullanılmıştır. Doğada saf halde bulunan bakırlara nabit bakır denir.
1.   Metalsiz Dönem (M.Ö. 8200 öncesi) : bu dönemde malahit bakır kullanılmıştır.
2.   Tek metalli dönem (M.Ö. 8200 sonrası)
3.   Deneysel Dönem (M.Ö. 5000) kil potalar yapılmış, ilk yassı baltalar.
4.   Tunç ve demir çağları dönemleri (M.Ö. 2800 sonrası) : Kalay ve bakarın belli oranlarda karıştırılıp daha sağlam bir oluşumun kullanılması.

Deneysel dönem: bu dönemde fiil odaları yapılmıştır. Arsenikli baır kullanılmıştır. Deneysel dönemde malzemenin görüldüğü yerler kuruçay höyüğü (Burdur), Beyce Sultan ,  Orman fidanlığı (Eskişehir), Yumuktepe(Mersin) , Çayönü(Diyarbakır)

Metal

Yüksek elektrik ve ısı iletkenliği kendine özgü parlaklığı olan şekillendirmeye yatkın oksijenle bazik oksitler yapan elementlerdir. Bunlarda kendi içerinde 3’e ayrılır.

1.   Soy metaller ; gümüş, altın, platin
2.   Soy olmayan metaller; Demir, çinko, alüminyum
3.   Yarı metaller; bunlar iyi bir metal özelliği göstermezler. Arsenik , Antimuan, silisyum gibi metallerdir.

Metallerin Fiziksel Özellikleri

•   Metaller ısı ve elektriği iletirler.
•   En iyi elektrik ileten iki metal gümüş ve bakırdır.
•   Metaller ışığı yansıtırlar,parlaktırlar.
•   Hemen hepsi katı haldedir, civa dışında.
•   Metaller birbirleriyle bileşik yapamazlar ancak birbirleri içerisinde ergiyerek alaşımlar oluştururlar.
•   Soy metaller oksitlenmez,diğerleri oksitlenirler.
•   Metalin oksitlenmesi sonucu yüzeyde oluşan “pate” adı verilen tabaka metalin bozulmasını geciktirir.
•   Metaller sert ve yumuşak diye ikiye ayrılırlar.
•   Sert metaller yumuşak metalleri çizerler.

Metallerin Mekanik Özellikleri

•   Çekmeye karşı dayanıklılık: metal çekildiği zaman kopmaya karşı bir direnç gösterir, bu da onun çekmeye karşı dayanıklılığını ortaya koyar.
•   Basınca karşı dayanıklılık: metal üzerine yük uyguladığımız zama metalin yüke karşı olan direncidir.
•   Kesmeye karşı dayanıklılık: iki ayrı metal plakası perçinlendiği zaman iki metalin karşılıklı çekmesi sonucu perçin kısmında meydana gelen dirençtir.
•   Galvaniz : Bir metalin tek veya çift tarafının başka bir metalle kaplanmasıdır.
•   Darbeye yada kırılmaya karşı dayanıklılık : Metal bükülebildiği kadar bükülür.Zayıf olduğu noktada kırılır.Metalin bu kırılmaya karşı gösterdiği direnç dayanıklılığını gösterir.
•   Şekil değiştirme (deformasyon) : Metal iki tarafından çekildiği zaman incelir ve kopar.
•   Uzama: Metalin bir delikten çekilerek tel haline gelmesidir.
•   Sertlik: Metal ve alışımların delinmeye ve aşınmaya gösterdiği dirençtir.



Bozulma

Bozulma metallerin değişik şartlarda bozulmaları ya da korozyona uğramalarıdır. İki türlü bozulma vardır.

1.Kimyasal bozulma : Nem miktarının fazla olması, deniz suyunun etkisi, toprak suyu içerisindeki tuz ve asitlerin etkisi ve organik etkilerden kaynaklanan bozulmalardır. Organik etki deyince kuş pislikleri, hayvan pislikleri.
a.Üniform Korozyon:   Metalin bütün yüzeyinin bozulmasıdır.
b.Bölgesel Korozyon:   Metalin sadce bazı bölgelerinin bozulmasıdır. Buna karıncalarşma denir.
c.Noktasal Korozyon:   Metal veya Alaşımın bir noktadan aşağıya doğru bozulmasıyla oluşan korozyondur.
d.İç Korozyon:   Metal ya da alaşımın bünyesinin her yerinde aynı özellik göstermemesinden kaynaklanan bozulmadır.
e.Erozyon yüzünden meydana gelen bozulmalar:   Metalin yüzeyindeki dayanıklı oksit tabakasının sürtünmesiyle metal çizilir ve o noktada korozyon meydana gelir.
f.   Atmosferik Korozyon: Metalin yüzeyindek film şekilde su ya da rutubetin bulunmasından dolayı meydana gelen korozyondur.
g.   Korozif elemanlardan oluşan korozyon: Bazı maddeler metallerde korozyona yol açar. Bunlar fluorid, klorid, bromid gibi maddelerdir.

2.Fiziksel Bozulma
a.   Aşınma : Kir, toz, kum ,yağmur ya da iki metalin sürtünmesiyle meydana gelen aşınmadır.Bu olaylar sonucu etki gören bölgelerde bozulma olur.
b.   Yorulma: Bir metalin elastiket sınırının bir çok kez uygulanan yükle zorlanmasıdır. Metaldeki kristal yapılar kırılır ve metalde kopma ya da deformasyon meydana gelir.
c.   Akma: Yumuşak metallerin güç altında bazen sıcak ortamlarda devamlı kayması ve plastik deformasyona uğramasıdır. Daha çok kurşun ve çinko metallerinde görülür.Bunun sonucu metalde buruşma ya da parça kopması gerçekleşir. Kurşun heykellerde, cami kubbelerinin kaplamalarında kopma-akma yapar.
d.   Aşırı Yüklenme: Bir metalin taşıyabileceği yükten fazlası yüklenerek gerilim altında deformasyon , çatlama ya da kırılma meydana gelmesidir.
e.   Yangın: Yangın sonucu metallerde meydana gelen deformasyon ve buruşma şeklinde görülen bozulmalardır.
f.   Birleşme Hataları: iki metalin çivi,somun ya da perçinle birleştirilmesinden sonra birleşme noktalarında meydana gelen bozulma ya da korozyondur.

Bakır(Latince Cuprit, Yunanca Chalkos)

Heybeli adada bizans döneminin bakır yatakları varmış chalkis anlamına gelen isim vermişler. Bakırın yoğunluğu 8,9gr/cm3, erime ısısı 1083 derece C dir. Tabiatta saf olarak ortalama %2-15 oranında bulunur. Bunun dışında bakırın çeşitleri vardır. Bu çeşitler oksit ya da kükürt bileşikleri halindedir.
1.   Cuprit(K): Kırmızımsı kahve
2.   Malahit : Yeşil
3.   Azurit : Mavi

Bakırlar 2,5 mikron inceliğe kadar levha haline gelebilir,yumuşaktır, çizilebilir ve kolay işlenir aynı zamanda çabuk oksitlenir. Bakır oksitlendiği zaman önce kahve rengi bir renk oluşur daha sonra siyah renk oluşur en üstte de yeşil renk oluşur.bu oluşuma 3 tabakalı pate denir.
Bakırın kullanım alanları seramikte mavi ve yeşil arasındaki renkleri elde etmek için yağlı boyalarda turkuaz ve yeşil elde etmek için bakır sülfat kullanılır.
Bakırların alaşımları: en önemli iki alaşımı bronz ve prinçtir. Bronz , bakı ve kalayın birbiri içerisinde ergimesiyle oluşur. Pirinç ise bakı ve çinkonun birbiri içerisinde ergimesiyle oluşur.

Bronz: Normal bronz %90 bakır %10 kalaydan oluşur.bunun içerine belli miktarlarda alüminyum ve kurşun katarak her yerde kullanılır. Bronz mimaride de kullanılır.


Bronzun çeşitleri

1.   %4 ile 10 arasındaki kalay içeren bronzlar, Bunlar soğuk işlenebilir. Daha çok madalyon ve para yapımında kullanılır.
2.   %10 ile 13 arasında kalay içeren bronzlar.bu bronzların dirençleri fazladır. Kırılmaya dayanıklıdır. Mekanik parçaların üretiminde kullanılır.
3.   %13 ile 18 arası kalay içeren bronzlardır. Bunlar sürtünmeye karşı dirençli olup bir takım makine parçaları ve bilhassa eski dönemde musluk yapımında kullanılır.
4.   %30’dan fazla kalay içeren alaşımlardır. Bunlar ise  döküm yeteneği bakımından elverişli fakat kırılgandırlar. Eğer bronzun içerisine %8 ile 9 oranında alüminyum katarsak renk sarıya döner kuyumculukta ve süs eşyası yapımında kullanılabilir. Ayrıca para yapımında da bu alaşım kullanılmaktadır. Bunun dışında bir de bronz parçaları birbirine birleştirmek için kurşun ve kalay esaslı lehim adı verilen bir madde kullanırız. Bronzların birleştirilmesinde eğer iki yüzey de oksitliyse lehim tutmaz, yüzeylerdeki oksitlerin temizlenmesi ve daha sonra lehim yapılması gerekir.

Pirinç: Bronzdan daha sağlamdır. Oksitlenme yönünden ise çelikten daha iyidir.kolay işlenebilir. Şekillendirilme yeteneği yüksektir. Günümüzde bir çok alanda kullanılr.

Pirinç çeşitleri
1.   Alfa pirinçler: %65 ile 96 arasında bakır ile %4 ile 35 arasında çinko içerir. Hem sıcak hem de soğuk işlenebilir. Isı ve elektrik iletkenliği orta derecededir.
2.   Beta Pirinçler: Bu pirinçlerde %55 ile 65 arasında bakır ve %35 ile 45 arasında çinko bulunur.bu da hem sıcak hem de soğuk işlenebilir.Elektrik ve ısı iletkenliği azdır.Bakır miktarı çoğaldıkça rengi kırmızı kahveye döner.
3.   Kırmızı Pirinçler: %4 ile 20 arasında çinko bulunur. Kuyumculuk ve süs eşyası yapımında kullanılır.
4.   Sarı Pirinçler: %20 ile 45 arasında çinko bulunur. Kapı kilidi, anahtar menteşe ve kapı kolu üretiminde kullanılır.
5.   Nikelli Pirinçler: Bu pirinçlerde %15 ve daha fazla nikel bulunur. Biz bu alaşımlara maillechort alaşımlar denir.

Nikelini : %60 bakır %20 çinko ve %20 nikel bulunur. Daha çok sofra eşyasında ve süs eşyasında kullanılır.
Argentan : %50 bakır %30 çinko %20 nikel bulunur.Kuyumculukta ve süs eşyasında kullanılır.Rengi gümüşe yakındır.
Argental : Biz buna alpacca gümüşü, çin gümüşü ya da alman gümüşü deniz. Bunun içerisinde %55 bakır %23 nikel %17 çinko, %3 demir %2 de kalay bulunur. Her türlü işte yalancı gümüş olarak kullanılır.

6.   Kurşunlu Pirinçler: İçerisinde kurşun bulunan bu pirinçler döküme elverişlidir.Dayanıksızdır korozyon karşısında çabuk etkilenir.
7.   Alüminyumlu pirinçler: Renk sarı ya da beyaz (gümüş beyazı) renktedir. Döküme elverişlidir.Kullanım alanı azdır.

Bakır oranı yüksek alaşımlar
1.   Gümüşlü bakırlar
2.   Kromlu bakırlar
3.   Berilirium
4.   Telliriumlu
5.   Kadminyumlu bakırlar

Bakır ve alaşımların kullanıldığı yerler
Çatı kaplamalarında veya kubbe kaplamalarında bakır az kullanılır. Genellikle kurşun kullanılmıştır.Bunların dışında eski ahşap kapıların dış yüzeylerinin kaplanmasında, korkuluklarda , türbe pencerelerinde , menteşelerde , kulplarda pirinç ya da bronz kullanılmıştır. Yine eski dönemlerde hamamlarda suyun depolanıp ısıtıldığı külhan adı verilen yerlerin tabanlarında da bakır kullanılmıştır.
Ayrca eski yapıların su tesisatlarında boru ve çeşmeler yine bakırdan ya da alaşımlarından yapılmıştır. Yine bazı camilerin sütunlarında pabuç(sütünun alt tarafında pabuç, üste baş, ortaya da gövde denir) Pabuç ve baş kısmının gövdeye bağlandığı yerlerde bilezik şeklinde pirinç ya da bronz kullanılmıştır.

Bronz Eserler ve korozyon nedenleri
Bronz eserler gerek toprak altında gerek toprak üstünde çeşitli nedenlerden dolayı bozulabilirler. Toprak altındaki koşullar eserin çıkartılması, depolanması ve sergilenmesi aşamasında bozulma yaşanabilir. Biz genelde iki önemli faktörü göz önünde bulundururuz.

1.   İçsel faktörler: İkiye ayrılır.

a.   Bronzun kalitesi: Alaşım içerindeki maddelerin saflığı, oranları ve karıştırma esnasında yapılan teknik aşamalardan ibarettir.Bronzdaki alaşım oranları doğru olmazsa elde edeceğimiz bronzlar kalitesiz olur. Kullanacağımız hammaddelerin saf ve başka maddelerden arındırılmış olması gerekir. Bunların dışında karışım esnasında gerekli koşulların sağlanması gerekir.
b.   Bronzun yapım teknolojisi: Alaşımı elde etmek için kullandığımız malzemeler, bunun dışında kullanılan maddelerin saflığı, ısı ve metalin ergime ve soğuma derecelerinin iyi ayarlanması, temiz potalar kullanılması ve dökümün içinde hava kalmayacak şekilde uygulanması.

Bronzun şekillendirme teknikleri: Bronzun dört şekilde üretilir.
•   Dövme tekniği: iki şekilde yapılır.
o   Çukurlama tekniği: Bu teknikte bronz levha dıştan içe doğru dövülerek çukurlaştırılır ve istenilen her şekil verilir.
o   Toplama tekniği: Bu teknikte bronz levha dıştan içe doğru belli bir yükseltiye toplanır. Bu iki teknikte de bir takım dayanaklar kullanılabilir.
•   Döküm tekniği:
o   Üstü açık tek kalıp: bu teknikte istenilen formun tek yüzü taş ya da kil kalıplar içerisine şekillendirilir. Daha sonra bu kalıplar içerisine bronz dökülür. Formun sadece bir tarafı şekillendirilmiş olur.
o   İki kalıp yöntemi : şekillendirilen kalıbın üstüne plaka kapatılır. Plaka ile şekillendirilmiş kalıbın arasına sıvı bronz akıtılır.
o   Kokil döküm: bu döküm iki parça kalıp kullanılır. Kalıpların ikisi de oyularak şekillendirilir. Daha snra iki kalıbın arasından bronz dökülür.
o   Bal mumu eritme yöntemi :  çok eski dönemlerde kullanılmaya başlanmıştır.bu bal mumu daha sonra kille kaplanır, daha sonra üste bir delik açılır bir de altına delik açılır.
o   Üstüne döküm: Bazı bronz eserleri kayıp ya da kırık parçalarını tümlemek için kullanılan tekniktir.
•   Sıvama tekniği:
•   Press tekniği:


2.   Dışsal faktörler:
a.   Bulunduğu ortam denilince atmosferik ortamın dışındaki toprak ve deniz altından çıkartılan bronz eserleri,eserlerin bulunduğu toprak ve şartlar bozulmalarını hızlandırır ya da yavaşlatır.Killi kumlu vve sulu yapıdaki topraklarda eserler çabuk bozulur.bunun yanında toprak içersinde bulunan klor, sülfat ve de karbonatlar eserin korozyana uğramasına neden olur.bunun sonucu yüzeyde yeşil renkli bakır sülfat oluşur.bu ortamlarda bulunan iki tür içerisine alabileceğimiz organizmalar ayrıca eserin bozulmasına yol açabilirler.
I.   Makro Organizmalar: çeşitli bitki, ağaç kökleri ve artıkları, böcekler, kurtlar akla gelebilir.bitki kökleri ve diğer hayvanlar oksjene ihtiyac duyarlar aynı zamanda fotosentez sonucu açığa çıkan oksijen eserlerin bozulmasına sebep olur.bunun dışında bitkiler bünyelerinde bulundurdukları asitlerle eserlere zarar verirler.
II.   Mikro organizmalar: Bu tip organizmalar tek hücreli olup gözle görülmezler ancak koloniler halinde oluştukları zaman gözle görebiliriz.
1.   Su yosunları(Algler): Su içerisinde ve nemli ortamlarda üreyen bu organizmalar kahverengi ya da yeşilimsi olup yaklaşık aynı yapıya sahiptirler. Bu organizmalar salgıladıkları bir takım kimyasallarla eserlere zarar verirler.
2.   Mantarlar: Bunlar uzun liflerden oluşmuş hücre yapısına sahiptirler. Beslenmek için diğer canlıların kimyasallarına ihtiyac duyarlar renkleri siyahtur.bunlar da eserlere zarar veren organizmalardır.
3.   Bakteriler: Gözle görülmezler ancak ortama kötü koku yayarlar. Koloni haline geldiklerinde yapışkan bir şekilde bulunurlar.yaşamaları için ortam neminin %70 olması gerekir.beslenmelerinden sonra ortama organik asit salgılarlar içinde sülfat ve sülfit bulunduran türleri çürük yumurta kokusu verirler.

Bronz Eserlerin Konservasyon ve Restorasyonu
Değişik nedenlerden dolayı bozulmuş olan bronz eserler üç farklı ortamda ele geçirilir.bu üç buluntu yerine göre farklı şekillerde esere müdahele edilir.

1.   Deniz altındaki bronz eserler: Deniz altında bulunan bronz eserler yoğun tuz ve nem etkisiyle çok hızlı bir şekilde bozulurlar. Geçen süre zarfında eserin kalınlığına ve bulunduğu ortama bağlı olarak eserde de farklı oranlarda bozulma görülür.Su içerisinde veya deniz içerisinde bulunan eserlerde ilk önce ortamdaki canlıların (tek hücreli kalsiyum kökenli iskeletlere sahip olan canlılar) eserin yüzeyine çökelmeleriyle birlikte yüzeyde kalkerli bir yapı oluşur.Aynı şekilde değişik deniz canlıları ve kabuklarında oluşturduğu tabaka eseri tümüyle kaplar, eser kalın bir tabaka içerisinde kalır.bu yoğun bozulma sonucu eser tozlaşır ya da çok küçük parçalara ayrılır. Bu durumda sadece tabakanın kapladığı bir boşluk kalır.bu boşluğun yüzeyine uygun delikler açılır epoksi veya silikon bazlı maddeler enjekte edilir daha sonra dış yüzeydeki kalkerli yapı kırılır. İçinde formu veren silikon veya epoksi madde çıkarılır uygun metal rengine boyanır. Öte yandan şartlar gereği daha az bozulmuş bronz eserler belli bir süre (tuzunu atana kadar) ilk aşamada kendi çıktığı su da daha sonra da saf suda tutulur. Tuzunu attıktan sonra kurutulur konservasyon aşamasına geçilir.
2.   Toprak altında bulunan bronz eserler: Toprak altında bulunan eserlerin önce etrafı temizlenir daha sonra fotoğrafla belgelenir.çıktığı plan karede çizilir. Onra toprak yapısı incelenir. Sert ve yapışkan bir toprak yapısı varsa eser direk olarak kaldırılmaz. Obje veya eser sağlam ya da az bozulmuş ise alttan destek yardımıyla kaldırılır. Dağılabilecek eserler ise önce bir kaldırma plan yapılır.daha sonra gerekli malzemeler temin edilip kaldırılır. dağılabilecek eserler strech ,alüminyum folyo, ipek kumaş ve benzeri şeylerle sarılır ve daha sonra üstüne alçı dökülür, eserin altı oyulur ve eser alçıyla muhafaza edilmiş şekilde çıkartılır.
3.   Toprak üstünde bulunan bronz eserler. ?

Bronz Eserlerin Paketlenip TaşınmasıTaşınacak parça labarotuvar yakın ise arkeolog ya da konservatör tarafından uygun bir şekilde taşınır.eserler motorlu araçlarla taşınacaksa sarsıntıdan zarar görmeyecek şekilde paketlenir, paketleme sırasında köpük, polivinil asetat, ağaç tutkalı , pamuk, sünger gibi malzemeler kullanılabilir.her hangi bir kasa içerisine konulan eser paketlendikten sonra uzun sürede depoda kalacaksa nemden zarar görmemesi için ambalajın içerisine nem toplayan silica jel paketleri bırakılır, nemi emince renk değiştirir kurutulunca eski haline döner.

Mekanik Temizlik
Mekanik temizlik yapılmadan önce labarotuvar şartlarının uygun olması gerekir.
•   Isı : Labarotuvar ısısı çeşitli nem ve ısı ölçen aletlerle kontrol edilmeli sıcaklık 20-23 arasında tutulmalıdır. Daha düşük sıcaklıklarda nem olayı artacağından dolayı bozulma hızlanır.
•   Işık: Normal gün ışığı atölye içine girmelidir. Bunun dışında temizlik esnasında kullanılmak üzere yapay ışıklandırma sistemi de kurulur.
•   Havalandırma: Isı ve nemin kontrolü için ve de kimyasal maddelerin insanlar üzerindeki etkilerini azaltmaya yönelik iyi bir havalandırma sistemi kullanılmalıdır bunun için gerekli miktarda aspiratör kullanılmalıdır.
•   Mekanik temizleme:  Labarotuvardan gelen eserlerin üzerinde toprak, organik madde ya da değişik şeyler bulunabilir. hiç bir zaman temizlemenin ilk aşamasında eseri normal suya ya da klorlu musluk suyuna temizlemek için bırakılmamalıdır. Uygulanacaksa saf su kullanılmalıdır.

Eser üzerinde organik madde bulunuyorsa  ve bu madde bizim için önem arz ediyorsa eser üzerinden alınır incelenmeye tabii tutulur.kullanacağımız aletler ise çeşitli dişçi aletleri,bistüriler, değişik fırçalar ve kompresör gibi değişik aletler kullanılır. Eserin yüzeyindeki kir ve artıklar sivri uçlu aletlerle kaldırılır bunun dışında her zaman kullanılmayan ama bazen gereken nokta atışı yapan havalı kumlama aleti vardır. İnce kum ya da alüminyum oksit tozu hava yardımıyla eserede temizlenecek yüzeye püskürtülür bu aleti çok kontrollü kullanılması gerekir aksi taktirde eser yüzeyinde aşınma meydana gelebilir.

Kimyasal Uygulamalar

Korozyona uğramış olan bronz, restorasyon öncesi koruma temizlik için çeşitli kimyasal işlemlere tabi tutulur.
Benzotriazol: Bu maddenin kökeni etanoldür. %3 lük seyreltisi iki şekilde kullanılır.birincisi eser bu seyreltiye batırılır 24 saat bekletilir çıkarıldıktan sonra kurutulur, %80 oranında nemli bir ortama bırakılır yeşillenme olursa bu işlem tekrarlanır. Diğer yöntem ise eser vakum makinasına konur ve makine içirisine benzotriazol bırakılır böylelikle vakum sayesinde kılcal çatlaklara kadar bu madde işler.işlemden sonra yine nemli ortama bırakılır tekrar yeşillenme olursa başka madde kullanılır.

Sodyumbikarbonat: Sodyumbikarbonat saf suyun içerisine %5 oranında hazırlanır aktif olan bölgelere sürülür bunun sonucu bu bölgelerde sarı-portakal rengine yakın bir renk ortaya çıkar bu da temizlenir.bronz kendi rengi görülür.

Sodyumseskikarbonat: Bu madde de etanol içerisinde %5lik bir çözelti içerisinde hazır olur. Eser bu çözeltiye daldırılır. Eser üzerindeki bakırklorür yani yeşil renk kayboluncaya kadar bekletilir.yeşil renk kayboluncaya kadar etanol ya da saf suyla yıkanır.

Gümüşoksit: En yaygın kullanılan maddedir. Bronz eserlerin üzerinde bulunan bakırklorür gümüşoksitle kaplanır böylelikle bakır klörür sabitlenmiş olur.kuru toz halinde tatbik edilmekle birlikte alkolle karıştırılarak da kullanılabilir. Alkolle karıştırıldığında vakum makinesinde kullanıldığında daha iyi sonuç verir.işlemden önce yüzey kazınır ve temizlenir gerekirse alkolle yıkanır.

Çinko tozu: Gümüş oksit yönteminde olduğu gibi yüzeyde olan yeşil tabaka temizlenir. Etanol içerisinde %10luk çinko tozu seyreltilir ve aktif bölgelere fırça yardımıyla sürülür bu işlem 3 gün boyunca günde 10-12 kez uygulanır yüzeyde grileşme başlayınca bırakılır. Eser kurudukça gri renk kaybolur ve gerçek bronz rengi ortaya çıkar. Çinko tozu da vakum makinesinde kullanılabilir.

Panaloid B72: Bu madde sentetik bir reçinedir. Aseton ya da toulen içerisinde %3-5 oranında seyreltilir panaloidB72 eserin üzerini bir film tabakası gibi kaplar böylelikle hava ile temasını keser ve dışarıdan oluşabilecek oksitlenmeyi önler ama bu geçici çözümdür bir müddet sonra kılcal çatlaklardan tekrar kusma meydana gelir bu süreyi uzatmak için silica jel ile birlikte eserin yanına konur bu da ortamdaki nemi çeker.

Temizleme yöntemleri
Temizleme yöntemleri mekanik ya da kimyasal yapılabilir. Kimyasal olarak yapılan temizlemede çeşitli maddeler kullanılır bunların başında.

Sitrik Asit: Bronz eserler üzerinde oluşmuş olan kalkerlerin temizliğinde kullanılır saf su içerisine %2-5 oranında katılarak seyreltilir.eser 60-70 derece ısıtılır daha sonra üzerine sitrik asit uygulanır. Bunun sonucunda kalkerli tabaka çözülür toz ya da pudramsı hale gelir ve daha sonra fırçayla temizlenir.

Calgon: Calgon da kalkerlerin temizlenmesinde kullanılır saf su içerisinde %5-15 arasında çözelti hazırlanır eser 30-50 derece ısıtılır ve çözeltiye batırılır eser yüzeyindeki kalkerler çözülür daha sonra bunlar da fırça ile temizlenir ve daha sonra saf su ile yıkanır. Eğer calgon miktarı artarsa patina aşınmaya başlar.




KURŞUN: kurşun yumuşak bir metaldir. Tırnakla bile çizilebilir. Ergime derecesi 343 C, yoğunluğu 11,34 gr/cm3 tür. Eski dönemlerden itibaren bilhassa su tesisatlarında boru olarak kullanılmıştır. Bunun dışında ağırlık, süs eşyası, küçük heykeller ve mimaride de çeşitli alanlarda işlenmiştir. Dövme, dökme işlemlerinde çok kolay şekillenebilen bu metal mimarinin değişik alanlarında Osmanlı, Selçuklu hatta kırk yıl öncesine kadar yoğun bir şekilde kullanılıyordu. İnsanları zehirlediği anlaşıldıktan sonra günümüzde su tesisatlarında, seramik sırlarında kullanılmamaktadır. Kurşunun daha çok sülfürlü bileşikleri elde edilir. En önemli kurşun sülfür (Galen PbS) oksitli bileşikleri ise zehirli olduğu için kullanım alanları azdır.

MİMARİDE KULLANILDIĞI YERLER:•   ÇATI ÖRTÜSÜNDE: kubbeleri, tonozları örtmek ve su olukları yapmak için geçmiş dönemlerde mimaride kullanılmıştır. Hala bir çok camimizin ve türbelerimizin kubbeleri kurşun levhalarla örtülmektedir. Bu levhalar 200 ile 300 yıllık bir ömre sahip olduğu için tercih edilmişlerdir.
•   YALITIM ELEMENI OLARAK: Eskiden hamamların mermer tabanlarının altında yalıtım malzemesi olarak kurşun levhalar kullanılırdı,buda hamamlardan cehennemliğe su geçmesi engellerdi.
•   TEMİZ VE PİS SU BORULARININ YAPIMINDA: kolay şekillendirildiği için eskiden kurşun levhalardan borular yapılırdı. Aşınmaya karşı dirençli olduğu için o dönemlerde suların getirilmesinde ve dışarıya atılmasında bu borular yoğun olarak kullanılmıştır.
•   TESPİT VE DOLGU ELEMANI OLARAK: kesme taşların demir ile kenetlenmesinde kenetlerin geçtiği çukurlara kurşun dökülmüş aynı şekilde sütun parçalarının yine birbirine kenetlendiği noktalarda kurşun kurşun dökümü yapılmıştır. Bunun dışında bronz ve prinç bileşiklerinin boşlukları da kurşunla doldurulmuştur.
•   YASTIK ELEMENI OLARAK: mermerin mermere değdiği noktalarda bozulma olmaması için iki taş arasına kurşun levha konurdu. Yine sütunların ve heykellerin kaidelerinin altına kurşun levha konmuştur.
•   KAPI AĞIRLIĞI OLARAK: hamamlarda hamamların soğumamasın için sıcak havanın dışarıya çıkmasını engelleyen kapılara kurşun ağırlıklar konmuştur. Kapının bir yönüne konan  kurşun verdiği ağırlıkla kapının otomatik olarak kapanmasını sağlamıştır.
•   PENCERE AĞIRLIĞI: 18. y ortaya çıkan “diyotin” tipi pencerelerin kapanmasına yardımcı olarak kurşun kullanılır.
•   PENCERE KURŞUNU: pencereleri süslemek için değişik cam parçalarını birleştirmekte kullanılırdı. Şeritler halindeki kurşuna camlar yerleştirilir daha sonra (kurşun) bu kurşunlarda lehimlenerek birbirine bağlanır.
•   SÜSLEME ELEMANI OLARAK KULLANIMI: binaların etrafında kullanılar demir parmaklıkların  uç kısımlarında çeşitli şekiller verilmiş kurşunla kullanılmıştır.
•   Eski Mısırda ve Romada heykel yapımında kullanılmış bunun yanında 19.yy ve 20.yy başlarında ev içindeki süs havuzlarında içinden su geçen heykelciklerde görünür.

KURŞUNUN BOZULMA NEDENLERİ: korozyona karşı çok dirençlidir. Ancak havanın oksijenle etkileşime girdiği zaman yüzeyinde beyaz renkli kurşun karbonat yada koyu renkli kurşun sülfat patina oluşur. Sülfürik asit ve fosforik asitten etkilenmez. Ancak hidroklorik ve hidroflorik asit, asitik asit ve nitrik asitten etkilenir.ağaçlarda bulunan tonik asitte kurşun yüzeyleri bozar adeta yavaş yavaş kemirir.

KORUMA VE RESTORASYON TEKNİKLERİ: küçük boyutlu kurşun eşyalar yada parçalar. Versen tuzu ile temizlenir. Tuzu suyla karıştırılır. Elde edilen karışıma kurşun daldırılır. Bunun dışında bilhassa çatı örtülerinde meydana gelen bozulmalarda bozuk olan levhalar çıkarılıp yerine yenisi konur. Bozukluk iki şekilde olur. Çatı örtüsünde; .si mevsim değişikliğinden kaynaklanan deformasyon ve akma, 2.si de delinme yada asit etkisiyle oluşan korozyondur.    Bu durumlar için sert kurşun denilen bir alaşım yapılar kurşun levhalar kullanılır. Bunda %90 kurşun %10 antimuan vardır. Diğer kurşuna göre daha serttir. Değişim esnasında kolay çalışabilmek için kurşun levhalar altına kartonlar yerleştirilir.

KALAY(Sn): Yumuşak bir metaldir. Nadiren saf halde kullanılır. Ergime derecesi 232 C dır. Yoğunluğu 7,32 gr/cm3, kaynama derecesi 2260 C dır. Doğada “kesitlerit” adıyla bulunur. Genelde alışımlar halinde kullanılır. Demir ve çelik saf halde kalay ile kaplanırsa biz buna teneke deriz. Eğer kurşunlu alaşımları kullanılıyor (40_50 kg kurşuna 10_15 gr kalay kullanılır) Eğer kalay kaplamalar iyi bakılırsa 50_100 sene dayanabilir.

BOZULMA NEDENLERİ: saf kalay direnci çok zayıf olan bir metaldir. Onun için daima alaşım yahut da kaplama olarak kullanılır. Uzun süre düşük ısıya tabii tutulan kalay toz haline gelir. Rengi kurşun rengine dönüşür. Biz buna “kalay restili” yada “kalay tartarı” diyoruz. Yine kalay -40Cde tozlanma gösterir. Bu nedenle soğuk iklimlerde pek kullanılmaz. +13 ve daha sonraki derecelerde ise kalay eski beyaz haline döner. Atmosfer şartlarında oksijenle birleşerek
“stonnik” adı verilen tabaka oluşur. Bu tabaka, altındaki metali korozyondan korur. Saf kalay bazı asitlerden ve deniz suyundan pek etkilenmez. Kaplamada kullanılan kalay ise çok daha dirençlidir. Kaplama altında her hangi bir delik açılırsa yada bozulma görünürse o noktadan itibaren alttaki metalde korozyon başlar. Genelde çatı kaplamalarında bozulan levhanın yerine yenisi tercih edilir.

KORUMA VE RESTORASYON: kaplama olarak kullanılan kalay levhalarda ayrılma yada bozulma görülürse o bölgeler temizlenir ve lehim yapılır. Genelde yerinde onarım çok zordur. Onun için onarım bir başka yerde yapılır. Daha sonra levhalar çatıya yerleştirilir. Bunun dışından da boyama yoluyla da kaplamalar koruma altına alınabilir.

ÇİNKO: orta sertlikte bir metaldir. Ergime derecesi 419Cdir. Kaynama derecesi 960C, yoğunluğu 7,1gr/cm3 tur. Doğada iki türlü bulunur. 1. sinin adı “blend”, 2.türü ise slikatlı olup “calamonit” adını alır. Çinkoda hem alaşım hem kaplama olarak kullanılır. Sıcak olarak işlenir ve çabuk şekillendirilir. Dövülebilir ve döküm yapılabilir.alaşım olarak; bakırla yaptığı prinç alaşımı en çok kullanılır.

Mimaride Kullanımı: piyasada daha çok levha şeklinde satılır. Levhalar kalınlıklarına göre 1den 26 kadar derecelendirilir. İnşaatlarda en çok 12 ve 14 numara levhalar kullanılır.
1.   çatı kaplamalarında kullanımı: kaplama olarak kullanıldığında korozyona karşı daha uzun süre dayanır. Bunların ilk çatı kaplaması olarak kullanımı 1807lerde başlamıştır.
2.   çatıda dere, oluk, baca dibi olarak kullanımı: yağmur oluklarında dikey yada yatay borularda halende kullanılmaktadır. Bacayı çatıdan ayıran kısımda çinko levha kullanılır.  
3.   dekoratif kullanım: 19. yy sonu 20. yy başında bilhassa Amerika ve Avrupa heykel dökümünde kullanılmıştır. Yine balkon korkuluklarında çinko dökümle yapılmıştır.
4.   cephe kullanımı: 1880_1910 yılları arasında bina cephelerinin çinkoyla kaplanması modaydı. Yine sütunların başlıkları ön cephede görülen balkon korkulukları çinko kaplıydı.

BOZULMA NEDENLERİ:
çinko asitlere özellikle sülfürik asite karşı direnci çok zayıftır. Çabuk etkilenir. Yüzeyde korozyon oluşur. Yine kızılağaç, sedir, meşe gibi ağaçların çıkarttığı asitlerden de etkilenir. Ayrıca klorik ve sülfat içeren çimentolarda çinkoda bozulmaya neden olur. Bilhassa endüstri bölgelerinde oluşan kükürtlü yağmurlar çinkonun yüzeyini eritir. Yüzeyde pul pul dökülme görülebilir.  Galvanizli levhalarda (demir ve çeliğin ergimiş çinkoya batırılmasıyla; demir yada çeliğin üzerinde ince bir çinko tabaka oluşur. Biz buna galvaniz diyoruz.) beyaz lekeler oluşabilir. Buna “beyaz pas” deriz.

KORUMA VE RESTORASYON: bozulma geçiren parçalar yenileriyle değiştirilir. Ayrılma yada delinme varsa lehimle doldurulur yada bağlanır. Lehim yapılmadan önce yüzey hidroklorik asit ile temizlenmeli lehim işlemi sonradan uygulanmalıdır. Ağaç asitlerine karşı ise bitülli boyalar kullanılmalıdır. Bunlar dışında atmosferik oksidasyonu azaltmak için önce çinko düzeyi önce 1 kat astar boya ile boyanmalı daha sonra 2 kat esas boya sürülür.

DearQueen
  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 21
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Metal [Ders Notu]
« Yanıtla #1 : 22 Mart 2012, 22:20:24 »
onlıne olan birileri varmı acaba bakırın korunmasında hangi kımyasallar kullanılır yada ne tür yöntemler vardır birde mimaride en çok nerelerde kullanılır acil cvp verirmisiniz ?

  • Ziyaretçi
Ynt: Metal [Ders Notu]
« Yanıtla #2 : 25 Şubat 2013, 23:12:59 »
bu ders notlarında ufak tefek biz restoratörlerin kullamadığı arkeologların kulanmayı tercih ettiği terimler var.  bakırın korunmasında diğer metaller gibi aynı malzeme ile koruma yaparsınız fakat ne yapmak istediğinize göre yöntem ve malzeme değişir.

haleklc
  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 2
  • Ad Soyad: Hale Klc
  • Meslek: restoratör
Ynt: Metal [Ders Notu]
« Yanıtla #3 : 26 Mayıs 2014, 12:40:48 »
kaynağını da yazabilir misiniz?

 

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

ÇALİŞMA ARKADAŞLARI Gönderen: zeki0669
[Dün, 19:26:12]


Top-notch Ğ¡asual Dating - Legitimate Girls Gönderen: zgtasoluk
[Dün, 06:48:19]


Premier Ğ¡asual Dating - Verified Maidens Gönderen: Dursunfurkan
[16 Nisan 2024, 19:27:44]


RESTORATÖR ANKARA (7 YIL DENEYİM) Gönderen: Mehmet Güngör
[16 Nisan 2024, 18:54:22]


rmiljyhy Gönderen: generic tadalafil 2019
[16 Nisan 2024, 17:59:05]


RÖLÖVE-RESTİTÜSYON-RESTORASYON-PROJE VE DANIŞMANLIK HİZMETİ Gönderen: gül_can
[16 Nisan 2024, 17:13:10]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal