Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Kaya mezarları yok oluyor  (Okunma sayısı 6313 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

RestorasyonForum

  • Yönetici
  • *****
  • İleti: 739
Kaya mezarları yok oluyor
« : 16 Ağustos 2009, 02:25:19 »
Dalyan`ın kanalı süsleyen Kaya Mezarları ile ünlü antik Kaunos Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Işık, antik kenti bir anda dünya çapında kültür turizmi merkezi haline getirebilecek projelere sahip olduklarını, ancak kaynak bulunamadığı için Türkiye`nin ilk `Arkeolojik Park`ını yaratacak projeleri hayata geçiremediklerinden yakındı.



Prof. Dr. Işık`Yayına yönelik çalışmalar tiyatro çeşmesinde gerçekleştirildi. Agorada da yine yayına yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz.


ÇALIŞACAK VİNÇ ARIYORUZ


Demeter Kutsal alanında ve Liman Agorasına bağlı Roma dönemi Bazilikasında çalışmalar devam ediyor. Bazilikada yapılan çalışmalarda heyecanverici yapıyla karşılaştık` dedi. Kaunos`ta restorasyon çalışmalarının da sürdüğünü belirten Prof. Dr. Cengiz Işık; `Geçen yıl tiyatronun bitişiğinde tümüyle açığa çıkardığımız çeşme binasının restorasyon çalışmasını yapacağız. Bir vincimiz olursa, onu bu yıl proje bazında ayağa kaldırmayı düşünüyoruz. Yapıyı tümüyle değil de, en azından algılanabilir bir konuma getireceğiz` dedi.



Muğla - Kaunos Antik Şehri

Kaunos, Muğla’nın Köyceğiz ilçesinin güneyindeki Dalyan’ın yakınındadır. Strabon kentin bir yarımada üzerinde kurulduğunu fakat sonra alüvyonlarla dolarak içeride kaldığını söyler . Gerçekten de bu gün Kaunos denizden 3 km. kadar içeridedir. Yine Strabon’un bahsettiği Kaunia gölünün denize bakan ayağı bugün “Sülüklü” adıyla anılan bir bataklığa dönüşmüştür.

Kaunos Hellen dilinde anlamı olmayan bir sözcüktür. Lykçe yazıtlarda Ksibde olarak geçen bu kent Rodos Pereia’sı içinde büyük bir yerleşim yeridir.
Yunan mitolojisine göre Miletos’un oğlu Kaunos, kendisine aşık olan Byblis’e karşılık vermemiş o da üzüntüsünden canına kıymıştı. Bunun üzerine Kaunos da Miletos’u terk ederek bu kenti kurduğunu Ovidius da anlatmıştır.

Kaunos’un ne zaman kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Homeros kitabında açıkça buradaki sekene için şöyle yazar:

“Kaunos’lular ,bana kalırsa,buranın yerlisidir; ama kendileri Girit’ten gelme olduklarını söylerler. Dillerinde Karia etkisi vardır ya da Karia dilinde onların etkisi.”

Nitekim Kaunosluların Karia’lılardan farklı 30 harfli bir alfabe kullandıkları bugün anlaşılmıştır. Ayrıca Lykia kültürünün de etkili olduğu günümüze gelen eserlerden anlaşılmaktadır.
Kaunosda, M.Ö.VIII yy.dan beri yaşamın olduğu bilinirse de tarihte ilk kez adları M.Ö.545’de Pers generali Harpagos’a karşı gösterdikleri direniş ile geçmektedir. Herodotos Harpagos’un İonia’yı yönetimi altına aldıktan sonra Karialı’ların, Kaunos’luların ve Lykia’lıların üzerine yürüdüğünü söylemektedir. Bu sözler Pers istilâsı sırasında Kaunos’un önemli bir kent olduğunu göstermektedir. Onurlarına ve özgürlüklerine düşkün olan Kaunos’lular Harpagos’a karşı koymalarına rağmen yenilgiden kurtulamadılar. Harpagos Kaunoslulara karşı, kendisine direnç gösterdikleri için çok zalimce hareket etti. Hellenlerin Persleri Anadolu’dan atmak için giriştikleri mücadelede Kaunos’da yerini aldı ve Attika-Delos Deniz birliğine girdi. Peleponnes savaşı sırasında kentin limanı her iki tarafça zaman zaman kullanılmıştır. Kent M.Ö. 377’de Karia Satrabı Mausolos’un idaresine girdi ve bu dönemde şehirde büyük imar faaliyetleri başladı. Bu dönemde ilk defa sikke basan şehir M.Ö.334’de Büyük İskender tarafından Mausolos’un kız kardeşi Prenses Ada’ya verildi. İskender’in ölümünden sonra generalleri arasında çıkan savaşlar sırasında sık sık el değiştiren kent, bir ara Ptolemaios ve Seleukosların da idaresine girmiştir. M.Ö. II.yy.da Bergama krallığından vasiyet yoluyla Roma tarafından Rodos eyaletine bağlanan kent M.Ö.129’da
Roma’nın Asya eyaleti sınırları içine alındıysa da özgür kent statüsünü korudu. Bizans devrinde ise Myra metropolitliğine bağlı bir piskoposluk merkezi olmuştur.


Zamanla Dalyan çayının taşıdığı alüvyonlar ve gel-git olayları denizi sığlaştırmış ve kent en büyük özelliği olan limanını yitirmiştir. Bunun yarı sıra bataklıktan dolayı sivrisinekler azmış ve halkı sıtma kırıp geçirmeye başlamıştır. Bu duruma fazla direnemeyen halk doğa ile baş edemeyince, kenti terk etmek zorunda kalmıştır. Bir zamanlar Attika-Delos Deniz Birliğine 10 talent gibi yüklü bir para ödeyen, Perslere direnen insanların yenemediği Kaunos’u sıtma yenmiş ve halkını kentlerini terke mecbur bırakmıştır.

Yaşam tarzları ve inançları komşularından farklı olan Kaunosluları Homeros şöyle anlatır:
“...görenekleri bakımında,.ötekilerden olduğu kadar Karialılardan da uzaktırlar. Bunlarda içki âlemi tertiplemek geleneği vardı,ancak bunu yaparken erkek,kadın,çocuk ve ayrıca yaş ve
arkadaşlık ilişkileri de dikkate alınırdı. Kendilerine yabancı olan tanrılar için bir din uyarlamışlar,ama sonradan vazgeçmişler,yalnız babalarının tanıdıkları tanrılara tapmayı kararlaştırmışlardır; bunun üzerine ülkenin gençleri silâhlanmışlar, bu tanrıları,havaya kılıç sallıyarak Kalynda sınırına kadar kovalamışlardır; bunu yabancı tanrıları işte böyle kovaladık,diye anlatırlar. Bu ulusun gelenekleri böyledir.”
Kaunos’un varlığını ilk kez 1842’de fark edilmiş bilimsel kazılara da 1967’den itibaren Prof. Baki Öğün başlamıştır. Buradaki araştırma ve kazılar kentin tarihini Arkaik döneme kadar indirmiştir. Onu Helenistik, Roma ve Bizans dönemleri izlemiştir. Kent başlıca iki kısımdan meydana gelir 1- Akropol 2-Aşağı şehir. Kuzeydeki oldukça sarp kayalıklara oyularak yapılan kaya mezarlarının tahmini sayısı 150 kadardır. Bunlardan 20 tanesinin cephesi İon nizamında bir tapınağın cephesine benzer. Bu mezarların büyük bir kısmı M.Ö. IV.yy.a aittir. Büyük İskender’in istilası yüzünden bir kısmı tamamlanamamıştır. Mezar odalarının içerisindeki kline , hediye koymaya yarayan sekiler bulunmaktadır. Ayrıca güvercin yuvası şeklinde mezarların yanı sıra kare veya dikdörtgen mezar çukurları ile de karşılaşılmıştır. Kayalara oyulmuş, üstü kapaklı sanduka tipi mezarlar ve lahitler de dikkati çekmektedir. Bunlar büyük bir olasılıkla kaya mezarlarından daha önceki bir tarihe aittirler.

Kentin akropolü yaklaşık 150 m. yüksekliğinde olup, ovanın ortasında yükseliyordu. Güney yamaçları sarp kayalık olduğundan kuzey ve batı kesimleri Orta çağda yapılmış kulelerle desteklenen surlarla çevrilmiştir. Dikdörtgen, prizma biçiminde kesilmiş taşlardan oluşan surlar eski limanın batısından başlayarak yukarıdaki sırtları da içerisine almıştır. Bu uzun sur, büyük bir olasılıkla Kral Mausolos tarafından yaptırılmıştır. Prof.Dr. Baki Öğün ile birlikte kazılarda çalışan Alman Prof. B.Schmaltz burada yoğunlaştırdığı çalışmalarında kule ve duvarların eski devirlere ait toplama taşlardan yapıldığını ileri sürmektedir. Bu sur duvarında Klasik Çağ’a ait üzerinde Sanatçının imzası da bulunan muhtemelen bir adak steline ait bir kitabe parçası bulunmuştur. Batı kulesinde ise nekropolden gelmiş, eski bir mezar epigramı parçası ile beyaz zeminli bir leyktos parçası bulunmuştur. Prof. Schmaltz M.Ö.227-26’da Rodos ve çevresini etkileyen depremin Kaunos’u da etkilediğini, bu duvarlar ile Küçük Kale üzerindeki surların büyük çoğunluğunun bu depremden sonra inşa edildiğini ileri sürmektedir.


Akropolün doğusunda yer alan, güneyi kayalara oyulmuş, diğer kısımları beşik tonozlar üzerine oturan tiyatro, günümüze çok iyi bir durumda gelebilmiştir. Prof. Dr. Baki Öğün’ün 1982’deki çalışmalarında Cavea ve Scena temizlenmiş, proscene’nin büyük bir kısmı ortaya çıkarılmış, sahne binasını taşıyan payeler arasında Milo Aphroditi kopyası, bir torso ve üç büst bulunmuştur. Cavea ve diazomanın yanı sıra altta 18 üstte de 16 oturma sırasının bulunduğu tiyatro Helenistik Çağ izlerinin görülmesiyle birlikte büyük bir kısmının Roma devrinde yapılmış olmalıdır.

Tiyatronun kuzey-batısındaki bayırda üç yapıdan oluşan bir mimari dizi dikkati çekmektedir. Bunlardan ilkinin Bazilika tipinde bir kilise olduğu anlaşılmıştır. Kesme taşlardan yapılmış Apsis’i ile üç nefli bir erken Bizans kilisesidir. Diğeri Roma devrine ait bir hamamdır. Üçüncü yapının ne olduğu kesinlik kazanamamıştır. Bunun mabet veya kitaplık olduğu düşünülürse de kesin bir söz söyleyebilmek biraz zordur. Bununla beraber megaron şeklindeki bu yapının Dionysos’a ait olması da olasıdır. Hamamın güneyinde Vespasianus çeşmesi ile Stoa yer almaktadır. Aynı zamanda eski limanın kuzeyindeki stoa Helenistik Çağ’da yapılmış, Roma döneminde de bazı ilaveler eklenmiştir. M.Ö.II. yy.a tarihlenen Stoa 94 m. uzunluğunda, tek yönlü bir yapı olup iki katlıdır. Alt katın Dor nizamında olmasına karşılık yıkıldığından dolayı ikinci kat hakkında bir bilgi yoktur. Stoa’nın hemen yanı başındaki Nymphaion “in antis” planındadır ve restore edilmiştir.Prof. Baki Öğün’ün burada yapmış olduğu çalışmalar sonunda taşlarının büyük bir kısmı yenilenmiştir. Ayrıca çok sayıda kitabe limana bakan yüzünde ortaya çıkarılmıştır.
Agora bütünüyle 2 m.ye ulaşan toprak tabakası altında kalmış ve 1981 yılında temizlenmesine başlanmıştır. Agora’yı çeviren revakların kalıntılarının yanı sıra bezemeli mimari parçalar da bulunmuştur. Agora’nın içindeki çeşmenin restitüsyonu da bu çalışmalar sırasında yapılmıştır.

Kaunos’da ele geçen yazıtlardan kent içerisinde birçok mabedin olduğu anlaşılmıştır. Çalışmaların bu bölgede yoğunlaşmasına karşılık bunların hangi tanrılara ait oldukları kesinlik kazanamamıştır. Agora’nın kuzey-doğusundaki suni bir teras üzerinde Stoa ile Hamam arasında bulunan mabet Dor nizamındadır ve M.Ö. I.yy.a ait olmalıdır. Büyük bir olasılıkla Zeuss’a atanmış olmalıdır. Mabed’in çevresinde 30’a yakın mezarla karşılaşılmıştır. Erken Bizans dönemine tarihlenen bu mezarların çevresinde çok sayıda mimari parça ile karşılaşılmıştır. Bu buluntulara dayanılarak bu mabed Helenistik döneme tarihlendirilmiştir. Burada kalp şeklindeki portikonun başlıkları ile karşılaşılması oldukça ilginçtir.

Limanda, Agora’nın doğusundaki Korint nizamındaki mabet de mimarisine bakılarak M.S.II.nci yy.a tarihlendirilmiştir. Ayrıca Büyük limanın yakınında Prostylos plânlı, kuzey-güney doğrultusunda, Cella duvarlarının büyük bir bölümü ayakta olan bir başka mabet daha bulunmaktadır.
Bu Foruma yaptığınız ilk ziyaretiniz ise, Forumumuzda bilgi alışverişinde bulunabilmeniz için öncelikle Kayıt olmalısınız. Üye olmayanlar Forumumuzda. Konu açamaz, Eklenti indiremez. Forumumuzu tam anlamıyla kullanmak için Üye olabilirsiniz..

Sürmenaj
  • Restorasyon Forum
  • ***
  • İleti: 193
Ynt: Kaya mezarları yok oluyor
« Yanıtla #1 : 17 Ağustos 2009, 20:33:06 »
Çok güzeller.. Umarım gereken maddi kaynağı en kısa sürede bulurlar.
süperman, süperman olmak lazım bazen (:

İSMAİL

  • Restorasyon Forum
  • *****
  • İleti: 685
  • Cinsiyet: Bay
  • Okul: Mimar Sinan Üniversitesi
Günay: Erimesine izin vermem
« Yanıtla #2 : 09 Eylül 2009, 17:37:22 »
Muğla'nın Ortaca ilçesindeki Kaunos Antik Kenti'ne giden Turizm Bakanı, yıkılmaya başlayan kral mezarlarını inceledi ve önlem alınacağını söyledi.
Muğla'nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan beldesindeki kral mezarlarında inceleme yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'nin simgesi haline gelen mezarların yok olmasına göz yummayacaklarını söyledi.


Yeni Asır Gazetesi'nde yayınlanan habere göre, bölgeye gelen Bakan Günay, önlem alınmadığı taktirde 2 bin 400 yıllık tarihin yok olup gideceğini belirtti, "Mezarlar için alınacak tedbirler, uzun araştırmalar öngörüyor" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, dün uçakla Dalaman Havaalanı'na gelip karayoluyla Dalyan'a geçti. Bakan'ın yağışlı havada gerçekleşen tarihi gezisine Muğla Vali Yardımcısı Recep Yüksel, Dalyan Belediye Başkanı CHP'li Arif Sarı, CHP'li Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik, Köyceğiz Belediye Başkanı CHP'li Salih Erbay, Ortaca Kaymakamı Mustafa Gürdal, Köyceğiz Kaymakamı Halil İbrahim Çomaktekin, AK Parti İl Başkanı Gültekin Akça, İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Süslü de eşlik etti.

KAZI BAŞKANI GÖSTERDİ
Kaunos Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Cengiz Işık, Bakan Günay'a kaya mezarlarındaki erimeyi gösterdi. Daha önce yaptığı açıklamada, 2003 yılında mezarlardaki erimeye ilişkin rapor hazırlamasına karşın önlem alınmadığını belirtip tehlikeye dikkat çeken Işık, Bakan Günay'a sorunun nedenlerini açıkladı. Prof. Dr. Işık, mezar yüzeyinde büyük korozyon yaşandığını, mezarların bu duruma gelmesinde tektonik hareketler, doğa koşulları, mezarların yapısındaki ince kılcal damarlar gibi kireç çizgilerinin zaman içinde erimesi ve asit yağmurlarının etkili olduğunu söyledi. Aşınmanın tehlikeli boyuta ulaştığını anlatan Işık, "Kaunos denince ilk akla gelen kaya mezarları, gözlerimizin önünde eriyor. Her yıl bir parçasını kaybediyoruz" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Günay, incelemenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada kaya mezarlarının Türkiye'nin yurt dışı tanıtım fotoğraflarında yer aldığını, Türkiye'nin adeta simgesi haline geldiğini söyledi. Erimenin önlenebilmesi için neler yapabileceğini yerinde görmek istediğini kaydeden Bakan Günay, "Mezarların yok olmasını önlemek için alınacak tedbirler uzun süren araştırmaları öngörüyor. Kaya mezarlarının problemi zor bir problem. Burası özel tarihsel alanlarımızdan birisi. Dikkatli gözlem yapmalıyız. Ciddi laboratuvar çalışmaları yapmamız gerekebilir. Bu basit bir restorasyon değil. Derde deva olacak restorasyon projesi geliştireceğiz. Yok olmasına asla göz yummayacağız. Tedbir almazsak 10 ile 20 yıl sonra Türkiye'nin simgesi olan bu alanlar yok olacak. Bu nedenle buradayım" dedi.

SEYİR TERASI MÜJDESİ
Prof. Dr. Cengiz Işık, ziyaretçilerin mezarları görmek istediğini, insan eliyle de tahribat gerçekleştiğini belirtip, "Geçmiş yıllarda insanlar talan etmiş, beğenmediği eserleri tahrip etmiş. Turistlerin gezmesi için seyir terası yapılırsa insan kaynaklı tahribat da önlenebilir" dedi. Öneriye sıcak bakan Günay, vali yardımcısına proje hazırlanması için talimat verdi.
Bakan, kaya mezarlarından sonra Kaunos Antik Kenti'nde inceleme yaptı, restore edilen antik tiyatronun açılışını gerçekleştirdi, Kazı Başkanı Işık'tan bilgi aldı. Bakan, antik kilisede kazılarda ortaya çıkarılan mozaik eserin de temsili açılışını yapıp kurdelesini kesti.

KAYA MEZARLARI
Caretta caretta deniz kaplumbağalarıyla birlikte Dalyan'ın simgesi olan, kayalar içine oyulmuş, M.Ö. 3 ve 4'ncü yüzyıllarda dönemin kralı, eşi, yakın askerleri, hizmetçileri, Karya ve Likyalı soylular, zenginler, kahramanlar için yapılan kaya mezarları, yılda 300 bini yabancı 700 bin kişinin ziyaret ettiği beldenin gözde bölgesi. Denize yer yer 80 derecelik açılarla yükselen kayalık dağların içlerine oyulan mezarlar özellikle yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Arkeologlara göre bu mezarlar antik Kaunos kentinin zenginliği ve gücünün göstergesi. İon tapınağı görünümünde yontulmuş kaya mezarları içinde ölülerin konması için yan yana üç taş sıra bulunur. Anıt mezarların ön cephesini süsleyen İon sütunları ve aslan kabartması bulunuyor.

  09.09.09
 Turizmdebusabah

 

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

Ynt: KKTC Lefkoşa Selimiye Camii (Aya Sofya Katedrali) Gönderen: karacanenes
[25 Mart 2024, 12:09:22]


Teknik Personel Gönderen: TAŞYAPI
[24 Mart 2024, 16:13:27]


ÖN MUHASABE VE MİMAR PERSONEL ALIMI Gönderen: osman.blnk
[24 Mart 2024, 10:19:47]


Restorasyon alanında iş arıyorum Gönderen: Sudenur uysal
[22 Mart 2024, 19:19:58]


RESTORASYON ALANINDA DENEYİMLİ İNŞAAT TEKNİKERİ Gönderen: cabiyotlu
[22 Mart 2024, 11:02:48]


Ynt: NAKKAŞ/KALEMİŞİ/RESTARASYON EKİBİ Gönderen: nAKkaŞBey38
[22 Mart 2024, 01:59:53]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal