Antalya`nın, Perge antik kentinde Helenistik dönemde inşa edilen ikiz kuleler, çelik iskeleyle koruma altına alındı.
Ancak tarihi kulelerin ayakta kalabilmesi için yeni statik projenin hazırlanıp restore edilmesi gerekiyor. Bunun için de Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın ödenek çıkarmasına ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
Perge antik kentinde kazı ve restorasyon çalışmalarını gerçekleştiren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Haluk Abbasoğlu, dünyada bir örneği daha olmayan Perge`deki Helenistik döneme ait kulelerin yıkılmaması için 300 bin YTL`lik bir ödenekle çelik iskelelerle koruma altına alındığını açıkladı.
ÇELİK İSKELE NİHAİ ÇÖZÜM DEĞİL
Helenistik kulelere çelik iskele de yeterli gelmedi. Çelik iskelelerle koruma altına alınan kulelerin yıkılmadan ayakta kalabilmesi için yeni bir ihalenin daha gerekli olduğunu bildiren Prof.Dr. Abbasoğlu, şöyle konuştu: `Çünkü kulelerin üzerindeki çatlak giderek artıyor. Yapının bir depreme dayanabilecek bir gücü yok. Bu nedenle duvarın yükünü, uzun süre çelik iskelelere bırakamayız. Bir an önce restorasyon yapılıp iskelenin kaldırılması lazım. Bu kuleler Perge`nin sembolü. Binayı olduğu gibi statik projenin yapılıp buna göre bir ihalenin yapılması gerekiyor. Bu konuda bir ön önce ödenek çıkarılmalı.`
NEKROPOL ÖDENEK BEKLİYOR
Her yıl kazı yapılan Perge nekropolünün bulunduğu arazinin de halen kamulaştırılmadığını bildiren Haluk Abbasoğlu, sözlerine şöyle devam etti: `Nekropolün bulunduğu arazi vatandaşların tapulu yeri. Altında tarih yatan bu arazinin kamulaştırılması için yıllardır çaba gösteriyoruz. Ama bir türlü ödenek sağlanmadı. İki yıl önce kaçak kazıların yapıldığı 159 numaralı parsel kamulaştırıldı. Burada Roma dönemine ait ikinci, üçüncü yüzyıla ait lahitler bulduk. Ayrıca yine burada Pergenin su sistemi ile ilgili künklerle yapılan kanalizasyon sistemini bulduk. Şehre su temin eden bu sistem lahitler gömüldükten daha sonraki bir dönemde inşa edilmiş. Buradaki mezarların çoğu antik çağda soyulmuşlar.`
Buradaki 14 lahitten 4- 5 tanesinin hiç soyulmadan günümüze geldiğini anlatan Abbasoğlu, şunları söyledi: `Bu mezarlarda arkeolojik anlamda zengin buluntular çıktı. Kaplar, cam anforalar, gözyaşı şişeleri, kemik iğneler, takılar bulundu. Ancak, antik kentteki 169 numaralı parselde çok daha zengin mezar yapıları bulunuyor. 169 numaralı parselde; Roma dönemine ait bütün mezar tiplerinin tamamı bir arada. Bu parsel henüz kamulaştırılamadı.
Kaynak : IHA / 2009-02-16
