Birçok peygamberin uğrak yeri olmuş ve bu yüce insanlara ev sahipliği yapmış Şanlıurfa; Mekke, Medine ve Kudüs`ten sonra dünyanın dördüncü büyük inanç merkezi haline gelmek için seferber oldu
Şanlıurfa, 11 bin 500 yıllık tarihî geçmişi, coğrafi konumu, ticari İpekyolu üzerinde olması, Doğu ile Batı arasında kavşak noktasında bulunması sebebiyle stratejik bir öneme sahip bir ilimizdir. Bunun yanında Şanlıurfa; din, kültür ve medeniyetlerin de buluşma ve çekim merkezi olmuştur. Bu özelliklerden dolayı, Şanlıurfa`da tarih boyunca birçok devlet ve beylik kurulmuş, bu topraklar birçok medeniyete beşik olmuştur. Buğdayın ilk defa ekildiği söylenen Şanlıurfa, verimli toprakları ile tarih boyunca bir tarım şehri olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti`nin sürdürülebilir en büyük projesi olan Güneydoğu Anadolu Projesi de (GAP) bu bölgede uygulamaya sokulmuş, projenin odak noktasında Şanlıurfa yer almıştır. Birçok peygamberin uğrak yeri olmuş ve bu yüce insanlara ev sahipliği yapmış olan Şanlıurfa, “İnançlar Diyarı, Peygamberler Diyarı†olarak da anıla gelmiştir.
DAVOS`U BÖLGEYE TAŞIMAK!
Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan, İsviçre`nin Davos kentinde her yıl düzenlenen ekonomik forum toplantılarının benzerini `iyilik hareketleri` adı altında Şanlıurfa`da Halil İbrahim Buluşmaları`yla gerçekleştirmek istediklerini belirtiyor, bu yıl üçüncüsünü düzenleyecekleri etkinliğin daha kapsamlı olmasını planladıklarını söylüyor ve bunun için görkemli çalışmalar yaptıklarını anlatıyor. Bu etkinliği ayrıca uluslararası bir standarda taşımak isteyen Vali Yavaşcan, Halil İbrahim Buluşmaları adı altında Davos`u bir anlamda buraya taşımayı amaçlıyor, bu konuda herkesin gayret göstermesini bekliyor. Türkiye`de en fazla bölünmüş yolun Şanlıurfa`da yapıldığını, Habur`a kadar uzanan 350 kilometrelik yolun yapımına bu yıl içinde başlanacağını söyleyen Şanlıurfa Valisi Yavaşcan, kale eteği ve restorasyon çalışmanın da Temmuz başlarında sona ereceğini belirtiyor.
LAYIK OLDUĞU KONUMA GELDİ
KÖYDES kapsamında yürütülen ulaşım, içme suyu ve alt yapı çalışmalarında büyük başarılar gösterilen Şanlıurfa`da, kent merkezinde tarihî yapıların restorasyonuna da büyük önem veriliyor. Dünyanın en eski şehri, kültür mozaiği ve inançlar merkezi olan Şanlıurfa`yı layık olduğu noktaya getirmek için çok çalışılıyor. Yıllardır hızlı nüfus artışı, işsizlik ve bazı olumsuzluklarla ülke gündemine gelen, marjinal konularla zihinlerde yer alan bu şehrin bütün bu olumsuzluklarını tersine çevirdiklerini söyleyen yetkililer; “birilerinin bu şehri asli konumuna getirmesi gerekirdi, o görev de bizlere nasip oldu†diyor.
“İnsanlar artık kendilerine güveniyor, kentleriyle gurur duymaya başladı, yönetenler, yönetilenlere farklı bakmamaya başladı, güneydoğudaki birçok problemin çözülebileceği görüldü, bunu da biz gösterdik†diyen ilgililer, kaliteli yöneticilerin neleri başarabildiğini Şanlıurfa`da çok güzel şekilde göstermiş.
KALİTE BELGELERİNİ DİZDİ!
Vizyon sahibi yöneticilerin bu vefakar ve kadirşinas halkla bütünleşmesi zor değilmiş. Böyle potansiyeli olan bir ilin nasıl iyi bir yere taşındığı gösterilmiş. Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, iyi bir ekip çalışması ve kurumsallaşma sayesinde, az parayla büyük işler başarmış. Vatandaşa verdiği güvenin de bu başarıda payı büyük. Bu sebeple, Urfalılar Başkanlarına sahip çıktı, bir dönem daha Urfa`ya hizmetle görevlendirdi. İSO Kalite Belgesi, Mükemmellikte Kararlılık Ödülü ve Mükemmellikte Yetkinlik Belgesi`ni alan Şanlıurfa Belediyesi, Ulusal Kalite Belgesi için de müracaat etmiş, süreç devam ediyor.
TARİHÎ DOKU KORUNUYOR
Alt yapıdan üst yapıya kadar birçok dev poje gerçekleştirilmiş. Temel amaçlarının, şehri; tarihî dokusu korunmuş, temiz, düzenli, yeşiller içerisinde, yaşanabilir bir Urfa haline getirmek olduğunu söylüyorlar. Başkan Fakıbaba, “Bunu tamamıyla gerçekleştirseydim, ikinci dönem aday olmazdım†diyor. İlk dönem yüzde 60-70 oranında mesafe aldıklarını, bu dönemde projelerini tamamlayacaklarını söylüyor. Hedef, Urfa`yı; Mekke, Medine ve Kudüs`ten sonra dördüncü inanç merkezi haline getirmek. Başkan bu rüyasını gerçekleştirmek için çalışıyor. Şanlıurfa hem Türkiye`nin sayılı şehirlerinden olacak, hem de tarihte olduğu gibi bir dünya kenti olacak. Şanlıurfa`da, Dünya Kültürel Mirası arasına katılmanın mücadelesi veriliyor.
ŞEHİR BİLİNCİ YAYILIYOR
“Göçle Gelenlerin Entegrasyonu†ve “Afet Koordinasyon Merkezi†gibi projeler bazında Avrupa Birliği ile ortak çalışılıyor. Şanlıurfa, yakın çevresinden, kendi kırsalından yoğun göç almış. Zaten önceki dönem devraldıklarında şehrin yüzde 70`i gecekondu imiş. Bu insanları şehir hayatına alıştırma, entegre etme çalışmaları yapılıyor. Yarıkentlilerle ilgili bu çalışma yapılmış, şimdi sıra diğerlerine gelmiş. Eski Urfa`nın tamamı için koruma amaçlı imar planı yapılmış. Değerli bütün evler Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiş. En çok sayıda korunan ev, bu ilde. Bu evlerin sahipleri de o şuura varmış, şimdi kendileri de korumak için iş birliğine gidiyor, gayret gösteriyor. Şehir, aslına uygun şekilde yapılandırılıyor. Eski çeşmeler, eski dokuya uygun arklar, antik kapılar ve başka eserler onarılıyor.
YENİ GÖZDE HALEPLİ BAHÇE
5. asırda yapılmış şehrin antik duvarları ortaya çıkarılmış, buralardaki gecekondular temizlenmiş. Belediye, taşçılık okulu açmış, bu okulda yetişen taş ustaları, şehrin aslına uygun şekilde yapılandırılması işinde istihdam ediliyor. Müdahale edilebilcek bütün alanlar orijinaline uygun hale getiriliyor. Balıklı Göl`ün yanındaki Halepli Bahçe`den çıkan mozaiklerin yerinde sergilenmesi için çalışmalar başlatılmış. Türkiye`nin her köşesinden hergün gelen binlerce ziyaretçinin daha geniş bir alanda gezebilmeleri, Balıklı Göl mıntıkasında sıkışıp kalmamaları için çalışmalar yapılıyor. Bu alan Halepli Bahçe`ye doğru genişletiliyor.
TURİSTİK BÖLGESİ, SADECE BALIKLI GÖL DEĞİL!
KÖYDES kapsamında yürütülen ulaşım, içme suyu ve altyapı çalışmalarında büyük başarılar gösterilen Şanlıurfa`da, kent merkezinde tarihî yapıların restorasyonuna da büyük önem veriliyor. Dünyanın en eski şehri, kültür mozaiği ve inançlar merkezi olan Şanlıurfa`yı layık olduğu noktaya getirmek için çok çalışılıyor. Türkiye`nin her köşesinden gelen ziyaretçinin daha geniş bir alanda gezebilmeleri, Balıklı Göl mıntıkasında sıkışıp kalmamaları için de çalışmalar yapılıyor.
Fıstık ve pamuğun merkezi
Şanlıurfa`nın ekonomisinin ağırlıklı olarak tarıma dayandığını söyleyen Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Sabri Ertekin, Türkiye`de üretilen pamuğun yüzde 50`sinin, fıstığın da yüzde 70`inin bu ilde üretildiğini belirtiyor. Pamuğa dayalı çırçır, iplik ve örme tesisleri bulunuyor. Pamuk yağı tesisleri de önemli miktarda bulunmakta. Türkiye`nin en kaliteli makarnalık durum buğdayı da bu ilimizde yetişmekte. Pamuğun yerini yavaş yavaş mısır alıyor. Baraj sulaması ve vatandaşın kendi imkanlarıyla yaptığı sulama sayesinde verim artmış. Yeni GAP Eylem Planı ile işler hızlandırılmış, 2012`ye kadar bu projenin tamamlanması hedefleniyor. Tarım ürünlerine dayalı sanayi de gittikçe gelişiyor. Baklavalık un, sade yağ ve fıstığı Urfa`dan alan Gaziantep`in bu ürünleri sahiplenmesinden şikayet ediliyor. İsot(biber) üretimi de Şanlıurfa için önemli yer tutmakta. Sulama ekipmanları ve tarım aletlerine dayalı sanayi de önemli gelişmeler göstermiş. Urfa`nın civar illere çok yakın mesafede bulunduğunu, sahip olduğu tarihî zenginlikleri ve dini önemi sebebiyle bu ilin turizmimiz için çok cazip olduğunu ifade eden Ertekin, şehrin bu yönünün daha da geliştirilmesi için çalışacaklarını sözlerine ekledi.
Her öğün yenen İSOT hastalıklara da şifa!
Şanlıurfa`da bibere “isot†derler, ısı otu demekmiş. Yenince hararet basar, insanı ısıtır. Harran`ın bereketli topraklarında yetişen, kızgın güneşin altında kızaran, haşerattan korunmak için gittikçe acılaşan ve aynı kızgın güneş altında kurutulan Urfa isotu, kendine has özellikler taşır. Urfalılar nereye giderse gitsin, kendi isotlarını bulur, başka yerlerden gelen biberi beğenmezler. İsot acısı insanı rahatsız etmez, barsakları bozmaz, kanı sulandırır, insana sağlık ve moral verir. Sabah kahvaltıdan başlamak üzere, her öğün yenir. Bazıları öğle yemeğini, ekmek arasına konmuş iki biber ve bir bardak çayla geçiştirir. Urfa çarşısı biber kokar ve bu koku Urfa
isotuna has... Biber tarlada iyice kızarınca toplanır. Ekmeyenler de güvendikleri yerlerden yıllık ihtiyaçları kadar alır. Biberlerin içi genellikle temizlenir, tohum ve damarlardan arındırılır. Damlarda, temiz bir zeminde 1 hafta-10 gün kurumaya bırakılır. Hergün sabah-akşam biberler tek tek çevrilir. Kurutulduktan sonra çok ince parçacıklar haline gelinceye kadar dövülür, makinelerde istenen kıvamda ince kıyılır, elekten geçirilir. Ne kadar ince olursa o kadar değerli olur. Uzun süre bozulmadan korunması için 1 fincan zeytinyağı ve biraz tuz katılır. İsot çok emek ister, temizleme işini yapanların elleri günlerce biber acısıyla yanar. Abdullah Balak, “Urfalılar canlarını verir, isotlarını vermezler†diyor.
ÇEŞİTLİ RENKLERİ BULUNUYOR
Her çeşit isotu sattıklarını söyleyen Nihat Çetin, isotun evlerde yapılan evlik ve fabrikada yapılan fabrikalık diye iki çeşidinin bulunduğunu, bunların da kendi aralarında kırmızı, mor ve siyah diye ayrıldığını söylüyor.
2009-04-09
www.turkiyegazetesi.com 
