Thebai antik kenti ilgi bekliyor
Batı uygarlığına kaynaklık eden Helen uygarlığının temellerinin atıldığı Ege`de yer altından adeta tarih fışkırıyor. Efes, Didim, Afrodisyas gibi çok bilinen ve dünyaca ünlü antik kentlerin yanında, Myus, Heraklia, Panionion gibi kıyıda köşede kalmış
Batı uygarlığına kaynaklık eden Helen uygarlığının temellerinin atıldığı Ege`de yer altından adeta tarih fışkırıyor. Efes, Didim, Afrodisyas gibi çok bilinen ve dünyaca ünlü antik kentlerin yanında, Myus, Heraklia, Panionion gibi kıyıda köşede kalmış az bilinen onlarca antik ise kent ilgi bekliyor.
Kuşadası Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli parkı sınırları içinde olan Thebai, deltadaki su ürünleri kooperatifinin kuzeyindeki bir tepede yer almaktadır. Sadece orman yolundan ulaşılabilen Antik Thebai Kenti, denizden kuş uçurumu 2 kilometre uzaklıkta, yaklaşık 300 metre yükseklikteki bir tepe üzerinde kurulu bulunuyor. Kuzey- Güney uzantılı bir yerleşim yeri olan Thebai`nin üzerinde bulunduğu tepenin görüş alanı geniştir. Samos`la Priene arasında bir sınır kenti olarak yer alan ve kale kenti olarak görülen Thebai`nin mülkiyeti, zaman zaman bu iki sınır komşusu arasında itilaflara yol açmıştır.
Büyük Menderes Deltası`nın en güzel görüldüğü tepede kurulu Thebai kentinin ilk iskanı arkeik dönemden önce başlamışsa da, Arkeik Dönemde önemli hale gelmiş, klasik dönemde bölgedeki sivil yerleşim çoğalmıştır. Şehrin adının Thebai olduğunu kent alanındaki yazıtlardan anlıyoruz. Ayrıca Milet`in Mykale Yarımadasındaki Thebai kentini bir kült merkezi olarak kullandığı bilinmektedir. Günümüzde sur duvarları görülen kentte, ilk kazılar 1894 yılında Thedos Wiegand tarafından başlatılmış. Bu ilk kazıda çıkan buluntuların ait olduğu yerde kalması için 1894-1897 yılları arasında Söke Kaymakamlığı yapan Ali Galip Bey`in büyük çaba harcadığı bilinmektedir. Yapılan ilk kazılarda mermer arkeik bir kadın heykeli, pişmiş toprak figürinler, keramik parçaları, kandiller, çoğu Milet`e ait olan çeşitli sikkeler bulunmuştur.
Thebai`nin bulunduğu bölgeye sık sık gezi düzenleyen Kuşadası ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği`nin (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, 1996 yılında meydana gelen büyük yangında bölgedeki fauna ve floranın büyük ölçüde tahrip olduğunu söyledi. Bitki ve ağaç türlerinin kendini yavaş yavaş toparlamaya başladığını anlatan Bahattin Sürücü, Milli Park`ta yaşayan yaban atlarının Thebai bölgesinden vazgeçemediğini belirterek, bakir bölgede bir çok sürüngen türünün de özgürce yaşadığını ifade etti. Thebai Antik Kenti`nin ilgi beklediğini ama çok uzun yıllardır kazı yapılmadığını anlatan EKODOSD Başkanı Sürücü, Thebai`ye çıkıldığında, panoramik bir şekilde görülen manzara insanı büyülemektedir. Yunan Adaları, Bafa Gölü Tabiat Parkı, Beşparmak Dağları, Dünyanın en kanlı deniz savaşının geçtiği Lade Adası, Milet Antik Kenti, Söke ve Balat Ovaları ve Büyük Menderes Nehri`nin görüldüğü tepe, muhteşem görüntülerle doludur. Bölgemizdeki doğal hayatı ve kültürümüzü koruyabilmemiz için onları iyi tanımamız, sahip çıkmamız ve tanıtmamız gerekmektedir dedi. Kaynak:mucadele.com.tr
