Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Afyon Cami ve Mescitleri  (Okunma sayısı 26061 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Emre
  • Restorasyon Forum
  • **
  • İleti: 66
  • Cinsiyet: Bay
Afyon Cami ve Mescitleri
« : 04 Şubat 2009, 14:32:43 »

Ulu Cami (Merkez)


Afyon’un merkezinde, kalenin bulunduğu tepenin güneybatısında yer alan Ulu Cami, Selçuklu döneminde 1272 tarihinde Sahip Ata oğullarından Nusretüddin Ahmet tarafından yaptırılmıştır. Karamanoğulları zamanında da 1341 yılında onarılmıştır.

Selçuklu döneminde ahşap tavanlı, ağaç direkli camiler grubundan olan Ulu Cami dikdörtgen planlı olup, üzeri düz bir çatı ile örtülmüştür. Ahşap örnekleri stalaktit başlıklı ağaç sütunları ile Konya Sahip Ata Külliyesi içerisindeki Sahip Ata Mescidine çok benzemektedir. Ulu Cami dıştan moloz taşlı olup üç sıra kesme taş hatıllarla cephe üç bölüme ayrılmıştır. kuzeyde ve batıda iki giriş kapısı bulunmaktadır.

İç mekan batı ve kuzeyde dörder pencere ile aydınlatılmıştır. İç mekan kıbleye dik dokuz nefli olup her nef, altışar sütundan meydana gelmiştir. Cami içerisinde 40 ahşap direk bulunmaktadır. Sütun başlıklarının bazıları sade, bazıları mukarnaslıdır. Bu bakımdan farklı bir işçilik gösterirler.

 Düz tavanlı caminin tavanında kadınlar mahfilinin üst kısmında nakışlar, konsol kıvrımları arasında da yer yer süslemeler bulunmaktadır. Bu süslemelerde mavi, lacivert, kırmızı renkler kullanılmıştır. Bitkisel motiflerde ise mavi, yeşil, sarı, kırmızı ve kahverenginin değişik tonları kullanılmıştır. Motifler bitkisel ve geometrik olup, zaman zaman rumi ve palmetlere de rastlanmaktadır.

Kıble duvarının ortasında Selçuklu işçiliğini yansıtan taş mihrap yer almaktadır. Mihrap nişinin ortasında ve üç tarafında iki kitabe bulunmaktadır. Bu kitabede; “Büyük Serhat zamanında fakir köle Sivastos’un oğlu Ali Bey, Mahmud’un oğlu Hacı Murat” isimleri okunmaktadır. Ayrıca yazı ustalarının imzası niteliğinde de işaretler bulunmaktadır. Buradan da mimarının Emirhac Bey olduğu, nakışlarının da Nakkaş Mahmud oğlu Hacı Murat tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu mihrabın Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır.

Kıble duvarına bitişik olan ve mihrabın sağında yer alan ahşap minber Selçuklu ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri arasında olup, geometrik bezemeler, üçgen panolar ve geçmeler dikkati çekmektedir. Minber kapısı üzerindeki küçük bir kitabede de:

“ Büyük vezirler Sülalesinden büyük devlet adamı Nusratu’d Devle ve’d Din Ahmet. Allah onun yardımcılarını aziz kılsın. Saltanatı zamanında 742 senesi Muharreminde bu cemaati toplayan mescidin imarına Allahu Teala’nın rahmetine muhtaç kulu merhum Muzaferuddin oğlu Mugisiddin Emir İsa muvaffak oldu” yazılıdır.

Caminin kuzeydoğu köşesinde yer alan minaresi orijinalliğini korumaktadır. Camiye bitişik olan bu minare saçak hizasına kadar üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taştan kaidesi devam eder. Gövdesi açık yeşil sır renkli baklava motiflerinin süslediği tuğla örgülüdür. Ayrıca minare kaidesi önüne Osmanlı döneminde bir de çeşme eklenmiştir.

Cumhuriyet döneminde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1983-1984 yıllarında onarılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bilgisi dışında minberin yağlı boya ile boyanarak özelliğinden uzaklaşmıştır.




Yukarı Pazar Mescidi (Merkez)


Afyon Yukarı Pazar Mahallesinde bulunan Yukarı Pazar Mescidi kitabesinden öğrenildiğine göre 1264 yılında Karamanoğlu Yusuf Bey tarafından yaptırılmıştır. Giriş kapısı üzerindeki ikinci bir kitabeden Turgut Bin İsmail tarafından 1465 yılında onarıldığı öğrenilmektedir

Afyon’daki Selçuklu eserlerinden olan bu cami kare planlı, pandantiflerin yardımıyla kubbeye geçiş sağlanmıştır. Dıştan kesme taştan caminin doğu duvarında içerisini aydınlatan bir penceresi vardır. Doğu cephesinin duvarları üzerindeki minaresinin tuğladan kısa bir gövdesi, basit bir şerefesi vardır.

Cami bütünüyle sade ve küçük olup içerisinde çağını yansıtan bezemesi bulunmamaktadır.


Kuyulu Mescit (Merkez)

Afyon’un merkezinde bulunan bu caminin kitabesi olmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Günümüze kadar ulaşan sırlı tuğla minaresinden XIII.yüzyıl Selçuklu eseri olduğu anlaşılmaktadır. Minare temelindeki bir kuyudan ötürü Kuyulu Mescit ismi buraya yakıştırılmıştır.

Kare planlı tek kubbeli bir camidir. Mescidin doğu,batı ve mihrap yönündeki pencerelerden aydınlanmaktadır. Kuzey doğu köşesindeki minare orijinal olup bir sıra taş ve iki sıra tuğlalı,yıldız şeklinde üçgen dolgulu silindirik gövdesi bulunmaktadır. Gövdede baklava şeklinde firuze renkli tuğlalar kullanılmıştır.

Mescidin kuzey yönüne eklenen ek bölüm caminin görünümünü tamamen değiştirmiştir.


Kubbeli Mescit (Merkez)

Kubbeli Mescit Sahip Ata oğlu Nusreddin Ahmed Bin Mehmet’in emriyle İdris oğlu Hacı Ali tarafından 1331 yılında yaptırılmıştır.

Kare planlı,tek kubbeli bir cami olup on iki kasnaklı kubbenin kasnakla duvar araları kiremitle örtülmüştür.Mescidin giriş kapısı kuzey yönünde olup dört basamaklı bir merdivenle içeriye girilmektedir. Giriş kapısının solundaki dikdörtgen pencere üzerinde Bizans döneminden kalma bir lento kullanılmıştır.Giriş kapısı sivri kemerlidir,üzerinde mescidin yapılışını belirten kitabesi yer almaktadır:

Rahim ve Rahman olan Allah’ın ismiyle Mescitler şüphesiz Allah’ındır.Oralarda Allah’ a yalvarırken başkasını katmayın.Bu mübarek yerin imarı,büyük devlet adamı Nusratu’devle ve’d-Din Ahmed bin Muhammed’in 731 senesi mübarek Ramazanında günahkar kul İdris oğlu Hacı Ali- Allah akıbetini iyi kılsın- tarafından yaptırıldı.

Caminin ağaç işçiliği son derece güzel olup yapıldığı devri yansıtmaktadır.Ortada daire içinde bir yıldız motifi ve bu yıldızın etrafında geometrik geçmeler içerisinde kıvrık dal motifleri bulunmaktadır.


Arasta Mescidi (Merkez)

Afyon Çarşısı içerisindeki Mescidi Hacı İsmail Bin Mehmet 1335 yılında yaptırmıştır. Küçük ölçüdeki mescidin etrafı dükkanlarla çevrilmiş olup basit bir mimarisi bulunmaktadır.

Giriş kapısı üzerinde biri yapılışını,diğeri de Miralay İsmail Bey tarafından h.l311 (1893) yılında yapılan onarımını belirten iki kitabesi bulunmaktadır.

Kare planlı mescidin üzeri küçük bir kubbe ile örtülüdür. Küçük boyuttaki minarenin belirgin bir özelliği yoktur. Ayrıca iç mekanda önemli bir bezemesi de bulunmamaktadır.



 
 
 
 
 
 
 

Kabe Mescidi (Merkez)


Afyon Kalesinin altında Çavuş Başı Mahallesinde olan Kabe Mescidi’ni l397 yılında Hacı Mehmet Bin Yusuf yaptırmıştır.Söylentiye göre Kabe ölçüsünde yapıldığı için Kabe Mescidi ismini almıştır.

Kar planlı mescidin üzeri küçük bir kubbe ile örtülüdür. Kesme bazalt taşından yapılmış olup duvarlarında antik dönemlere ait taşlar yer yer kullanılmıştır. Camiye batı yönündeki 11 basamaklı bir merdivenle çıkılan bir kapıdan girilmektedir. Giriş kapısının üzerinde üç satırlık 1397 tarihli kitabesi bulunmaktadır:

Cedde’de ve dehale el Cennete bed
Elhaç Muhammed bin elhaç Yusuf
Fi Muharrem âm...samanimie

Türkçe’si:

Bu mescidi yenileştirdi ve sevabı dolayısıyla cennete girdi
Hacı Muhammet bin Hacı Yusuf
800 Muharreminde

Girişin iki yanında ve kıble yönünde açılmış iki pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. İç mekan badanalanmış olup herhangi bir bezemesi bulunmamaktadır. Mescidin güney batı yönündeki, beden duvarları üzerine yapılmış minaresine duvarların içinde açılmış dar bir merdivenle çıkılmaktadır


Ak Mescit (Merkez)

Afyon Ak Mescit Mahallesinde yer alan Ak Mescit Ketencioğlu Hacı Hamza Bey tarafından l397 de yaptırılmıştır.

Kare planlı mescidin kuzey cephesinde son cemaat yeri bulunmaktadır. Dışa kapalı olan son cemaat yerinin üzeri beşik tonozla örtülüdür. Doğu yönünde mescit duvarlarının çıkıntı yapmasıyla minare kaidesi meydana getirilmiştir. Mescidin duvarları kesme taştan, son cemaat yeri tuğladan yapılmıştır.Doğu kenarındaki iki pencerenin altına küçük bir çeşme yerleştirilmiştir. Giriş kapısı üzerinde kitabesi bulunmaktadır:

“Aziz ve celi olan Allahu Taala buyurdu “Mescidler şüphesiz Allah’ındır. Oralarda Allah’ a yalvarırken başkasını katmayın. Nebi Aleyhis-Selam buyurdu: Kim Allahu Taâla için bir mescit bina ederse. Allah ona Cennette bir köşk bina eder-Allah’ın Resulu doğru söyledi. Bu mübarek mescidi şerifi Hacı Hamze bin Hacı Hasan el-Kettani 800 tarihinde bina etti”.

Mescit 7.48 X 7.56 ölçüsünde kareye yakın bir plan gösterir. Kubbe kasnağına Türk üçgenleri ile geçilir. Kubbe on iki kenarlı bir kasnak üzerine oturtulmuştur.


Mısrı Camisi (Merkez)

Afyon Mısrı Mahallesinde 1593 yılında Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır.Evliya Çelebi bu camiden Abdürrahim Efendi Camisi olarak söz etmiştir.Halk arasında da Mısrî Sultan, Mısırlı Camisi veya Kasım Paşa Camisi isimleriyle tanınmıştır.

Kasım Paşa Mescidi, büyük olasılıkla türbenin inşası sırasında kuzeybatı köşesine bir minare eklenmiş ve camiye çevrilmiştir.Cami iki kare bölümün birleşmesinden dikdörtgen bir plan şekline dönüşmüş, güneydoğu köşesine de kubbeli küçük bir bölüm eklenmiştir. Böylece caminin planı L şeklini almıştır. Yapımında kesme taş ve moloz taş kullanılmıştır. Özellikle kuzeydeki bölüm bütünüyle kesme taştandır. Üst örtüsünü sekizgen kasnak üzerine oturan bir kubbe tamamlamıştır. Kubbe, kalem işleri ile bezelidir. Burada Hülefâ-i Raşid’in isimleri, Rumili ve palmetli kompozisyonlar bulunmaktadır. Aynı bezeme harimde ve türbede de uygulanmıştır.

Kuzeydeki girişin karşısına gelen mihrap mozaik kakma çinilerle bezenmiştir. Dikdörtgen olan mihrabın iç içe iki bordüründen sonra dikdörtgen bir nişi bulunmaktadır. Bunun içerisine de beş kenarlı bir diğer niş yerleştirilmiştir. Bu mihrabın XIII.yüzyılda Karamanoğulları döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Burada manganez moru, firuze, kobalt mavisi, mozaik kakma çiniler bir araya getirilmiştir. Ayrıca yıldızlar, beşgenler, geometrik motifler de onları tamamlamaktadır. Üst kısmı kûfi yazı şeklinde örgü motifi ile bezenmiştir. Caminin minber ve hünkâr mahfili orijinal değildir.

Minare kesme taştan olup, cami duvarlarının saçak hizasına kadar yükselmekte, burada yıldız şeklindeki üçgenlerle silindirik gövdeye geçilmektedir. Burmalı bir kordondan sonra da minare gövdesi düz olarak devam etmektedir. Şerefe altı mukarnaslıdır ve camiye oranla çok yüksek olan bu minare orijinaldir.

Caminin güneybatı kenarında L planın ucunu oluşturan küçük kubbeli kısım türbeye dönüştürülmüş olup, burada Akşemseddin’in soyundan Abdurrahman Karahisari ile Kasım Paşa’nın oğlu Çelebi Sultan gömülüdür. Türbeye hem cami içerisinden hem de yan harimden geçilmektedir.

Caminin güneyinde dikdörtgen planlı bir medrese ile kuzeydoğusunda da kadın ve erkeklere mahsus çifte bir hamamı vardır.



Gedik Ahmet Paşa Külliyesi  (Merkez)

 Afyon’da Osmanlı döneminde yapılmış en önemli eserlerden biri olan Gedik Ahmet Paşa Külliyesi, cami, medrese ve hamamdan meydana gelmiştir. Erken Osmanlı Devri yapılarından bir örnek olan bu külliye Sadrazam Gedik Ahmet Paşa’nın Anadolu Beylerbeyliği sırasında 1472 yılında yaptırılmıştır.

Evliya Çelebi bu yapı topluluğundan şöyle söz etmiştir: “Nezih bir burmalı minaresi vardır. Boyu 159, eni 80 kademdir. 2 kubbe yan yanadır. Mihrap ve minber eski sanat tarzında yapılmış ve bu minber Sinop şehrindeki minbere benzer, caminin yan sofaları vardır. Hareminde şifalı bir hamamı vardır. 70 hücreli medresesi vardır”.

Osmanlı Erken dönem mimarisinde ters T, yan mekanlı camiler tipinde olan bu caminin orta ekseninde iki kubbe ibadet mekanını oluşturmaktadır. Ayrıca doğu ve batı yönlerinde de üçer küçük kubbeli yan mekanlar bulunmaktadır.

Caminin kuzey cephesinde altı sütunlu ve beş kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Buradaki sütunlar Klasik Osmanlı mimarisinde olduğu gibi stalaktit başlıklıdır. Bu sütun başlıkları birbirlerine kemerlerle caminin beden duvarlarına da demir putrellerle bağlanmıştır. Son cemaat yeri ile cami duvarında iki sıralı pencereler yer almıştır. Alt sıradaki pencereler dikdörtgen, üst sıradakiler ise sivri kemerlidirler. Giriş kapısının iki yanında iki küçük mukarnaslı mihrapçık vardır. Caminin giriş kapısı zengin bir portal nişi görünümünde olup, köşeler yarım sütunlarla yuvarlatılmıştır. Buradaki yazılar Nakkaş hasan tarafından yazılmıştır. İbadet mekanın üzerini on iki kasnağa oturan, peş peşe iki kubbe örtmektedir. İbadet mekanının ilk bölümünde sağ ve soldaki üçer küçük kubbeli yan mekanlara açılan kapılar bulunmaktadır.

Kıble duvarının ortasında yer alan mihrap beyaz mermerden olup yukarıya doğru kademeli olarak daralmakta ve mukarnaslarla sonuçlanmaktadır. Mihrabın sol tarafındaki minber orijinaldir. Gri renkli mermerden yapılmış olan taş minberin girişi burmalı iki yarım sütunla sınırlanmış ve kapı üzerine de bir kartuş içerisinde ayet yazılmıştır. Merdiven korkulukları oldukça sade ve düzdür. Piramidal biçimde başlayan hutbe yeri konik bir külahla sonuçlanmaktadır.

Caminin en önemli tarafı zengin ağaç işçiliğidir. İki kanatlı kapıları, üstündeki kitabeler, geometrik geçmeler ve kündekâri işçilikle çağının en güzel örneklerinden birini ortaya koymaktadır. Ayrıca caminin içerisi zengin kalem işleri ile kaplanmıştır. Ancak, bu kalem işleri orijinal olmayıp XX.yüzyılda yapılmıştır.

Gedik Ahmet Paşa Camisi’nin minaresinin ayrı bir özelliği vardır. Taş kaide üzerinde burmalı ve yivli olarak yapılmış olup, Osmanlı taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır. Minare caminin kuzeybatı köşesinde, son cemaat yerinin başlangıcında kare bir çıkıntı yapmaktadır ve buradaki bir kapıdan da minareye çıkılır. Minare kaidesi kesme taştan, son cemaat yeri saçak hizasına kadar yükselir. Burada bir frizle kesildikten sonra yivli olarak gövde başlamaktadır. Başlangıçta dik olan bu yivler 1,5 metre sonra sağa doğru kıvrılarak burmalı yivler meydana getirir ve şerefe altında da zikzaklar halinde sona erer. Minare gövdesinin yivleri arasına lacivert renkli Kütahya çini parçaları yerleştirilmiştir.



Gedik Ahmet Paşa Medresesi


Gedik Ahmet Paşa Camisi’nin güneybatısında yer alan medrese cami ile birlikte 1472 yılında Gedik Ahmet Paşa tarafından yapılmıştır. Dikdörtgen planlı ve kesme taştandır. Kuzey cephesinde dışarıya doğru çıkıntı oluşturan portal sivri kemerlidir. Buradaki nişin içerisinde pembe mermerden yay kemerli giriş kapısı bulunmaktadır.

Avlunun doğu ve batısında dörder sütunlu kubbeli beşer revakın arkasında üçer hücre, iki köşede de iki ayrı hücre bulunmaktadır. Hücreler dışarıya iki sıra pencere ile açılmaktadır. Alt sıradaki pencereler dikdörtgen, üst sıradakiler de sivri kemerlidir.

Girişin karşısında, güney cephedeki üzeri kubbeli dershane ve yanında bir hücre yer almaktadır.



  Gedik Ahmet Paşa Hamamı

Gedik Ahmet paşa Camisi’nin kuzeydoğusunda yer alan hamam, külliye ile birlikte 1472 yılında Gedik Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çifte hamam olarak yapılan bu hamam yol seviyesinin yükselmesinden ötürü zemini yolun altında kalmıştır. Moloz taştan yapılan hamamın erkekler kısmı kadınlar kısmından daha büyüktür.

Erkekler kısmının soyunmalığı dört kademeli duvarlardan meydana gelmiştir. Kare planlı bölüm, iki kademeli duvarlardan sonra sekizgene geçilmiş ve üzeri çatı ile örtülmüştür. Ayrıca doğu yönünde dışarıya doğru çıkıntılı kesme taştan giriş kapısının ortasına da Bursa kemerli bir giriş açılmıştır. Bu kapının sağ ve solunda sivri kemerli iki pencere ile aydınlatılan soğukluk bulunmaktadır. Erkekler kısmının soyunmalığına bitişik olan kadınlar kısmı, ölçü ve yükseklik olarak erkeklerinkinden daha küçüktür. Buraya batıdaki yay kemerli bir kapıdan girilmektedir.

Kadınlar ve erkekler kısmının soyunmalığının üzeri pandantiflerin taşıdığı merkezi kubbelerle örtülüdür. Soyunmalıktan dikdörtgen ve beşik tonozla örtülmüş soğukluk kısmına geçilir. Erkekler bölümünün sıcaklık kısmı, ortadaki kubbeli bölümün iki yanında tonozlu dikdörtgenler halindedir. Ayrıca bunun doğusunda da yine üzeri kubbe ile örtülü iki özel halvet bulunmaktadır.

Kadınlar kısmının halveti erkeklere göre daha farklıdır. Burada üçer tane yan yana sıralanmış kubbeli hücreler vardır. Kuzeyinde ise bugün yol seviyesinin altında kalmış olan sarnıç ve külhan bulunmaktadır.


Bağ Çeşme Camisi (Merkez)

Afyon’un Bağ Çeşme Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Hacı İlyas oğlu Hacı Mustafa Bey 1495’te yaptırmıştır. Cami 1868 yılında onarılmıştır. Giriş kapısı üzerinde yapılış ve onarımına ait iki ayrı kitabe bulunmaktadır.

Bağ Çeşme Camisi kare planlı olup, kuzeyine tonoz örtülü bir son cemaat yeri eklenmiştir. Kesme taştan sade bir yapı olup, üzeri sekizgen kasnağın taşıdığı basık bir kubbe ile örtülüdür. İç mekan doğu ve güney duvarlarında açılmış ikişer pencere ile aydınlatılmıştır.

Kuzeybatı köşesinde, kaidesi bir sıra taş, üç sıra tuğladan yapılmış yuvarlak gövdeli minaresi bulunmaktadır.


Çavuşbaşı Camisi (Merkez)

Afyon’un Çavuşbaşı Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Mustafa Bin Umur 1575 yılında yaptırmıştır. Banisinin Afyon’da Subaşılık yaptığı bilinmektedir.

Cami yüksek avlu duvarları ile çevrilmiş olup, batı yönündeki avlu giriş kapısının sağında kitabeli bir çeşme bulunmaktadır. Kare planlı, dıştan kesme taş olarak yapılmış caminin kuzey yönünde iki sütunlu ve kubbeli bir revak kısmı bulunmaktadır. İlk yapıldığı dönemde tek kubbeli küçük bir cami iken 1871 onarımında kuzeydeki son cemaat yerinin buraya eklendiği, yapı malzemesi ile uygulanan farklı tekniklerden anlaşılmaktadır. İbadet mekanı sekizgen bir kasnağın taşıdığı basit bir kubbe ile örtülüdür.

Caminin içerisi son derece sade olup, beyaz badana ile sıvanmıştır. Mihrap ve minberi herhangi bir özellik taşımamaktadır.

Caminin kuzeybatı köşesine sonradan yapılmış minare oturtulmuştur. Minarenin kaidesi caminin beden duvarlarının yarısına kadar yükseldikten sonra, Türk üçgenlerinin yardımı ile kareden on altıgene geçilmekte ve minare gövdesi de tuğladan on altıgen olarak devam etmektedir.


Ot Pazarı Camisi (Merkez)

Afyon çarşısı içerisinde yer alan Ot Pazarı Camisi’ni Tellalzade Süleyman Çavuş 1601 yılında yaptırmıştır. İlk yapılışında caminin arkasında bulunan türbe günümüze ulaşamamıştır.

Cami Kare planlı küçük bir yapı olup, dış duvarları kesme taştandır. İbadet mekanının üzeri pandandiflerin taşıdığı bir kubbe ile örtülmüştür. Mihrap basit bir mermerden olup, bezemesizdir. Ancak, caminin son derece güzel bir ağaç işçiliği gösteren minberi bulunmaktadır. Kuzey tarafına camekanla kapatılmış bir son cemaat yeri eklenmiştir. Üç sivri kemerli olan son cemaat yerinin üzerini üç kubbe örtmektedir.

Doğu cephesine de caminin beden duvarlarının çıkıntısı üzerine minare yerleştirilmiştir. Minare kaidesi orijinal olmasına rağmen gövdesi kesme taştan geç devirlerde yapılmıştır.



 





Arap Mescidi (Merkez)


Afyon Arap Mescit Mahallesi’nde bulunan Arap Mescidi’nin yapım tarihi ve banisi bilinmemektedir. Giriş kapısı üzerindeki kitabede 1809’da onarıldığı belirtilmiştir.

Kare planlı, tek kubbeli bir yapı olup, ayrıca küçük iki kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Kesme taştan yapılmış olan caminin üzeri pandantiflerin taşıdığı silindirik kasnaklı basık bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin iç mekanı oldukça basit olup, herhangi bir tezyinatı bulunmamaktadır.

Batısında dışarıya doğru çıkıntı oluşturan bir minaresi vardır. Minare kaidesi sekizgen olup, bir sıra kesme taş, üç sıra tuğla ile örülmüştür. Minare gövdesi burmalı bir kordon üzerinde tuğladan düz olarak yapılmıştır.



 

Yeni Cami (Merkez)


Afyon Çarşısı içerisinde bulunan yeni Cami’yi 1711 yılında Hacı Abdi Çavuş yaptırmıştır. Bunu belirten kitabesinin yanı sıra 1838 yılında Hoca Paşa tarafından onarıldığını gösteren ikinci bir kitabe de camide bulunmaktadır. Bu onarımdan sonra Yeni cami ismi ile tanınmıştır.

Caminin onarım kitabesi;
Yeni Cami binasını Hacı Abdi Çavuş
Yaptı bu mabedi Ona bir çok senelerin yüceliğini verdi.
Sonunda mürürü zaman dolayısıyla tamire muhtaç oldu
Temiz hanedanın neslinden
Vakıf yapan nesilden Süleyman Şerif Elhac Paşa
Onun tamirine bir çok mal sarfetti
Yeni Cami güzel bir şekil kazandı
Yüz yıl evvel vakf edicisi ve yapıcısı yapmış iken
Görenlerin hepsi beğenip onun tarihini söylediler
Allah’a hamdolsun halen ikinci vakf edici Hoca Paşa’dır. 1224
Allahha hamdolsun dünya Allah’ın feyzine mashar oldu
Hacı Abdi Çavuş bu camiyi yaptı
Allah’ın yardıma erişip Suri onun bir tarih söyledi
İstekleri olanlar bir secde yeridir, hem de gönül açıcı bir makamdır 1124.

Yeni Cami tek kubbeli bir yapı olup, kuzey yönünde üç sütunun taşıdığı üç bölümlü üzeri kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Kesme taştan caminin doğu, batı, güney duvarlarında üç sıra halinde pencereler açılmıştır. İç mekan son derece sade olup, kubbe köşe traomplarının yardımı ile bir kasnak üzerine oturtulmuştur.

Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan minaresi hafif çıkıntılı bir kaide üzerinde ve tuğladandır. Tuğlalar arasında zikzak ve çıkıntılarla gövde hareketlendirilmiştir.

Caminin 1254 tarihinde yapılan onarımından sonra Hacı Bakizadeler buraya bir medrese yaptırmıştır. Caminin kuzeydoğusunda sekizgen planlı küçük yapının kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Kesme taştan, kiremit çatılı bu yapının kütüphane olduğu sanılmaktadır.


Güdük Minare Mescidi (Merkez)

Afyon Demirciler Mahallesi’nde bulunan bu yapının ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Kapısı üzerinde 1810 yılında onarıldığını belirten bir kitabe bulunmaktadır.

Güdük Minare Mescidi moloz taştan, kare planlı tek kubbeli bir yapıdır. Kubbe ana duvarlar üzerine sekizgen kasnak üzerine oturmaktadır. İçerisi oldukça basittir. Yanındaki minarenin kaidesi kesme taştan sekizgen olup, kubbe hizasına kadar yükselmektedir. Bunun üzerinde tuğladan minare gövdesine geçilir. Gövdenin ortasında zikzaklı iki kuşakla da minareye hareketlilik kazandırılmıştır.


Ulu Cami (Çarşı Camisi) (Şuhut)

Şuhut’un çarşısında yer alan Ulu Cami’yi Demirtaş Paşazade Hazma Paşa 1415’te yaptırmıştır. Cami 1862 yılında da onarılmıştır.

Kareye yakın dikdörtgen planlı olan caminin içerisinde kıbleye dikey, her sırada dörder tane olmak üzere dört sıra sütun bulunmaktadır. Böylece caminin içerisi Osmanlı ulu cami tiplerinde olduğu gibi dört nefe ayrılmıştır.

Kuzey yönündeki ahşap kadınlar mahfili ile caminin içerisi 1862 onarımında yenilenmiştir. Daha sonra 1970’li yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onarılmıştır.

Caminin güneydoğu köşesinde yer alan minare kaidesinde toplama taşlar kullanılmıştır. Bunlar Bizans dönemine ait mermer bloklardır. Bu kaide üzerindeki minare tuğladan silindirik bir şekilde yükselmektedir.


Kubbeli Mescit (Şuhut)

Şuhut Hisar Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Hamitoğulları’ndan Hızır Oğlu Emir İbrahim 1374 tarihinde yaptırmıştır. 1863 depreminde tamamen yıkılan cami 1964 yılında yeniden inşa edilmiştir.

Kubbeli Mescit Kitabesi:
Bu mübarek caminin yapılmasını Hızır oğlu hayrat ve hasenat sahibi, adil, kamil dinin yükselmesine çalışan büyük Emir İbrahim emretti. Allah onun mülkünü devlet, tahtını daim kılsın.

Peygamber Efendimiz dedi ki; Bir kimse Allah için ve Allah rızasını isteyerek bir cami yaptırırsa, Allah onun için cennette mislini yapar.

Dikdörtgen planlı, üzeri ahşap tavanlı olan cami, önceden kubbeli olduğundan kubbeli mescit olarak tanımlanmıştır.


Sinan Paşa Külliyesi (Sincanlı)

Afyon, Sincanlı’da bulunan Sinan Paşa Külliyesi’nin kitabesine göre Lala Sinan Paşa tarafından 1525 yılında cami, imaret ve hamamdan oluşan bir külliye olarak yaptırılmıştır.

Sinan Paşa Camisi yan mekanlı veya ters T tipi camiler plan düzenindedir. Dört sütunun taşıdığı kemerlerle birbirine bağlı, beş kubbeli son cemaatten sonra ibadet mekanı, kemerlerle birbirine bağlı kare bir bölüm halinde olup aynı eksende iki kubbe orta bölümünün üzerini örtmektedir. Bu kubbeler caminin diğer üst örtülerinden daha yüksektir. Bunun dışında kalan iki yan nefin üzeri tonoz örtülüdür. İbadet mekanın yanında, küçük kubbeli iki yan kanat bulunmaktadır.

Caminin kuzey bölümünde cümle kapısı dışarıya doğru çıkıntı meydana getirmektedir. Giriş Bursa kemerli bir niş içinde bulunmaktadır. Bu kapının üzerine kitabe oturtulmuştur.

Sinan Paşa bilüp dünya fenasın
Diledi kim yapa ukba binasın
İmaret başladı ve cami idi
Ki verdi ihmadına can safasın
Kılındı Cuma ve evkatı hamse
Okundu her seher evrad
Kamu mü’min olanlar bu sebebten
İderler runhuna rahmet du’asın
Yazanalar bu sefedarına tarih
Kodular addıgayine
Bi’avnillah ve hüsnü tevfik-ı
Kad temmet bi’avnillah hüsnü ve tevfik-i Huda

Sinan Paşa külliyesinin yaklaşık 300 m. uzaklıkta 1524-1525 tarihinde yapılmış hamamı bulunmaktadır. Sinan Paşa’nın Türbesi, Erken Osmanlı Döneminde çok sık rastlanılan biçimde, yüksek bir kaide üzerinde baklava başlıklı dört sütunun kemerlerle birbirine bağlanmasından oluşturulmuş olup bu mekanın ortasındaki mezarından ibarettir. Türbenin üst örtüsü pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Ayrıca imaret dikdörtgen planlıdır. Yakın tarihlerde restore edilen imaretin üzeri beşik tonozlarla örtülüdür. Taş duvarlı ve derzli imareti batı ve kuzey yönündeki iki kapıdan girilmektedir.


Çarşı Camisi (Sultandağlı-İshaklı)

İshaklı Selçuk Mahallesinde bulunan Çarşı Camisi, Çakırağa Caddesi üzerinde, Sahip Ata Kervansarayı arkasındadır. Kitabesine göre 1458 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey zamanında Şeyh Bünyadin Oğlu Hüsrev ile Mehmetzade Halil kardeşler tarafından yaptırılmıştır.

Rahman ve rahim olan Tanrı adıyla...
Bu mübarek mescidi Mehmet han zade Sultan İbrahim’in
Zamanında, Allah mülkünü muhaledetsin
Mehmet oğulları Mehmet ve Halil ve şeyh bünyad
Oğlu Hüsrev Ali (863 h) yılı evvellerinde recep ayında
Yaptılar. Allah akıbetlerini iyi etsin.Bu taşı
Ahmed işledi (863 h.) (1458)

1914 yılında temelinden itibaren yeniden yapılmış olan caminin ibadet mekanı altı ahşap sütunun taşıdığı bir tavanla örtülmüştür. İlk yapılışında toprak damlı olduğu sanılan caminin kuzey ve doğu cephelerinde iki kapısı bulunmaktadır. Güney cephede üç, diğer cephelerde de ikişer pencere ile ibadet mekanı aydınlatılmıştır. İçeride kuzey yönünde kadınlar mahfili ikinci katı oluşturmaktadır. Kuzey doğu köşesindeki minare kesme taş kaide üzerinde tuğla gövdelidir.

Caminin önünde Laleli Çeşmesi ismi verilmiş bir çeşme bulunmaktadır.Çeşmeye bu ismin verilmesi ayna taşı üzerindeki iki selvi ile lale motiflerinden kaynaklanmaktadır.


Rüstem Paşa Camisi (Bolvadin)

Bolvadin ilçe merkezinde,çarşı içerisinde bulunan Rüstem Paşa Camisini Rüstem Paşa yaptırmış olmasına karşılık yapım tarihi bilinmemektedir. Mimar Sinan’ın eserlerinin listesini veren Tezkiret-ül Ebniye’de bu caminin isminin geçmiş olması ve caminin yapı üslubundan XVI.yüzyılda yapıldığını ortaya koymaktadır. Ayrıca cami avlusundaki l546 tarihli, Lala Sinan Paşa’nın torunu Alaeddin’in mezarının bulunuşu caminin l546’dan sonra yapılmış olduğunun n belirgin delilidir.

Osmanlı mimarisinde tek kubbeli klasik yapılar gurubundaki bu caminin son cemaat yeri orijinal değildir. Zemindeki kalıntılardan burada sütunlu ve kemerlerle birbirine bağlanan bir son cemaat yeri olduğu anlaşılmaktadır. Sultan Abdülmecit zamanında yeniden ve ahşap bir son cemaat yeri buraya yapılmıştır. Dört köşe ağaç direklerin kaideleri ve başlıkları Klasik Dönem mimari parçalarıdır.

Caminin ibadet mekanı yayvan kemerli, köşe tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. İki trompun arası kemerlerle birleştirilmiş,içleri de yarım kemerlerle takviye edilmiştir. Kubbe kasnağı beden duvarlarından daha içeride olup, kasnak normal kasnaklardan daha yüksek tutulmuştur. Kasnağın üzerinde sekiz adet alçı şebekeli pencere dizisi bulunmaktadır. Mihrap oldukça basittir. İç kısımdaki bezemelerde geç devirlerde yapılmıştır ve süsleme sanatı yönünden bir özelliği bulunmamaktadır.

Caminin kuzeybatı köşesinde tuğladan silindirik gövdeli bir minare, önüne de geç devirde yapılmış ahşap bir şadırvan yerleştirilmiştir. Ayrıca caminin yakınında küçük bir de hamam bulunmaktadır.


Alaca Cami (Bolvadin)

Bolvadin Alaca Sokakta bulunan Alaca Camisinin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Cami dikdörtgen planlı olup sütunlarla ibadet mekanı dört sahna ayrılmıştır Bu sahınları meydana getiren sütunları birbirine bağlıyan dört kemer ahşap tavanı taşımaktadır. Kuzeydoğu köşesindeki minare kare kaide üzerinde silindirik gövdelidir.

Bu caminin mimari izleri, yapı tarzı ve ahşap kapı kalıntıları Selçuklu döneminde, XIII.yüzyılda yapıldığı izlenimini vermektedir.Ancak yapılan onarımlar caminin orijinalliğini kaybetmesine neden olmuştur.


Çarşı Camisi (Emirdağ)

Emirdağ Çarşısı içerisindeki bu caminin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Yalnızca onarım kitabesinden 1908 de yenilendiği öğrenilmektedir.

Kuzey cephesindeki beş bölümlü son cemaat yeri sivri kemerlerle birbirine bağlanmış,üzerleri kubbelerle örtülmüştür. Dikdörtgen planlı ibadet yerinin ahşap bir tavanla örtülmüştür. Beden duvarları üzerinde basık kemerli pencereler bulunmaktadır.

Çarşı Camisi’nin mimari bir özelliği olmayıp basit bir köy camisi konumundadır.


Ulu Cami (Sandıklı)

Sandıklı Cuma Mahallesi’nde Yukarı Pazar Mevkii’nde bulunan bu cami, kitabesine göre Aydemir Bin Abdullah El Necip tarafından 1378 yılında yaptırılmıştır. Bir başka kitabeye göre de Abdullah Bin Mustafa tarafından 1526’da onarılmıştır.

Bu yapıya Ulu Cami denilmesine rağmen Osmanlı mimarisinde Ulu Cami tiplerinden hiçbirisine girmemektedir. Kare planlı, kalın duvarlı caminin üzeri pandantiflerin yardımı ile kasnaksız tek bir kubbe ile örtülmüştür. Duvarları takviye amacıyla içeride yapılan kemerler camiye basık bir görüntü vermiştir. Kuzey cephesindeki son cemaat yeri daha sonradan yapılmıştır. Mihrap nişi yarım silindirik olup, kademeler halinde yukarıya doğru daralmaktadır. Bezeme tamamen XIX.yüzyıl sonlarını yansıttığı gibi içeride duvar resimleri de bulunmaktadır.

Caminin kuzeydoğusundaki minare taş temelli, tuğladan silindirik gövdelidir. Bu da geç devirlerde yapılmıştır.


Hamamönü Camisi (Sandıklı)

Hamamönü Camisi’nin yapım ve banisi bilinmemektedir. Mimari üslubundan yaklaşık 150 yıllık bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Dikdörtgen planlı, kerpiç bağdadi duvarlı olan caminin üzeri içeriden ahşap tavanlı, dışarıdan da toprak damlıdır. İç mekan iki sıralı ağaç direklerle üç sahna ayrılmıştır ve bunların üzerindeki küçük yastıklar kirişleri taşımaktadır.

Caminin önündeki hamamdan ötürü buraya Hamamönü Camisi ismi verilmiştir. Vakıf kayıtlarına göre caminin ve hamamın Hacı Arif Efendi vakfından olduğu belirtilmiştir.


Muradım Camisi (Sandıklı)

Sandıklı Çay Mahallesi’nde Dereboyu Sokağı’nda bulunan Muradım Camisi’nin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. XVIII.yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılmaktadır.

Dikdörtgen planlı cami, ahşap on iki direkle üç sahna ayrılmış olup, bunlar tavanı desteklemektedir. Mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Caminin bitişiğinde bulunan Muradım Türbesi kare planlı küçük bir yapıdır. Üzeri kubbe ile örtülmüştür. Türbede Şeyh Nurettin ve Şeyh hazma isimli şahıslar gömülüdür.


Ahmet Paşa Camisi (Sincanlı)

Sandıklı Ahmet paşa Köyü’ndeki bu camiyi yaptıran kişi ve yapım tarihi bilinmemektedir. XVII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. XX.yüzyılın ikinci yarısında batı yönüne üç kubbeli mekan eklenmiş ve yapı orijinalliğinden uzaklaşmıştır. İlk yapılışında dikdörtgen planlı olup, üzeri aynı eksende iki kubbe ile örtülü idi. Düzgün kesme taş ve molozdan yapılmıştır. İbadet mekanını örten kubbeler sekizgen kasnaklıdır. Mihrap niş şeklinde olup herhengi bir özelliği yoktur. Gerçek mihrabın bunun altında kaldığı sanılmaktadır. Ahşap minberinin bir özelliği yoktur.

Caminin kuzeybatı köşesine, kesme taş kaideli, tuğla gövdeli minaresi eklenmiştir.

Kaynak : www.kenthaber.com

Şule Kavak
  • Ziyaretçi
Ynt: Afyon Cami ve Mescitleri
« Yanıtla #1 : 17 Şubat 2013, 18:09:50 »
BU SİTEYİ KİM HAZIRLADIYSA  SÜPEEEEEEEERRRRRRRRR OLMUŞ . TEŞEKKÜRLER  :) :)

 

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

Ynt: KKTC Lefkoşa Selimiye Camii (Aya Sofya Katedrali) Gönderen: karacanenes
[25 Mart 2024, 12:09:22]


Teknik Personel Gönderen: TAŞYAPI
[24 Mart 2024, 16:13:27]


ÖN MUHASABE VE MİMAR PERSONEL ALIMI Gönderen: osman.blnk
[24 Mart 2024, 10:19:47]


Restorasyon alanında iş arıyorum Gönderen: Sudenur uysal
[22 Mart 2024, 19:19:58]


RESTORASYON ALANINDA DENEYİMLİ İNŞAAT TEKNİKERİ Gönderen: cabiyotlu
[22 Mart 2024, 11:02:48]


Ynt: NAKKAŞ/KALEMİŞİ/RESTARASYON EKİBİ Gönderen: nAKkaŞBey38
[22 Mart 2024, 01:59:53]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal