Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Kayseri Kiliseleri  (Okunma sayısı 9518 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Restorasyon

  • Restorasyon Forum
  • *****
  • İleti: 824
  • Cinsiyet: Bay
Kayseri Kiliseleri
« : 28 Ocak 2009, 03:31:23 »
Kayseri çevresinde 30’a yakın manastırın bulunduğu, kaynaklarda ileri sürülmüştür. XX.yüzyılın başlarında il merkezinde yedi Ermeni ve bir Rum kilisesinin olduğu da söylenmektedir. Ayrıca çevredeki ilçe ve köylerde de bir çok kilise ile manastır bulunuyordu. Ermenilere ait Surp Garabet Manastırı (Efkere Büyük Manastırı), Balagesi Köyü’nde Surp Daniel Manastırı, Derevenk’te Surp Sarkis Manastırı, Surp Astvatzatzin Tomarza Manastırı ile Bogos Bedros Kilisesi, Develi’de Yukarı Fenese Mahallesi’ndeki kilise bunların başında geliyordu.

Polonyalı Simeon’un 1617’de Kayseri’yi ziyareti sonrasında yazdığı notlarda “Kayseri’de İstanbul’daki gibi kiliseler vardı. Ancak bunlar harabe halinde idi.” Demektedir. Bu kiliselerin yanı sıra Surp İstepannos, Surp Mergeryos, Surp Sarkis, Surp Parsek, Talas’ta Aya Yorgi kiliseleri günümüze gelememiştir.

Kayseri’deki Rum Kilisesleri arasında Gesi’de Darsia Yanartaş Kilisesi, Endürlük (Andronike) Kilisesi, Talas’ta Yeni Cami Kilisesi, İncesu’da Yeni Cami Mahallesi Kilisesi, Yarım Mahalle Kilisesi, Aydınlar Köyü’ndeki Rum Kilisesi, Germir (Konaklar) Rum Kilisesi, il merkezinde bugünkü Belediye İş Merkezinin bulunduğu yerde de bir Rum Kilisesi bulunuyordu. Ancak Kayseri’deki Rum kiliselerinin çoğu Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Lozan Antlaşması uyarınca, nüfus mübadelesi sonunda cemaati kalmayınca kendi hallerine bırakılmışlar, bazıları yıkılmış, bazıları da camiye çevrilmiştir.

Ermenilerle ilgili nüfus mübadelesi olmadığından Ermeni kiliseleri 1980 yılına kadar ibadete açık kalmış ancak, Ermenilerin şehirden göç etmeleri üzerine sahipsiz kalan birçok kilise yıkılmış ve bunlardan sadece iki tanesi il merkezinde biri de Talas’ta olmak üzere üç tanesi günümüze gelebilmiştir. Bunlar Kiçikapı Meydanı’ndaki Surp Azdvadzadzin (Meryem Ana) Kilisesi ile Cafer Bey Mahallesi’ndeki Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, Talas’ta Yeni Cami Kilisesi’dir.


Surp Astvadzadzin (Meryem Ana) Kilisesi (Merkez)

Kayseri Kiçikapı Meydanı’nda bulunan Surp Astvadzadzin Kilisesi’nin kitabesi bulunmadığından yapım tarihi bilinmemektedir.

Kilise bazilika planında üç nefli olup, orta nef yan neflerden dört sütunla ayrılmıştır. Ayrıca nefleri oluşturan sütunlarla duvarlara bitişik yarım sütunlar arasında bağlantıyı sağlayan kemerlerle iç mekan beş dikdörtgen veya kare bölümlere ayrılmıştır. Orta ve yan neflerin kilise ortasına rastlayan bölümleri daha geniş tutulmuştur. Orta nefteki merkezi bölüm on iki pencereli kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Diğer neflerin üzerleri de tonozla örtülüdür.

Kilisenin kuzey ve güney duvarlarında yuvarlak kemerli nişler içerisine alınmış, dikdörtgen söveli altışar pencere bulunmaktadır. Kilisenin batısındaki narteks dikdörtgen planlı ve kuzey-güney doğrultusunda uzanmaktadır. Narteksten iç mekana dört sütunlu ve üç tonozlu bir bölüm ile girilmektedir.

Bu kilise Ermeni cemaatinin olmamasından ötürü terk edilmiş, günümüzde “Kiçikapı Spor Salonu” olarak kullanılmaktadır.


Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi (Merkez)

Kayseri Cafer Bey Mahallesi Yeni Sokak’ta bulunan Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi 1191 tarihinde yapılmış, XVII.yüzyıla kadar ayakta kalmış, XIX.yüzyılın ortalarında yıkılmıştır. Kilise 1859 yılında yeniden yapılmış, 1885 yılında da büyük bir onarım geçirmiş ve bununla ilgili mermer bir kitabe giriş kapısı üzerine yerleştirilmiştir.

Kilise üç nefli bazilika planında yapılmıştır. Orta nef yan neflerden sütun ve payelerle ayrılmıştır.Kilisenin içerisi kuzey-güney, doğu-batı doğrultusunda atılmış kemerlerle üç dikdörtgen ve bir de kare bölüm oluşturulmuştur. Orta nefin üzeri ile doğu ve batıdaki bölümler kubbeli, yan nefler de oval kubbeli ve çapraz tonozludur. Kilisenin doğusundaki bema ile, kuzeydoğu, güneybatı köşeleri yarım yuvarlak apsislidir. Kilisenin batısında üç çapraz tonozla örtülü bir narteks bulunmaktadır. Bu narteksin üzerinde de galeriye yer verilmiştir.

Kilise girişi beş sütunlu, yarım kubbeli bir mekandır. İbadet mekanı freskolarla kaplı olup burada bitkisel, geometrik motiflerin yanı sıra pandantiflere İncil yazarlarının resimleri yapılmıştır. Bu kilise halen kullanılmakta olup, ibadete açıktır.
 
Şammaspir Kilisesi (Bünyan)

Kayseri Bünyan ilçesi Doğanlar mahallesi’nde bulunan Şammaspir Kilisesi’nin ne zaman yapıldığı konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu kilisenin Hıristiyan Dinini yaymak amacıyla yapıldığı sanılmaktadır.

Kilise yaklaşık 100 m. yüksekliğinde bir kayanın üzerinde yapılmış olup, kale görünümündedir. İç içe üç surla çevrili bulunan kilise yıkılmış ve günümüze gelememiştir. Bugün yalnızca temel kalıntıları görülebilmektedir. Bu bakımdan kilisenin mimarisi ile ilgili bilgi edinilememiştir.
 
Rum Kilisesi (Talas)

Kayseri Talas ilçesi Tablakaya Mahallesi’nde bulunan ve bugün Yeni Cami olarak kullanılan Rum Kilisesi 1886 yılında yapılmış ve daha sonra da camiye dönüştürülmüştür. Kilisenin 1997 yılına kadar kapı girişinde bulunan kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Bu kitabede kilisenin 1886 yılında yapıldığı ve ayrıca Sultan II.Abdülhamit’e bir teşekkür yazısı bulunmaktadır.

Kilise kapalı Yunan haçı plan tipinde olup, merkezi bölümü dört payenin taşıdığı 12 pencereli yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Orta mekanın dışında kalan haçın kolları ve köşe mekanlar tonozlarla örtülmüştür. Kilisenin doğusunda bulunan apsis bölümü camiye çevrildikten sonra düz bir tavanla kapatılmıştır. Kilisenin ibadet mekanının üzerinde U biçimli bir galeri bulunmaktadır. Bu galerinin kuzey ve güneydoğusuna düzgün olmayan bir takım mekanlar yapılmıştır. Batısındaki narteks çapraz tonozlarla üç bölüme ayrılmıştır. Burada galeriye çıkışı sağlayan merdivenler bulunmaktadır.

Kilisenin batı cephesi diğer cephelerden daha hareketli olup, burada yuvarlak kemerler nişli içerisine dikdörtgen pencereler açılmış ve bunlar dıştan üçgen alınlıklı frizlerle çevrelenmiştir. Ayrıca alınlıklar kabartma çiçek, yaprak ve kozalak motifleri ile bezenmiştir. Bunun yanı sıra pencere söveleri, paye başlıkları, geometrik ve bitkisel motiflerle bezelidir.

Kilise içerisindeki duvar sıvalarının altında İncil’den alınma sahneleri içeren fresklerin olduğu bazı izlerden anlaşılmaktadır.


Soğanlı Kiliseleri (Yeşilhisar)

Kayseri Yeşilhisar ilçesi Soğanlı Vadisi’nde sayıları 50’ye yakın kayalar içerisindeki mağaralarda kiliseler bulunmaktadır. Bu kiliselere ilk defa J.W.Hamilton değinmiş ancak bunların isimleri üzerinde durmamıştır:
“Soğanlı’da başlangıç olarak bilinen kısma geldiğimizde manzara bize son derece acayip ve cezp edici gözüktü. Vadinin her bir tarafındaki uçurumlar bal peteği gibi sayısız, çok büyük miktarda hafriyatlar, meskenler ve mezarlıklar, 200 feet yüksekliğinde yumuşak ve özel kayalarla ayrılmış olup, binlercesine de girilebilmektedir”.

Soğanlı Bölgesi yer sarsıntıları sırasında çökmelere uğramış ve çöken alan, doğal etkilerle daha da derinleşerek vadi ve platoları meydana getirmiştir. İki kısımdan oluşan Soğanlı Vadisi’ne Roma döneminden itibaren devamlı olarak yerleşilmiştir. Vadi yamaçlarında yer alan kaya konilerini Romalılar mezarlık, Bizanslılar da kilise olarak kullanmışlardır. Kilise freskleri açısından IX.-XIII yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Soğanlı vadisinde yer alan önemli kiliseler arasında Kubbeli, Karabaş, Yılanlı ve Azize Barbara ( Tahtalı) Kilise gelmektedir.


Kubbeli Kilise (Yeşilhisar)

Soğanlı kiliseleri arasında en tanınmışı ve en görkemlisi vadinin kuzey yamacındaki Kubbeli Kilisedir. Soğanlı Vadisi’ne hakim, tüf kayalıklarına oyulmuş, silindirik görünümdeki kilisenin yüksekliği yaklaşık 50 m.yi bulmaktadır. Yedi katlı olduğu sanılan bu kilise, sanat tarihçileri tarafından yeterince araştırılmamıştır. Günümüzde yalnızca depremlerden geriye kalan 2 kat üzerinde durulmuştur.

Bu kilise X.yüzyılın başlarına tarihlendirilmektedir. Kilisenin alt katında krypta denilen bir bölüm bunun üzerine oturtulmuş olan yapı pencereli, kasnağından sonra külah biçiminde bir kubbe ile tamamlanmıştır. Doğal etkilerden epeyce yıpranmış olmasına karşılık, kubbe kasnağındaki bezemeler oldukça iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir. Kilisenin doğu ve güneye doğru uzanan bölümlerinin üzerinin çatı ile örtülü olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kappadokia Bölgesi’nde kayalara oyulmuş diğer kiliselerde görülen özellikler burada da karşımıza çıkmaktadır. Özellikle Orta Bizans mimarisinin sıkça uygulandığı bir plan şeması olan “Kapalı Yunan Haçı” düzeni burada da uygulanmaya çalışılmış ancak, kayalık alanlar el vermediği için de tam anlamıyla başarılı bir plan düzeni uygulanamamıştır. İbadet yerini örten kubbeli bölümün doğusunda beşik tonozlu apsis, kuzeyinde de paraklesion denilen ek hücreler buraya eklenmiş ve böylece kendine özgü bir plan tipi ortaya çıkmıştır. Göreme, Ürgüp ve Soğanlı çevresindeki kiliselerde görülen bodur payelerle at nalı şeklindeki kemerler burada da aynen uygulanmıştır. Kilisenin doğu yönüne uzanan beşik tonozlu bölümün sonundaki apsis kayalar el vermediğinden dışarıya çıkıntı yapamamıştır. Özelliğini bütünüyle yitirmiş olmasına karşılık günümüze gelebilen izlerden bu bölümlerin fresklerle kaplı olduğu anlaşılmaktadır.

Kubbeli Kilisede ibadet yerini örten kubbeye dünya hakimi olan Pantokrator İsa yerleştirilmiştir. Bugün oldukça zor seçilebilen bu freskte Hz.İsa taht üzerinde, haç motifli bol bir elbise giymiş olarak tasvir edilmiştir. Hz.İsa’nın yüzü oldukça bozulmuş bu nedenle de kompozisyon tam olarak seçilememektedir. Kubbeyi destekleyen kasnakta ise İncil’den alınmış Yuhannes ile ilgili konulara, şikayet ve vaaz sahnelerine yer verilmiştir. Kilise duvarlarındaki fresklerden çoğu günümüze ulaşamamıştır. Batı duvarındaki bezemelerden bazıları ile doğudaki uzantılarda bir takım figürler dikkati çekmektedir. Burada Hz.Meryem’in Yusuf ile birlikte Betlehem’e gidişi resmedilmiştir. Ayrıca kuzey ve güney tonozlarında da Herodes’in verdiği ziyafet, mezar başında kadınlar, tebşir, çobanlar, üç müneccim, Yusuf’un rüyası, Mısır’a gidiş, Hz.İsa’nın doğumu, çocukların öldürülmesi, vaftiz gibi İncil’den alınma konulara yer verilmiştir.


Hagia Barbara (Tahtalı Kilise) Kilisesi (Yeşilhisar)

Kayseri Yeşilhisar ilçesi Soğanlı Vadisi’nin bitiminde bulunan Hagia Barbara (Tahtalı Kilise) Kilisesi X.yüzyılın başlarına tarihlendirilmektedir.

Bu kilise tek nefli, tek apsisli olup, üzeri beşik tonozla örtülmüştür. Vadideki önemli kiliselerden biri olan Hagia Barbara Kilisesi’ni tonozlar ortadan ikiye bölmüştür. Kilisenin içerisindeki fresklerde çok sayıda Aziz tasvirleri görülmektedir. Burada Hz.İsa’nın doğacağının müjdelenmesi, ziyafet, Hz.Meryem’in bakireliğini kanıtlaması, Hz.Meryem’in Yusuf ile Betlehem’e gidişi ve doğum sahneleri, yedi uyurlar, deisis gibi İncil’den alınma sahnelere yer verilmiştir. Ayrıca kilisenin çeşitli yerlerine de Azizlerin tasvirleri resmedilmiştir.


Karabaş Kilisesi (Yeşilhisar)

Kayseri Yeşilhisar ilçesi Soğanlı Vadisi’nin sağ yamacında Kubbeli Kilise’nin karşısında bulunan Karabaş Kilisesi ismini, Azizlerin başlarındaki halelerden almıştır. Bu haleler zamanla kararmış ve halk arasında da bu kiliseye Karabaş Kilisesi ismi verilmiştir. Bu kilise Bizans başkent üslubunda yapılmış olup, 1060-1061 yıllarına tarihlendirilmektedir.

Kilisenin tonoz örtülü bir ibadet yeri ile yanlarındaki nişler, güneyinde üç şapel ve bir de ibadet mekanı bulunmaktadır. Kilise içerisindeki freskler oldukça iyi korunmuştur. Burada Hz.İsa’nın doğumu, mabede sunuluşu, Adem ile Havva, Hz.İsa’nın dirilişi, tabut üzerinde melekler, Hz.İsa’nın çarmıha gerilişi, Hz.İsa’nın göğe yükselişi, deisis gibi İncil’den alınma sahnelere yer verilmiştir. Ayrıca freskler arasında çeşitli Aziz tasvirleri de bulunmaktadır. Apsis’te bulunan havarilerin bir araya gelişini gösteren fresk, Kappadokia freskleri arasında ender görülecek güzelliktedir.


Yılanlı Kilise (Canavarlı Kilise) (Yeşilhisar)

Kayseri Yeşilhisar ilçesi Soğanlı Vadisi’nde Karabaş Kilisesi’nin çıkışında bulunan Yılanlı Kilise XI.yüzyıla tarihlendirilmektedir.

Kilisenin ilginç bir yapı planı bulunmaktadır. Avluyu çevreleyen mutfaklar, yemek odaları, mezar odaları, çift koridorlu ve iki derin nişli şapeli ile diğerlerinden farklı bir plan düzenine sahiptir. Fresklerinden büyük çoğunluğu günümüze gelememiştir. Ancak Azizlerden Hagios Gregorios’un bir yılanı öldüren sahnesinden ötürü de bu kiliseye Yılanlı Kilise ismi verilmiştir.

Soğanlı’da bulunan bu kiliselerin yanı sıra vadide oyulmuş bir çok mezara da rastlanmaktadır.


Tomarza Kilisesi (Tomarza)

Kayseri Tomarza ilçesi Cumhuriyet mahallesi’nde bulunan kalıntıların bir kiliseye ait olduğu bilinmektedir. Kalıntılarından XIX.yüzyılın sonlarına tarihlendirilen kilise günümüze harap durumda gelebilmiştir.

Kilise bazilika plan düzeninde olup, iç mekan dörder yuvarlak taş sütunlarla üç nefe ayrılmıştır. Bu nefler yuvarlak kemerlerle birbirlerine bağlantılıdır. Kilisenin üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Kilisenin önündeki narteks ile ön cephesi tamamen yıkılmıştır.

Kaynak : www.kenthaber.com

 

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

Ynt: KKTC Lefkoşa Selimiye Camii (Aya Sofya Katedrali) Gönderen: karacanenes
[25 Mart 2024, 12:09:22]


Teknik Personel Gönderen: TAŞYAPI
[24 Mart 2024, 16:13:27]


ÖN MUHASABE VE MİMAR PERSONEL ALIMI Gönderen: osman.blnk
[24 Mart 2024, 10:19:47]


Restorasyon alanında iş arıyorum Gönderen: Sudenur uysal
[22 Mart 2024, 19:19:58]


RESTORASYON ALANINDA DENEYİMLİ İNŞAAT TEKNİKERİ Gönderen: cabiyotlu
[22 Mart 2024, 11:02:48]


Ynt: NAKKAŞ/KALEMİŞİ/RESTARASYON EKİBİ Gönderen: nAKkaŞBey38
[22 Mart 2024, 01:59:53]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal