Helvacı Dede Şıh Mescidi (Kocasinan) Kayseri Serçeönü Mahallesi’nde bulunan bu mescidin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber, yapının XII.-XIII.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
Mescit 8.00x8.80 m. ölçüsünde kare planlı küçük bir yapıdır. Moloz taştan yapılan bu mescit çeşitli onarımlar geçirmiş, bunun sonucu olarak da orijinalliğinden oldukça uzaklaşmıştır. Orijinal mihrap ve minberi günümüze gelememiştir. Mescidin toprak örtülü damının güneybatı köşesinde, dışarıya doğru çıkıntılı 1.36x1.43 m. ölçüsündeki taş kaide üzerinde, kesme taştan, dört sütunlu minber-minaresi bulunmaktadır.
Kalaycıoğlu Mescidi (Kocasinan)
Kayseri Orta Mahalle’de, Gevher Nesibe Sultan Şifaiyesi’nin kuzeyinde bulunan bu mescit XVIII.yüzyılda yapılmıştır.
Mescit bir avlu ortasında olup, dikdörtgen planlı, kesme taştan yapılmış, üzeri düz bir damla örtülmüştür. Avlu duvarının kuzeybatı köşesinde zeminden 2.57 m. yüksekliğinde, 9 basamaklı taş merdivenlerle çıkılan minber-minaresi bulunmaktadır. Bu minare dört sütunun taşıdığı baklavalı ve Türk üçgenleri ile süslüdür. Bu sütunlar üzerinde oldukça iri taş bir külah bulunmaktadır. Bu külahın içerisi oyulmuş ve dört cephesine birer kuş evi yerleştirilmiştir.
Seyit Gazi Camisi (Melikgazi)
Kayseri Seyitgazi Mahallesi, Dinçtürk Sokak’ta bulunan bu caminin yapım tarihi bilinmemektedir. Bununla beraber, caminin minaresi mescidin yanındaki çeşmenin üzerinde bulunmakta olup, çeşmenin kitabesinde 1906-1907 tarihleri yazılıdır. Bu bakımdan mescidin XX.yüzyılın başında yapıldığı sanılmaktadır.
Caminin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Minber-minaresi 1.07x1.07 m. ölçüsünde kare bir kaide üzerinde dört kesme taş sütundan meydana gelmiştir. Sütunların başlıkları baklava dilimleri ve Türk üçgenleri ile bezenmiştir. Minarenin külahı sütunlar üzerindeki sekizgen kaide üzerine oturmuş, ancak günümüze harap bir durumda gelmiştir.
Taşmakıran Camisi (Melikgazi)
Kayseri Tahirağa Mahallesi’nde Kapan ve Tasma sokakları arasında bulunan bu caminin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, XVIII.yüzyılda yapıldığı sonraki yıllarda yapılan onarımlarla özelliğinden büyük ölçüde uzaklaştığı sanılmaktadır.
Cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup, 12.60x14.50 m. ölçüsündedir. İbadet mekanı dört ağaç sütunla desteklenen düz bir toprak damla örtülüdür. Sonraki yıllarda buraya ahşap bir çatı yapılmıştır. Caminin kuzeydoğu köşesinde minber-minaresi bulunmaktadır. Zeminden 2.95 m. yükseklikte olan minareye mihrap yönündeki 14 basamaklı taş bir merdivenle çıkılmaktadır. Minare dört sütunlu olup, 0.98x0.95 m. ölçüsünde ayrı bir alanda bulunmaktadır. Buradaki sütunların kare kaideli sekizgen gövdeli ve baklava dilimli başlıkları vardır. Sütunların taşıdığı yekpare parça üzerinde sekizgen piramitli külahı bulunmaktadır.
Ulu Camii (Cami-i Kebir) (Bünyan) Kayseri Bünyan ilçesinde, Camii Kebir Mahallesi’nde bulunan Bünyan Ulu Camisi’ni kitabesinden öğrenildiğine göre, Emir-ül Ümera’nın emriyle Mimar Kaluyan bin Karabuda tarafından 1333 yılında yaptırılmıştır. Cami-i Kebir Camisi, Salih Bey Camisi olarak da anılmakta olup, bunun nedeni Salih Bey ismindeki birinin camiyi tamir ettirmesindendir.
Caminin iki satırlı, 3.96x036 m. ölçüsündeki mermer kitabesinin üzerinde Kuran’ın 1. ve 18. Ayeti yazılıdır. Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir:
“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve Ahiret gününe inanan, namazını kılan zekatını veren ve Allah’tan başka bir kimseden korkmayanlar onarırlar. İşte onlar doğru yolu bunlardan olabilirler Allah doğrudur.
Nebi Allah’ın rahmet ve selamı ona olsun buyurdu. Her kim küçükte olsa bir mescit yaptırırsa Allah ta o kimse için cennette bir ev yapar ve o eve hamd evi adını verir. Bu mübarek mescidin imarını emirlerin emiri adil, Müeyyed Muzaffer, fasıkları kahreden, isyankarları katleden, Zahirettin bin Tac-ı kızıl (Altun taç) Allah onun akıbetini hayır eylesin emretti 734 (1333) senesini Muharrem ayının başında bina edildi”.
Cami kesme taştan, kare kaideli olup, kütlevi yapısı ile dıştan küçük bir kale görünümündedir. Duvarları gri kalker taşından yapılmıştır. Kuzey duvarının ortasında dışarıya doğru taşkın portalinde stilize grifon ve aslan başlarına benzer kabartmalar olmak üzere birbirlerinden farklı taş bezeme ile süslenmiştir. Buradaki motiflerin hemen hepsi Anadolu Selçuklularının XIII.yüzyılda yapılmış eserlerinde görülmektedir. Kuzeydoğu köşesinde masif bir kulesi bulunmaktadır. Bu kule onikigen olarak cami duvarına kadar yükselir ve sonra onikigen bir külahla da sona erer. Caminin kuzeybatı köşesinde de buna benzer bir kule olması gerekirken, buraya 1956 yılında minare yapılmıştır. Minarenin gövdesi yapıya uyum sağlayamamıştır.
Caminin ibadet mekanını orta yerdeki dört kalın paye ile kuzey ve güney duvarına dayalı dört yarım payeyi birleştiren sivri kemerler içerisini, mihrap duvarına dik üç sahna ayrılmıştır. Bunlardan orta sahın yan neflerden daha geniştir. Kemerler üzerindeki kısa duvarlar hatıllarla desteklenerek ahşap tavanı taşımaktadır. Orta nefteki hatıllar ve tavan konsolların yardımıyla biraz daha yükseltilmiştir.
Caminin ilk yapımındaki mihrap ve minaresi hakkında bilgi bulunmamaktadır. Bugünkü taş mihrap ve taş minber sanat tarihi yönünden önem taşımamaktadır. Kademeli mihrap nişi stüko kaplı olup, caminin içerisindeki yegane bezemeyi yansıtmaktadır. Mihrap nişinde irili ufaklı yıldız motiflerinin araları çiçeklerle doldurulmuştur. Sivri kemerli istiridye şeklindeki mihrap nişinin kemer dolgularında da iki kabarma rozet ile iki yanında da iki sütunçe bulunmaktadır.
Sultan Alaaddin Camisi (Bünyan) Kayseri Bünyan ilçesi, Büyük Bürüngüz Köyü’nde, Mırık mahallesi’nde bulunan bu cami Sultan Alaaddin ve Alaüddevle isimleri ile tanınmaktadır. Caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Caminin giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesi de tahrip olduğundan okunamamıştır. Kapının batısındaki üç satırlı ikinci bir kitabenin ilk satırı okunamamış, ikinci ve üçüncü satırlardan anlaşıldığına göre bu camiyi Mahmut isimli bir kişi 1590 tarihinde onarmıştır. Ayrıca kapının yan sövelerinde bulunan bir başka yazıda da 1784’te bir onarım daha geçirdiği yazılıdır. Cami son olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1977 yılında onarılmıştır.
Cami dikdörtgen bir alan üzerinde kurulmuştur. Üzeri beşik tonozla örtülüdür. Yapımında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Kuzey ve güney cepheleri tamamen sağır olarak yapılmış doğu cephesinin güney ucuna ise dikdörtgen bir pencere yerleştirilmiştir. Caminin kuzey cephesinin ortasında bulunan giriş kapısı dışarıya doğru hafif bir çıkıntı yapmaktadır. Caminin saçaklarına kadar yükselen bu giriş kapısı sade profilli kuşakla çepeçevre kuşatılmıştır. Kapının köşelerinde kompozit başlıklara oturan sütuncuklar bulunmaktadır. Giriş kapısının üzeri dört sıra mukarnasla doldurulmuştur. Kilit taşı üzerinde daire şeklinde bir madalyon bulunmaktadır. Ayrıca kilit taşı ile diğer taşlar arasına siyah taşlar yerleştirilmiştir.
Caminin ibadet mekanı 8.60x6.00 m. ölçüsünde olup, doğu batı yönündeki beş takviye kemerli beşik tonozlarla üzeri örtülmüştür. Güney cephesinin ortasında bulunan mihrap dışarıya doğru hafifçe çıkıntı yapmaktadır. Nişin iç kısmı üç sıra mukarnasla doldurulmuştur. İki yanına da birer niş yerleştirilmiştir. Bezeme yönünden oldukça sadedir.
Kuzey cephesinin batı köşesine 20 basamaklı taş bir merdivenle çıkılan minber-minare yapılmıştır. Dört sütun tarafından taşınan bu minarenin cephesinde bir taç kapısı diğer yanlarında da birer penceresi bulunmaktadır. Oldukça sade olan bu minare profilli bir silme ile çepeçevre kuşatılmıştır. Pencerelerin üzerine palmet ve lale motifleri yerleştirilmiştir.
Daniş Ali Bey Camisi (Bünyan) Kayseri Bünyan ilçesi, Büyük Bürüngüz Köyü meydanında bulunan bu cami, değişik zamanlarda yapılan eklerle genişletilmiştir. Dört bölümden oluşan caminin ilk bölümü, doğudaki cephe boyunca uzanan dikdörtgen yazlık mescit kısmı 1580-1582 yılında yapılmıştır. Bunun batısında bulunan türbe ile mescit 1587 yılında eklenmiştir. Böylece yazlık ve kışlık mescit bölümleri kuzey cephede tek düzeydedir. Bu cephenin ortasına yüksekliği ana mekanlardan daha az olan bir mutfak bölümü de 1738 yılında eklenmiştir. Mutfağın kuzey yönündeki dış cephesi sağır duvarlıdır.
Caminin kuzey cephesindeki yapım kitabesi h.988 (1580) tarihlidir. Yazlık mescit kısmındaki kitabede caminin banisi olarak, Danişmendli Ali Bey bin Hasan’dan söz edilmektedir. Caminin güney cephesi iki kademelidir. Caminin kışlık kısmına güney duvarının doğusundaki basık kemerli bir kapıdan girilmektedir. Bu bölüm 9.80x6.70 m. ölçüsünde dikdörtgen bir mekan olup, üzeri takviye kemerli beşik tonozla örtülmüştür. İçerisi batı cephesindeki iki dikdörtgen pencere ile aydınlatılmıştır. Bu pencerelerin alt kısımları merdiven basamağı şeklindedir. Pencerelerin altında tek satırlık bir kitabe bulunmaktadır. Mihrabın bulunduğu güney duvarı merdiven basamağı şeklinde profilli bir silme ile kuşatılmıştır. Güney duvarının ortasındaki mihrap altı yönlü bir niş şeklindedir. Üzeri yedi sıra mukarnas dizisi ile sonuçlanmaktadır. Bu bölümde de Kuran’dan alınma Ayetler yazıldırı.
Batı cephesinde bulunan tek şerefeli minaresi ana kütleden dışarıya çıkıntı yapmakta olup, yapıya daha sonra eklenmiştir. Ancak minarenin gövde kısmı bilinmeyen bir tarihte yıkılmıştır.
Caminin kışlık bölümünün güney cephesindeki bir kapıdan caminin banisinin soyundan olanlar ve aynı zamanda minareyi yaptıran Şefika Hanım’ın türbesinin bulunduğu kısma geçilmektedir. Türbe 6.62x5.73 m. ölçüsünde beşik tonozla örtülü bir yapıdır. Batı cephesindeki bir pencere ile içerisi aydınlatılmaya çalışılmıştır. Türbe içerisinde üç tane niş bulunmaktadır. Türbede iki adet taş sanduka bulunmaktadır.
Caminin yazlık kısmına doğu duvarının kuzeyindeki basık kemerli bir kapıdan girilmektedir. Burası 14.75x7.88 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, üzeri takviye kemerli beşik tonozla örtülüdür. Mihrap güney cephesinde olup, nişin içerisi beş sıra mukarnasla doldurulmuştur. Ayrıca iki yanına da birer niş yerleştirilmiştir. Bu nişler üzerinde de Kuran’dan alınma Ayetlere yer verilmiştir. İbadet mekanının güneybatı köşesindeki minber taştan olup, ayaklar birbirlerine basık kemerlerle bağlanmıştır. Mihrap üzerinde geometrik kompozisyonlu sümbül çiçekleri başta olmak üzere çeşitli kabartmalara yer verilmiştir.
Mütevelli Camisi (Bünyan)
Kayseri Bünyan ilçesi, Büyük Bürüngüz Köyü’nde bulunan Mütevelli Camisi ismini cami avlusunun güneydoğu köşesinde bulunan çeşmeden almıştır. Caminin yapım kitabesi bulunmamaktadır. Ancak çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre Cami, çeşme ile birlikte 1834 yılında Esat Hacı Halil Ağa tarafından onarılmıştır. Yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber caminin XVI.yüzyılın sonlarında veya XVII.yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır.
Caminin doğu cephesi iki katlı olup, son cemaat yeri de burada bulunmaktadır. Batı cephesinde ise hazire ve minber-minareye çıkışı sağlayan bir kapı bulunmaktadır.
Cami avlusuna güneydoğu köşesindeki basık kemerli bir kapıdan girilmektedir. Doğu ve batı yönündeki küçük avlular caminin haziresidir. Son cemaat yerine doğu cephenin kuzeyindeki kapıdan girilmektedir. İbadet mekanı 7.20x4.91 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Üzeri beşik tonozla örtülmüştür. İbadet mekanı güney cephedeki mihrabın iki yanına simetrik olarak yerleştirilmiş pencerelerle aydınlatılmıştır. Güney cephesinin ortasında bulunan mihrap dışa çok hafif çıkıntılı olup, iki yanındaki sütunlarla çerçeve içerisine alınmıştır. Mihrap nişinin üzeri altı sıra mukarnasla doldurulmuştur. Caminin minberi ve vaiz kürsüsü bulunmamaktadır.
Ulu Cami (Sivasi Hatun Camisi) (Develi)
Kayseri Develi ilçesi, Eski Develi’de bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre; IV.Kılıçarslan’ın oğlu III.Keykavus zamanında 1281 yılında yapılmıştır. Kitabenin mealen anlamı şöyledir:
”Bu mübarek caminin yapılmasına Allah mülkünü daim kılsın iki kıblenin özlemi ile tutuşan ümmetlerin dizginlerini elinde bulunduran din ve dünyanın bereketi yüce sultan Kılıçarsalan oğlu Keyhüsrev zamanında emredilmiştir”.
Bu kitabenin altındaki dört satırdan oluşan, Selçuklu nesihi ile yazılmış bir kitabe daha bulunmaktadır. Bu kitabede mealen;
“Allah’ın rahmetine muhtaç zaif kulu Göçer Aslan oğlu Nasrullah ve Allah’ın rahmeti ve rızasına muhtaç Onun zaif cariyesi Sa’d kızı Sivasti tarafından Allah başarılarını ihsan ve hayırlarını onlara yad eylesin h.680 (1281)”. Yazılıdır.
Prof.Dr.Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre; Ulu Cami’deki bu iki kitabe birleştirildiğinde şu anlam çıkmaktadır: “Camileri ancak Allah’a ve ahiret gününe inananlar, namaz kılanlar, zekatlarını ödeyenler ve tek Allah’tan sakınanlar inşa ederler. Bu mübarek caminin yapılmasına Allah mülkünü daim kılsın iki kıblenin özlemi ile tutuşan ümmetlerin dizginlerini elinde bulunduran, din ve dünyanın bereketi, yüce sultan Kılıçaslan oğlu Keyhüsrev zamanında, Allah’ın rahmetine muhtaç zaif kulu Göçeraslan oğlu Nasrullah ve Allah’ın rahmeti ve rızasına muhtaç, onun zaif cariyesi, Sa’d kızı Sivasti tarafından, Allah başarılarını ihsan ve hayırlarını kendilerine yad eylesin, 680 (1281) yılında emredilmiştir”.
Böylece Develi Ulu camisi’nin IV.Kılıçaslan’ın oğlu III.Keyhüsrev zamanında Göçeraslan oğlu Nasrullah ve eşi Sivasti tarafından 1281 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
Cami kareye yakın dikdörtgen planlı oldukça sade kesme taştan yapılmıştır. Caminin kuzey cephesinde dışarıya taşırılmış, derin bir niş şeklinde giriş kapısı bulunmaktadır. Giriş kapısı iç içe geçmiş iki sivri kemerle sınırlandırılmış olup, üzerinde mukarnaslı kavsarası bulunmamaktadır. Ancak içerideki kemerin üzeri kabartma motiflerle bezenmiştir. İbadet mekanı mihraba dik dört sıra halinde, dörder ayakla beş sahına bölünmüştür. Bu ayaklar birbirlerine ve duvarlara sivri kemerlerle bağlanmış, caminin üzerini örten sivri tonozları taşımaktadırlar. Bu tonozlar mihraba paralel birinci sahında doğu-batı doğrultusunda, diğer sahınlarda güney-kuzey yönüne doğrudurlar. Ayrıca mihrap önü küçük bir kubbe ile belirtilmiştir. Orta sahın diğerlerinden biraz daha geniş tutulmuştur.
Caminin mihrabı güney duvarında olup, dışarı taşkın değildir. Duvarda kullanılan malzemelerden farklı olarak burada gri andezit taşı kullanılmıştır. Mihrap üç bordürle çevrilmiştir. Bunlar geometrik, yazı ve bitkisel kompozisyonları içeren bordürlerdir. Ayrıca mihrap beyaz mermerden burmalı sütunçelerle de sınırlandırılmıştır. Mihrabın üzeri yedi sıra halinde mukarnaslarla bezenmiş ve sivri bir kemerle de çerçevelenmiştir. Burada kıvrık dal, rumi, palmet ve lotüs ve on kollu yıldız motifleri de görülmektedir. Mihrap nişinin çevresinde geniş bir bordür içerisinde Al-i İmran Suresi’nin 18. Ayeti ile 19.Ayetinin bir bölümü yazılıdır. Ayrıca mihrap içi nişinde de Hac Suresinin 77.Ayeti; mihrap nişinin sağ tarafındaki sütun kaidesinde de Enbiya Suresinin 107.Ayeti; Mihrap nişinin solundaki sütun kaidesinde de Kalem Suresinin 4.Ayeti yazılıdır.
Caminin orijinal minberi 1933 yılında buradan alınmış, önce kayseri Müzesi’ne, sonra da Ankara Etnoğrafya Müzesi’ne götürülmüştür. Bu minberin parçalarından kıvrık dallı rumi, palmet, bitkisel motifler, kufi kitabeler, sekiz kollu yıldızlarla bezendiği anlaşılmaktadır.
Aşağı Everek Fatih Cami (Develi)
Kayseri Develi ilçesinde bulunan Fatih Camisi, kitabesinden öğrenildiğine göre h.1244 (1828) yılında yapılmış bir Ermeni Kilisesidir. Develi’de Ermeni cemaatinin kalmaması üzerine uzun süre kendi haline terk edilmiş, daha sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce restore edilerek 1978 yılında camiye çevrilmiştir.
Kesme taştan yapılan caminin dış duvarlarında kırmızı tuğladan şerit halinde hatıllara yer verilmiştir. Böylece yapının kütlevi dış görünümü hafifletilmiştir. İbadet mekanı altı sütun ile bölümlere ayrılmış, bu sütunlar pandantifli merkezi bir kubbeyi taşımaktadır. Merkezi kubbe yanlardan yarımşar kubbelerle desteklenmiştir. Bezeme olarak önemli bir mimari elemana rastlanmamaktadır.
Harman Cami (Talas)
Kayseri Talas ilçesi, harman Camisi Mahallesi’nde bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre 1860 yılında Sultan Abdülmecit döneminde onarılmıştır. Caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir.Giriş kapısı üzerinde mor zemin üzerine altın yaldızla beş satırlık talik yazılı kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabenin üzerinde Sultan Abdülmecid’in tuğrası vardır. Prof Dr. Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre kitabenin mealen anlamı şöyledir:
“Alemlerin ruhu Padişah Sultan Mecid
Allah’ın gölgesi, Peygamberin vekili
Sayesinde Kayseri sakinleri bu yüce
Caminin tamirine keselerinden katkıda bulundular
Öyle güzel süslendi ki döndü bahçeye her yeri
Kemerini görseydi cennet bağının tavusu onu gösterirdi
Ey cemaat vacip oldu sizlere dua etmek
Özellikle böyle sevgi dolu mabet var iken
Ben de zihni hame-i güberle yazdım tarihini
Sen de et beş vaktini bu camiye daim mekan
h.1277 (1860)”.
Cami kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı olup, kesme taştan yapılmıştır. Caminin önündeki üç kubbeli son cemaat yeri Vakıflar genel Müdürlüğü tarafından restorasyon çalışması sırasında kubbeler kaldırılmış ve beton bir tavanla üzeri örtülmüştür. Son cemaat yeri dört sütunlu yuvarlak kemerlidir. İbadet mekanının üzeri merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin yanındaki dörtgen kaide üzerinde yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmakta olup, yakın zamanlarda yenilenmiştir.
Ali Saib Paşa Cami (Talas)
Kayseri Talas ilçesi Kiçiköy Mahallesi’nde (Aşağı Talas), Ali Saib Paşa Caddesi üzerinde bulunan bu camiyi, kitabesinden Talaslı Ali Saib Paşa 1304 (1886) yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Prof Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre kitabenin mealen anlamı şöyledir:
”Zafer mihrabının ruhu olan, övgüye değer huylu
Şah Abdülhamid Âli Cenablarının seraskeri Saib Paşa
Dindarlık eserleri ortaya koyma hususunda Padişahın hidayet besleyen azminin şüphe
edilmeyecek bir takipçisidir.
İşte bu cami çok zamandan beri mâna ruhu gibi cihanın gözünden gizli iken
Yeniden canlanmasına O himmet etti, himmeti var olsun. Çünkü o Hakana dua kazandırdı.
Ezan sesi cihanın kulakların süsü olduğu müddetçe yüceliğin kapısı ihtiyaçların kıblesi
olması münasiptir.
Muhtarın tarihine cemaat baş eğdi. Bu mescidi Ali Saib Paşa inşa etti.
1304 (1887).”
Cami dikdörtgen planlı olup, içerisi dört sütun ve bunları birbirine bağlayan kemerlerle üç sahna ayrılmıştır. Kesme taştan yapılan avlunun üzeri pencereli yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin yanında kare kaide üzerine taştan, tek şerefeli ve güdük bir minaresi bulunmaktadır.
Caminin avlu kapısı üzerinde de yapıldığı dönemin, XIX.yüzyılın askeri armalarının yer aldığı üçgen bir alınlık bulunmaktadır.
Han Camisi (Talas) Kayseri Talas ilçesi Tablakaya Mahallesi’nde bulunan Han Camisi arazi konumundan ötürü kesme taştan iki katlı olarak yapılmıştır. Mimari yapısından bu caminin önceki dönemde ermeni Kilisesinin üzerine ve onun duvarlarından yararlanılarak yapıldığı sanılmaktadır. Caminin giriş kapısı üzerinde hattat Muhsizade es-Seyyid Abdullah’ın yazdığı iki mısralık yedi satırdan oluşan mermer üzerine celi sülüs yazılı kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabeden öğrenildiğine göre cami, Sultan Abdülhamid zamanında, 1899 yılında yaptırılmıştır. Prof Dr.Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre kitabenin mealen anlamı şöyledir:
“Mu’minlerin emiri zamanın en büyüğü Abdülhamid Han ki, zamanında halkı saadetler içinde
kıldı.
Zamanın en büyüğü olan bu ermişin himmeti sayesinde Allah rızası için binlerce cami ve
dergah imar edildi.
Meliklerin eserlerini lazımdır elbet takip etmek mutluluklar buyurmuş çünkü O’na Ahmed-i
Muhtar
Onun için Hz.Derviş Efendi eyledi kendi namına Hakkın rızası için bu mabedi inananların
bahçesine dönüştürdü.
Mihrap ve minberde okundukça Ayetlerime itaat ediniz. Beş vakit namaza durdukça seçilmiş
kişiler saf saf
Allah yaptıranına sonsuz ecir ve ihsan eylesin. Temizlerin ilahı her şeyi bilen hakkın
mutluluğu için
Bu dergaha Rafet yazdı bu güher tarihi yapıldı temiz ümmete bu güzel nurlu cami
1316 (1889)”.
Caminin içerisine yuvarlak kemerli bir kapı ile girilmektedir. Kare planlı caminin üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbeyi taşıyan ana duvarlarının dört köşesinde yuvarlak ağırlık kuleleri bulunmaktadır. Kubbe yuvarlak ve yüksek bir kasnak üzerine oturmuştur. Bu kasnak üzerinde duvara dayalı sütunlarla 12 bölüme ayrılmış ve her bölümün içerisine de yuvarlak kemerli birer pencere yerleştirilmiştir. Ayrıca bu kasnak devrin üslubunda bir kuşakla dekore edilmiştir. Kuşağın içerisinde çiçek motifleri bulunmaktadır. Caminin yanında kare kaideli yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi vardır.
Yeni Cami (Talas)
Kayseri talas ilçesi Tablakaya Mahallesi’nde 1886 yılında yapılmış olan Rum Kilisesi, Rumların şehri terk etmesinden sonra Camiye çevrilerek ibadete açılmıştır. Rum Kilisesinin mermer üzerine yazılı, yaprak motifleri ile süslü olan kitabesi günümüze gelememiştir. Prof.Dr.Kerim Türkmen’den öğrenildiğine göre bu kitabenin metni şöyledir:
Panaya kapısı zira saldır
Yapusı şehr-i Mayıs birinde
Şevketlu Sultan Hamid ve erfa
Metropolit İonnis devrinde
A’pst. St 4 d 1886.
Bu kitabeye göre de kilise Sultan Abdülhamid zamanında Onun izni ile Metropolit İonnis zamanında yapılmıştır.
Cami kesme taştan yapılmış ve üzeri sıvanmıştır. İbadet mekanının üzerini yüksek kasnaklı merkezi bir kubbe örtmektedir. Giriş kısmı sütunların taşıdığı büyük bir üçgen alınlıkla belirtilmiştir.
Palas Köyü Camisi (Sarıoğlan)
Kayseri Sarıoğlan ilçesi Palas Köyü’nde bulunan bu caminin, Sultan I.Alaaddin keykubat zamanında yapıldığı sanılmaktadır. Caminin avlu kapısında bulunan kitabesi tam okunamamıştır.
Cami 18.30x15.27 m. ölçüsünde düzgün kesme taş ile moloz taştan yapılmıştır. Girişin hemen sağındaki bir merdiven ile Ezan okunan dama çıkılmaktadır. Toprak damlı olan bu cami değişik zamanlarda onarılmıştır. Avlu duvarındaki kemerli kapının içerisinde bulunan kitabesinden Hacı Arapzade Osman tarafından 1813 yılında eski cami yıkılarak yeniden yapılmıştır. Cami planında eskisinin uygulanıp uygulanmadığı belli değildir.
Caminin ibadet mekanında kuzey-güney yönünde üç ayak ile üst örtü desteklenmiştir. Mihrabı 2.37 m. yüksekliğinde olup, üç kemerden meydana gelmiştir. Caminin kuzey ve batı cephelerinde birer, güney cephesinde iki, doğu cephesinde dört olmak üzere toplam sekiz pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Batı cephesinin ana duvarına bitişik merdivenle çıkılan minare kaidesi 1.77x1.36 m. ölçüsünde olup, burada dört ayak üzerine yapılmış taştan minber-minaresi bulunmaktadır.
Mehmet Ali Bey Camisi (Pınarbaşı)
Kayseri Pınarbaşı ilçesi Kayaönü Mahallesi’nde bulunan bu camiyi, Mehmet Ali Bey 1889 yaptırmıştır.
Cami kesme taştan olup dikdörtgen planlıdır. Son cemaat yeri ibadet mekanının uzantısı olan duvarlar ile bunların arasındaki birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlı dört yuvarlak sütundan meydana gelmiş, üzeri çatı ile örtülmüştür. Buradaki sütun başlıkları stilize akantus yaprakları ile süslenmiş ve bu yapraklar köşelerde volütler halinde dışarıya taşmıştır. Son cemaat yerinden ibadet mekanına giriş kapısı düz lentoludur ve bunun çevresi üç sıra silme ile çevrilmiştir. Ayrıca lentonun üzerine de rozet, ay ve güneşe benzer motifler kabartma olarak işlenmiştir.Girişin iki yanında mihrabiyeler kapının üzerinde de dört satırlık kitabesi bulunmaktadır.
Kitabe:
Ricâl-i devlet-i aliyyeden ve Sivas hânedanından
Silahtârzâde Mehmet Ali Efendi iş bu cami
Bin üç yüz yedi sene-i hicriyesinde bina ve kendisi de
Hitâm-ı inşâatda terk-i dağdağa-yı fenâ eylemiştir. Rûhu içün el-fatiha.
İbadet mekanının üzerini örten kubbe kuzeyde iki taş sütuna ve diğer yönlerde de duvarlar üzerine oturmuştur. Kubbenin yüksek bir kasnağı olup, on iki köşeli bu kasnağın her cephesinde birer pencere bulunmaktadır. Sütun ve duvarlardan kubbeye geçiş trompların yardımıyla olmuştur. Kubbenin içerisinde alçıdan bir madalyon ve natüralist çiçek motifleri ile bezenmiştir.
Caminin içerisi kubbe kasnağındaki pencereler dışında doğu ve batı cephelerinde dörder, güney ve kuzey pencerelerinde de ikişer, toplam on iki pencere ile aydınlatılmıştır.
Caminin güney duvarının ortasına yerleştirilen mihrap yarım daire şeklinde olup, stilize akantus yaprakları ve rozetlerle çerçeve içerisine alınmıştır. Minber ahşap olmasına rağmen üzerinde dikkati çeten bir süz elemanına rastlanmamaktadır. Caminin batısında bulunan yuvarlak gövdeli tek şerefeli taş minare 1959 yılında yapılmıştır.
Aziziye Camisi (Pınarbaşı)
Kayseri Pınarbaşı ilçesi Yeni Cami Mahallesi’ndeki meydanda bulunan bu caminin yapımını Sivas Valisi Ahmet Muammer Bey 1903 yılında başlatmış, 1912 yılında da tamamlanmıştır. Caminin mimarının ismi bilinmemekle beraber yapı üslubundan Ermeni ustalar tarafından yapıldığı sanılmaktadır.
Cami geniş bir avlu ortasında, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kesme taştan olan cami dikdörtgen planlıdır. Kuzey yönünde bulunan son cemaat yeri ibadet mekanının duvar uzantıları arsında dikdörtgen iki taş paye ve bunları birleştiren sivri kemerlerden meydana gelmiştir. Orta bölümün üzeri iki yana meyilli bir çatı, yanlar da küçük birer kubbe ile örtülmüştür. Dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmış, iki yanında sütunçeler olan basık kemerli bir kapıdan ibadet mekanına girilmektedir. Kapının üzerinde üç satırlık bir kitabe bulunmaktadır:
Sivas vali-i âlîsi Ahmet Muammer Beyefendi hazretlerinin
Kaymakamlıkları esnasında vücuda getirdikleri âsâr-ı dîniyyeden
Vaz-i esas 1321 (1903 ) Aziziye Cami-i Şerifi Tarih-i hitâm 1331 (l912).
İbadet mekanının üzeri dört sütun üzerine oturtulmuş, yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Ayrıca kubbe dört taraftan basık beşik tonozlarla desteklenmiş, köşeler birer küçük kubbe ile tamamlanmıştır. İbadet mekanının orta bölümünü örten kubbe pandantifli olup dört taş sütun üzerine oturmuştur. Kubbenin ortasında XIX.yüzyılda sık sık kullanılmış alçı kabartma daire şeklinde bir madalyon olup, çevresi ve madalyonun içerisi akantus yaprakları ile bezenmiştir.
İbadet mekanın içerisi, yüksek kasnağındaki on iki pencere, kuzey yönü dışındaki duvarlarda üçgen alınlıklı ikişer, doğu ve batı duvarında dörder pencere ile aydınlatılmıştır.Güney duvarının ortasındaki iki sütünce ile sınırlandırılmış mihrap dikdörtgen şekilde, üçgen alınlıklıdır. Çevresi kubbedeki kalem işlerine benzeyen akantus ve kıvrık dallarla bezenmiştir. Mihrabın batısındaki ahşap minberi de yine XIX.yüzyıl üslubunda yapılmıştır. Caminin tek şerefeli minaresi giriş kapısının üzerine yerleştirilmiştir. Bu nedenle de son cemaat yerinde minarenin oturduğu duvarlar diğerlerinden daha kalın örülmüştür. Şerefe altı da silmelerle hareketli bir görünüm kazanmıştır.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camisi (İncesu) Kayseri İncesu ilçe merkezinde bulunan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Külliyesi’nin bir bölümünü oluşturan camiyi, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa 1670 tarihinde yapı topluluğu ile birlikte yaptırmıştır. Bunu belirten bir kitabe cami ve hamamın giriş kapıları üzerindedir. Ancak yapının mimarı hakkında bir bilgi bulunmamaktadır.
Yapı topluluğu ile birlikte cami değişik tarihlerde restore edilmiştir. Cami ile cami avlusuna girişi sağlayan kuzey kapı ile dükkanlar arasındaki onarım kitabesinde ilk onarımının 1860 yılında Sultan Abdülmecit (1839-1861) zamanında yapıldığı yazılıdır. Sonraki yıllarda cami Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce 1953-1954 yılında onarılmıştır.
Külliyenin batısında geniş bir avlunun merkezinde olan cami, kare planlı olup, üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbenin dört köşesine üzerleri kubbeli birer ağırlık kubbesi yerleştirilmiştir. Kubbe kasnağının kuleler dışında kalan bölümlerinde yuvarlak kemerli, alçı şebekeli birer pencere bulunmaktadır. Yöresel kesme taştan son derece itinalı bir şekilde yapılan caminin önünde üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekanı iki sıra halinde altta dikdörtgen, üstte de sivri kemerli alçı pencerelerle aydınlatılmıştır. Pencereler alt sırada ve üst sırada üçer adettir.
Caminin kuzeybatı köşesinde kare kaideli, üzeri ince silmeli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.
Bulgurcu Camisi (İncesu)
Kayseri İncesu ilçesi Bulgurcu Mahallesi, Adım Sokak’ta bulunan bu camiyi Hacı Ahmet 1767’de yaptırmıştır. 1922 yılında da caminin bazı bölümleri genişletilmiş ve minaresi de onarılmıştır.
Kuzey-güney yönünde, kesme taştan, dikdörtgen planlı olan caminin avlusuna yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Son cemaat yeri altı ahşap sütunlu olup, üzeri çatı ile örtülüdür. İbadet mekanına girişteki yuvarlak kapı üzerinde üst üste iki kitabe bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi dört satırlı sekiz mısralı caminin yapım kitabesidir.
Kitabe:
Cenab-ı Hacı Ahmet İncesu’da – Edince bu ibadetgahı inşa
Temaşaya gelip cümle ahali – Kusurun bulamadı bir kimse asla
Bu Beytullah sa’yî ola meşhur – İde Firdevs’i Bâri ona me’vâ
Düşürdüm ben bu tarihi Hüsni – Ola mahbul-i Hakk bu hayrı vâlâ
1183 (1767).
İkinci Kitabe caminin 1922 yılında yapılan onarımını belirtmektedir.
Caminin ibadet mekanı 9.80x7.47 m. ölçüsündedir. Mihraba dikey olarak yerleştirilmiş iki adet sütun üzerindeki ahşap hatılların yardımıyla ahşap tavanı taşıdığı gibi, ibadet mekanını da üç sahna ayırmıştır. Ahşap tavan bindirme tekniğinde yapılmış olup, yörenin en güzel ahşap tavanlarının bir örneğidir. Mihrap ve minber orijinal olmayıp yakın tarihlerde buraya konulmuştur. İbadet mekanı alt ve üstte on bir pencere ile aydınlatılmıştır.
Son cemaat yerinin kuzeyinde kesme taştan tek şerefeli güdük bir minare bulunmaktadır.
Karakoyunlu Camisi (İncesu) Kayseri İncesu ilçesi, Karakoyunlu Mahallesi, Karakoyunlu Caddesi üzerinde bulunan bu cami ismini Karakoyunlu aşiretinden almıştır.Camiyi orada yaşayanlar 1834 yılında yaptırmışlardır.
Cami arazi konumundan ötürü düzgün bir planı olmamakla beraber kuzey-güney yönünde dikdörtgene yakın bir plan göstermektedir. Kesme taştan yapılmış olan caminin kuzey yönündeki son cemaat yeri ile batısındaki tek şerefeli minaresi sonradan eklenmiştir.
Caminin giriş kapısı iki sıra silme ile daha gösterişli bir konuma getirilmiştir. Doğusuna bir mihrabiye eklenmiştir. Giriş kapısı üzerinde dört satırlık yapım kitabesi bulunmaktadır.
Kitabe:
Cem olup ehl-i hayırlar cümlesi itti kelam
Yaptırıp cami-i şerifi olur şâd-i bekâm
Lutf-ı emri Hakk ile oldu muvaffak mü’minin
Hûp Rânâ olmuş imdi bina âlî-makâm
Yâ İlâhî eyle makbûl hayrını hem sa’yini
Kıl inâyet kullarına bu sebeple fi’l-kıyâm
Nutkıyâ sen söyle imdi buna bir tarih-i tâm
Gel eda ola salatın sıdkla dârü’s-selâm.
Caminin ibadet mekanı mihraba dik olarak ikişer sütunla üç sahna ayrılmıştır. Bunlardan orta sahın biraz daha geniş tutulmuştur. Buradaki ahşap direkler üst örtüyü taşıdığı gibi yanlardaki duvarlar üzerine de dayanmıştır. İçerisi on dikdörtgen pencere ile aydınlatılmıştır. Mermer mihrabı ile ahşap minberi yakın tarihlerde yenilenmiştir.
Yeni Cami (İncesu)
Kayseri İncesu ilçesi, Yeni Cami Mahallesi, Yeni cami Sokağı’nda bulunan bu caminin yapım tarihi kitabesi bulunamadığından kesinlik kazanamamıştır. Yalnızca avlu girişindeki yuvarlak kemerli kapıda minarenin 1900 yılında yapıldığı yazıldır.
Cami kesme taştan kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlıdır. İçerisi üç sütun ve bir yığma ayak tavanı taşımaktadır. Bu sütunlar kemerlerle birbirlerine bağlanmış olup, caminin içerisini mihrap eksenine dik üç bölüme ayırmıştır. Caminin içerisi her cephede beşer tane olmak üzere altlı üstlü 20 pencere ile aydınlatılmıştır.
Mihrap alçıdan yapılmış 2000 yılında da mermer levhalarla üzeri kaplanmıştır. Üstünde sekiz sıra mukarnaslı bir kavsarası vardır. Mermer minber de yakın tarihlerde yenilenmiştir. Batı cephesindeki minaresi kesme taştan ve tek şerefelidir.
Kaynak :
www.kenthaber.com