KALEM İŞİ AŞAMALARI:
1. Belgeleme:
Restorasyonu yapılacak motifler ilk olarak fotoğraf, video gibi görsel tekniklerle belgelenmelidir. Yapılacak restorasyonda belgeleme eserin ilk halini ortaya koyacaktır.
2. Mevcut Motiflerin Çizimi:
Motiflerin aydınger kağıdına çizilerek eksik kısımlar tamamlanarak yapılacak restorasyonda kullanılır.
TEMİZLEME:
Yumuşak fırçalarlarla yüzey tozlardan arındırılır. Yüzeyde kalan ve esere işlemiş kir tabakası ise eser bünyesine zarar vermeyen kimyasal maddeler temizlenir.
BOZULMUŞ YÜZEYLERİN ALINMASI:
Duvar ve tavan yüzeylerinde kabarmış olan kısımların spatula veya bistürü yardımıyla temizlenmesi.
ONARIM:
Dökülen ve bozuk yüzeyleri dolgu malzemesi kullanılarak zemin düzgünleştirilir. Bu işlem yapılırken tüm yüzeyin aynı seviyede ve düzgün olması sağlanır.
ASTARLAMA:
Bozuk olan yüzeylerin ilk katına astar atılır.
TOZLAMA:
Daha önceden yüzeylerden çizimleri yapılan motifler şablonlarla düzeltilir. Çizilmiş olan motifler ince uçlu iğnelerle delinir.
BOYAMA:
Mevcut motiflerin renklerine en uygun olan tonlar bulunur. Motiflerin şekline göre uygun fırçalar kullanılarak motifler boyanır.
FIRÇALARIN UCUNDA HAYAT BULAN GÜZELLİK. KALEMİŞİ
Ropörtaj-İbrahim Ethem Gören
Günümüzde orijinal kelamişleri nerelerde bulunmaktadır?
Topkapı sarayının 1467’lerde kurulduğunu söylersek 400 yıl oluyor. Bu 400 yıllık geçmiş içerisinde topkapı sarayı’nda bir çok farklı kalem işi örnekleri var. Hem teknik açısından, hem de gelişmesi açısından. Hem de bize kalan örnekleri arasından. 15. Yüzyıldan kalan kalemişi çok azdır. Edirne’de var Bursa’da var. Ve bunlar restore ediliyor. Bu restorasyonlarda bunların kendi üslupları çok kötü bir şekilde yapılanlar var. Bunlar çok üzücüdür. Ama şöyle özetleyebilirim. Kalifiye yetişmemiş elemandan kaynaklanan bir olay. Ekonomik sebepler de söz konusu. Denetimsizlik her zaman var. Denetleyenin bu işi iyi bilmesi gerekir ki denetleyebilsin. İyi niyet yeterli olmuyor. Bugün 15. Yüzyıldan kalan kalemişi örnekleri var. Rast dediğimiz sıvalar. Bizde hiçbir zaman orijinal tabaka başladığı günden günümüze kadar ulaşamamış. Tamirat sırasında devrin üslubu ne ise o yapılmış. 15. Yüzyılın bir örneği 17. Yüzyılda tamir görmüş, 17. Yüzyılının üslubuna çevrilmiş. Bu gün yapılan araştırmalarda 15. Yüzyıldan kalan kalemişi örneklerine rastlamaktayız. Bu fevkalade bir olaydır. Bu örneği buluyorsunuz, bu örneği bilinçsiz bir şekilde restore ediliyor ve elimizde 15. Yüzyıldan gelen bir eser elimizde kalmamış oluyor. bu iş nasıl olmalı denetimden ziyade eğitim olması lazım ve bu işinde eğitimli kişilere verilmesi lazım.
Eğitim
Bugün bu konuda eğitim veren üniversiteler var. Ama yetersiz. Tamamen yetersiz. Trakya’da iki yıllık restorasyon bölümü var. Burada gelen bir talebe bir kere Türk süslemesinin ne motifini biliyor nede kompozisyonunu...Ne üslupları ne de ekolleri biliyor. Bunların eline sadece bir fırça tutuşturuyorlar. Bu öğrenci beş-altı ay duvarda çalışıp duruyor. Bu iş böyle olmaz. Bu işin güçlü bir şekilde eğitimini almak lazım. Bu belki iki yılda da olmaz. Ve yahut iyi bir hoca lazım. Hocalar da yetersiz. Anadolu’da bir takım okular var. Isparta var, Erzurum var Konya var. Buralarda da bir takım faaliyetlerin olduğunu duyuyoruz. Kalem işi üzerine köklü bir araştırma yapılmış değil. Eğitim veren okul da yok. İstanbul’da da yok. Oralarda da yeterli değil.
Orijinalitesini devam ettiren
En iyi kalemişi örnekleri 16. Yüzyıldan kalmıştır. Ve günümüzde bunların sıva üstü örneklerinin az olmasına rağmen bir çok yerlerde var. İstanbul’da Kadırga Sokullu camii var. Sokullu sıva üstü kalemişinin yanı sıra, Camii’nde müezzin mahfilinin tavanlarında ahşap üstü kalemişinin en güzel örnekleri var. Günümüze kadar hiç bozulmadan gelen örnekler bunlar. Yine ahşap üstü kalem işinin en nadide örnekleri Kılıç Ali Paşa, Takkeci İbrahim Aga, ve Topkapı da Ahmet Paşa camilerinde bulunmaktadır. Yeni restore edilen Rüstem Paşa Camii’nde de ahşap üstü kalem işleri orijinaldir. Bunlar raspa altından çıkarıldı.