Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Dünya Kültür Mirasi Listesi ve Istanbul  (Okunma sayısı 6018 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

mdy

  • YMDY
  • Restorasyon Forum
  • **
  • İleti: 80
  • Cinsiyet: Bayan
Dünya Kültür Mirasi Listesi ve Istanbul
« : 06 Ocak 2010, 22:54:11 »
Dünya Kültür Mirasi Listesi ve Istanbul
Japon Yang, 'İstanbul Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılmasın' diye UNESCO'da yalvardım. Kentteki eksiklikler iki yılda rahatça giderilir' dedi


Temmuz ayında Çin'in Suzhou kentinde yaptığı toplantıda, tarihi eserlerin korunması ve eksiklerin tamamlanması için İstanbul'a iki yıllık bir süre tanıyan UNESCO'nun (BM Eğitim, Kültür ve Bilim Örgütü) Özel Projeler Direktörü Minja Yang, tarihi kentin 'eksikliklerini' görüşmek üzere Türkiye'deydi. Büyük eleştiri konusu olan ve 10 yıldır hayata geçirilemeyen Tarihi Yarımada Koruma İmar Planı'na ilişkin çalışmalar yapan Japon direktör Yang, İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılmaması için Çin'deki toplantıda UNESCO yöneticilerine 'yalvardığını'
söylüyor.


İstanbul'un üç eksiği
Marmaray Projesi'nin İstanbul'un yeniden şekillendirilmesi için bir şans olduğunu belirten Yang, 2006 yılına kadar İstanbul'un tamamlaması gereken üç eksiği bulunduğunu ifade etti: Koruma imar planının tamamlanması, eserlere yatırım için mevzuat düzenleri ve tek bir muhatap kurum. Yang'la İstanbul'u ve kültürel mirası konuştuk.
Bir eser ya da şehrin kültür mirası listesine alınmasının koşulu nedir?
Eserler ve şehirlerin Dünya Mirası Listesi'ne alınması, zamanla farklı süreçlerden geçti. Başlangıçta bir bina tek bir obje gibi düşünülüp korumaya alınırken, zamanla binalar bütünü ve bölgenin topluca korunması ifade edildi. Şimdiyse, bir kültür mirasının doğal veya tarihi değerinin yanı sıra bir hikâyesinin olması özelliği önem kazandı.
Buradaki felsefe, şehrin korunmasının yanı sıra, tarihini anlamak, o şehrin niçin ve nasıl orada bulunduğunun değer kazanması. Dünya üzerinde 600 kadar kültürel varlık, 300 şehir var. Ama büyük bir kısmı, şehrin bir bölümünü kapsıyor.
İstanbul kültür mirasına nasıl alındı, neresi korumada?
Türk hükümeti 1983'te UNESCO'ya başvururak, İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmasını istedi.
O başvuru neredeyse İstanbul'un tamamını içeriyordu. Tarihi yarımadanın yanı sıra, Beyoğlu, Üsküdar, Sarıyer ve Boğazlar'ı kapsıyordu. UNESCO, korumayla baş edilebilmesi ve işlerlik kazanması için tarihi yarımadayla sınırlayarak İstanbul'u Dünya Kültür Mirası Listesi'ne aldı.
Tarihi Yarımada Surlar, Zeyrek, Sultanahmet ve Sultanahmet'teki eserlerden oluşan dört tampon bölgeye ayrılarak planlandı.
UNESCO, Çin'deki son toplantısında uyarıda bulunarak İstanbul'a iki yıl süre tanıdı. İstanbul'un eksikleri nedir?
UNESCO, Türk hükümetinin bu hareketinden çok mutlu oldu ve bazı taahhütleri
yerine getirmesi şartıyla İstanbul'u Dünya Kültür Mirası Listesi'ne aldı. Listeye girdikten sonra, bazı olmazsa olmazların yerine getirilmesi gerekiyordu. Bunlar plan, kanun ve muhatap kurum. Bunlar çözümlenmezse, içeride bir düzen olmazsa, UNESCO'nun dışarıdan yapabileceği hiçbir şey kalmıyor.


'Hâlâ bir muhatabım yok'
Dokuz yıldır UNESCO temsilcisi olarak İstanbul'a gidip geliyorum, hâlâ bir muhatap bulamadım. Bakanlık, belediye, koruma kurulu, sivil toplum örgütleriyle ayrı ayrı görüşüyorum, farklı konularda 'Bu benim yetki alanımda değil' diyor. Sivil örgütlerde büyük bir enerji var ama dağınık halde. Biz tüm kurumları koordine edecek ve muhatap olacağımız bir kurum bulamadık. 1995'ten beri, koruma planları hazırlanamadı.
2006'ya kadar eksiklikler giderilmezse İstanbul için nasıl bir karar alınacak?
UNESCO'nun 183 ülkenin imza attığı bir Dünya Kültür Mirası listesi var. İstanbul bu listede hiçbir şey yapmadan kalırsa, herkese bu şekilde kötü örnek görünerek örgütün yapısını bozar. Bizim istediğimiz şeyler yapılması imkânsız şeyler değil, en basitini istiyoruz. Koruma planının tamamlanmasını, bir tek muhatap kurum ve kültür miraslarına yatırım için mevzuat düzenlemelerini istiyoruz. Bunlar yapılmazsa, İstanbul Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılarak Risk Altındaki Kültür Mirası Listesi'ne alınır. Bu, herkes için, İstanbul ve UNESCO için çok üzücü olur. Bu listede de sonsuza dek kalamaz, bir süre sonra o listeden de çıkarılır.
Bir şehrin kültür mirası listesinde yer alması ya da çıkarılması ne demek?
İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alması bir prestij, listeden çıkarılmasıysa büyük bir itibar kaybı. Bu listede yer almak, direkt bir maddi kazanç sağlamıyor. Ama listeden çıkarılmak çok utandırıcı oluyor. Dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan İstanbul'u, kenti kötü yönetiyorsunuz, mirasa sahip çıkamıyorsunuz anlamına geliyor. Gelişmekte olandan öte bir ülke Türkiye, bunu çözemeyecek değil.
UNESCO son kez uyardı. Şimdi İstanbul'da nasıl bir çalışma içindesiniz?
Çin'deki toplantıda İstanbul'un kültür mirası listesinden çıkarılmaması için UNESCO yöneticilerine resmen yalvardım. İstanbul'da yeni bir yönetimin işbaşına geldiğini belirterek son bir şans istedim. Şu anda koruma planı üzerinde duruyoruz ve planı inceliyoruz. Plan ve Marmaray projesi, İstanbul için çok önemli. Marmaray'la, şehir bir raylı sistemle boydan boya birbirine bağlancak, iş ve ikâmet hareketleri çeşitlenecek, İstanbul yeniden yapılanacak. Bazı binalar yıkılacak, yerine yeni yapılar yükselecek. Bu, bir fırsat ve planla iyi değerlendirilmeli.


SELİM EFE ERDEM - Radikal - 26.08.2004
MiMaR

mdy

  • YMDY
  • Restorasyon Forum
  • **
  • İleti: 80
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Dünya Kültür Mirasi Listesi ve Istanbul
« Yanıtla #1 : 06 Ocak 2010, 22:57:20 »
Dünya Mirası Koruma Merkezi Başkanı Francesco Bandarin, Four Seasons ek otel inşaatının bulunduğu alanı gezdiğini belirterek, genel itibariyle bu tip tarihi sit alanlarında yeni inşaatların olmaması gerektiğine inandıklarını vurguladı.

İstanbul’da 4 gündür incelemelerde bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirasını Koruma Merkezi heyeti, 2 yıl önceki inceleme gezisine göre kentte olumlu gelişmeler yaşandığını kaydetti.

Tüm vaatlerin gerçekleştirilmediğini ve bazı eksikliklerin bulunduğunu belirten Dünya Mirası Koruma Merkezi Başkanı Francesco Bandarin, Galataport ve Haydarpaşa projelerinin iptal edilmesinin koruma için olumlu olduğunu söyledi. Four Seasons Otel’i ek inşaatını “çok dramatik” bulmadığını da vurgulayan Bandarin, ancak tarihi sit alanı olan yerlere yeni inşaatların yapılmaması gerektiğine inandıklarını bildirdi.

İstanbul’un “UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi”ndeki yerini koruyup koruyamacağıyla ilgili olarak rapor hazırlayacak olan UNESCO heyeti, kentteki gezilerinin 4. gününde izlenimlerini, dün Süleymaniye’deki Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama Denetim Müdürlüğü’nde basına anlattı.

Bandarin, incelemeler sonunda toplanan bilgilerin Dünya Miras Komitesi’ne sunulacağını ve İstanbul için nihai kararın komitenin Kanada’da 2 Temmuz’da yapacağı toplantıda verileceğini belirtti.

Gerilemeler de var
Kara surları konusunda nadir bir şehir olan İstanbul’un surlarının korunmasına özellikle dikkat ettiklerini vurgulayan Bandarin, “Bazı gerilemeler de var. O da şaşkınlıkla izlediğim şekilde kent merkezine yakın alanlara dikilen yüksek binalar. Bu binalar tarihi bütünlüğü etkilememeli. Görsel bütünlüğe zarar veren Galataport ve Haydarpaşa projelerinin iptal edildiğini görüyoruz. Bu da korumaya uygun” diye konuştu.

Four Seasons ek otel inşaatının bulunduğu alanı sabah gezdiğini kaydeden Bandarin, genel itibariyle bu tip tarihi sit alanlarında yeni inşaatların olmaması gerektiğine inandıklarını vurgulayarak şunları söyledi:

“Bu tür çalışmalarda tarihi dokuya etkinin küçümsenmeden izlenmesi gerekiyor. Yeni yapılar yapılacaksa da bunların yüksekliği tarihi yapıya zarar vermemeli. Alanda arkeolojik park yapılacağını gördük, bu da bizim için olumlu.”

Bandarin bölgede şu ana kadar yapılan inşaatla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de, “İki alan var. Biri mevcut restorasyonun devam ettiği, ikincisi ise ek yapıyla ilgili. Restorasyonda en minimum müdahalenin doğru olduğunu değerlendiriyoruz.

Ölçek ekonomisine göre de sonuçta otel orada oda sayısını artırmaya çalışıyor. Dolayısıyla görsel etki açısından böyle bir inşaatın çok dramatik olmadığı, kabul edilebilir olduğu söylenebilir. Burada arkeolojik bulguların halka açılması bir artıdır” diye konuştu.

Sulukule ruhu kaybolmasın
Yüksek katlı bina sayısındaki artış ile koruma altındaki tescilli binaların yıkılmasının kentteki olumsuzluklar olduğunu kaydeden Bandarin, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından konsept projesi çizilen ve heyet üyelerinin silueti etkileyecek itirazına konu olan Haliç’teki raylı geçiş köprüsünün alternatif projelerini de görmek istediklerini belirtti.
Bandarin, Sulukule projesiyle ilgili olarak da, “Buradaki popülasyonun ihtiyaçları dikkate alınmalı. Yoğunluk a-zaltılabilir ama mutlaka oradaki insanların bölgede yarattığı ruh kaybedilmemeli” diye konuştu.


Tarih: 13 Mayıs 2008 Kaynak: Milliyet Yazan: Gürkan Akgüneş
MiMaR

mdy

  • YMDY
  • Restorasyon Forum
  • **
  • İleti: 80
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Dünya Kültür Mirasi Listesi ve Istanbul
« Yanıtla #2 : 06 Ocak 2010, 23:00:59 »
Yedikule'deki molozlar UNESCO heyetini şaşırttı

İstanbul'un tarihî ve kültürel bölgelerinde üç gündür incelemelerde bulunan UNESCO heyeti, Yedikule'de surların yanı başına dökülmüş molozlarla karşılaştı. Belediye yetkilileri çalışmanın geçici olduğunu söyledi.

İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılıp çıkarılmayacağına karar verecek UNESCO heyetinin çalışmaları sürüyor.

Hazırlanacak rapor için dün Sulukule, Tekfur Sarayı, Anemas Zindanları, Ayvansaray Mahallesi ve Yedikule surlarında incelemelerde bulunan heyeti, gezileri sırasında kötü bir sürpriz karşıladı. Yedikule Zindanları'nın hemen yanı başında surların dibine moloz döküldüğünü gören heyet, durumla ilgili yetkililerden bilgi aldı. Fatih Belediyesi yetkilileri döküm yapılan alandaki kepçeyi acilen şantiye alanına çektirdi. Konuyla ilgili heyete bilgi veren Fatih Belediyesi Başkan Yardımcısı Talip Temizer, molozların geçici olarak bölgede biriktirildiğini söyledi. BEDAŞ'ın Fatih'te bir çalışma yürüttüğünü anlatan Temizer, "Fatih'in sokakları dar olduğu için küçük kamyonlarda toplanan molozlar burada geçici olarak biriktiriliyor. Daha sonra büyük kamyonlarla döküm sahalarına taşınıyor. Bu geçici bir uygulama, burası park olacak. 7 kilometrelik Sur Koruma Bandı'nda 20 milyon YTL'lik kamulaştırma yapıldı ve surun etrafı tamamen yeşil alan olacak." dedi.

İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'ndeki durumu ile ilgili rapor hazırlamak için 5 günlük inceleme gezisine çıkan UNESCO heyeti, gezilerinin üçüncü gününde Sulukule'deydi. Semtte yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında bilgi alan heyet, yetkililer ve vatandaşlarla konuştu. Ekip, Sulukule bölgesinde yapılacak otelin konumunu öğrenince şaşırdı. Gezi sırasında Sulukuleliler ile Fatih Belediyesi yetkilileri arasında kira yardımı konusunda kısa süreli bir tartışma yaşandı. Ardından Tekfur Sarayı'na geçen heyet, restorasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı. Tekfur Sarayı'nda 2 yıl önce durdurulması gereken restorasyon çalışmalarının 2 ay gecikmeyle durdurulduğunu öğrenen heyet, "Hemen durdurulsaydı doğal hatlar korunabilirdi. Onarım yapılırken o kadar kötü bir malzeme kullanılmış ki tarihî dokuyu zedelemiş." değerlendirmesini yaptı. Anemas Zindanları'ndaki çalışmaları da inceleyen ekip, daha sonra Ayvansaray Mahallesi'ni gezdi.


Tarih: 12 Mayıs 2008 Kaynak: Zaman
MiMaR

mdy

  • YMDY
  • Restorasyon Forum
  • **
  • İleti: 80
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Dünya Kültür Mirasi Listesi ve Istanbul
« Yanıtla #3 : 06 Ocak 2010, 23:09:56 »
Kenti Mimarlıktan Arındırmak

Birleşmiş Milletler'in Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO Dünya Mirası Komitesi, İstanbul'a 2010'a kadar bir kez daha süre verdi. Komite'nin İspanya'nın Sevilla kentinde yaptığı toplantıda, İstanbul'un Dünya Mirası Listesi'nden çıkartılarak, "Tehlike Altındaki Miras Listesi"ne alınması konusu değerlendirildi. Komite İstanbul'a bir yıl daha süre vererek, bu konunun gelecek yıl yapılacak toplantıda ele alınmasını kararlaştırdı. Bu, 2006 Vilnius toplantısından bugüne kadar geçen sürede verilen üçüncü uzatma. 1985 yılından bugüne Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan İstanbul'la ilgili gelişmeler özetle böyle.

Ancak meselenin bir de görünmeyen yüzü var. Bu sorun yalnızca kentte kültür mirasının korunamadığını göstermiyor, kentin kurumlarıyla, bilgi üretimiyle modern anlam dünyasından koptuğunu gösteriyor. Restorasyon konusunun bir yaratıcı konu, güncel mimarlık meselesi değil de teknokratik bir iş olarak algılanması bu gelişmenin tipik bir örneği.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Komitesi'nin aldığı son kararda, yani onayladığı raporda liste içinde yer alan tescilli konut dokusunun yok olmakta olduğu ve "restorasyon" adı altında yapılan çalışmalarda "kent merkezinde arazi üretmek ve yeni konut inşa etmekten farkı olmayan yerleşim alanları yapılmakta olduğu" söyleniyor. Aynı konuda, Türkiye'deki sorumlu yönetimlerin hazırladığı projelerinin gerekçelerinde ise "yapılan çalışmaların Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan sit alanlarının korunmasının amaçlandığı" yer alıyor.

Bir düşünün: UNESCO yıkılan ya da artık yerlerinde bulunmayan binaların yerine taklit binalar inşa edilmesi nedeniyle İstanbul'un "Tehdit Altındaki Dünya Kültür Mirası Listesi"ne alınma ihtimalinden söz ediyor. Yetkililer ise bu uygulamaları "İstanbul'un sivil mimarlık eserlerinin korunması amacıyla" yapıldığını açıklıyor.

Şimdi kolaysa çıkın bu işin içinden: Bir mimari uygulamanın hem sorun, hem de çözüm olarak gösterilebildiği; iki farklı anlam dünyasının karşılaştığı eşi ve benzeri az görülen bir çelişki acaba İstanbul dışında başka nerede yaşanıyor? Mesleki profesyonel alanda kültür mirasının uluslararası normlar ile ulusal (yerel) normlar açısından anlamlandırılması arasındaki bu "eşsiz" çelişki başka nerede var?

Restorasyonunun Mimarlıktan Arındırılması
Çok zaman önce, üstelik yurtdışında eğitim gördüğünü iddia eden bir kamu yöneticisiyle giriştiğim uzun bir tartışma sonucunda, proje kavramından uygulamayı anladığını fark etmiştim. Meğersem anlaşmazlığımız buradaymış. Aramızdaki tartışma projenin bitiş süresi ile ilgiliydi. Bilirsiniz, iktidar tesis etmek için kullanılan araçlardan biri zamandır. Yönetici "İşte proje için karar verildi ya, daha ne bekliyorsunuz," dedi. Ben ilk önce projenin hazırlanmasının gerektiğini, bu sürecin başlatılması ve tamamlanması gerektiğini söyledim. 

Yöneticinin proje ile zaman geçirmeye niyeti yoktu. Bir an önce inşaata başlanması gerektiğini söyledi. Ben proje diye ısrar edince , "Çizmekle zaman kaybetmeyelim, siz mimarsınız, gerek duyuyorsanız bu akşam oturun çiziverin" dedi. Yönetici için mimarlık, araştırmakla, düşünmekle zaman kaybedilmemesi gerekmeyen bir çizim işiydi. Bu yüzden mademki bu işi, yani proje denen bina çizme faaliyetini ben önemsiyordum, o zaman hemen sonuca, yani bir kamu görevlisi olarak çizip amaca ulaşmam gerekiyordu. Geçenlerde de bir kamu görevlisi olan bir mimar kendisinin koskoca Topkapı Sarayı'nın depolarındaki eserleri çok iyi bildiğini, dolayısı ile sarayın mimari işleri için "dışarıdan bir mimarın iş görmesinin imkansız" olduğunu söylemişti. Bu mimar, kamu görevinin mimarlığa yol açacak bir uğraş olduğunu değil, kestirmeden bir teknokratik işlevin sergilenmesi olduğunu düşünüyordu. Bu örneklerde mimarlığın anonim bir iş olduğu, bir uygulama bilgisine dönüştüğü görülüyor. Bütün bu hakikatlerin arkasında kamu işlevinin kendi özel işi gibi algılandığını söylemeye bilmiyorum gerek var mı? Anonimlikten iktidar gücünün arkasına gizlenmiş bir öznelliği, yani kamu fikrinin gasp edilmesini anlamak gerekir, ortaçağda yaşamadığımıza göre!

Bu arada şunu da söyleyeyim: Tarihi Yarımada Koruma Planı'nın gerekçe raporunda Tarihi Yarımada'da güncel mimarlık yapılamaz anlamına gelen bir not var. Ayrıca küçük üretim yapısının ebruculuk, hat sanatı, tezhipçilik ile dönüştürüleceği söyleniyor. Üstelik yenileme alanları ile ilgili "Osmanlı Mahalleleri" yapılacağı gibi ibareler var. Zaman zaman şöyle bir kuşkuya kapılıyorum. Acaba bu notları kimse okumadı mı? Acaba mesleki alanda uğraşları adına bağımsız olarak bu konuları tartışacak, sorgulayacak kimse yok mu? Bu nedenle mi meslek kurumları, üniversiteleri ile modern bir örgütlenme içinde olduğumuz halde, bu konuları kurgularken, kararlaştırırken değil de uygularken, insanların evleri başlarına yıkılırken tartışıyoruz?  Ona da tartışmak denirse!

İktidar ile Muhalefet Aynı Dili Kullanıyor
Sorunun nedeni çok açık. Siyasetçiler kültürle ilgili üretim yapan insanlara danışmanlık statüsü tanıyorlar, çıkar sağlıyorlar. Böylece "laf yapmaktan başka iş bilmeyen" insanların icraata bulaşmaları engelleniyor. Patronaj altına girmeyen, bağımsız çalışan insanlar ise sınıfsal ayrıcalıklarının ellerinden alınması ile tehdit ediliyorlar. Böylece gizli bir uzlaşma ortaya çıkıyor. Esnaf mimarlar özel alana, piyasa ilişkilerine doğru kayıyorlar. Kamusal konularla uğraşanlar da "danışman" statüsüne. Böylece mimarlık, sanat, planlama, araştırma gibi uğraşlarda arayüzlerin oluşturulması engelleniyor. Entelektüel üretim de bilim adı altında kendi kamu yararını temsil eden anonim bir hakikat halini alıyor.

Kültür mirasının korunması ya da yok edilmesi meselesini kullanarak kendi kamu yararını savunan ve köşe başlarını tutmuş çok önemli bir kesim var. Böylece iktidardan pay alıyorlar. Onlar için çözüm değil, sorun olması önemli. Bugüne kadar süreci sanki yönetim daralan bir katılım modeli içinde kendi başına düzeltebilirmiş gibi bir izlenim yaratıyorlar ve statükoyu koruyorlar. Ayrı ayrı belediyelerle iş yapıyorlar ama kamu ile profesyonel bir ilişki kurmuyorlar. Kısacası iktidar ile muhalefetin aynı dili konuştuğu, uzlaştığı bir durumla karşı karşıyayız. Örneğin Tarihi Yarımada'da bir yenileme projesini, örneğin Sulukule projesini tartışırken bile aynı duruma düştüğümüzü görüyorum. Eğer UNESCO meselesine bir çözüm aranıyorsa, yönetimin ne yaptığına değil, mesleki konumlarını sinik bir şekilde kendi çıkarları için kullanan "entellektüel" çevrelerin nasıl bir ayrıcalık peşinde olduğuna bakmak lazım.

Yazan: Korhan Gümüş Tarih: 2 Temmuz 2009
MiMaR

 

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

Ynt: KKTC Lefkoşa Selimiye Camii (Aya Sofya Katedrali) Gönderen: karacanenes
[25 Mart 2024, 12:09:22]


Teknik Personel Gönderen: TAŞYAPI
[24 Mart 2024, 16:13:27]


ÖN MUHASABE VE MİMAR PERSONEL ALIMI Gönderen: osman.blnk
[24 Mart 2024, 10:19:47]


Restorasyon alanında iş arıyorum Gönderen: Sudenur uysal
[22 Mart 2024, 19:19:58]


RESTORASYON ALANINDA DENEYİMLİ İNŞAAT TEKNİKERİ Gönderen: cabiyotlu
[22 Mart 2024, 11:02:48]


Ynt: NAKKAŞ/KALEMİŞİ/RESTARASYON EKİBİ Gönderen: nAKkaŞBey38
[22 Mart 2024, 01:59:53]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal