Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Dekorasyonda Kullanılan Ağaç Türleri-2 2015, Samsun Dekorasyon, Mimari Tarzlar,  (Okunma sayısı 10218 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

M.Kemal Bektaş

  • Restorasyon Forum
  • ***
  • İleti: 158
  • Cinsiyet: Bay

AHŞAP EL OYMACILIK SANATI VE AHŞAP OYMACILIKTA KULLANILAN AĞAÇLAR-1.BÖLÜM    2015
Doğal, Ekolojik, her an yenilenebilir ve sürekli olan bir kaynaktır ahşap. Sağlıklı, bakımı ve tamiri gayet kolay, ergonomik, dayanıklı ( Aynı oranlardaki ahşap 1 kg beton ve çelikten daha fazla yük taşımaktadır.). Ahşap  Isı yalıtımıyla mükemmel b ir yapı malzemesidir. Üretimi hızlı olan ahşabın her türlü  geri dönüşümü yapılabilmektedir. Direnci yüksektir.
AHŞABIN FAYDALARI NELERDİR?
Ahşap hafiftir. Kendi ağırlığının az olması nedeniyle bağlantılara  iletilen yüklerde beton ve çeliğe nazaran daha az olur. Bu sebeple temel kesitlerinin daha küçük olması sağlanır.  Ahşabın montajı daha kolay ve çabuktur .Hafif olması beton ve çeliğe nazaran montaj işini daha kolay, daha çabuk ve daha ekonomik olması sağlanır.  Taşınması kolaydır. Atölyeler de anında montaja hazır duruma getirilir. Hafif olduklarında taşınmaları için özel araçlara ihtiyaç yoktur. İşçiliği kolay, imali süratlidir. Montajdan hemen sonra tam yükle yüklenmesinde sakınca yoktur.  Yerinden söküldükten sonra az bir zayiatla tekrar istifade edilmesi mümkündür.  Sıcak bir malzemedir, sıhhidir, şekil vermek (işlemek) kolaydır. İşlenmesi mevsime bağlı değildir.
 Ahşap Asit, baz ve duman gazlarına karşı dayanıklıdır.  İyi bir ısı ve ses yalıtım malzemesidir. Depreme karşı mukavemetlidir. Depremde dahi insanı koruyan can dostu olmuştur. Ahşap doğada yok olabilir, ahşabın çevre kirliliği sorunu yoktur (olanı da değerlendiriliyor bildiğiniz gibi). Yangına karşı en güvenli malzeme ahşaptır. Ahşabın ısı geçirmemesi ve kömürleşme özelliği ile yangına karşı en güvenli malzeme olduğu bilimsel veriler ortaya konarak kanıtlanmıştır.
 Ahşap uzun ömürlüdür, hafiftir, dayanıklıdır. Ahşabı doğru işlendiğinde ve kullanıldığında, "kapı şişti, pencere kapanmıyor" gibi sözleri duymayız. Sağlıklıdır, kolay temizlenir, nefes alır sayesinde bizlerde sağlıklı nefes alırız. Ortam değişikliğinden az etkilenir.
 Ahşabın kullanıldığı ülkelerde ormanlık alanlar artmaktadır. Bir ülkede ahşap tüketimi ne kadar fazlaysa ormanlık alanlar o kadar fazlalaşır. Umarız ülkemizde de ahşap endüstrisi gelişir.
 Ahşap evlerle, sağlıklı, çevreci, ekonomik, ucuz ve uzun ömürlü bir hayata kavuşmak mümkündür.

Ahşap doğanın bize sunduğu en değerli ve eşsiz malzemedir. Dünyanın ilk yapı malzemesi olan ahşap yüzyıllarca yerini ve güvenilirliğini korumuştur. Günümüzde tekrar ahşaba dönüş başlamıştır. Ahşabın güzelliği, faydaları, doğal izolasyonu, depreme karşı direnci, sağlıklı ve uzun ömürlü oluşu gelişmiş ülkelerin ahşabı tercih etmesinin nedenlerindendir
Ahşap yapıların yangına korumasız olduğu düşünülür. Fakat yanan ev değil içindeki eşyalardır. Gerekli kalınlıkta malzeme kullanılmış bir ahşap yapı yangın anında dış yüzeyinin kömürleşmesi nedeniyle kendine doğal bir koruma perdesi meydana getirir ve bu doğal izolasyon alevlerin iç kısma kadar gitmesini geciktirir. Bu sayede taşıyıcı kiriş ve kolonlar saatlerce dayanabilir.
Dünyada ahşap yapılar, beton ve metal yapılara oranla daha çok tercih edilmektedir. Ses ve ısı izolasyonunda ahşabın beton ve metale oranla üstünlüğü vardır. 7 cm kalınlığında ahşap bir duvar, 50 cm kalınlığında beton bir duvarın ses ve ısı izolasyonuna sahiptir.
 Ahşap evlerde yaşayan insanların psikolojik ve fizyolojik açıdan kendilerini çok daha sağlıklı hissetmelerinin nedeni ahşap duvarların doğal yapısı sayesinde nemi evin içine almayacak bir filtre sistemine sahip olmasıdır. Betonarme evlerdeki nem oranının yoğunluğundan romatizma, böbrek hastalıkları, astım ve dolaşım bozuklukları yaşanır. Nefes alan ahşabın bu hastalıklara olumlu etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Aynı zamanda beton yapıların çift kat hasır demirlerinin arasından mecburen geçen 220 volt elektrik taşıyan teller manyetik alan oluşturur. Aşırı stresin nedenlerinden biri de, vücudumuzun içinden geçen bu manyetik alandır.
 Günümüz teknolojisinde zaten uzun olan ahşabın ömrü kullanılan doğal ilaçlar sayesinde daha da uzatılabilmektedir. Emprenye dediğimiz bu kimyasallar tamamen doğal malzemelerden üretilmektedir ve ahşabın çürümesini önler
 Ahşap yapılarda yaşayanların fizyolojik ve psikolojik açıdan kendilerini cok daha sağlıklı hisseder. Ahşabın insanla birlikte soluk alır. Romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları  üzerinde olumlu etkileri vardır. Japon deprem uzmanlarının, tüm dünyada depreme karşı en dayanıklı yapının Osmanlı ahşap karkas sistemi olduğunu açıklamışlardır.   ABD'deki konutların yaklaşık yüzde 90'ının ahşaptır. Şiddetli bir deprem sonrasında hasar gören betonarme bir yapının yıkılmak zorundadır Ancak hasar gören ahşap bir yapının ise kısa sürede onarılıp, tekrar içinde yaşanılabilir hale getirilebilmektedir. Ahşap yapılar çok hafiftir, kolay kolay çökmez. Çökse bile içinde bulunanları korumaktadır.

“Antik eserlerin restorasyonu ve konservasyonu ile Ahşap hakkında bilmek istedikleriniz Işıl Tuana - Mustafa Kemal Bektaş”
“Antik eserlerinizin tamiri için Mimari sanat Tarzları Işıl Tuana- Mustafa Kemal Bektaş”
“Antik eserlerinizin boyanması, korunması ve bakımı ve Onarımı (Restorasyonu ve Konservasyonu) Işıl Tuana- Mustafa Kemal Bektaş”
konularına bakıp yardım alabilirsiniz.
Sizlere Daha önceki yayınlamış olduğumuz Oymacılıkta kullandığımız ağaçları yeniden gözden geçirerek sizlerin hizmetinize sunmak ihtiyacı duydum.
SAYGILAR....
 
İŞTE SİZE MOBİLYA VE OYMACILIKTA KULLANILABİLEN AĞAÇ SEÇİMİYLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİ:

AĞAÇ TÜRLERİ

23. LAREKS AĞACI











İğne yapraklı ağaçların içinde en sert yapıya sahip bir ağaçtır. Yerli katran ağacı yerine kullanılan bu malzemenin renk verme, boyama ve cilalanma özellikleri çok iyidir. Sert dokusundan dolayı özellikle dış cephe sistemlerinde kullanılır. Gemi inşaatında kimyasal malzeme fıçıları, tornacılık, telefon direği, çit direği yonga levha yapımında taban ve tavan döşemelerinde oldukça sık kullanılır. İyi kurutulduğunda su içinde veya nemli ortamlarda 100 yıldan fazla dayanabilir.

24. KÖKNAR AĞACI












20-70 m boylarında, yalnız uzun sürgünler taşıyan, kısa sürgünleri olmayan, yaprak dökmeyen bir orman ağacı. Göknar olarak da bilinir. gövdeleri düzgün, açık boz renktedir. Dallar yatay uzar, gövdenin alt dalları erken kurur. Yaprakları yassı, şeritsi, üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü iki paralel beyaz çizgilidir. Koparıldığı zaman, yaprak tabanında küçük dairemsi bir tabla görülür ve dal üzerinde dairemsi bir iz kalır. Kozalaklar, dal üzerinde dik olarak oturur. Olgunlukta, kozalak pulları dökülür. Yalnız eksen kalır. Tohumları üç köşeli ve kanatlıdır. Köknar, gölgede, derin ve zengin topraklarda iyi yetişir. azami 300 yıl yaşar. Soğuğa dayanır.
Çamgiller familyasının abies cinsini oluşturan ve yapraklarını dökmeyen 40 kadar ağaç türünün ortak adına Köknar denir. Doğal olarak yetiştiği yerler Kuzey ve Orta Amerika, Kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’dır. Köknarlar, olgunlaştığında koni biçimini alan ve dalları gövdeye çevrel olarak dizilen yüksek orman ağaçlarıdır.
Doğrudan doğruya dallardan çıkan, iğnemsi ve genellikle yassı yaprakları döküldüğünde, dalların üstünde halka biçimindeki bir iz bırakır. Dallara dik olan kozalaklar çoğu kez tepeye doğru daralan silindir ya da yumurta biçimindedir ve her biri geniş kanatlı iki tohum taşıyan çok sayıda puldan oluşmuştur. Tohumlar olgunlaştığında kozalakların pulları dökülür ve geriye başağı andıran bir eksen kalır
Memleketimizde dört köknar türü vardır. Bunlar: (A. bornmüllerianae) Kuzeybatı Anadolu Dağlarında; (A. nordmanniana) KuzeydoğuAnadolu Dağlarında; (A. cilicica) Toros Dağlarında; (A. equi-trojani) Kaz Dağında yetişir.
Diğer bazı köknar türleri ise şunlardır: (A. alba): Avrupa dağlarında, ormanlar halinde yetişir. Fransa’da gövdesinden terementin elde edilir. (A. balsamea): Amerika’da çok yaygın olan bu türün gövdesinden yaralama ile elde edilen reçineli balsam, Kanada balsamı adını alır. Optik sanayiinde kullanılır. (A. concolor): Kuzey Amerika’nın batı bölgesinin dağlarında yetişir. İstanbul’da da yetiştirilir. Makbul bir park ağacıdır.
Kullanıldığı yerler: Kerestesi yumuşak, beyaz, hafif ve reçinesizdir. Memleketimizde, odunundan kağıt fabrikalarında selüloz elde edilir. İnşaatlarda kalıplık olarak kullanılır. Köknarın körpe dal ve yaprakları ve taze meyvaları solunum organları hastalıklarında kullanılır. Eterik yağ banyoları, insanı rahatlığa kavuşturur, canlılık verir. İnce ufalanmış köknar kabukları ile yün, siyaha boyanır.
Köknar Türkiye’de yetiştiği yerler: Karadeniz, Akdeniz, Marmara bölgelerinde deniz seviyesinden 300-1800 m yüksekliklerde.
Çeşitleri
Köknarın Balsam Köknarı, Yunanistan Köknarı, Kafkasya ya da Doğu Karadeniz Köknarı, Uludağ Köknarı, Kazdığı Köknarı gibi çeşitleri vardır. Çoğunlukla süs ve Noel ağacı olarak kullanılan köknarın yaprakları gibi ilaç yapımında kullanılan türleri vardır.
Köknar ağacının renkli özodunu bulunmayan ve reçine kanalları, içermeyen beyazımsı odunu, selüloz ve kâğıt sanayisinde, inşaatlarda, mobilyacılıkta, müzik aletleri yapımında ve ambalaj malzemesi üretiminde kullanılır.

25. LADİN AĞACI




   




Ladin Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Karadeniz.
Kışın iğne yapraklarını dökmeyen, daimi yeşil sürgünleri bulunan ağaçlar. Yalnız, uzun iğne yaprakları, dallar üzerinde teker teker bulunur. Yapraklar kısa, dört köşeli ve her bir yüzeyinde beyazımsı bir mum çizgisi olup, yaprak uçları batıcıdır. Kozalakları dallarda sarkık durumda bulunup, olgunlaşan kozalaklar bütün olarak düşer ve esmer renktedir.
Ladin, serin ve rutubetli sahalarda ve rutubetli topraklarda yetişir. Köknar ve diğer ağaç türleri ile ormanlar meydana getirirler. Ladinin kökleri yayvandır ve derine gitmez. Bu sebepten rüzgardan devrilebilirler. Azami 400 sene yaşayabilirler.
Ladin ağacının gövdesi düzgün olup, kırçıl renktedir. Kerestesi yumuşak, hafif, reçineli ve köknarınkinden daha makbuldür. Dayanıklı değildir. Memleketimizde bulunan Doğu ladini (P.orientalis), Doğu Karadeniz bölgesinde, dağların denize bakan yamaçlarında, 1200-2000 metrelerde yayılış gösterirler.
Kullanıldığı yerler: İnşaat kerestesi ve mobilyacılıkta kullanılır. Odunundan kağıt fabrikalarında selüloz elde edilir.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Doğu Karadeniz.

26. ARDIÇ AĞACI













Üremesi , bir başka türe bağlı bir ağaç türü. Ardıç ağacı tohumlarını yere döker ancak bu tohumlar bir ardıç kuşu ( Karatavuk) tarafından yenmedikçe hiçbir işe yaramaz. Ardıç kuşunun
Karatavuk Yaşadığı yerler: Palearktik bölgenin dağlık, ormanlık, fundalık ve bahçelerinde. Özellikleri: Uzunluğu 25 cm erkeği kara, dişisi kahverenklidir. Sarı gagalı, ötücü göçmen kuşlardır. Çeşitleri: Tek türü bilinir.
Karatavukgiller familyasından, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da yaygın olarak bulunan, güzel ötücü bir kuş. Boyu 25 cm kadardır. Erkeği kara, dişisi kahverengi tüylüdür. Dağlık, ovalık, fundalık ve ormanlarda bulunur. Çam ormanlarında rastlanmaz. Gagasıyla topraktan çıkarır
sindirim sisteminde ardıç ağacının tohumlarının kabukları açılır.
Sindirim sistemi veya gastrointestinal sistem, sindirim borusu (sindirim kanalı veya gastrointestinal kanal) ile sindirim bezlerini içeren, çok hücreli hayvanlarda yiyeceğin vücuda alınımı, sindirilmesi, gerekli besin ve enerjinin absorbe edilmesi ve atık maddelerin vücuttan atılması ile ilgilenen organ sistemidir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Ardıç kuşu dışkısı ile birlikte toprağa karışan tohumlar tutar. Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi-Orta Anadolu
Kışın yapraklarını dökmeyen daimi yeşil ağaçlardan. Yaprakları küçük pulsu veya iğne şeklinde olup 1-2 cm uzunluğundadır. Bir evcikli veya iki evcikli bitkilerdir. Ardıç yemişi diye anılan kozalakları dişi ağaçlar üzerinde bulunur. Ardıç türleri kozalaklarının büyüklüğüne, rengine ve özellikle her kozalağın içinde bulunan tohumlarının sayısına göre birbirinden ayırt edilir.
Çeşitleri ve kullanıldığı yerler: Sıcak iklimlerde ve korunmuş alanlarda ağaç gibi büyümesine karşılık, soğuk bölgelerde çalı manzarasındadırlar. Genel olarak odunu yumuşak ve dayanıklıdır. Kurşun kalem yapılır. Kerestesi de demiryolu traversi olarak kullanılır.
Bütün Kuzey Yarımküre’de yetişen 60 türü vardır. Memleketimizde 8 ardıç türü yetişmekte olup önemlileri şunlardır:
Katran ardıcı (Juniperus oxycedrus): Trakya ve Anadolu’da yaygındır. Çalı veya küçük bir ağaç şeklindedir. Yaprakları üçlü ve batıcıdır. Kozalakları kırmızımsı olup iki tohumludur. Dallarından elde edilen katranı cilt hastalıklarında kullanılır.
Adi ardıç (Juniperus communis): Memleketimizde Trakya bölgesinde tesadüf edilen çalımsı veya küçük ağaçlardandır, yaprakları batıcıdır. Kozalakları mavimsi siyah renkli, üç tohumludur. İdrar söktürücü olarak kullanılır.
Bodur ardıç (Juniperus nana): Memleketimiz dağlarında, özellikle Kuzey Anadolu dağlarında geniş topluluklar meydana getirir. Kozalakları mavimsi siyah renklidir. Yenir ve idrar söktürücü özelliktedir.
Kokar ardıç (Juniperus foetidissima): Doğu Akdeniz Bölgesi ağacıdır. Memleketimizin dağlık yerlerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli, kozalakları mavimsi siyah renkli, 1-2 tohumludur. Yapraklar ezildiği zaman fena kokular çıkarır.
Yüksek ardıç (Juniperus excelsa): Memleketimizin dağlık bölgelerinde yetişir. Sürgünleri dört köşeli değildir. Kozalakları mavimsi siyah renkli, 4-6 tohumludur.
Finike ardıcı (Juniperus phoenicea): Batı ve Güney Anadolu’da yetişen çalımsı, bodur ağaçlardandır. Kozalakları kızılımsı kahverengi, 4-9 tohumludur.

27. LİMBA AĞACI










Limba tropikal ağaç türlerinde olup Afrika’da yetişmektedir. Limba yumuşak bir ağaçtır, bu nedenle çok rahat işlenmektedir ve oyulmaktadır. Fakat dayanıklılığı meşe veya gürgene göre daha düşüktür. Yumuşak bir ağaç türü olan Limba, tropikal iklime alışkındır, aynı zamanda yumuşak olması sebebiyle uygulanacağı alanlar belirlidir. Benzer unsurları çam ağacı için de söyleyebiliriz. Çam ağacı da yumuşak ağaç türlerindendir ve bu nedenle de süresiz garanti verilebilecek imalatlar için kullanılması uygun değildir. Limba, dekoratif kaplama levha imalinde, kontraplaklarda, mobilya, iç marangozluk işlerinde, tornacılık, oymacılık ve markiteride kullanılır. Kayın ağacının kullanılmadığı riskli yerlerde Limba alternatif olarak kullanılabilinir. Ancak rutubetli yerlerde demirle temasından etmesi önlenmelidir.
Tomruk özellikleri : Diri odun 10 cm kadar genişlikte, Öz odunla aynı renkte, öz odun sarımsı kahverengi, bazen koyu renkli şeritler nedeniyle güzel görünüşlü, lif yapısı düzgün ve girift, hafif parlak, dekoratif. Öz odun mantarlara karşı dayanıksız, termit ve böceklere karşı hassastır. Kurutulması kolay ve hızlıdır. Diri odun orta derecede güç, öz odun son derecede güç emprenye edilir.

28. DUT AĞACI









Dut Alm. Maulbeerbaum (m), Fr. Murier (m), İng. Mulberry tree. Familyası: Dutgiller (Moraceae), Türkiye’de yetiştiği yerler: Bütün Anadolu’da yetiştirilir.
Nisan-mayıs aylarında yeşilimsi renkli çiçekler açan 3-15 m boyunda, tek evcikli bir ağaç. Vatanı Çin’dir. Gövde silindirik, dik ve kalın; kabuk çatlaklı ve gri-kahve renklidir. Yaprakları saplı, iki sıra üzerine dizilmiş, tabanı yuvarlak veya kalp şeklinde, üst yüzü koyu, alt yüzü ise daha açık yeşil renklidir. Kenarları dişlidir. Çiçekler, tek cinsli yaprakların koltuğunda ve saplı durumlar yaparlar. Erkek çiçekler uzunca silindirik gruplar halindedir. Dişi çiçekler oval veya toparlakça durumlar halindedir.
Yenilen meyve, dişi durumdaki çiçeklerin, çiçek örtü yapraklarının etlenmesiyle meydana gelen bileşik bir meyvedir.
Dut odunu “morin” maddesinden dolayı sarı bir renk almıştır. Dayanıklı olduğundan tarım araçları, takunya vesaire yapılır.
Dut ağacının türleri, uzun zamandan beri yenen meyveleri veya ipek böcekçiliği için yetiştirilmiştir. Birkaç türü ve bazı bahçe formları park ve bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştirilmektedir.Oymacılıkta kullanılmaz fakat dayanıklı mobilyalarda yada müzik enstrümanlarının yapımında kullanılır
Türkiye’de yetiştirilen dut çeşitleri:
Ak dut: 10-15 metre boyunda, geniş taçlı (dal ve yaprakları kısmı) bir ağaçtır. Ak dutun vatanı Çin’dir. Yenen tatlı meyveleri vardır. Yaprakları ipekböcekçiliği için yem olarak kullanılır. Türkiye’nin birçok bölgelerinde meyvesi ve yaprakları için yetiştirilmektedir. Güneydoğu Anadolu’da Kahramanmaraş, Gaziantep, Kuzey Anadolu’da Tokat ve Doğu Anadolu’da Erzincan dolaylarında meyveleri kurutulduğu gibi pekmezi, pestili de yapılmaktadır. Bursa’da ve başka yerlerde yapraklarından ipekböcekçiliğinde faydalanılmaktadır. Erkek ak dut ağaçları, Batı Anadolu’da İzmir ve Selçuk’ta cadde ve yol ağacı olarak kullanılmaktadır.
Kara dut: 10-15 metre boyunda, kalın dallı bir ağaçtır. Olgun meyvesi siyah renkte suludur. Tazeyken yenir veya şurup yapılır. Yaprakları kaba ve tüylü olduğu için ipek böceklerine yem olarak verilmez.
Kara dutun vatanının İran olduğu zannedilmektedir. Eskiden, köklerinin çok acı olan kabukları solucan düşürmek için ilaç olarak kullanılmaktaydı. Bunun da odunu çeşitli dayanıklı eşyaların yapımında kullanılır. Türkiye’de ak dut kadar olmasa da bahçelerde rastlanır. Sarkık dallı olanları süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Mor dut: 15-20 metre boyunda kalın dallı bir ağaçtır. Olgun meyve, mor renkte ve tadı hafif mayhoştur. Yendiği zaman dil ve dudakları boyar. Parmaklarda leke bırakır. Mor dutun vatanı Kuzey Amerika’dır. Meyve ağacı olarak az miktarda Türkiye’nin değişik bölgelerinde yetiştirilmektedir. Ağız ve boğaz iltihaplarına karşı kullanılır ve dut şurubu gargaraları iyi gelir.
Dut yetiştirilmesi: Kışı çok soğuk olmayan ve derin toprağı olan yerlerde yetiştirilmesi iyi sonuç verir. Tohumla üretilir. Tohumları taze haldeyken sarı ve parlak renkte olup, kolaylıkla çimlenirler. İlkbaharda bu tohumlar serpme veya sıra usulünde ekilirler. Üzerleri hafifçe örtülür. Yaz boyunca sulama ve çapalama yapılır. Dut fidanlarına göz aşısı uygulanır. Aşılı fidanlar, 5-6 yıl sonra meyve verirler.
Kullanıldığı yerler: Karadut meyvelerinde şeker, organik asitler (satrik, malik vs.), müsilaj, tanen, boya maddesi (siyanin), pektin ve vitamin C vardır. Karadutun meyvelerinden yapılan şurup, boğaz ve diş etleri iltihaplarına karşı gargara halinde özellikle küçük çocuklarda kullanılır. Kök ve gövde kabukları kurt düşürücü olarak halk arasında kullanılmaktadır. Yaprakları da idrar söktürücüdür.
Beyaz dutun meyveleri tatlı olup yenir ve vitamin C ihtiva eder. Daha çok yaprakları ipek böceklerine verilir. Kabukları Doğu Asya’da kağıt imalinde kullanılır.

29. OKALİPTÜS AĞACI (Bataklık Ağacı / Eucalyptus Tree)







Okaliptüs, birçok türü bulunan geniş bir ağaç (nadiren çalı) cinsi.
Türleri Avustralya\'nın ağaç florasında egemendir. Çoğu Avustralya\'ya özgü olan, 700\'den fazla türü mevcuttur; bazı türler de Yeni Gine ve Endonezya\'da bulunur. Kıtanın neredeyse tüm bölümlerinde bulunan okaliptüs, Avustralya\'daki her türlü iklim koşuluna adapte olmuştur. Okaliptüs dünyanın en uzun boylu ağaçlarından olup 100 metrenin üzerinde boya sahip bireyleri olduğu bilinmektedir.Uzun ve iri gövdeleri sayesinde diğer ağaç türlerinden farklı olarak yetişkin bir okaliptüs ağacı bünyesinde 200 ila 1000 litre su bulundurabilir.Bu özelliğinden dolayıda bazı bataklık alanlara dikilerek o bataklık kurutulabilir ve ülkemizdede hayli örneği vardır ve başarılı bir yöntemdir.
-Bataklıkta yetişir. Bu sebepten dolayı \"Bataklık Ağacı\" da denilir.
-Tohumla üretilir, çiçekleri beyazdır.
-Mobilya, parke ve kâğıt yapımında kullanılır.
-Okaliptüs türleri; Yaprak, Tohum (Kapsül), Kabuk, Meyve şekili ve dizilişine göre ayrılır.
 
30. ŞİMŞİR AĞACI








YETİŞTİĞİ YERLER:
Karadenizin doğusundan Kastamonu ve Zonguldak’a kadar uzanan bölgede yetişir.
YAPISI:
Şimşir, ogun odunlu ağaçlar grubundandır.dağınık gözenekli bir ağaçtır. Gözenekleri çıplak gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Yerli şimşirde öz ışınlar görünmez. Çok ince ve sık olan yıl halkaları belirli şekilde birbirlerinden ayrılmaz. Bu yüzden öz damar kesitinde canlı damar deseni yoktur.
RENGİ:
Şimşirin iç odunu ile dış odunu arasında belirli renk farkı yoktur. Rengi açık sarı ile koyu sarı arasında değişir.
ÖZELLİKLERİ:
Türkiye’de yetişen en sert ağaçlardan biridir. Çok sıkı yapılıdır. Bu iki sebepten zor işlenir. Fakat çok düzgün ve parlak yüzey verir. Bükülgendir. Zor yarılır. Basılma, vurulma, sürtünme, aşınma gibi fizik etkilere karşı büyük dayanımı gösterir. Değişik hava koşullarından az etkilenir. Kolay çürümez. Böcekler ve mikroorganizmalar tarafından kolay yıkımlanamaz. Az çalışır, az çeker. Boyanma ve verniklenme niteliği artar.
AĞIRLIĞI:
En ağır yerli ağaçlardandır. Hava kurusunun özgül ağırlığı yaklaşık olarak 0.95 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI:
Küçük ölçülü fakat üstün nitelik isteyen işlerin yapımında şimşirden yararlanılır. Tornalı işlerde, müzik aletlerin küçük bölümlerinde, ders aletleri, mekik, makara, kaşık, tavla pulu, satranç taşı yapımında kullanılır. Kakmalı işlerde ve filata hazırlamada değerlendirilir.
PİYASADA BULUNUŞU:
Küçük bir ağaç olan şimşir büyük boy kereste vermez. Dal veya gövde halinde ve tartılarak, kilo ile satılır.


31. ABANOZ AĞACI (MAKASAR)













YETİŞTİĞİ YERLER:
Siyah abonoz Seyhan, Samanta ve Bombayda, Kahverengi abonoz Makasar adasında yetişen abonoz ağacında siyaha yakın koy zeminde kırmızı kahverengi çizgiler bulunur. Abanoz ağacının bu türü daha çok makasar adı ile tanınır.
YAPISI:
Göbek odunludur. Dış odunu geniştir. İnce gözeneklidir. Gözenek çukurları kendine özgü bir madde ile doludur. Çok dekoratif çizgi ve damar desenleri yapar.
RENGİ:
Dış odunu pembe gri veya soluk kırmızı kahverengidir. İç odunu siyahtır. Üzerinde düzensiz, açık ve koyu renkli damarlar bulunur.
ÖZELLİKLERİ:
sert üretimine çok elverişlidir. Değişen hava koşullarında üstün dayanım özellikleri gösterir. Kururken çok çeker ve çatlar. Zımparalanırken çıkan tozlar göze ve solunum organlarını rahatsız eder.
AĞIRLIĞI:
Hava kurusu makasarın özgül ağırlığı 1.10 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI:
Üstün değerli ve pahalı mobilyalarda, süsleme elemanlarının yapımında kullanılır. İçmimarlıkta da aynı amaçla değerlendirilir. Tornalı, kakmalı işlerde, müzik aletlerinde, mobilya ve kapı kulplarında, oymalı işlerde, bıçak saplarında özellikle aranır. Türkiye’de genellikle kaplama halinde kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU:
Abanoz ve makasarın masifi 20-40 kg lık parçalar halinde satılır. Türkiye’de bazen kaplama olarak satılır.


32. PELESENK AĞACI;









YETİŞTİĞİ YERLER:
Pelesenk ağacının yoğun olarak yetiştiği bölgeler Doğu Hindistan, Batı Hindistan , Cava, Seylan ve Brezilyadır.
YAPISI:
Göbek odunlu ağaçlar grubundandır. Dış odunu geniştir iri ve dağınık gözeneklidir. Çok ince ve belirsiz özışınları vardır. Damar kesitinde zengin damar desenleri bulunur. Yılhalkaları ince ve sıkı yapılıdır. İlkbahar ve sonbahar dokuları arasında belirli renk ve yapı farkı yoktur.
RENGİ:
Pelesenk ağacının dış odunu sarı, iç odunu çikolata kahverengi ile mor arasında değişir. Ayrıca iç odunda belirli siyah ve mor damarlar bulunur.
ÖZELLİKLERİ:
Pelesenk çok sert bir ağaçtır. Kururken az çeker, az kamburlaşır. Zor yarılır. Gevrek bir yapısı vardır. Zımpara tozları solunum organlarında rahatsızlık yapar. Basılma, ezilme, çizilme, aşınma gibi fizik etkilerine dayanımı iyidir. Değişik hava koşullarında üstün bir dayanım gücü gösterir. İyi işlenir. Çok boyar madde taşır. İyi verniklenir. Ancak polyester, poliüretan türünden kimyasal verniklerde olumsuz sonuçlar oluşturur.
AĞIRLIĞI:
Hava kurusu pelesengin özgül ağırlığı 0.85 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI:
Çok canlı görünüşü ve damar süsleri olan bir mobilya ağacıdır. İç mimarlıkta ve mobilyada kaplama olarak yaygın bir kullanılma alanı vardır. Tornalı işlerde, müzik âletlerinde, ağaçtan yapılan sanat eserlerinde de aranan bir gereçtir.

PİYASADA BULUNUŞU:
Türkiye’ye tomruk olarak getirilir. Kaplama halinde piyasaya sürülür. Kaplama üretiminden artan parçalar masif olarak satılır. B yüzden standart ölçülerde pelesenk kereste genellikle bulunmaz.

33. PADUK AĞACI (İROKO)







YETİŞTİĞİ YERLER:
Afrika’da gabun ve Kamerunda yetişen türüne Afrika paduğu veya mercan ağacı denir. Hindistan, Burma ve Güney Çinde yetişen türüne de Sudka veya karima Haouğu aoı vedmidb denir
YAPISI:
Göbek odunlu ağaçlar gurubundandır. Yılhalkaları arasında belirli renk farkı yoktur. Gözenek yapısına ve yönüne göre parıltılı damarları bulunur. Damarlı genellikle çizgiler halindedir. Dağınık gözeneklidir.
RENGİ:
Bazen açık kırmızı bir ağaçtır. Çoğunlukla parlak koyu kırmızıdır. Üzerinde aynı renk parıltı damarları bulunur.
ÖZELLİKLERİ:
Orta sertlikte bir ağaçtır. Sıkı yapılıdır. Hava değişikliklerine dayanıklıdır. Az çeker. Kolay işlenir. İşlenirken kendine özgü hoş bir koku çıkarır. Havada kısa zamanda rengi koyulaşır. İyi verniklenir ve çok canlı bir görüntü kazanır.:
AĞIRLIĞI:
Hava kurusu özgül ağırlığı yaklaşık olarak 0b65-0.85 gr/cm3 tür.
KULLANILIŞI:
Masif olarak küçük bir sanat eseri üstün mobilyalarda, oymalı, tornalı, kakmalı işlerde kullanılır. Daha çok bıçak kaplaması halinde değerlendirilir. Afrika\'nın çeşitli ülkelerinde yetişen bu değerli sert ağaç, ülkemizde iroko deck olarak yaygın biçimde kullanılmaktadır. Özellikle dış mekanlarda kullanılmaya çok elverişli olan bu Afrika menşeili sert ağaç ülkemizde yoğun olarak İroko bahçe mobilyaları yapımında, iroko yer döşemesi olarak, evlerde ve iş yerlerinde iroko parke olarak, yeni planlanan projelerde apartmanların ve mağazaların dış cephelerinde iroko ahşap dış cephe kaplaması olarak, ahşap merdiven yapımında iroko merdiven basamakları ve iroko merdiven sahanlıkları olarak kullanılmaktadır.
Dış mekanlarda hem iroko bahçe mobilyaları ile uyum sağlaması hem de dayanıklılığı sebebiyle iroko yürüme yolları yapımında, otellerde ve sitelerde iroko havuz kenarlarında tercih edilmektedir.
Son zamanlarda mağaza dekorasyonlarında da ahşabın tercih edilmeye başlanmasıyla, hem iç mekanda hem de dış mekanda kullanılmaya elverişli İroko mağaza standlarında da kullanılmaktadır.
Çocuk parkları ve bahçelerde de gerek İroko banklar gerek İroko saksılar karşımıza çıkmaktadır.
PİYASADA BULUNUŞU:
Türkiye’de bıçak kaplaması halinde satılır.Bazen kaplama artığı parçalar halinde masifide satılır

34. AUDİRE AĞACI





YETİŞTİĞİ YERLER:
Afrika’da fildişi sahillerinde ve Angola’da yetişir.
YAPISI:
Göbek odunlu bir ağaçtır. İç odunlu bir ağaçtır. İç odunu ile dış odunu belirli biçimde birbirinden ayrılmaz. İçinde farklı renkte çizgiler veya damarlar bulunmaz. Özkesitte ve damar kesitte görünen parıltılar, gözeneklerin değişik yönlerden kümelenmelerinden ileri gelir Gözeneklerinin değişik yönlerden kesilmesinden oluşturduğu yanar döner parıltı, ağaca canlı bir görüntü kazandırır. Dağınık düzende, orta irilikte gözeneklidir. Çok sayıda, değişik türü vardır.
RENGİ:
Soluk sarı ile sarı arasında değişir. Koyulaşınca altın sarısı olur.
ÖZELLİKLERİ:
Yumuşak, gevşek yapılı bir ağaçtır. Kolay işlenir. Yarı mat fakat düzgün bir yüzey verir. Az çalışır ve çatlar zımpara ile kolay perdah edilebilir. Sürtünme ve aşınma gibi fizik etkilere dayanımı zayıftır. Tutkala bağlantısı iyidir. İyi verniklenir ve parlaktır.
AĞIRLIĞI KULLANILIŞI:
Hava kurusu özgül ağırlığı 0.45 gr/cm 3 tür.
: mobilya üretiminde masif ve kaplaması kullanılır. Masifi oymalı, tornalı işlere uygun özelliktedir. Kaplaması geniş ve uzun olduğu için büyük ve geniş yüzeyli işlerde, örneğin yatak odası mobilyalarında, duvar kaplamalarında olumlu sonuç verir. Açık ve dengeli rengi yüzünden dolapların içlerinde de kullanılır.
PİYASADA BULUNUŞU:
Türkiye’de daha çok kaplama üretiminde kullanılmak üzere tomruk olarak getirilir. Kaplama halinde piyasaya sürülür. Kaplama üretiminden artan parçalar masif olarak satılır.



Saygılar

M.KEMAL BEKTAŞ
0.553.5381264
Melike Varakçılık

 

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

Ynt: KKTC Lefkoşa Selimiye Camii (Aya Sofya Katedrali) Gönderen: karacanenes
[25 Mart 2024, 12:09:22]


Teknik Personel Gönderen: TAŞYAPI
[24 Mart 2024, 16:13:27]


ÖN MUHASABE VE MİMAR PERSONEL ALIMI Gönderen: osman.blnk
[24 Mart 2024, 10:19:47]


Restorasyon alanında iş arıyorum Gönderen: Sudenur uysal
[22 Mart 2024, 19:19:58]


RESTORASYON ALANINDA DENEYİMLİ İNŞAAT TEKNİKERİ Gönderen: cabiyotlu
[22 Mart 2024, 11:02:48]


Ynt: NAKKAŞ/KALEMİŞİ/RESTARASYON EKİBİ Gönderen: nAKkaŞBey38
[22 Mart 2024, 01:59:53]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal