Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Hayal Dünyanız ve Sanatsal Faaliyetlerin İnsan Bedenine olan olumlu Yönleri,  (Okunma sayısı 3110 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

M.Kemal Bektaş

  • Restorasyon Forum
  • ***
  • İleti: 158
  • Cinsiyet: Bay
SANATSAL FAALİYETLER VE HAYAL DÜNYASININ İNSAN BEDENİNDEKİ ETKİLERİ

Sevgili dostlar, bu gün size çok farklı bir konuyu taşımak istiyorum.  Aslında bu konunun kendi yaptığım sanatsal faaliyet ile ilişkisi de var.
Zaman zaman sizlerden gelen sorulara cevap vermekteyim. Soruları derleyip yine kendi sitemden ve diğer Web sitelerinden de sizlere bilgi vermekteyim. Tüm sorduğunuz sorular beni bu konuyu yazmaya itti. Ne denli size anlatmakta başarılı olacağım zaman gösterecektir. Eğer ki bu yazdığım bu konu ile sizlere bir ufuk açabilmişsem kendimi çok bahtiyar hissedeceğim.
Bir Sevgili büyüğümüz sanatın duayeni Gökhan Ustamız şöyle derdi:
“Sanatla uğraşmak terapidir, el alıştıkça da inanılmaz şekilde rahatlatıcı bir çalışma sürecine girersiniz.”
Evet bu söz ve sizden gelen tüm sorular üzerine uzun bir araştırma sonucunda derlediğim bilgiler ve faaliyet yürüttüğüm yıllardır  dekorasyon ve antik restorasyon çalışmaları bilgilerim ışığında şimdi konuyu açalım:
Konu ile ilgili yaptığım araştırmalar sonucunda gördüm ki; uzmanlar sanatsal faaliyetlerle uğraşan başarılı çocukların beynin her iki yarısını kullanabilen, gerektiğinde birinden diğerine geçebildiğini belirtmekteler.
Her insanın belli bir beyin kapasitesi vardır. Bunu genetiği belirler. Fakat bu kapasitenin etkin kullanılması için yapılacak birçok şey vardır. Örneğin; bir arabanın göstergesi 180 kilometreyi gösteriyorsa 200 kilometre hız yapmak mümkün değildir. Fakat iyi bir araba; bakım ve dikkatli kullanımla son hıza çıkabilir. Sanatsal faaliyetlerin beyinin gelişmesinde katkısı vardır.

BEYNİN İKİ LOBUN YARARI VE SANATSAL FAALİYETİN ETKİLERİ
Beynin sağ lobu duygular ve hayallerin etkisindedir. Beynin sol lobu ise gerçekçiliğe önem verir. Beyninin sadece sol lobu gelişen ve bu lobu iyi kullanan insanların, üretken düşünebilmeleri için sağ beynini de geliştirmeleri gerekir. Çünkü insanın üretkenlik kısmını sağ beyin sağlar. Sol beyni gelişmiş kişi, sağ beynini de geliştirirse beynin kapasitesi artar. Beyinde öğrenmenin sonu yoktur.
BEDENİ DİNLENMESİ GEREĞİ YETERLİ UYUMAYAN KİŞİ ZOR ÖĞRENİRTV İZLEMEK TEMBELLEŞTİRİR:
Kitap okumak sağ ve sol lobu beraber geliştirir. Çünkü kitap okurken sol tarafla takip edilen ve kavranan kavramlar beynin sağ tarafıyla hayal edilir. Televizyon izlemek sağ lobu pasif bırakır. BULMACA ÇÖZMEK İYİDİR! Sık sık bulmaca çözmek beyin için yapılacak en iyi egzersizdir.
SANATSAL FAALİYETİ ANLATMAK YETMEZ, GÖRÜNUYGULAYIN HER AN YAŞAYIN!
Okunan bilgilerin uygulamaya geçirilmesi ve görsel olarak görülmesi okullardaki deneyler sonucunda daha iyi anlaşılır. RESİM SAĞ LOBU GELİŞTİRİR Öğrencilikte ve çalışma hayatının içinde resim, müzik veya el işleriyle uğraşmak sağ lobu geliştirir. UYKU BEYNİ GÜÇLENDİRİR Bol bol spor yapmak, yeterli uyumak, beslenmeye özen göstermek ve özellikle spor beynin dinç ve güçlü kalmasını sağlar. Olumsuz düşünceleri yok ederek beynin daha kolay öğrenmesini sağlar. SUYUN YARARINI ES GEÇMEYİN!Su, vücudun diğer organları kadar beyin için de çok önemlidir. Özellikle orta ve ileri yaşta eksik su alımı, beyin fonksiyonlarını yavaşlatır, şuur bulanıklığı ve unutkanlığa neden olur. Bu durumdan etkilenmemek için günde 1.5 litre su içilmelidir. Beyin genelde yemek suyunu tercih ettiğini normal suyun çok azını kullandığını uzmanlar önemle dikkat çekmekteler.

İYİ BİR EĞİTİM BEYİNİ GELİŞTİRMEKTEDİR.
Beyin gelişimini etki eden faaliyetler nelerdir ona bakalım:
1)Kitap okumak en faydalı beyin geliştirme yöntemidir. Kitap okumak sağ ve sol lobu beraber geliştirir.Çünkü kitap okurken sol tarafla takip edilen ve kavranan kavramlar sağ tarafta hayal edilir.Bunun için televizyon izlemek sağ lobu pasif bırakır.
2)Sık sık bulmaca çözme beyin için yapılacak en iyi egzersizdir.
3)Okunan bilgilerin uygulanmaya geçirilmesi ve görsel olarak görülmesi okullardaki deneyler sonucunda dersler daha iyi anlaşılır.
4)Öğrencilikte ve çalışma hayatı içinde resim,müzik veya el işi gibi sağ tarafı geliştirecek hobiler edinme.
5)Bol bol spor yapmak,yeterli uyumak ve beslenmeye özen göstermek özellikle spor beynin dinç ve güçlü kalmasını sağlar,olumsuz düşünceleri yok ederek beynin daha kolay öğrenmesini sağlar.
BEYNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Özellikle günümüzde büyük metropol şehirlerde yaşamak hiçbir etken olmasa da tek başına stres kaynağıdır. Trafik,hava kirliliği,çalışma şartlarının ağırlığı,zamanla yarışma…gibi etkenler beyni ve sinir sistemini olumsuz etkiler.Aşırı stres beraberinde uykusuzluk,sinir,insanlara tahammülsüzlük durumlarını da beraberinde getirir.Aşırı stres altında kalan beyin yıpranır.Fonksiyonları bozulmaya başlar ve hükmetme kabiliyeti zayıflar.Örneğin;günlerce uykusuz kalan kişinin hafızası ve düşünce yeteneği zayıflar,vücut direnci düşer bu gibi durumlarda hekim yardımı almak gerekir.
Sinir ve stres sinir sistemini normal işleyen biyokimyasal mekanizmasını bozar. Bazen geri dönüşümsüz tahribat bile yapabilir. Ağır ruhi travmaya maruz kalınca yaşanan şok buna bir örnektir. Olumsuz olayların etkisi ile beyinde salgılanan maddeler vücuttaki diğer hormonları da aktive eder.
Buna bağlı olarak dolaşım hızlanır, kalp ritmi artar. Kişi yerinde duramaz, geçici olarak beyin fonksiyonları zayıfladığı için kişinin bedenine hükmetme kabiliyeti azalır bu yüzden saldırganlık, eşya kırma, bilinçsiz bir şekilde karşı tarafa zarar verme görülebilir.
Sinir ve strese sebep olabilecek olaylarla karşılaşıldığı zaman şunları yapmak gerekir.
1-Bulunan ortamdan uzaklaşmak gerekir
2-Özellikle orta yaş grubunda görülen şeker ve tansiyon hastalığı gibi etkenler sinir stresin oluşmasına zemin oluşturur. Sinir ve streste tansiyon ve şekerin yükselmesine neden olur ve beyinde geri dönüşümü mümkün olmayan veya sakatlıkla sonuçlanan hasarlar(yüksek tansiyona bağlı beyin kanaması vs.) meydana getirir.
3-Temiz havaya çıkmak ve derin nefes alıp vermek ve düşünceyi başka tarafa çevirmek gerekir.
4-Kontrol altına alınamayan duygular sonucunda beyin işleyişi bozulup diğer sistemlere de zarar vereceği için bir doktor tedavisine başlamakta fayda vardır.
Hayat aynı rutininde devam ediyor ve sıkılıyorsanız, yaşamı farklılaştırmanız ve beyninizi alışkanlıklarını bırakmaya zorlamanız gerekiyor. Bu size hem zihinsel zindelik hem de rahatlamayla birlikte mutluluk getirecektir. İşte hayatı farklılaştırmak da ancak sanatsal faaliyetlerle olmaktadır. Sanatsal faaliyetler vücuda bir terapidir.
Dİğer taraftan bana yöneltilen sorulanlardan enteresan olanı ben sol elimi kullanıyorum, bu sanatı yapmakta mahsuru var mıdır? Sorusudur.
Solakların yetenek ve zihinsel anlamda üstün meziyetlere sahip olduğu artık herkes tarafından bilinmekte ve kabul görmektedir. Çünkü sağ eli kullanan insanlar, sadece beynin sağ tarafını kontrol edebilmekte, solaklar ise beynin her iki kısmında da hakimiyet kurabilmektedirler.
Solaklar ellerini daha işlevli kullanabilmeleri adına yeteneklerini geliştirir ve bu sayede sanatsal ve spor aktivitelerinde daha başarılı olurlar. Sol elini kullanmak neden sanatsal faaliyetlerinizi menfi yönde etkilesin ki !.
Sanat, insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur. Sanat en genel anlamıyla, yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak tanımlanır. Başka bir tanımla sanat, insandaki estetik yanın irdelenmesi, algılanması, duyumsanması, sorgulanması ve insanla nesne arasındaki güzele varma çabasıdır. Güzellikler sanatla yaratılır. Yaşamı yüceltmek, daha anlamlı kılmak sanatla olanaklıdır. Sanat, insana yaşamının her kesiminde güç ve zevk verir
İnsanın en önemli özelliği düşünen toplumsal bir varlık olmasıdır. Düşüncesini açıklamadığı ve eyleme dönüştürmediği sürece, diğer insanlar bundan yararlanamaz. Bunu açıklamanın ve uygulamanın en önemli yollarından biri sanattır. Sanat, kişi ile insanlar arasında bir köprü kurulmasını sağlar. Böylece sanat sayesinde insanlar arasında düşünce, duygu ve bilgi alış verişi sağlanır ve bir iletişim içine girilir. Sanat, hayal gücünün yarattığı renkler, çizgiler, sesler ve hareketlerle her şeyi kendi içinde gördüğü şekle dönüştürür. İnsana hitap ederek estetik duygulara hizmet etmiş olur. Ortaya atılan sanat eserleri (heykel, resim, tiyatro, sinema, şiir, roman, müzik vs.) bireyin kendi hislerinin ne olduğunu öğrenmesini sağlar. İnsanları kötü duygulardan kurtararak onlarda iyi duyguların oluşmasını sağlar. Yaşadığı şehrin ve ulusun insanlarına kişilik ve yaşama bilinci vererek birbirlerini anlamalarına katkıda bulunur.
SANAT GENEL OLARAK ÜÇ GURUBA AYRILMAKTADIR:.
  • Pratik sanatlar/endüstriyel sanatlar (zanaat): İnsanların gereksinimlerini karşılamak için yaptığı el becerisi isteyen işlerdir. Eğitimi, uygulamalı ve usta çırak ilişkisi içerisinde yapılır. Marangoz, berber, terzi, aşçı gibi mesleklerdir.
  • Güzel sanatlar: Duygu ve düşünceleri görsel, işitsel ve drama yoluyla başkalarına anlatma işidir. Göze güzel görünümler sergilemek kulağa hoş sesler duyurmak ve ruhta heyecan yaratmak güzel sanatların işidir.
  • · Görsel sanatlar: Resim, heykel, mimarlık gibi. · İşitsel sanatlar: Müzik, edebiyat gibi. · Dramatik sanatlar: Tiyatro, dans, bale, sinema, kukla gibi.
  • İşte görüyorsunuz sanatın ufku ve hayal dünyası geniştir. Sanatsal faaliyetler  vücudun gelişmesinde en olmazsa olmazlardan birisidir.
    Sanatsal faaliyetle uğraşan çocuklarda Yaratıcılık, Yorumlama Becerileri, Eleştirel Düşünme ve İletişim Becerileri, Kişilik Gelişimi , Sosyal Beceriler, Gözlemsel Becerilerin arttığı ve geliştiği görülmüştür.
    Kişinin sosyal yaşamı içerisinde, psiko sosyal gelişimini desteleyerek bunu hızlandırmasına yardımcı olan faktörlerin başında spor yer almaktadır. Sporun kişilerin psiko sosyal gelişiminde önemli bir yeri olduğu, insanların sosyal ve psikolojik bakımdan aktif kılmanın en kolay yolunun spordan geçtiği unutulmamalıdır. Birey sportif etkinliklere katılmakla, manevi yalnızlığın doğuşunu hazırlayan etkileri gidererek, iş hayatında görülen ve daha sonra genelleşerek sosyal hayata yansıyan, amaçsızlık ve monoton çalışma şartlarının doğurduğu kötümser ve bunalımlı tutumların giderilmesini en kolay spor yolu ile ortadan kaldırabilir.
    Sanat eğitimi, yaratıcılığı geliştirir. Bu nedenle sanat eğitimi önemlidir. Sanat eğitiminin amacı öğrencilerin algısal yetilerini geliştirmek, zihinsel birikimlerini görsel biçimler ile ifade edebilmelerine yardımcı olmak ve kendilerini özgürce ortaya koyabilmelerini sağlamaktır
    Sanat eğitimi, çocuk ve ergende estetik kaygıyı geliştirir. Estetik bir bakıma güzelin bilimidir. Böylece çocuk ve ergen güzeli, iyiyi anlar, seçer ve arar. Ayrıca sanat eğitimi etkin, eleştirel ve yaratıcı bireylerin gelişmesini sağlar. Çocuk ve ergene kendisi ile birlikte çevresini biçimlendirmesi, kendine ve başkalarına saygılı olması gibi toplumsal sorumluluklar yükler. Böylece çocuk ve ergenin çok yönlü, açık fikirli yetişmesi, kendine güvenmesi, olay ve olguları kavraması, yeniliklere, çağdaş gelişmelere kapalı kalmaması ve kendisini gerçekleştirmesi de hedeflenir. Sanat eğitimi, eğitim dizgesinde ihmal edilen duyulara, duygu ve hayallere yer verir. Böylece yetişmekte olanlara yalnızca insanın tek bir yanına, yani biliş ve bilgisel yanına önem verme gibi yanlışlık sanat eğitimiyle dengelenir.
    Bu nedenle eğitim sistemleri içerisinde sanat eğitimine önem verilir. Çünkü sanatın kazandırdığı yaratıcılık, düşünce aktarımı, ifade özgürlüğü, el becerileri, kültür birikimi insan için yaşamın her alanında kendini gösterecektir
    Sanat sadece resim, heykel, senfoni demek değildir. Sanat, “Hayatı anlayan zekânın onu en ilgi çekici, en güzel biçimlere sokması demektir.” şeklinde tanımlanmıştır. Tolstoy, "İnsanın bir zamanlar yaşamış olduğu duyguyu kendinde canlandırdıktan sonra aynı duyguyu başkalarının da hissedebilmesi için hareket, ses, çizgi, renk veya kelimelerle belirlenen biçimlerle ifade etme ihtiyacından sanat ortaya çıkmıştır." der. İnsan nasıl duymaya, düşünmeye başladığı andan itibaren kelimenin gerçek anlamıyla hayata girmiş olursa insanlık da duygularını ve düşüncelerini sesler, çizgiler ve renklerle canlı ve cansız simgeler hâlinde şekillendirmeye başladığı andan itibaren gerçekten tarih sahnesine çıkmış olur.
    Sanat, kişiyi günlük hayatın dar kalıplarından kurtaran bir teneffüs anı gibidir. Sanatta güzeli, bilimde doğruyu arayan insan ruhu ve zekâsı, aslında kendini aramaktadır. Din, felsefe, bilim, sanat hatta teknik gibi alanlar, birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Her sanat eseri, var olan bir şey ya da bir nesne ile ilgilidir. Belli bir varlığı anlatır, ondan bir kesit ortaya koyar. Bir resim, belli bir tabiat parçasının resmidir veya bir insan görüntüsüdür. Bir tiyatro oyunu, belli olayların simgelenmesidir. Bir şiir ya da müzik parçası, ya tabiattan ya da insan ruhundan, insan duygularından bir anlatımdır. Sanatçının gördüğü, kavradığı ve gerçeklik olarak belirlediği varlığın bilgisi, sanatın öz konusunu oluşturur.
    Vücudun sağlıklı gelişebilmesi için vitaminler, proteinler, mineraller nasıl gerekli ise yaratıcılığın, özgür düşünebilmenin, yaşamı ve kendini daha iyi tanıyabilmenin yolu da sanatın varlığı ile olabilmektedir.
    Sanatın icra edilebilmesi içinde güzel dengeli beslenme ve dinlenme ilişiklidir. Bilim insanları, uyku sırasında beyne müdahale edilerek hafızanın sekteye uğratılabileceğini ortaya koydu. Düzenli uyumadığınızda aldığınız besin miktarı artar veya sporsuz diyet yaptığınızda kas kaybınız daha fazla olarak kilo vermenizi durur. Bu nedenle sağlıklı bir yaşam için düzenli beslenme, egzersiz ve uyku aynı özenle ele alınmalıdır.
    Düzensiz uykunun metabolizma üzerindeki etkileri aşağıdaki iki önerme altında incelebilir; Gece geç yatıp, sabah geç kalkmak daha fazla besin alımına neden olur. Gece geç yatan kişilerde özellikle abur cubur yemeye eğilim vardır. Çünkü vücutta seratonin salgılanması bilindiği gibi mutluluk verir ve geç saatlere doğru değeri düşer. Siz de bu durumda seratonin salgılatabilmek için çikolata, cips gibi sizi mutlu edecek yiyeceklere yönelirsiniz. Akşam yemeğinden sonra uzun bir zaman dilimi vardır. Belirli bir yatma saati yoksa kişiler ne zaman yatacaklarını planlayamazlar ve yatmalarına yakın yüksek kalorili besinler tüketirler. Bu durum vücutta yağ depolanması ile sonlanır.   Kilo verme düzensiz uyku nedeniyle salgılanan bazı hormonları tarafından engellenir. Metabolizmanın gün ışığıyla paralel olarak uyumasını ve uyanmasını sağlayan hormon melatonin hormonudur. Melatonin, en yüksek seviyesine 23.00-04.00 da ulaşır ve sabah saatlerinde seviyesi tekrar düşer. Bu hormon hava karardığında uykunuzun gelmesini sağlar ve ışıktan etkilenir. Melatonin hormonu güçlü bir antioksidandır yani vücudunuza zararlı olabilecek maddeleri etkisiz hale getirerek vücudun yenilenmesini sağlar. Bu nedenle karanlık bir ortamda ve belirtilen saat aralığında uyumanız önemlidir.   Düzensiz uykudan etkilenen diğer bir hormon ise kortizol hormonudur. Bu hormon vücutta oluşan herhangi bir stres (hastalık, ateş, ameliyat gibi) durumunda salgılanır. Bağışıklık sistemini baskılar kan şekerini yükseltir, yüksek tansiyonu tetikler. Kortizol en düşük seviyesine gece, en yüksek seviyesine ise uykudan uyandıktan 1-2 saat sonra ulaşır. Kortizolün aşırı salınımı vücutta yağlanmaya neden olur. Kortizol üretimi bilgisi, beynin aydınlık/karanlık algısına bağlı olarak beyne iletilir. Bu nedenle uyku düzeniniz bozulduğunda kortizol hormonunun salınımı artar buna bağlı olarak yağ depolanması artar.   Beyne doyulduğu ve yemeyi kesmesi gerektiği sinyalini gönderen leptin hormonudur. Leptin, gece daha az salgılanan bir hormondur. Buna karşılık olarak beyne acıkıldığı sinyalini gönderen ve leptine zıt etki gösteren hormon ise ghrelin hormonudur. Gece uyumadığınızda ghrelin hormonu daha fazla salgılanırken, leptin hormonu daha az salgılanır.   Görüldüğü üzere düzensiz uyku hormonlarla gereksiz besin tüketimini ve sonuçta kilo alımını tetikler. Bunun için her gün aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkarak daha az açlık hissedersiniz.  Eğer uyku düzenin çoktan bozulduysa ve gece uykun gelmiyorsa aşağıda belirtilen tavsiyeler uygulanabilir.
    Belirli bağışıklık hücreleri uyku sırasında artış gösterir, bu sayede gece onarım ve iyileşme açısından en mükemmel zamandır. Ayrıca, uyku hormonu olarak bilinen melatonin serbest radikaller ve diğer toksinlerle savaşan mükemmel bir antioksidandır. Bu sebepleri kaliteli bir uyku, sağlıklı bir bağışıklık sisteminin yapı taşlarının başında gelir.

    Sanat, çocuklar için konuşmak kadar önemli bir gerekliliktir. Onların hissettikleri duygu ve düşünceleri ifade ediş biçimleridir
    Sanatla iç içe olan çocuklar daha özgüven sahibi oluyorlar. Ergenlik dönemine kadar bol sanatla uğraşan çocuklar kendilerini çok daha rahat ifade edebiliyor. Daha yaratıcı ve olaylara çözüm odaklı bakarak, ergenlik dönemine daha rahat bir geçiş yapıyorlar. Sanata çocukların, sözler olmadan kendilerini anlatma biçimleri olarak da bakılabilir.  Uğraştığı sanat alanından yola çıkarak çocukların ruh halleri ve karakterleriyle ilgili bilgilere de ulaşılabilir.  Örneğin; plastik sanatlarla ilgilenen çocukların yaptığı eserlerden, ‘pratik çözümler üreten bir çocuk mu, stres altında bir çocuk mu, hızlı çalışan ya da dikkatli çalışan bir çocuk mu’ bu sonuçlara ulaşılabilir.  Sanat dalları çocukların güvenliği açısından bir sorun teşkil etmiyorsa 2 yaşından itibaren çocuklar sanatla tanıştırılmalıdır.  Anne babaların, çocukların sanatsal üretimlerini desteklemesi gerekiyor. Çocuklara duvara resim yaptı diye kızmak yerine, onlara özgür olabilecekleri bir alan yaratılması gerekir. Odalarında bir özgürlük duvarı yapabilirler. Sanatın her dalının çocuğun dünyasına etkisi oldukça fazladır.  Sanat, çocukların kendilerini tanımasına yardımcı olur. Bakış açılarının farklılaşmasını sağlar. Sanat, çocukların zihinsel ruhsal ve fiziksel sağlığını olumlu biçimde etkiler. Duygusal zekâsı, sosyal becerileri, hayal dünyası ve en önemlisi özgüveni gelişir. Sanatla tanışan çocuklar duygularını daha rahat ifade eder.  Çocukluk dönemindeki sanat üretimi bir ihtiyaç halidir. Bu noktada çocuğa yapılan yorumlar ve ‘o renk değil, bu renk olması gerekir’ gibi büyüklerin dünyasından gelen kalıplamalar, çocuğun bütün hayatı boyunca sanatla olan ilişkisine ve beğenilme kaygısına zarar verebilir. Sanatta güzel çirkin veya doğru yanlış gibi bir şey yoktur.   Sanatın çocuklarla birleşen bir noktası da budur. Bu yüzden anne babaların, çirkin ya da yanlış olmuş, olmamış gibi yorumlardan kaçınmaları gerekir.
    Sizlere sanatın insan vücudunda ve kimyasında yaptığı olumlu gelişmeleri bilim dünyasını da araştırarak aktardım. Aynı zamanda çocuklarımızın gelişmesinde rol oynayan ana faktörlerden olduğunu da hep beraber öğrenmiş olduk.
    Bu edindiğimiz bilgiler ışığında sanatın ve hayal dünyasının nasıl bir biri ile ilişkili olduğunu aktarmak istiyorum.
    Ben bu Altın varak dekorasyonu ve antik malzeme restorasyon işlerine başladığım yıllar öncesinde sizler gibi bende kişilerin ve ehliyetsiz duygusuz ustaların olumsuz duygu ve düşünceleri ile çok karşılaştım. Bazen aşağılayıcı hakaretlere maruz kaldım. Bazen de aşağılayıcı bakışlara maruz kaldım. Ama yılmadım. Yıllardır olduğu gibi hala  bu duygusuz kifayetsiz usta kılıklı kişilerin sözlerine maruz kalmaktayım.
    Şunu unutmayın sevgili dostlarım bir sanat faaliyeti yürütüyorsanız sizi daima etüt eden bir çift göz ve çekememezlik bulunan bir yüz ifadesi ile sürekli karşılaşabilirsiniz. Bunlar sizi yıldırmasın Bir usta yapa boza öğrenir. Yıllardır ben bu işin içindeyim Bazen olumsuz ruh halim bile yaptığım işe tesir edebilmektedir. Ne kadar hata yaparsanız yapın karşınızdaki bilgisiz ukala usta bozuntularının bilgiçlik taslayan kelimelerini dinlemeyin. Uzun yıllar at bindim. Jokeylere öğretilen ilk kural şudur. “Düştüğün ata tekrar binmezsen o at seni bir daha sırtına bindirmez.” Bilmem anlatmak istediğim şeyi anlayabildiniz mi?
    Bazen bozduğunuz bir faaliyet sizi yeni sanat akımına götürebilmektedir. Sanat da sonsuz hayal gücü vardır.  Hayal gücü olmadan sanat olmaz. Renkleri çizgileri tasarıları daima ufkunuzun geniş çizgisinde görün.
    Bana o kadar sorular gelmekte ki içlerinde hep şu korku var. Acaba başaramazsam benimle alay ederlerse…. v.s…. v.s  Alay eden kendisine eder. Bir baltaya sap olamamış sizinle alay etse ne olur? Bu dünyanın sonu değil ki. Bozduysan tamir edersin ya da yeniden yaparsın.
    Günümüzde teknoloji o kadar ileri safhada ki önceden el yordamı bilgi ve beceri ile yapılan bir çok boya, macunlar şimdi hazır halde ve ucuza temin edilebilmektedir. İstediğiniz renge ulaşabilmektesiniz. Önceden Yaprak varağı yapıştırmakta kullandığınız kimyasalların yerine hazır miksiyon sütleri bulabilmektesiniz.
    Bizim ülkemizde maalesef hep sanayide usta yanında yetiştiğini zanneden ukala ustalara sıkça rastlamaktayız. (Gerçek ahlaklı ustaları tenzih ederim.) Üç kuruş para almak uğruna sayısız insanımızı mağdur etmekteler. İşi alıncaya kadar küçük dilleri gözükmekte, işi aldıktan sonra parayı aldıktan sonra da siz peşinden koşmaktasınız. Avrupa’da maalesef yaptıkları işin arkasında durmaktalar dedikleri gün ve saatte sizin malzemenizi hazırlayıp vermekteler. Bizim ülkemizde neden olmuyor bu? Avrupa’da daha çocuk ilkokul çağında hangi bilim ve sanat dalına meyilli ise o yönde okullara gönderilmekteler. Nihayet ülkemizde de ehliyetli kişileri ön plana çıkarmak için sertifikalı çalışan sanatkarlarımıza sertifika alma zorunluluğu getirdi. Ciddi bir biçimde üzerine eğilinirse ustalaşma düzeyinde kalite ön plana çıkacaktır. Eline keser alan çivi alan fırça alan ben ustayım diyemeyecektir.  Bizim ülkemizde ise anne baba gönlünden ne geçerse  o okula göndermekteler. Sonucu ne oluyor biliyor musunuz!  Sağlıksız bir nesil yetişmekte ne işine sadık nede kendisine sahip bir birey olup çıkmaktalar. Size soruyorum çocuğun istemediği bir sanat okul her ney ise buradan mezun olan çocuktan ne fayda görürsünüz? Ben yıllardır sanayi bölgelerinde muhtelif ortamlarda bu sanatsal faaliyetlerimi yürüttüm. Boyacısından marangozuna motorcusundan kaynakçısına kadar kime sorduysam ya ilk okul terk yada orta okul terk. Nasıl öğrendiklerini sorguladığımda da “babam kulağımdan tutup beni ustanın yanına getirdi. Eti senin kemiği benim bu çocuğu adam et dedi. Kendisi adam olamamış çocuğuna da engel olmuş. İstemediği beceremeyeceği okula ne diye gönderirsin. İşte biz ülkemiz olarak bu kafaların cezasını çoluk çocuklarımızla çekiyoruz.
    Yine en çok yapılan yanlış art niyetli olarak sizin yaptığınız faaliyetlerde sürekli olumsuz duygu davranışla sizi taciz etmeleridir. Bunlar sizi yıldırmasın. Kulağınızı kapatın. Yanlış da yapsanız usta sizsiniz. Birisi size sanatını mesleğinizi öğretmesin. Eğer ki siz sanatınıza karıştırırsanız siz bu mesleği yapamazsınız. Sizin sanatınıza karışabilen söz edebilen tek bir kişi vardır. Akademik kariyeri yada sanatsal ehliyeti olan ile  kifayetli ehliyetli ustalardır. Sanatsal her faaliyet de ehliyetsiz ve kifayetsiz ehli olmayan ustaların bakışlarına ve sözlerine itibar etmeyin. Bana mesleğimi sanatımı öğretmek isteyenlere yaptığım bir hareket vardır. “Fırçaları veririm buyur ustaysan ben gideyim derim.” Sevgili dostlar bir usta kolay yetişmiyor. Yıllar alıyor bir ustanın yetişmesi. Bu sonuçta Allah yapısı değil kulun yaptığı faaliyettir. Kaldı ki Allah yapısı olan vücudumuz bile hasta olup doktora gitmekte ameliyat olabilmekteyiz değil mi?
    Sanatsal faaliyetle uğraşan bir sanatçı kendisini sürekli yenilemeli teknolojiyi takip etmelidir. Mesela ben boş zamanlarımda sürekli netde tüm sanatsal faaliyetleri gözden geçirmekteyim. Bir dekorasyon ve restorasyonla uğraşan kimse bir boyacı gibi her metodu bilmeli bir işin uzmanı olarak her türlü restorasyon tekniğini bilmelidir. “Ayda yılda bir kitap açmayla hafızlık olmaz diye bir söz vardır.” Sanırım ne dediğimi anlamışsınızdır.
    Kişilerin hasmane tutum ve davranışları sizi bu sanat faaliyetlerinden soğutmasın. Doğru bildiğiniz yoldan devam edin. Hatalı ise de düzeltmek sizin elinizde. Koskoca otomotiv fabrikaları bile hatalı araçlarını geri çağırıp düzeltmektedirler. Sizin ve bizim onlardan neyimiz eksik. Bunca senedir sizlerin arasındayım. Yeri geldi telefondan yeri geldi kamera açıp netden sizlere bu sanatsal faaliyetlerde yardımcı oldum. Her zaman ümitsizliğe kimseyi sevk etmedim. Bildiğim öğrendiğim ne ise sonuna kadar paylaşmaktayım. Sizlerde aynı duygu düşünce ile bu faaliyeti yürütürseniz Etkiye tepki kuralına uygun olarak sizlerde karşılığını görürsünüz. Hani söyleriz ya sen bana nasıl bakıyorsan ben de sana karşılığını aynı yönde veririm. Aynen öyle “ne ekerseniz onu biçersiniz”.
    Sevgili dostlar size dilimin döndüğünce bu sanatsal faaliyetlerin önemi hakkında bilgi vermeye çalıştım. Umarım faydalı olmuşumdur. Bir başka yazı dizimde buluşmak üzere esen kalın….



    Mustafa Kemal Bektaş
    0.553.5381264
    mkbektas.55@hotmail.com
    Melike Varakçılık

 

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

Ynt: KKTC Lefkoşa Selimiye Camii (Aya Sofya Katedrali) Gönderen: karacanenes
[25 Mart 2024, 12:09:22]


Teknik Personel Gönderen: TAŞYAPI
[24 Mart 2024, 16:13:27]


ÖN MUHASABE VE MİMAR PERSONEL ALIMI Gönderen: osman.blnk
[24 Mart 2024, 10:19:47]


Restorasyon alanında iş arıyorum Gönderen: Sudenur uysal
[22 Mart 2024, 19:19:58]


RESTORASYON ALANINDA DENEYİMLİ İNŞAAT TEKNİKERİ Gönderen: cabiyotlu
[22 Mart 2024, 11:02:48]


Ynt: NAKKAŞ/KALEMİŞİ/RESTARASYON EKİBİ Gönderen: nAKkaŞBey38
[22 Mart 2024, 01:59:53]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal