Restorasyon Forum

Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Restorasyon Forum - Reklam Alanı

Gönderen Konu: Tüm Detayları ile Antik Eserlerin Bakım ve Onarımı-1, Varakçılık, Mimari Tarzlar  (Okunma sayısı 4394 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

M.Kemal Bektaş

  • Restorasyon Forum
  • ***
  • İleti: 158
  • Cinsiyet: Bay

ANTİK ESERLERİNİZİN BOYANMASI KORUNMASI, BAKIMI (RESTORASYONU VE KONSERVASYONU) - 1

Sanat….
Kısacası bir duygunun, tasarının ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ya da bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılığa denir.
Ruhunuzun derinliklerindeki en gizemli duyguların ortaya çıkarılmasıdır. Bir toplumun gelişmişliğinin de bir göstergesidir. Sanatsız bir toplumun ana atardamarları kesilmiş bir bedenden farkı yoktur.
Resimden tutun tiyatroya, baleden kullandığınız araca, giyim kuşamdan yaşam odalarımıza mimari faaliyetlerin her boyutuna kadar sanatı buram buram görebiliyoruz.
Sizlere bir önceki yazılarımda antik eserlerin bakımından onarımında restorasyonundan, Oymacılık  ve ağaç bilgilerinden,  aşama aşama altın varaklamadan bahsettim. Bu kez de dilimin döndüğünce geniş kapsamlı olarak antik eserlerin restorasyonu  hakkında bilgi vermek istiyorum.
Bu arada 2014 yılında kaybettiğimiz bilgilerinden yararlandığım gomalak cila  ustası  ve restoratör Gökhan Erol’u da anmak anmadan geçemeyeceğim.  Allah rahmet eylesin mekanının cennet olsun diliyorum. Kendisinin bilgilerinden zaman zaman oldukça yararlandım.
Açıkçası bu yazımı hazırlayıp hazırlamamak hakkında çok düşündüm. Günümüzde neredeyse yok denecek kadar bu sanat dallarını yürüten kaldığını da üzüntüyle görmekteyim. Mobilya tarihini, mimari sanat tarzlarını  ve mobilyaları ve kullanılan ağacı bilmeyen adama usta demezler. Dünyanın hiç bir ülkesinde de usta demezler tek isimleri vardır onların adı tamircidir.  Bu kişiler tamirci olarak bilinirler. Ustalar ise farklı kişilikler olarak bilinir. Ustalık Yok olmak üzere olana hayat verebilmektir, Eşyayı orijinal ruhu ile hayatta tutabilmektir. Ama uzun süredir bu işin içindeyim maalesef bende rahmetli Gökhan ustam gibi camla ahşabı kazıyanları gördüm. Hatta restorasyon adı altında ahşabı katledenleri de gördüm. Ekonomik bir devirde yaşıyoruz. Geçimlerinde zorlananların arayış içinde olduklarını ve en kolay yöntem olan boyacılık ve mobilya ahşap onarım ve tasarımında en fazla istismarın olduğunu maalesef görmekteyiz. Son derece zarafetten ve sanattan uzak çalışmalarla bir dönemim kültür ve sanatı adeta yok edilmektedir.
Aylardır yaptığım çalışmalarımı edindiğim tecrübelerimi de  göz önüne alarak tüm notlarımı tek tek gözden geçirdim. Umarım bir yararım dokunur .
Sizlere sizden gelen sorular ışığın da ana hatları ile antika malzemelerin klasik mobilyaların restorasyonu ve konservasyonundan detaylı olarak bahsetmek istiyorum.
Restorasyon demek; objenin bütünlüğünün bozulan kısımlarının aslına uygun bir şekilde  yenilenmesi, onarılmasıdır.
Konservasyon ise; Objenin korozyona karşı bazı metotlarla  bozulmaya,çürümeye  karşı korunma tedbirleri çalışmalarının tümüdür
Antika özelliği taşıyan bir objenin  (masa,sehpa v.s  olabilir) bakım ve onarımı için öncelikle müze envanterine kayıtlı olup olmadığına bakılmalıdır. Eğer bu konuda yeterli bilgi ve beceriye sahip değilseniz yüklü bir tazminatla karşı karşıya kalabileceğiniz gibi aynı zamanda kimyasal bileşimlerin kullanımı esnasında da ciddi yaralanmalara ya da sağlığınızı, hayatınızı kaybetmeyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Ya da çevrenizdekilere ciddi zarar verebilirsiniz. Çalışma hijyeni  şartlarına uymadan çalışmaya başlamayınız (Uygun havalandırma, Uygun elbise, uygun göz maskesi, uygun burun maskesi). Çünkü antika eşyaların restorasyonunda kullanılan tüm kimyasal bileşikler kanserojen etkiye sahip olabilir. Bana ulaşan Eskişehirli bir bayan kardeşim oldukça eski 80 yıllık bir koltuk takımı olduğunu ve o koltuk takımına altın varak uygulamak istediğini, başına da gelmeyen kalmadığını ifade ettiğinde oldukça üzüldüm. Bu kardeşimize boya sökmek için boya sökücü vermişler. Sürün kazıyın demişler Elleri kolları parçalanmış.sadece onunla kalsa boyacı rastgele boyayıp ahşabı resmen katletmiş. Varak bilgisi olamayan kendilerini usta sananlarda onca emekten sonra altın varak üzerine atmış oldukları verniklevde oldukça iğretici bir görüntüyle karşı karşıya kalmış. Şimdi giden emeğe mi yanarsınız. Onca milli servet malzeme ve paraya mı? Bu kardeşimizin düştüğü duruma çok üzüldüm bu nedenlede en azından bu işe kalkışanlara bir el kitapçığı olsun düşüncesiyle bu yazımı yazmak zorunda kaldım.
Hatta Amisos Hotelin varaklama işlerini yaparken boyacı arkadaşlar kaç kez akrilik vernik karışımına poliüretan tiner  yada selülozik tiner kullanarak yapmış olduğum takımları bozdular. Hatta hiç unutmam yine Amisos Hotelde kral dairesinin altın varaklamasını yapmıştım. Bana telefon geldiğinde  diresuvar aynasının varaklarının hamur haline geldiğini bildirdiler. Bildirmekle kalsalar  direk ustalığı beceremediğimle itham edildim. Aynayı bana getirdiklerinde yanlarında kazıdım. O kadar titizlikle dikkat ettiğim halde bana boyalı getirmiş acilen varaklanması gerektiği ifadesiyle varak yaptırdıkları aynanın maun ahşabının yan kenarlarında ahşap yetmediğinden reçineli çam ağacı ahşabının kullanıldığını gördük. Çam ağacı reçineli olduğundan hava şartları da yaz mevsimi ve aşırı sıcak olması nedeniyle verniği varağı bozduğunu gördük. İşte gördüğünüz gibi maalesef hatayı hiçbir zaman kendilerinde görmezler. Direk kolay yöntem sizin üzerinize atarlar. O günden beridir Ahşabın ham halini görmeden asla varak yapmam. Bu bende prensip haline geldi.
Yine bir gün Amisos Hotelde kalan varaklama çalışmalarımı kapalı havuzlu bir alanda yaparken sabah geldiğimde varak yaptığım objelerimin  ala bula siyah garip renge dönüştüğünü gördüm. Neticede araştırdığımda havuza oradaki görevlinin dezenfektan olarak klor gazı koyduğu ve bu klorun altın varakla tepkimeye girdiğini gördük. Ama olan yine benim emeğime oldu.
Bir dostumun oturma guruplarına varaklama yapmıştım. Bir gün telefon geldi takımlarda varakların karardığını söyledi. Gittim baktım. Hanımefendi çamaşır sularıyla temizlik yapmış ve tepkimeye girmiş, O günden beridir vernikleme sistemine aşırı dikkat etmekteyim. Tabii ki bunların hepsi bize tecrübe oldu. Bu işler sanıldığı kadar kolay değildir. Bir usta kolaylıkla olunmuyor sevgili dostlar. Ben her çalışma yaptığımda kendimi hala acemi olarak görürüm.  Ama maalesef piyasada o kadar cambazlar var ki bir boyacı kardeşim deniz yatına normal mobilya akrilik verniğini kullanmış yat sahibinin o üzüntülü ağlamaklı hali gözümün önüne geldikçe hala üzülürüm. Sonuçta düzeltmek de bize kaldı. Giden onca emeğimi yanarsınız bir o kadar da milli servetin heba olduğuna mı? Karar sizin.
Antik eserin orijinal resmine mutlaka bakılmalıdır. Çalışacağınız ahşabın üzerinde kullanılan verniklerin aslına dikkat edilmelidir. Gomalak cila ise aynı şekilde gomalak cila son kat olarak uygulamalıdır. Üzerindeki kaplamalar gözden geçirilmeli orijinal kaplama ile tamiri yapılmalıdır. Oymaların keskinliklerine  zımpara vurulmaz. Cam parçaları ile boya kazınılmaz. Boya kazımak gerekirse çubuk sistirelerle kazıma işlemi yapılır. Cam parçaları mobilyayı çizer ve adeta antikalıktan çıkarır tamiri mümkün olmayan bir hale getirir. Oymalı bölümler boya sökücülerle ve alkolle temizlenir. Kurtlanmış bölümler temizlenmeli ve ilaçlanmalıdır. Macunlanacak bölümler itina ile yapılmalı ve zımparası  yapılmalıdır.
Son zamanlarda tüketicilere alternatif olarak sulu altın varak çıktı. Vara da bunu kullanıyorlar yokada. …Dekorasyon bilgisine sahip olmayanların ucuz yöntemidir bu sulu varak. Bir kandırmacadır. Altın varağın yerini asla tutmaz. Ama her ahşabada sulu varak kullanılmaz. Sonuçta boyadır. Nasıl ki bir beyaz boyanın her partide ki renk farklılığı oluşuyorsa bu sulu varaklı eşya da çizilmelerde son derece iğreti bir görüntüye yamalı bohçaya dönüşebilmektedir. Tamiri güçtür. Jelatin varakta da aynı durum söz konusudur. Ben jelatin yada sulu varağa karşı değilim. Herşeyi yerli yerinde kullanılmasına taraftarım.
Çalışma yapacağınız objenin kaplama düz zeminleri kesinlikle  kazınmamalı, papel kaplama dediğimiz tür inanılmaz değerli bir işçilik olduğundan objeye ciddi zarar verebilirsiniz. Bu tür Antikaların kazınması sadece eski cila var ise, ispirto ile ve zımpara ile yapılmalıdır, sistire yapılacak zeminleri sistire kullanımını bilen Ustalar tarafından yapılmalıdır.
Antika malzemenin restorasyonunu yapacak kişinin çok iyi  ağaç bilgisi olmalıdır. Her ağac farklı olup, Ceviz ağacının bile  çok farklı türü vardır, Normal ceviz  ağacı  ile kök ceviz ağacının mobilya cilası dahi farklıdır ve bunu bilmek şarttır.
Gerek sistire ile boya kazırken ve gerekse cila yaparken en önemli dikkat edilecek nokta ağacın damarları yönünde olmasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde obje çizik çizik olacaktır.
Objenin altın varak yapılacak bölgeleri için bakınız Aşama aşama Altın Varak yapımı. Işıl Tuana-Mustafa Kemal Bektaş
Objenin gomalak cila yapılacak bölgeleri için bakınız Aşama aşama Altın Varak yapımı.., Gomalak cila Yapımı  Işıl Tuana-Mustafa Kemal Bektaş
Ağacı, masif ağaç yada mobilyayı sakın ölü obje olarak görmeyin. Ağaç  devamlı çalışan bir hayat kaynağına sahiptir. Mobilyaların bugüne kadar gelmesinde ki sebep damarlarındaki kalan öz su olup  bu özsu dayanıklılığı verir. Zımpara bu dokuları yeniden canlandırır,
Restorasyonda dikkat edilmesi gereken diğer husus da her türlü renk uygulamalarında vernik uygulamalarında renk bütünlüğünü sağlamak amacıyla direk obje üzerine uygulamayıp muhtelif parçalar üzerinde deneme yapılmalıdır. Ağaç tamirlerinde her çiziği her eziği kapamak diye bir şey yoktur, doğal ağaç yaralarını kapamak illa ki şart değildir, İşini iyi bilen usta cila yeteneği ile bu yüzeyleri göze batmayacak şekilde kapatır. Restorasyonu yapacak usta ahşabın dokusunu türünü mutlaka ama mutlaka iyi bilmesi şarttır. Antika gerçek ustaların yaptıkları ile ahşabın ömrü uzar.
Yaptığın işi önce kendi ruhun hissedecek ve içindeki vicdanın sesi beğenene kadar aldığın işi asla bitti diye teslim etmemek usul olmalıdır.
Restorasyon yapacak kişi mutlaka mimari sanat tarzlarını (Gotik,Barok tarzı v.s) ve konservasyonu  iyi bilmelidir.  (Bakınız Mimari de sanat tarzları Yapımı  Işıl Tuana-Mustafa Kemal Bektaş)
Eğer bir nesne, çevre şartları dikkate alınarak bozulmaktan ve çürümekten korunuyorsa bu konservasyondur. Anlaşılacağı gibi burada nesne üzerinde herhangi bir oynama yapılmaz, sadece zamana yenik düşmesini önleyecek önlemler alınır. Ürünün doğallığının bozulmaması için tarihi eserlerde bu işlem sıkça uygulanır.
Restorasyonda ise ürüne bir müdahale söz konusudur. Burada zaten çürümüş ve yıpranmış tarihi eserler aslına uygun olarak yeniden inşa edilir. Genellikle orijinal ürüne her bakımdan sadık kalınır. Buna malzeme de dahildir. Ürünün orijinalliği elbette biraz bozulacaktır.

Şimdi sizlere Ahşabın restorasyonunda  kullanılan boyalara bakalım:

Günümüzde kullanılan boyalar petrol türevli olup doğal yollardan boya yapıp kullananlarda neredeyse kaybolmuş durumdadır.
Boya…. Sanatının en detaylarını can alıcı renkleriyle ortaya çıkarır..Ama yerli yerinde kullanılırsa..
Boyalar pahalı keyfinizce bir ahşap boyamak için yüzlerce lira vermek gerekebiliyor oysaki biz çok ucuz fiyatlara bu boyaları evimizde yapabiliriz, üretebiliriz, kullanabiliriz.
İlk yöntem :
Oksit ve toprak boyaları her yerde kolaylıkla ve çok ucuza satın alabilirsiniz ve bu boyalarla farklı renkleri de yaratabilirsiniz, yani aldığınız kırmızı, sarı, mavi renklerden bir sürü farklı renk elde etmeniz çok kolaydır, hatta kendinize özel renklerde yaratabilirsiniz, hayal gücünüzün gittiği yere kadar boyaları deneyebilirsiniz.
En kolay renk yapıp kullanma bicimi, binlerce yıllık geçmişi olan boyalar  hatta Antik döneme ait mağara resimlerinde fosil renklerin Anası doğal boya kullanımını görebilmekteyiz. Rahmetli Gökhan beyden yararlandığım bilgileri de göz önüne alarak .boyalar hakkında bilgilerimizi gözden geçirelim.
Doğal boya yapıp kullanabilir miyiz.?  Güzel bir soru….Cevabı evet bu mümkündür. Şimdi notlarımıza bakalım :
Toz boyamızı alalım, kavanozlar edinelim bunlar bizim renk ambarlarımız olacak. Ve çok basit yöntemle ilk boyamızı hazır hale getirelim.  Ahşapta yüzyıllardır kullanılan bildiğimiz gomalak cilanın  beyaz olanını  tercih ederseniz doğal renkler ile çalışırsınız gomalak türleri renklerine göre değişir, sarı, kahve rengi kızıl gibi gomalak çeşitleri de vardır.Tabii ki Gomalak cilanın ne olduğunu bilenler azınlıkta olabilir. Size gomalak cilanın ne olduğu hakkında bir bilgi tazelemesi yapalım:
GOMALAK CİLA NEDİR?
Gomalak, diğer adıyla Şellak sarı-kahverengi, ince pulcuklu bir yapıda olan doğal bir reçinedir. Hindistan ve Birmanya'da akasya cinsi bir ağacın kabuklarına yapışarak yaşayan, Latince Laccijer İacca adını alan lak böceğinin salgısından oluşmaktadır. Lak böcekleri kanatlı ve küçük hayvanlardır. Yapıştıkları ağacın kabuklarını delerek, soymuk borular içinden geçen özsuyunu emerler. Binlercesinin üst üste yapışması ile kendilerini düşmanlardan korumak için bu gomalak adlı maddeyi salgılarlar. Ağaçların kabukları zaman zaman kazınarak bu madde alınır. Gomalak,  termoplastik bir maddedir ve alkolde (Etanol) çözünür. Çözelti yüzeye sürüldükten sonra alkol uçunca, geriye kalan reçine tabakası sürüldüğü yere cilalı bir görünüm kazandırmaktadır. Bu nedenle gomalaktaki alkollü (çoğunlukla mavi ispirtodaki) çözelti mobilya cilası olarak kullanılır. Fakat bu cila suya dayanıklı değildir. Gomalak kalıplanmadan önce bazı termoplastikler içine yardımcı bir dolgu maddesi konur. Bu kullanış biçimi ile gomalaktan mühür mumu, türlü yalıtkan eşya ve plak yapılmaktadır. Bazı boyalara ve laklara da karıştırılmaktadır.
Gomalak, eskimiş tahtalara yeniden hayat veren bir tür cila çeşididir. Kullanıma hazır birçok sıvı gomalak bulunmasına rağmen, gomalak pullarından sıvı gomalak hazırlamak da çok kolay bir işlemdir. Herkes tarafından kolaylıkla hazırlanabilir bir ciladır. Gomalak cila ile ilgili geniş bilgiye  “Aşama aşama Altın varak Yapımı Işıl Tuana-Mustafa Kemal Bektaş” bakabilirsiniz.
Bu ön tanımlayıcı bilgiden sonra Gomalak cila ile ne gibi  karışımlar yapabiliriz bakalım:
Gomalağımızı iyice ezelim toz haline getirelim. İspirtomuzu hazırlayalım  ve rengimizi kavanoza koyalım, eriyen gomalağımızı içine ekleyelim, boyanız hazırdır, içine isterseniz terebentin veya parafin ekleyerek tuval resimlerinizde dahi bu boyayı kullanabilirsiniz..
Renklendirme yapacağımız ağacın desenlerinin de görülmesini istersek nasıl bir renklendirme yapmalıyız. Mesela gürgen ağacından yapılmış bir objeyi türkuaz renkle boyayıp üstüne cila geçmek istiyorum.Gomalak cila  toprak boya karışımını hangi maddelerde kullanabiliriz. Mesela ahşapta kullandığımızda kıvamını nasıl ayarlayacağız.Terebentin veya parafinle kıvamını koyulaştırıp kullanabilir miyiz? Gomalağa oksit boya koyabilir miyiz ,Eğer varsa başka ne boyaları kullanabiliriz gomalağa. Oksit ve toprak boyayı gomalak haricinde katı,sıva hangi şeylerle karıştırabiliriz sorusu aklımıza gelebilir.
Cevap olarak bu işlemi istediğiniz tonlarda yapabilirsiniz, su boyası veya kumaş boyasını iyice kaynatın soğumasını bekleyin. Soğuduktan sonra boyanın içine biraz saf alkol ve cila yağı ekleyin iyice karıştırın ve sürün oldukça canlı bir renk tonu elde edersiniz, yağ şart değildir fakat ahşabın boyayı emmesinde ve doku almasında faydası olacaktır. Rengi elinizde toz boyalarla karıştırıp oldukça iddialı tonları da elde etmeniz mümkündür.

Ahşapta kullanacağınız toprak boyaları aldığınızda genelde taşlaşmış ve nemden hassasiyetini kaybetmiş olurlar. Eksi bir rondo yani mutfak gereci varsa bu boyaları mutlaka yeniden işlemden geçirin boya doğal haline gelsin hava alsın, diğer türlü boya erimesi sadece yüzeyse olur.
Mutlaka bu toprak boyaları kaynatmanızda tavsiye ederim, boya toprak çözülmesi daha verimli olur. Kavanozlar da saklayabilirsiniz, kuruması önemli değildir, su veya beyaz alkol ile de devamlı sıvı halde saklayabilirsiniz. Terebentin, hatta uzak doğu bitkilerinden satılan ananas kakao yağıda ekleyebilirsiniz, parafin kolay bulunduğu için yazdım ve oldukçada ideal bir kimyasaldır.
Buna kimyasal yani boya sürecinde Kostikte kullanabilirsiniz, Kostiğin tüm sıvıları birleştirme özelliği de vardır.Boya konusu denedikçe kullandıkça bir haylide keyiflidir.
Boya ve renk oranlarını mutlaka kendiniz göz kararı ile vermelisiniz, kırmızı derim fakat Siz belki de turuncu daha doğrusu kan portakalı rengi tabir edilir harika bir renk yapmak istiyorsunuzdur. Bunun içinde toprak boyalar en harika ve en ucuz kimyasallardır. Renkleri elde etmek dediğim gibi çok keyifli işlemdir. Boya işinde renklerin diline dikkat etmeliyiz. Kırmızı v.s renkler sıcak renkler olup kan dolaşımını artırdığı mavi v.s renklerinde soğuk olması nedeniylede azalttığı bilinmektedir. Bu nedenle boyanacak obejenizin rengi mutlaka ev eşyalarınıza da uyum göstermelidir. Aksi takdirde objeniz size rahatsızlık verecektir.
Gomalak Doğanın Bize hediyesidir, Saf yani beyaz ispirto olması şarttır boyada kullanılacaksa bu mutlaka olmazsa olmazlardandır. Sebebi renkli gomalak tatlı bir maviyi laciverte anında dönüştürür, açık kırmızı tok koyu bir kırmızıya dönüşür. Bu sebeple beyaz gomalak ve beyaz ispirto doğal renkler için ideal olacaktır. Fakat eskitme boya yapacaksanız normal renkli gomalakta oldukça harika bir seçenektir, Sizin elinizdeki kızıl gomalak ise inanılmaz renk tonları almanızda yardımcı olacaktır.Oksit boyayı gomalağın her türünde rahatlıkla kullanabilirsiniz, Osmanlı tonları için en ideal renkleri elde edersiniz.
Bazı özel toprak boyalar vardır, bunların kilosu 15 Bin liralara kadar hatta daha da üzeri fiyatlara satılırlar, 10 gram toz boya ile ev boyarsınız, inanılmaz keskindir, suya attığınızda ve kaynattığınızda renk o kadar berrak olur ki kullanmaya kıyamazsınız ve en önemli detay rengin vurulduğu her yüzeyde çok çarpıcı bir görüntü vermesidir. Bu boyaları oyuncak sanayisinde sıklıkla kullanırlar renga renk toplar, bebekler, arabalar kısaca Çocuk Oyuncaklarına bakarsanız ne demek istediğin daha netleşir, hatta ünlü markaların Kıyafetlerindeki renklere bakmanızda terlidir Gucci Armani gibi moda devlerinin renkleri Size bir çok ip uçları da verecektir.
Bu boyalarda gördüğünüz canlı renkler Sizi farklı düşündürebilir, boyanın üzerine vurulan vernik göz yanılmasıdır işin aslı boyanın zemindeki kalitesidir. Bu kaliteyi her yerde bulacağınız kumaş boyalarından alabilirsiniz.
Çok net bir örnekle vermek istersem. Ihlamur ya da Kavak ağacından bir mobilya düşünün, oldukça beyaz desensiz düz bir ağaçtır, su boyasını yani kumaş boyasını kaynatın veya kaynatmayın, kostik alın su ile eritin soğumasını bekleyin, kostik suyla temas ettiğinde ısınır, içine kumaş boyasını atın asitte çözülmesi daha keskin olacaktır ve su ekleyin boyayı yapacağınız ahşabı yeterli oranda sulandırın ve bu dokusuz ahşaba  sürün  Kostik ağaca hızlı nüfus eder ve rengini de eklediğiniz kostik oranına göre bekleme süresi boyunca koyulaşma doğal yolla gerçekleşir. kuruduktan sonra vernik vurduğunuzda inanılmaz canlı renkleri elde edersiniz.
Toz boyaları kostikle karıştırabiliriz, bahsettiğimiz  yağları da ekleyebiliriz hatta tuvallerde kullanılan toz boya kıvamını çok yaparsanız harika bir doğal yağlı boyada elde etmiş olursunuz.Daha da ileri gidelim toz boya oranını katı yaparsanız bu kimyasallarla iyi bir karışım sonrası bildiğiniz boyama kalemleri de yapabilirsiniz. Renkli sıvalarda da  bu kolay formülle uygulayabilirsiniz, muhteşem dış sıva renkleri elde edebilirsiniz, Bu karışımları eklerseniz inanılmaz renkli detayları alabiliriniz
Gördüğünüz gibi karşımıza bir kimyasal bileşen çıktı. Kostik… Şimdi kostik nedir bilgilerimize bakalım:
KOSTİK NEDİR NE İŞE YARAR:
Beyaz renkli nem çekici kuvvetli bir baz olan sud kostik ya da sodyum hidroksit olarak ta bilinen bu maddenin % 48 lik çözelti formudur. Düşük pH özellikteki atık sularda iyi bir pH yükseltici olarak görev görür.  Genel olarak endüstriyel temizlik amacı ile kullanılır. güçlü bir dezenfektandır. ayrıca tekstil, zeytincilik, döküm, metal işleme, sabun, deterjan gibi sektörlerde imalat aşamalarında da kullanılır. Yüksek derecede koroziftir. Tenle teması halinde bol su ile yıkanmalıdır ancak; su ile tepkime verir ve yüksek oranda ısı açığa çıkar. Eğer tene temas eden kostik miktarı çok fazla ise; asit borik solüsyonu ile yıkama önerilir.
Bu bilgilerden sonra konumuza devam edelim:
Bu  kimyasal karışım yani boya sürecinde kullanacağımız kostik tehlikeli bir madde olup kullanımında aşırı dikkat gerektirmektedir  Kostik aslında bağlayıcı ve çözücü bir kimyasaldır yani boyalarda kullanabiliriz, yağ ekleyebiliriz kostik bu harici doğal veya kimyasal maddeleri birleştirmede bize yardımcı olur. Kostik aslında tehlikeli değildir yani elinizi içine soksanız en fazla bembeyaz ve kaygan hale gelecektir:) Yara ve göz haricinde tabii ki. Sürme işlemi zordur plastiği eritir, ahşabı bozar doğru yapılırsa da yepyeni bir çam ağacını 300 senelik lifli dokulu damarlı iskelet haline getirir. Genelde ölçü bir kibrit kutusu büyüklüğünde olup bu ölçü sizin kullanım alanınıza göre değişebilir
Kostik teneke kutularda veya Cam büyük kavanozlar haricinde saklayamazsınız çünkü zarar verir, hatta yaydığı ilk ısı ile de zaten plastiği yamuk yumuk hale getirir sonrasında da eritir. Bu özelliği yani birleştirme kimyasal bağlama özelliği hem boya hem de yağ için idealdir, siz boya ve yağı tek başına birde su ile yaparsanız asla bir sonuç alamazsınız çünkü 3 madde bir biri ile tam zıt tepkime verecektir.
Kostik oranı tamamen yapacağınız işe oranı size kalıyor bir metre kare bir yer ise 300 gram kostik yeterlidir, dediğim gibi kullanım demek tecrübe demektir bu oranları bir süre sonra kendiniz belirleyeceksiniz, yani el alıştıkça hangi dokuyu almak isterseniz o oranı yaparsınız.
Kostik ile kumaş boyası kullanacaksak tuz gereksiz olup kostik tek başına bütün işlemi yapar, fakat sadece ahşap renklendirme yapacaksanız bahsettiğiniz şekilde boyayı kaynatıp kullanabilirsiniz, Yapacağınız  karışımlar ı asla gün ışığına karşı yapmayınız, Güneş ışığı farklı tepkimelere sebep olabilir  ve doğal bir kimyasal süreç başlatır. Hatta bu güneş ışığı tepkimesi gomalak cila  içinde geçerlidir.
Kostikle ağaç eskitmek oldukça kolay bir o kadarda keyiflidir, bir yerde Tıp öğrencilerinin anatomi dersine benzer, kostikle ıslatılan masif ağaç yumuşar  tel fırça ile burada ahşaba hangi dokuyu vermek isterseniz, tel fırça kalınlığını ona göre seçmelisiniz, bu işlemde fırçayı kostiği emen ahşaba sürdüğünüzde lifler halinde ağacı alırsınız ağacın sadece yapılı sağlam yerleri kalır buda muhteşem bir görüntüyü ortaya çıkarır tablodan farksızdır, en önemli detay bu işlemden sonra ahşabın normal su ile temizlenip kostiği ahşaptan dışarı atmaktır bu işlemde kostik yok olur. Kuruduğunda ise oldukça sert ve sağlam bir ağaç dokusu elde edersiniz.
Boyacılıkta Lake uygulaması zor ve sabır gerektiren süreç ister, hatayı affetmez Ustasının el hüneri ve cilayı sürmesindeki hassasızlık Lake kalitesi kendini ortaya çıkarır. Lake işi oldukça kirli oldukça yorucu ve bir o kadarda dikkatli çalışmayı gerektirir, gomalak cilada ki gibi 10 dakika ara verip çayımı içeyim deme lüksü asla olmaz, günlerdir uğraştığınızı işi 10 dakikada yok edersiniz ve Kalede ahşapta oldukça berbat hale dönüşür.
Lake boyanın dışına cila yapılabilir, zaten yapılması gerekiyor beyaz gomalak cila dışlında veya reçine cila dışında eski yöntem harici işlem yapmak zordur fakat günümüz verniklerini kullanmak için oldukça ideal bir zemindir yani eski yöntem cilası da pek şart değildir, harika vernikler var eski yöntemlerden çok daha güçlü  neme karşı dayanıklı kimyasallar tercih etmek daha mantıklıdır.
Bildiğiniz gibi doğada olan her şeyde asit miktarı da vardır, dağda taşta, canlılarda ağaçlarda her yerde asidi görürüz, herkesin bildiği ise Muhteşem sihirli meyve zeytinde olan asit oranıdır ve sabunun temel kaynağı ve tıbbın doğal Ustası zeytin deyince kostik ve asit denince herkes konuyu çok daha net anlayacaktır.
Pirinç unu sadece herkesin evinde olan bir gıda maddesidir, Pirinç unu, renk, terebentin veya kakao yağı veya farklı bitkisel yağda olabilir tavsiye etmem ama deneme amaçlı isteyen olabilir. İçine kostik ve saf alkol attığınızda size tualler de kullanılan yağlı boya kalitesine verecektir, içine beyaz üstübeç veya kireç dahi koyabilirsiniz. Yani boyanızı her sertlikte veya yumuşaklıkta üretmek yapmak sizin yapacağınız alana göre karar verebilirsiniz.
Boya renk skalası elde etmek zordur hem zaman ister hem de fazlası ile doğal hammadde gerektirir günümüz teknolojisinde hazır toz boyalar zaten var ve bu hazır toz boylarla kendi renk skalamızı uygulayacağımız renge göre ayarlayabiliriz.Boya renk skalası aynen Altın varak ve gümüş varak patina işleminde de gereklidir. Mutlaka bir dekorasyonda kombin renk bütünlüğü elde etmek istiyorsanız kendinize patina renk skalası yapmanız gerekir.
Ahşaba istediğiniz tabakayı vermek elbette ki mümkündür beyaz gomalak beyaz alkol yani saf alkol üstübeç veya kireç veya toz tebeşir ile tabaka yapabilirsiniz,  Çalışma prensibi aynen normal gomalak yapar gibidir fakat tozla çalıştığımızdan çok sabırlı olmak gerekiyor, beze fazla karışım alıp sürerseniz sonucu vahim olur, devamlı karıştırarak ve ince şekilde sürmek gerekiyor, sürdükçe de ortaya muhteşem bir beyaz veya krem tonunda doku alırsınız, iş bitiminde nerdeyse 1 mm  den fazla bir doku elde edersiniz.
Beyaz gomalak pahalı olabilir yani amatörce denemek isteyenler için, bildiğiniz selülozik vernikle de bu boya yöntemini uygulayabilirsiniz, yapmanız gereken verniği tonuz ince olarak uygulamak yani vernik ve toz öncesinde en iyi şekilde karıştırılmalıdır, daha sonra tinerle inceltilip karışıma devam edilir. Yüzeye sürüldükçe hoş bir boya katmanı oluşur, Fransızların Lake üzerine renkli patine ve varakla finali yaptıkları görülebilmektedir., Daha sonradan İtalyanlar  bu yöntemi uygulamaya başladılar.Bu tabakayı renkli olarak da çalışabilirsiniz misal Osmanlı dönemi camilerinde enderde olsa bu zemin toprak boyaması sık görülür.Yeni mobilyalara klasik İtalyan tarzı renklendirme ile 100 sene ve üzeri gerçek Antika görünümü vermeniz sandığınızdan çok daha kolaydır
100 sene eski bir görüntüyü onlarca farklı formülle elde edebiliriz, eskimiş ahşap yani Sizin beğendiğiniz yıpranmış dokulu ahşap için, bulursanız eski küvetler vardır yada iki bidonu ortadan kestirin  Yalnız  metal olsun ve bir havuz yaptırın, kostik hazırlayın ne bozulur nede deforme olur aylarca işlev görür, hatta fırsatınız varsa mutlaka her hangi bir odun parçası alın, meşe, tercih edin, kostik sıvıya atın bir gün kalsın ertesi gün çıkarın, tel fırça alıp fırçalayın su ile devamlı ıslak tutun, meşe tahta parçası bir anda damarları derin olan, koyu kahvemsi görene Antika dedirtecek bir görünüme bürünür.
Bu fırçalama işlemi sizin istediğiniz eski görüntüsüne gelene kadar devam edin. Farklı ağaçlarda deneyebilirsiniz, meşe tavsiye sebebim çok sert olması ve bu kadar sert ağacın nasıl değiştiğini görmeniz acısından önerdim. Eğer kostiğe bildiğiniz kumaş boyası her hangi bir renk kırmızı mavi, yeşil sarı, atıp bu renkli kostikle çalışırsanız elinize harika renklendirilmiş dokulu bir ağaç çıkacaktır. Sonrasında hiç bir şey yapmaya gerek yok, kurusun mat bir vernik atın, tel sıfır ince zımpara ile  zımparalayın, dokunanı hayran bırakacak dokulu bir mobilya ortaya çıkarırsınız.
Gerçek 18 y.y bir İtalyan mobilyasına baktığınızda canlı renkler karşısında nutkunuz tutulur, dersiniz ki ”yahu Türkiye de senelerdir İtalyan diye ne satıyorlarmış”. Bu mobilyalarda mavi Gök yüzü mavisidir yani klasik İtalyan simgesidir harika canlı bir mavi görürsünüz, kırmızı gül kurusu ve canlı renk olarak kullanılmıştır, sarı ise çok itinalı bakınca sarıdan çok farklı renk tonları ile isim koymanızda zordur tonları portakal, limon ve güneş sarısı hakimdir harika bir renktir. Çok ender kullanılmıştır genelde Dini binalarda tercih edilen renk skalasıdır. Elbette ki Varak ve yine pembe sanılan ama özünde kırmızı gül kurusu tonlarında oldukça canlı bir renk kullanılır. Beyaz ise özellikle ahşaplarda yatak odası takımlarında  en hakim renklerden birisidir  .
Fransızlar ise bu renklere tezat daha tok daha ağır klasik renkler hakimdir, Beyaz aynı şekilde ana renktir Altın aynı şekilde ana süsleme olarak en baskın restorasyon yada tasarım mobilyalarda görülür. Konu uzadıkça uzar, Klasik boyama mobilyalarda mutlaka dönemleri kesinlikle çok net şekilde bilmek şarttır. Yoksa restorasyonu yapamazsınız.
Konuya Oksit boya ile devam edelim, Demir oksit küçük partikül büyüklüğüne sahip, organik veya inorganik yapıda olan kimyasal tozlardır. Demir oksit boya ya renk, örtme, antikorozif ( koruyuculuk ) ve dayanıklılık (korozyona, alkalilere) gibi özellikler verirler. Demir oksitlerin ısıya dayanımı çok yüksektir. Demir oksit U.V. Işınlarına dayanımı sebebi ile Beton sektöründe renklendirme amaçlı kullanılmaktadır. Sentetik Demir Oksitler, Boya, Seramik,  Kauçuk Zemin, Kauçuk Parke, Balata, Taş Boyama Beton Renklendirme, Kağıt sanayinde de kullanılmaktadır.
Oksit boya doğal bir boya türüdür fakat sentetik tabanlı üretimi de yapılmaktadır, Demir oksit diye de geçer nerdeyse her şeyle uyumludur, Türkiye de 4 farklı rengi mevcuttur sarı yani kirli sarı, siyah, kırmızı, Kahve fakat bu renkler Sizi yanıltabilir çünkü renk farkları hiçte saydığım tonlarla uygun olmayacaktır  Fazla renk detayını bilmeyenler için. aklımıza gelen her şey üzerinde bu boyayı kullanabiliriz, bir kilo alıp bahçe duvarı ev duvarı, duvar resimleri, ahşap boyaması kısaca ucuz olduğundan dolayı boyayı çoğaltıp kullanmanız mümkündür.
Boya çeşitlerinden biriside Anilin boyalarıdır. Anilin, Benzenden türeyen bir amindir
Anilin Boyalar Taş kömürü eterinden elde edilen, fotoğrafçılıkta, basım işlerinde, boya sanayisinde kullanılan organik boya cevheridir. Kauçuk, ecza, boya, patlayıcı Madde
yapımında vedaha birçok endüstride geniş ölçüde kullanılan organik bir madde. Havada kahverengiye dönüşen, yağımsı, renksiz, tadı acı, zehirli, kokusu hoş bir sıvıdır. -6 derecede donar ve 184,4 derecede kaynar. Anilin 1826’da Otto Unverdorben tarafından İndigo denilen kimyevi maddenin bozunma ürünleri arasında keşfedildi. 1856 yılında William H. Perkin ham anilinin kromik asitle reaksiyonundan kinin elde etmek isterken leylak renginde ilk sentetik boyayı elde etti ve böylece anilin, ilk defa ticari maksatla kullanılmaya başlandı.  Anilin üretiminin yaklaşık % 65’i kauçuk veya lastik üretiminde ( işlemi hızlandırmak, lastiğe uzun bir ömür ve iyi bir kalite vermek için ) kullanılır. Diğer kullanma sahaları ise değişik renklerde boya ( anilin boyalar ), vernik, Mürekkep ve fotoğraf malzemesi yapımıdır.   Anilin, kömürün damıtılması sonucu meydana gelen ürünlerde bulunduğundan, anilini ihtiva eden boyalar, kömür katranı boyaları diye adlandırılır.
Anilin boyalar eriticilerine göre sınıflandırılarak şu türlere ayrılır:
a. Suda eriyen anilin boyalar
b. Alkolde eriyen anilin boyalar
c. Yağda eriyen anilin boyalar
d. Ester, eter, nitrolu eriticilerde eriyen anilin boyalar
Bu dört grup boyanın özellikleri birbirinden farklıdır ve birbirine karıştırılmamalıdır, örneğin, alkolde eriyen anilin boyalarla, suda eriyen anilin boyalar birbirine karıştırılmaz.
Suda eriyen anilin boyaları Piyasada toz ve kristal tanecikler halinde satılır. Su boyası olarak da tanınır. Renk sayısı çok ve boyama gücü yüksektir. Bu boyalar bütün ağaçların boyanmasında kullanılabilir. Asit etkili anilin boyalar suda erir. Baz etkili anilin boyalar ise hem suda hem de alkolde erir. Asit ve baz etkili boyaları birbirine karıştırarak kullanmak doğru değildir. Bu boyalar normal hallerde 1 litre sıcak suda veya alkolde 20 - 25 gram toz boya eritilerek kullanılma durumuna getirilir. Alkolde eriyen anilin boyalara, ispirtolu boyalar da denir.
Alkolde eriyen anilin boyaların çoğu baz etkilidir. Boya ağacın derinliğine işlemez ve yüzeyde bir katman meydana getirir. Bu boyalar eritilirken sıcak su banyosunda ısıtılmış alkolde eritilmelidir. Boya eritilirken sık sık karıştırmalı ve kullanılmadan önce bir bezle süzülmelidir.
Bu ur anilin boyalar cila yağında, terebentinde, sentetik neftte veya mumda erir. l litrede 20-25 gramdan fazlası erimez.Eritme işlemi sıcak veya ılık bir ortamda yapılmalıdır. Yağda eriyen anilin boyalarla ağacın dokusunu örtmeden hem renklendirmek, hem de yağlamak mümkündür.
Ester, eter ve nitrolu sıvılar doğal ve yapay reçineleri, nitroselülozu eriten gereçlerdir. Selülozik vernikler ve suni reçine vernikleri, bu boyalarla renklendirilebilir. Işığa karşı alkalli boyalardan daha dayanıklıdır. Mobilya üretiminde daha çok suda eriyen anilin boyalar kullanılır. Bazı hallerde ağacı boyamak için pamuklu kumaş boyalarından da yararlanılır.
Kısacası anilin boya ise her yerde satılan özü bitkisel fakat üretim olarak kimyasal bir tozdur, aynı şekilde her yerde kullanılabilir, alkol veya benzinle ideal çözülmesi daha iyi olur.Toprak boyalar satılan firmaya göre değişebiliyor, doğal toprak boyalar hem yumuşak hem de daha naiftir yani parmağınızı dokunduğunuzda un hissi alırsınız, toprak boya diye satılan çimento özlü boyalarda genelde su veya kaynatılarak kullanılır. Ahşap üzerine konuştuğumuz için saf alkol ve gomalak ile de bu boyaları karıştırıp rahatlıkla kullanabiliriz, yine maliyet olarak fazlası ile ucuzdur.
Su boyası aslında bu konu biraz farklı gidebilir, sebebi Su boyası diğer tabiri ile akrilik boya diye de bilinir, bu boyaların yapımında Arap zamkı denilen doğal reçine ve farklı kimyasallar eklenerek yapılabilir.Su boyası ve Kumaş boyası genelde aynı işlerde kullanılır.Su boyasının diğer tarifi ise bildiğimiz kök boyalarıdır. Tamamı bitkilerden elde edilir, Nar, ceviz, Asma yaprağı bu tür onlarca bitkiden farklı renkler elde etmek mümkündür. Piyasalarda rahatlıkla bulunabilir, yani Sizlerin evlerde boya üretmesi hem zor hem zahmetli hem de oldukça sıkıcı bir süreç kısaca zaman kaybına yol açar.
Kumaş boyalarına gelince
Doğal boyalar, kına, safran, çivit, kırmız böceği gibi hayvan ve bitkilerden elde edilen boyalardır. Madensel boyalar, kurşun, çinko, antimon, kadmiyum, krom, kobalt, titan ve boryum bileşikleridir. Sentetik boyalarsa, kimyasal maddelerin bileşimiyle elde edilen boyalardır. Şu an kumaş boyamada hobi ve süsleme amaçlı kullanılan sentetik boyaların üretimi 1980’li yılların sonlarında başlamıştır. Renk bakımından oldukça zengin olan bu boyalar bugün hem çok kaliteli, hem de kullanımı kolay şekilde üretilmektedir. Sizden gelen  soru şu: Ahşap boyamalarında kumaş boyalarından faydalanabilir miyiz. Evet Faydalabilriz..
Kumaş boyalarının  Türkiye de bir çok rengi var, İthal kumaş boyaları ise renk olarak çok daha güçlü ve keskin, kimyasal toz boyalardır ve sağlık içinde yutulması içilmesi halinde zararlıdır. Bu boyaları yine belirtmem gerekir, Gomalak saf alkol içine karıştırabiliriz  veya su ve kumaş boyalarını kaynatarak renkler elde edip ham ahşaplarda kullanabiliriz.
Kumaş boyalarını kategorilere ayırmak gerekir, İtalya da sentetik bazlı boylar renk pigmentleri açısından çok yoğun ve keskindir, şuan Türkiye de satılan Kumaş boyları ile kıyas edilemez, Bizim kullandığımız bu tür boyalarda ahşap öyle çılgın bir renk alır ki görenler hiç bir şekilde bunu anlayamazlardı daha doğrusu yapmaya çalışanlar olur ama bizim kullandığımız renkler ile en ufak alakası bile olmazdı, silik ve donuk renkten ibaret kalırlardı.
Bu boyalar ağaca işler yani ağaç emer bunun önlemini almak imkansız, zaten yapılan tasarımlarda ağacın emmesi içindir yüzeyse boya kalitesiz bir görünüm verir. Örneklersem yeşil düşünün bir çiçek yaprağı ve bu tonda masa yapıyorsunuz ama ağacın en ufak kılcal damarları dahi tüm ihtişamı ile görülüyor. Bu tür bir cila zaten başlı başına bir farktır,
Kimyasal detaylara girmeyelim  çünkü ilk defa yapacak uygulayacak olanlar için zararlı olma riski fazladır. en zararsız ve kolay uygulama hallerini uygulayalım. Tabii ki bu boyaları farklı asitler ile uygulanabilir dediğim gibi meraklıları için riskli işlemlerdir. Her türlü çalışmayı acık havada yapmak en iyi usuldür. Kesinlikle kimyasal bileşenleri koklamayalım. Aksi takdirde ciddi rahatsızlanmanıza sebep olabilir. Hayati tehlikeye de maruz kalabilirsiniz. Gerekli donanımları gözlük maske kullanmadan asla çalışma yapmayın.
Ahşaplarda boya kullanımı işin temelinde İnsanlık gelişimi ile başlar demek gerekiyor, on binlerce yıllık mezarlarda renklendirilmiş eski ev direkleri ahşap duvarlarda resimleri görürüz,  Avrupa da profesyonel olarak kullanımı ise aynı şekilde Roma dönemi öncesine kadar gider, profesyonel boyama işlerini genelde Antika tarihi eser kalıntılarında çok net şekilde görebilmek mümkün Mısırlıların kullandıkları renkli ahşaplar mobilyalar tahtlar, veya Roma Bizans dönemi kullanılan mobilyalar freskler ikonlar, örnekleri tek tek yazmak olanaksız binlerce sayfa arşiv olur.Hatta ilkel çağlarda dahi İnsanlar nerdeyse önüne gelen her şeyi boyamıştır, mağaza resimlerini bakarsanız harika resimler görürsünüz.
Mobilyalarda profesyonel olarak kullanımı ise, Kiliselerle başlamıştır. Kiliseler aslında Dini evler olarak algılanıyor bu son derece yanlış, Bir dönem 14 y.y da başlayan ciddi bir deformasyona uğramıştır. Din bir anda İntikam alan vahşi Barbarların yönettiği kurumlar haline gelmiştir ve bu dönemde sonrada Kilise tarihi ciddi ve kanlı bir leke almıştır. Yine bu dönemde muhteşem Ahşap sanatını görmek mümkündür, renklendirme daha da gerilere gider bugüne kadar ulaşan eser sayısı oldukça azdır.  Kiliselerde bugünün üniversiteleri derecesinde eğitim veren yapılardı, Bilim adamları kimyacıları görebiliriz, hatta renk üretimlerinde kiliselerde çalışan ustaların etkisi ve halen Kiliseler tarafından saklanan özel renklendirme formülleri gün ışığına çıkartılmıyor, oldukça üst derecede kimya bilgisi ile üretilen İsa’nın kanı gibi sırların temelinde bu renkli pigment ve sıvıların sırları yatar,  Toz halindeki boya pigmenti bir anda kıpkırmızı kan görünümü alır.  Oysaki temelinde bu boya formülleri yatar.
İtalya bu konuda gerçekten ünlüdür, renk üretiminde sırların boya pigmentlerinin üretimi bugün dahi tartışmasız lider Ülkeler arasında, Hindistan ise renkler açısından en ideal en çılgın en doğal hazineleri barındırır. Boyaların nerdeyse tamamı bitki özleridir ve baharat Dünyasının muhteşem toz formüllerinin de ana kaynağıdır. Hindistan da renkler başlı başına sembol kabul edildiğinden eğer fırsatınız olursa mutlaka Hindistan toz doğal boyları denemek amaçlı getirtin.
Bahsettiğiniz Arap sabunu formülü aslında hatalı bir tanımdır bir yere kadar doğrudur. Sebebi özü yağdır parlaklık verir yine kostik desteklidir, buda her alana yapışmasını sağlar, su ile kullanımı ise çok hatalıdır özellikle cilalı objeleri anında bozar anında dediğim uygulama sık sık tekrar edilirse alt cilada oldukça çirkin beyaz veya sarımsı izler ortaya çıkar. Sirke asittir ve yine kullanımı mobilyada yanlıştır, Arap sabunu başlı başına bir formül olarak konuşabiliriz, doğal üzüm suyu ile çok hafif kaynatılırsa zaten cilaya yakın bir kimyasal ortaya çıkar.
Temeline bakarsak bu formülü Size verdiğim ana formüllerle ne kadar yakın olduğunu görürsünüz YAĞ+ALKOL ikilisini elde edersiniz.
Resim sanatlarında saf toprak boya kullanılmazdı sebebi saf toprak boya zamanla bozulur nemden etkilenir. Oksit kırmızıdan elde edilen renk pigmentleri ile farklı yağlı boya tabir edilen macunlarla ile yapılırdı, Kırmızı sorabilirsiniz neden sarı siyah değil, kırmızı oksit boya inanılmazın ötesinde güçlü ısıya karşı ise inanılmaz güçlüdür.
Ahşapların ana bel kemiği tutkaldır. Şimdi tutkal ile ilgili bilgilerimizi kontrol edelim:
AHŞAPLARDA KULLANILAN TUTKAL HAKKINDA:
Tutkal Ağaç,mobilya,tekstil,kağıt ambalaj ve dekorasyon işlerinde çeşitli gereçlerin birbirine yapıştırılmasında kullanılan maddeye Tutkal, yapıştırma işlemine Tutkallama denir.Merdane,sprey,rulo ile sıcak ve soğuk uygulanabilir.
TUTKAL ÇEŞİTLERİ

Glüten tutkalı 
Resorsin tutkalı
Kazein tutkalı
Kontak tutkalı
Plastik (PVA) tutkal
Masifleme tutkalı
Kaurit tutkal
Epoksit Reçine tutkalı
Melamin tutkalı
Tavşan Tutkalı
Balık Tutkalı

Tutkal konusuna  gelince;
KONTAKT TUTKALI :Kontak tutkalı suni kauçuk uygun sıvılarda eritilerek elde edilir. Kauçuklu yapıştırıcı adı da verilen kontak tutkalı, bally, derby, pattex gibi çeşitli isimlerle satılmaktadır.
Kontak tutkalı, formika, plastik ve metal levhaların ağaca bağlanmasında, mobilya döşemeciliğinde, çeşitli mobilyaların kenarlarına bant ve kaplama yapıştırma, montaj ve onarım işlerinde, küçük çaplı kaplamaların yapıştırılması vb. işlemlerde kullanılır. Sertleştirici karıştırılarak kullanılan özel türleri vardır. Piyasada, küçük kutu ve tüplerde, 1/2-1-5 kg. lık teneke kutular içerisinde satılır. Kullanmaya hazır halde satılan kontak tutkalının ağzı kapalı tutulmalıdır. Tutkal kutusu üzerinde açıklanan kullanma önerisine uygun olarak hareket edilmelidir.

EPOKSİ REÇİNE TUTKALI :Ağaç, duroplastik, cam, seramik, demir, çelik, alüminyum ve alaşım metalleri yapıştırmak için kullanılır. Hazır halde satılan epoksit reçine tutkalı iki elemanlıdır. Elemanları toz veya sıvı halde satılır. Elemanları birbirine karıştırma, hazırlama, sürme, açık zamanı, sıkma ve kuruma süresi gibi hususlarda üretici fabrikanın önerisine göre hareket edilmelidir.
Ağacı metale veya metali metale yapıştırırken, tutkal sürülecek yüzeyler tozsuz, yağ- siz ve temiz olmalıdır. Epoksit reçine tutkalının kuruması, sertleşmesi ve yapıştırma gücünü elde etmesi elemanlarının kimyasal tepkimesi sonucunda gerçekleşir. Tepkime sırasında tutkaldan bir madde ayrılmaz, buharlaşma olmaz.

REZORSİN - FORMALDEHİT REÇİNE TUTKALI :
Rezorsin-formaldehit reçinesinden yararlanarak elde edilen bir suni reçine tutkalıdır. Suya ve neme dayanıklıdır. Kontrplak üretiminde, kayık, gemi yapımında, köprü ve yapı işlerinde, kapı, pencere elemanları yapıştırma işlemlerinde ve suya dayanıklı kontrplak imalinde kullanılır.
Bu tutkalın da montaj işlerinde ve kaplama yapıştırmada kullanılabilecek türleri vardır. Montaj işlerinde kullanılan türü, genellikle sıvı halde satılır. Kullanılacağı zaman ağırlıkça %5 oranında sertleştirici katılarak hazırlanır. Hazırlanan tutkal 10-15 dakika dinlendirildikten sonra tekrar iyice karıştırılarak kullanılır. Sertleştirici ile karıştırılan tutkal önerilen süre içerisinde tüketilmelidir. Belirtilen sürenin sonunda tutkal koyulaşmaya başlar. Koyulaşan tutkal sıvısı artık işe yaramaz.

MELAMİN FORMALDEHİT REÇİNE TUTKALI :
Melamin formaldehit reçinesinden veya melamin formaldehit ile üre reçinesi karışımından yararlanarak elde edilir. Toz halinde satılır. Karışık olarak üretilen tutkala sertleştirici ve koyulaştırıcı katılabilir.
Kullanmak üzere hazırlanan tutkal 24 saat bozulmaz. Bu süre içinde kullanılabilir. Montaj için üretilen türü 20 C° de kullanılır. Kuruma süresi 1 saattir. Kaplama yapıştırmak için üretilen melamin-formaldehit tutkalı ile çalışırken pres sıcaklığı 95C° ye pres süresi de 6 dakikaya ayarlanmalıdır.

ÜRE FORMALDEHİT TUTKALI :
Üre-formaldehit suni reçinesinden elde edilen bir tutkaldır. Bir fabrika ürettiği bu tutkala kaurit adı vermiştir. Bu nedenle piyasada “Kaurit tutkalı” olarak da anılır. Tutkalın üretiminde kullanılan üre ve formaldehitin karışım oranları ile kimyasal birleştirme ortamları değiştirilmek suretiyle farklı özelliklerde tutkallar elde edilir.
Üre-formaldehit tutkalının, kuruması, sertleşmesi ve yapıştırma gücünü kazanması kimyasal tepkime ile olur. Kimyasal tepkime tutkala katılan sertleştirici maddesi veya sıcaklık ile başlatabilir. Tepkime sonucunda tamamen sertleşen tutkal filimi, eritici sıvılarda erimez, sıcakta yumuşamaz, sudan ve nemden bozulmaz.
Sıvı ve toz halde üretilen üre-formaldehit tutkalının montaj işlerinde ve kaplama yapıştırmada kullanılır.

PLASTİK TUTKAL :
Piyasada, formika tutkalı, beyaz tutkal, plastik tutkal gibi değişik isimlerle anılır. Teknik adı “polivinilasetat tutkalı”dır. Polivinilasetat bir tür suni reçinedir, su, kömür, kireç ve sirke asidinden kimyasal yollarla elde edilir. Kimyasal yönlendirmelerle farklı özelliklerde polivinilasetat tutkalı elde edilir. Bu tutkallar, polivinilasetat disperisiyonu olup, asit karakterlidir.
Yapışma olayı, dispersiyon taneciklerinin birbirleriyle birleşebilme kabiliyetine bağlıdır. Taneciklere birleşebilme özelliği kazandırmak için bazı yumuşatıcı, serleştirici katkı gereçlerinden yararlanılır.
Bu tutkallar, termoplastik özelliktedir. Yani kurumuş tutkal filimi sıcakta yumuşar ve yapışma zayıflar. Soğuyunca tekrar sertleşir. Tutkal yüzeye sürüldükten sonra biraz fazla bekletilirse kendi kendine kurur ve yapışır.

KAZEİN TUTKALI :
Süt ve peynirde bulunan albümin maddesinden yararlanarak üretilir. Beyaz ile krem sarısı renkte toz halindedir. Kiloluk 5 ve 18kg’lık teneke kutularda kg. birim fiyatı ile satılır. Kendine has keskin bir kokusu vardır. Ağaç yüzeyinde leke bırakır. Nemli ortama dayanıklıdır. Daha çok dış kapı, pencere yapımında, yağlı boyalı mobilya işlerinde, körağaç astar kaplama yapıştırma, kontrplak sanayinde ve geniş yüzeylerin tutkallanmasında kullanılır. Glüten tutkala göre açık zamanı daha geniştir. Bayatlamış tutkalın yapıştırma gücü büyük ölçüde azalır. Keskin kokusu kaybolur.
GLUTEN TUTKALI (Boncuk Tutkalı):
Piyasada boncuk tutkalı olarak anılır. Hayvanların deri, kemik ve kıkırdaklarından elde edilir. Sarı ve koyu kahverenginde, şeffaftır. Deri tutkalı, kemik tutkalı ve deri kemik karışımı, karışık tutkal olmak üzere çeşitleri vardır. En çok üretilen ve kullanılan tutkal, karışık tutkal çeşididir. En iyi karışık tutkal, %30 deri ve %70 kemik karışımı şeklinde üretilendir. Mobilya dekorasyon işlerinde her türlü birleştirmelerde, astar ve yüz kaplama yapıştırma işlemlerinde kullanılır. Neme karşı dayanıksızdır. Dış kapı ve pencere yapımında kullanılması doğru olmaz. Sürülen ağaç yüzeyinde renklendirme ve leke yapmaz.
Tavşan Tutkalı:
Tavşan deri ve kemiklerinden üretilen, özellikle esnek gereçlerin yapıştırılmasında kullanılan tutkaldır. Tavşan-sığır vb. hayvanların kemik ve atıklarının karışımından yapılan bir malzemedir. Bununla birlikte beyaz tutkal da kullanılır Tavşan tutkalı denilen bu tutkala  hayvansal bir yağ demek daha doğrusu, güçlü denecek tutucu özelliği vardır, Mercür firmasının paketler halinde ürettiği bilinmektedir.bu Türkiye de biraz yanlış biliniyor özellikle, Müzik aletleri tamiri ile uğraşanlara tavsiyem ilk tercih etmeleri gereken restorasyon yapıştırıcı olarak tercih edilecek bir tutkaldır. Orijinal müzik aletleri tamiri ile uğraşıp bu formülü bilmeyenlere tavsiyemdir. Çatlatma kimyasal birleşimlerde bu tutkal temellidir.
Balık Tutkalı:
Balık tutkalı genelde  okçulukta yay yapımında kullanılır. Bu tutkal hem esneme hem de emilme özelliğine sahiptir. Hammaddesi bazı balıkların hava keseleri ve mersin balığının damağıdır. Restorasyon işlerinde kullanılmaktadır. Balık tutkalı ise tercih alanı kısıtlıdır güçsüz bir tutucu özelliği vardır, yinede yüzeysel baskı gerektirmeyen güç gerektirmeyen kağıt vs gibi projelerde tercih edilebilir.
Hayvanlardan elde edilen özellikle farklı hayvan kemiklerinden yapılan yapıştırıcılar veya jeller boyalarda tercih edilebilir, Uzak doğuda ilk mürekkep amaçlı olarak halen bu özel kemik sıvıları kullanılır. Bunlar arasına Arap zamkı gibi tabiri edilen doğal reçinelerde eklenebilir. Elbette ki bu kadar geniş ve sonsuz bir ürün yelpazesinde önemli olan işe yarayacak formülleri kullanmak gerekir. Yapılacak her restorasyon için en uygun ham çözeltinin bilinmesi şarttır. Bunları tek olarak ele aldığımızda maalesef pekte başarılı sonuçlar elde edemeyiz, dediğim gibi Kimya bilgisi şarttır veya tecrübe mutlaka şarttır.
Mobilya tarihini ve mobilyaları ve kullanılan ağacı bilmeyen adama usta demezler. Dünyanın hiç bir ülkesinde de usta demezler tek isimleri vardır tamircidir.  Bu kişiler tamirci olarak bilinirler. Ustalar ise farklı kişilikler olarak bilinir her zaman dediğim gibi bu usta unvanı alanlara restorasyon yaptırmak için randevu almak gerekir 1 sene üzerinden bekleyenler vardır, ücretleri ise saat başı ve inanılmaz pahalıdır. Fakat yaptıkları işlerde verilen paraya da beklemeye değiyor sebebi bu ustaların elinden gecen objeler sertifikalı oluyor yani Dünyanın her yerinde Müzayedelere girme hakkı elde ederler. Bir nevi imzalı ürünlere dönüşürler.

IŞIL TUANA     -        M.KEMAL BEKTAŞ
Melike varakçılık

 

* Bizi Takip Edin

Son Mesajlar

Ynt: KKTC Lefkoşa Selimiye Camii (Aya Sofya Katedrali) Gönderen: karacanenes
[25 Mart 2024, 12:09:22]


Teknik Personel Gönderen: TAŞYAPI
[24 Mart 2024, 16:13:27]


ÖN MUHASABE VE MİMAR PERSONEL ALIMI Gönderen: osman.blnk
[24 Mart 2024, 10:19:47]


Restorasyon alanında iş arıyorum Gönderen: Sudenur uysal
[22 Mart 2024, 19:19:58]


RESTORASYON ALANINDA DENEYİMLİ İNŞAAT TEKNİKERİ Gönderen: cabiyotlu
[22 Mart 2024, 11:02:48]


Ynt: NAKKAŞ/KALEMİŞİ/RESTARASYON EKİBİ Gönderen: nAKkaŞBey38
[22 Mart 2024, 01:59:53]

SimplePortal 2.3.7 © 2008-2024, SimplePortal