Restoratör atamalarında, adı geçen lisans programının çabaları önemli rol oynamıştır. bu çaba öğrencilerinden bölüm hocalarına kadar herkesin ortak çabasıdır diyebiliriz. Önlisans programlarının eksik yanı bu olabilir, ne hocası ne öğrencisi birlikte hareket edemediğinden önlisans mezunu restorasyon teknikeri arkadaşlarımızın atama için bir süre daha beklemesi gerekecektir. Ayrıca açılan kadrolar belirli kurumların ki bunlar müzeler oluyor, ihtiyaçlarını bildirmeleri ile belirlenmiştir. Bu kurumların da "teknik elemandan" ziyade "uzmana" ihtiyacı vardır. bu durumdan dolayı lisans mezunu restoratör ve konservatör arkadaşlara kadro açılmıştır. MYO'lar daki restorasyon eğitimi uzmanlık için yeterli düzeye geldiğinde kadro imkanı olabilir. Ama bu çok da mümkün görünmüyor. Son 5-6 yıl içerisinde gerçekleşen yeni üniversite ve yeni bölüm patlamaları eğitimin kalitesi gibi bir derdin olmadığının bariz göstergesidir. Sorunun temeli çok derinlere gidiyor.
Bir de yanlış bilgiyi düzeltelim, Restorasyon teknikeri bir arkadaşımızın DGS ile mimarlığa geçmesi ve mezun olması durumunda ünvanı "restoratör mimar " olmaz. Restoratör ünvanı mimarlara yüksek lisans eğitimi sonrasında verilen bi ünvandır. Mimarlık okuyan arkadaşlarımız " restorasyon teknikeri" ve "mimar" olmak üzere iki diploma sahibi arkadaşlardır.
Ayrıca bilgi 1: KPSS yi ihmal etmeyin, bazı iş başvurularında da bu şart konulabiliyor.
Ayrıca bilgi 2: Bazı Kurumlar tekniker ihtiyaçlarını atama zamanlarında değil de sonradan ve çok da duyurmadan yapabiliyor. Takip edin.
Çabalayanlara bol şans.