Gidip misafir olduğunuzda kendisinin gerçekten el değmemiş bir Osmanlı kenti olduğunu göreceksiniz.. Bunu yaşamak bir ayrıcalıktır. Diyar-i Akşemseddin ile ilgili bireysel değerlendirmelerimi paylaşmak isterim...
Göynük M.Ö ve M.S’ında yakın çevresinde bir çok medeniyetin yaşayış tarzına ve yapılaşmasına ev sahipliği yapmıştır.
Bölgesel anlamda yapılaşma ve o topraklar üzerinde tarihi değer niteliği taşıyan ürünlerin ortaya çıkması Bizans ve diğer beyliklerin ardından Osmanlı egemenliğine girdiğinde görülmektedir.
Göynük bütün kültürel değerlerini pek fazla dışa yansıtamamış bir çok geleneğini ve göreneğini kendi içinde yaşamıştır. Safranbolu evleri ile Göynük evlerinin benzerliğini göz önünde bulundurursak;
Safranbolu ölçeğinde olduğu gibi koruma ve korunan öğeleri sergileme hususundaki pasif tutumu gösterilebilir.
Yine Safranbolu’yla örneklendiğinde yapısal, kültürel, kısmen de coğrafi bakımdan benzerlikleri olması rağmen
Safranbolu’nun şuan yaşmakta olduğu yapısal manada bir turizm kapasitesine sahip değildir.
Doğal güzellikleri , bozulmamış olan ve hala aktif olarak kullanılan geleneksel evleriyle Göynük’ü daha parlak günlerin beklediği şüphesiz… Fakat yinede restorasyon hususunda yapının özüne daha fazla sadık kalınması kent adına güzel olacaktır.
Dizi çekimleri için oluşturulmuş yel değirmenleri bir an önce göynüğün bağrına basılmalı ve restore edilmeli.
Farklı bakış açısıyla Göynük’ün şuan mevcut bulunan dokusunun bozulması coğrafi alanın
elverişsizliği sebebiyle pek mümkün görülmemektedir. Yani bölge dar ve yapılaşma kapasitesini hemen hemen doldurmuş durumdadır.
Bu avantajla bölgenin aktif tutulması, daha yaşanılası ve tanıtılması için yapılacak olan çalışmalarla
fazlaca ilgi görmesi ve tanınması muhtemeldir. Konu ile ilgili çalışanlar göynük ün gelişmesi adına candan ve fedakar bir tutum içerisindeler. Buna güvenle ; Göynük deyince ilk akla gelen Antalya da ki tatil beldesi tutumundan yavaş yavaş kurtulunacaktır
ve Akşemseddin Diyar-ı Göynük yüreklere yerleşecektir..
Bir de unutmadan söyleyeyim..
(M.Ö. 1200-620) Anadolu’da büyük bir devlet kuran Friglerin Bolu’da da yerleştiğinin en önemli kanıtı
olan Göynük Soğukçam köyünde bulunan kaya abidesi, aynı zamanda bilinen en uzun
Frig kitabesi olma özelliğini de taşımaktadır. Abide üzerinde üstte, kutsal günlerde
Kybele heykelciğinin konulduğu üçgen bir niş ve altında da 9 satır kitabe bulunmaktadır.